tarihinde yayınlandı Yorum yapın

BABANIN GÖREVİ 21

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

BABANIN GÖREVİ 21
Ertesi gün gözlerimi açtığımda artık çok farklı bir Dünya’ya uyanmıştım sanki. Dün gece olanlara inanamıyordum. Her an beni şaşırtmayı başarıyordu. İnanılmazdı, iç dünyası o kadar geniş, o kadar yaratıcıydı ki bunu tarif edebilecek bir kavram, bir sözcük bilmiyordum.
Yanımda uyuyordu, çok da güzel gözüküyordu. Tam bir sanat eseri gibi. Ben yaratmıştım onu, ben yapmıştım. O benimdi… Ve bunu şimdi sonuna kadar hissediyordu. Bana da hissettiriyordu, biz birbirimize aittik. Başka bir kadınla olmasına asla gönlüm razı gelmezdi. Esk**en de kız arkadaşlarını kıskanıyordum ama nedenini tam olarak anlayamıyordum. Şimdi, tam olarak biliyordum. Kalbimin derinliklerinde hissediyordum. Çok farklı, çok güzel hissettirmeyi bana her an başarıyordu. Bunu da çok güzel bir şekilde yapıyordu. Sadece cinsel yönden de değil, çocukken de o bana arkadaş, yoldaş olmuştu. Şimdi ise, herşeyim olmuştu. Büyüdükçe, yapabilecekleri de büyüyordu. Artık bir çocuk değil, yetişkindi. Ona göre davranıyordu. Çok enteresan bir duyguydu gerçekten de. Bir insanı büyütmek, onun her anını görmek. İlk adımını, ilk sözcüklerini… Daha sonrasında hayata atılmasını izlemek…
Ve sonra yabancı bir kadına onu teslim etmek… Ne kadar da aci, ne kadar da canice! Bunu kabul edemezdim, etmiyordum da. Ona aittim, o da bana aitti. Bu, çok derinlerde olan ve yaşanan bir histi. Her anlamda paha biçilemezdi üstelik.
Dudaklarına bir öpücük kondurup yavaşça yataktan kalktım. Elimi yüzümü yıkamaya gittim. Tamamen çıplaktım. Asılı olan beyaz bornozumu üzerime geçirip kuşağını bağladım. Dişlerimi firçalarken suyun altında elimi gezdirdim. Soğuk suyu parmaklarımda hissetmek iyi geliyordu. Yüzümü daha kurulamamıştım bile. Islaktım, vücudumun soğuması iyi oluyordu.
Dün gece, nasıl inlediğimi hatırladıkça yeniden bacaklarımın arasında bir islaklık hissetmeye başladım. Çok düşünmemeliydim bunları, Barkin zaten rahat durmuyordu. Bir de ben yapmamalıydım.
Durmadan içime boşalıyordu, hamile kalacağıma artık emindim. Sadece tarihi konusunu bilemiyordum. En kısa zamanda bu haberi alacağımı hissediyordum. O anda karnımı ovaladım, orada bir bebek daha olacaktı. Bir çocuğum daha… Hem de Barkın’dan… Oğlumdan… O kadar güzel bir şeydi ki bu… Rüya gibi, masal gibi.
Aşağı indim. Telefonum tezgahın üzerindeydi. Bildirim ışığı yanıyordu. Ekranı açmak için parmak izimi gösterdim ve telefon hemen açıldı. Ekrandaki mesajları ve bildirimleri okumaya başladım. 4 tane cevapsız arama gözüküyordu. Bayağı bir insan da yazmıştı. 26 tane da elektronik posta gelmişti. Bir sürü işle alakalı dökümanlardı kesinlikle. Ama zerre umurumda değildi, çok güzel bir gece geçirmiştim ve yüzüme resmen renk gelmişti.
Hemen cevapsız aramalara geri dönmeye başladım. Bir iş arkadaşım aramıştı, iş takviminde değişiklik olmuştu. Onunla ilgili konuştuk. Konuşurken bile ne kadar neşeli olduğumu fark ediyordu arkadaşım. Herkesin bir şekilde bana söylediği bir şeydi son zamanlarda iyi göründüğümü, daha neşeli olduğumu anlatıyorlardı.
Ben bile görüntümün değiştiğini fark ediyordum.
Yanaklarımın daha kırmızı olduğunu, gözlerimin daha da parladığını her gün anlıyordum. Barkin bana çok iyi geliyordu, yıllar boyu yaşayamadığım şeyleri yaşıyordum. Unuttuğum, sanki hiç yaşamadığımı düşündüğüm şeyleri yaşıyordum. Bazı kısımlarını gerçekten hiç yaşamamıştım. Barkın gerçekten bana çok farklı bir dünyanın kapılarını açmıştı. Genetiğimizin yarısı ayniydi, beni benden iyi tanıdığı anlar aslında hiç de şaşırtıcı değildi.
Melisa da beni aramıştı. Daha önce onunla bir kere çalışmıştık.
Onu aradım, telefon iki kere çaldıktan sonra açıldı.
“Alo.”
“Alo, Melisa. Kusura bakma canım ya, aramışsın şimdi dönebildim.”
“Sorun değil canım ya, arayayım dedim kaç zaman oldu görüşemedik biliyorsun.” dedi, sesi güzel geliyordu.
“Evet ya, biliyorsun işte hamilelik dönemi biraz karmaşık oluyor.”
“Aaaa!” diye çığlık attı bir anda. “Canım ya! Hamile misin! Bilmiyordum!” dedi heyecanlı bir şekilde.
“Evet, sana söyledim sanıyordum.” dedim, şaşırmıştım. Gerçekten o kadar zamandır görüşmüyorduk demek ki.
Yoksa haberi olurdu, çoğu yakın çevremin haberi vardı çünkü. Bilmemeleri çok zordu çünkü eşim bir şekilde haber veriyordu. Bu olayı, bir kutlama edasıyla tüm çevremizle paylaşmıştı.
“Hayır yahu söylesen kesin tebrik etmeye gelirdim!” dedi heyecanla, sesi bir anda yükselmiş, heyecanı artmıştı.
“Yine gel tabi ki her zaman beklerim.” dedim, dudaklarım hareket ederken aynı zamanda gülümsüyordum.
“Gelirim tabi ki, Barkın ne yaptı? Çok sevinmiştir.” dedi.
İçimden güldüm, gerçekten de çok sevinmişti. Özellikle, kardeşini kendi yapacağı gün heyecanı doruklara çıkmıştı. Şu anda ise çok daha mutluydu. Dün, ne kadar yaratıcı olabileceğini de görmüştüm. Yıllarca içinde biriktirdiği hisleri bir anda patlamıştı. Çok özel bir deneyimdi, ikimiz için de.
“Sevindi tabi ki, o da çok mutlu.” dedim gülümseyerek.
“Mutlu olmaz mi ya, kim kardeşi olacağı için mutsuz olur ki… Ne güzel, çok güzel haberler alıyorum bugün.” dedi.
“Aaa! Ne süper! Başka ne güzel haber aldın?” diye sordum.
“Saliha’yı hatırlıyor musun? Geçen sene inşaat firmasının tasarım işini yapmıştı. Ofiste tanışmıştınız hatta.”
Hatırlıyordum, Saliha sakin bir kadındı. Tasarım işini yapması için çağırmışlardı, çok mütevazi bir kişiliği vardı. Çok takdir etmiştim. O gün onunla çok kısıtlı bir zamanda sohbet etme şansım olmuştu, iki tane çocuğu vardı. Kocası vefat etmişti.Hayata dört elle sarılan bir insandı. Herşeyi çocukları için yaptığından bahsetmişti, zaten kendi tasarım ofisini de kocası vefat ettikten sonra çocuklarının eğitimini devam ettirecek parayı kazanmak için kurmuştu. Bu girişimci ruhunu ve çocuklarına olan bağlılığını çok takdir etmiştim.
“Evet hatırlıyorum tabi ki.” dedim.
“Onun büyük kızı bu sene mezun oluyor, onun törenine gideceğim on beş gün sonra. İstersen de gel?” dedi.
“Tabi ki olur gelirim.” dedim.
O sırada vücudumda bir irkilme hissettim. Arkamdan, Barkın gelip sarılmıştı. Dudaklarını ensemde hissettiğimde, dudaklarımda ister istemez bir gülümseme belirmişti. Nefes alışım o anda değişmişti. Telefonda bunu belli etmemem gerekiyordu.
“Çok iyi olur. Ben haber veririm ona, çok sevinecektir. O günden sonra senden bahsetti, aileni ne kadar sevdiğini o da anlamış.” dedi kıkırdayarak
“Evet tabi ki… Oh… Seviyorum…” dedim.
“Ne oldu canım? Tekme mi atti ufaklık?”
“Evet… Tekme attı.” dedim. O sırada Barkın beni tezgahın üzerine doğru bastırmış, eğilmemi sağlamıştı. Ellerinin bornozumu kaldırdığını hissediyordum. Telefonla konuşurken bunu yapacak olması şaşırtıcı değildi ama bunu hiç beklemiyordum. Ayrıca anlaşılırsa rezil olurdum çünkü herkes kocamın görevde olduğunu biliyordu.
“Çok tatlı ya…” dedi, neşeli bir şekilde.
“Evet. Ah…” dedim, sessiz olmaya çalışıyordum. Bornozumu kaldırdığında kalçalarım tam da gözünün önündeydi. Beni tezgaha domaltmış, telefonda konuşurken içime girmek istiyordu. Bu çocuk gerçekten de çıldırmıştı! Ama bu huyuna bayılıyordum.
Bu şekilde daha çok zevk aldığımı hissettim.
“Yine mi tekme attı?” dedi gülerek.
“Evet, rahat durmuyor…” dedim kıkırdayarak. O sırada başımı çevirip Barkın’a baktım. Tamamen çıplak bir şekilde gelmişti. Gerçekten de rahat durmuyordu ve durmaya da niyeti yoktu. Erkekliğini, kadınlığıma yasladığında bir anda sulandığımı fark ettim. Çok güzel bir histi gerçekten. Onunla olan her an, çok farklı hissettiriyordu zaten.
İçime sokarsa bağırabilirdim, kendimi hazırlamam gerekiyordu. Onu uyarmak da istemiyordum, onu durdurmak istemiyordum. Yapmalıydı, ben onundum. İstediği an tezgaha domaltabileceği bir annesi vardı, o da bunu biliyordu.
O da benimdi…
Sihir gibiydi, gözlerimle onay verdiğimde artık o da kontrolü kaybetti.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Seks için doğmuşum, seks için yaşıyorum

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Seks için doğmuşum, seks için yaşıyorum

Seks için doğmuşum, seks için yaşıyorum!

Üniversitede ilk sene yurtta kaldıktan sonra, üç kızarkadaş birlikte eve çıkmaya karar vermiştik. Üçümüz de çok sosyal tiplerdik. Eğlenmeyi çok severdik ve yurt hayatı bizim gibi kızlar için hiç uygun değildi. Nitekim eve taşınmamızın üzerinden çok uzun süre geçmeden, tüm kampüsün imrendiği bir grup olup çıkmıştık. Nihan matematik öğretmenliği, Duygu makine mühendisliği, ben de mimarlık okuyordum. Bölümlerimizin birbirinden bu kadar alakasız olması, hatta farklı farklı şehirlerden geliyor olmamız çok iyi anlaşmamıza engel olmuyordu.

Üçümüz de insanların dönüp dünüp tekrar baktığı, orantılı fiziklere sahibiz. Fazla tevazuya gerek yok, güzel olduğumuz da bir gerçek. Nihan, saç boyası teknolojisinin eseri de olsa, nefis bir kızıldır. Duygu da aslında çok tatlı bir kumralken, kendini seksi bir sarışına çevirmeyi başarmış bir afettir. Bense zaman zaman çılgınlıklar yapıp, ara ara maviler, morlar ya da pembeler karıştırsam da, genelde doğal saç rengim koyu kahveden şaşmamayı tercih ederim. Tenim, Akdeniz kızı olmanın getirdiği ölçüde ışıltılı bir Bronzluktadır…

Güzelliğimin farkına varmaya başladığım zamanlardan beri her yerde erkeklerin dikkatini çekiyor olmak hep hoşuma gitmiştir. Bu sebeple cinsellikle tanışmam da daha 16 yaşımda özel matematik dersi aldığım hocamla olmuştu. Kızlığımı bozup beni sekse alıştırdığı o dönemde öyle bir hale gelmiştim ki, soru çözmem için beni seksle motive eder olmuştu. Parmakları amımı okşarken soru çözmemi ister, soruyu yanlış çözdüğüm anda elini amımdan çeker, beni azmış ve orgazm için yalvarır halde bırakıp, bir sonraki soruyu doğru çözene kadar karşımda sikini sıvazlardı. Kendimi ona siktirebilmenin yolunun sınavlarda yüksek puanlar almak olduğunu bildiğimden, tam konsantrasyon dersime çalışır, en yüksek puanları alırdım. Neyseki mükafatlarım harcadığım çabaya değerdi…

Evde kızlarla her şey mükemmel gidiyordu. Üçümüzün de erkek arkadaşları vardı ve onlar da yakın arkadaş olduklarından, hiçbir sıkıntı olmadan yaşıyorduk. Evimizin geniş olması ve herbirimizin bir odası olması nedeniyle, sevgililerimiz de neredeyse bize taşınmış gibiydi. Arada sırada evlerine gider olmuşlardı. O zamanki sevgilim Onur’la seks konusunda hiçbir sorun yaşamıyorduk. Bana tapıyor, beni istediğim gibi tatmin etmek için çırpınıyor, ben orgazm olduktan sonra da inleyerek boşalıyor ve bana aşık olduğunu, asla bırakmayacağını söylüyordu…

Zaman zaman gecenin bir yarısında kızlardan birinin odasından gelen inlemelerle uyanır, kulak kesilir, bu seslerle azar ve Onur daha uykudayken sikini emerek kaldırırdım. Kasıklarındaki ağrıyla uyandığında, üzerine çıkar, o daha uyku sersemiyken kendimi siktirmeye başlardım. Bu Onur’un o kadar hoşuna giderdi ki, çılgına dönerdi. Benim onları duyduğum gibi, onların da bizi duyabileceği ihtimali beni öyle heyecanlandırırdı ki, inlemelerimi iyice arttırır, Onur’u da bağırtana kadar kaptırırdım kendimi sekse. Çoğu zaman ağzına mememi alarak haykırışını bastırmaya çalışıp, o şekilde içime boşalırdı. Sekste sınırlarım olmasa da, hiç yapmadığım ama beni çok tahrik eden bazı şeyler vardı. İzlenmek, ya da izlemek de bunlardan biriydi.

Bir gün okulda bir dersin iptal olmasıyla, sonraki dersi de asıp eve gitmeye karar verdim. Aslında okul çıkışı için sevgilim Onur, Duygu ve Duygu’nun sevgilisiyle planlarımız vardı. Ama Onur’u hocası dersle ilgili bir konuda yardım etmesi için çağırınca, plan iptal olmuştu. Ben de Duygu’yla sevgilisine ayak bağı olmak istememiştim. Niyetim eve gidip, uzanıp, bir film izlemekti. Evde kimse olmayacağını düşünüyordum, çünkü Nihan’ın ertesi gün önemli bir sınavı vardı ve geceyi muhtemelen kütüphanede geçirecekti…

Evin sessizliğine bakılacak olursa haklıydım. Zaman zaman yalnız kalmak hoşuma gittiği için, keyifle odama gidip, üzerimdekileri çıkardım. Evde çırılçıplak gezmek için kızların memleketlerine gitmelerini dört gözle beklerdim. Şuanda da yalnız olduğuma göre, banyoya böyle girmemde bir sakınca yoktu. Film izleme fikrinden vazgeçip, doğruca banyoya gidip, küveti sıcak suyla doldurdum. Yasemin kokulu banyo köpüklerinin içine uzandım. Daha sabah duş aldığımdan vücudum temizdi aslında, ama bu keyif paha biçilemezdi. Sıcak suyun içerisinde saçlarımı ıslatmadan uzanıp, tatlı bir uykuya dalmışım…

Gözlerimi açtığımda aradan yarım saat geçtiğini ve suyun hafiften ılımaya başladığını fark ettim. Üzerimde öyle bir ağırlık vardı ki, kalkıp yatağa gitmeye karar verdim. Sudan çıkıp, banyo kapısının arkasına asılı boy aynasında kendimi gördüğümde, görüntümün ne kadar şehvetli olduğunu ben bile görebiliyordum. Sıcak suyun içerisinde yumuşacık olan ve pembeleşen cildim pırıl pırıl parlıyordu. Sudan çıkıp serin havayla buluşunca meme uçlarım dikleşmişti. Amımsa bebek gibi pürüzsüz pembe ve dolgun dudaklarıyla bacaklarımın arasında saklanıyordu.

Üzerimden sular damlayarak banyodan çıkıp, odama doğru giderken, aniden donakaldım. Nihan’ın odasının kapısı ardına kadar açıktı ve içeride gördüğüm manzara beni yerime mıhlamıştı. Nihan’ın sevgilisi Burak ayakta yüzü kapıya doğru dönük vaziyette dikiliyor, Nihan da önünde diz çökmüş, Burak’ın sikini deli gibi yalayıp emiyordu. Burak’ın elleri Nihan’ın saçında, kafasını geriye atmış, gözleri kapalı zevkin tadını çıkartıyordu…

Manzara öylesine erotikti ki, amım anında sulanıp sızlamaya başlamıştı. Burak sanki orada olduğumu hissetmiş gibi birden başını indirip gözlerini açmış ve donup kalmıştı. Gözleri açlıkla bedenimde gezinirken, ben bir milim bile kıpırdayamamıştım. Salondan içeriye vuran akşam güneşi üzerimdeki su damlalarının kristal gibi görünmesine neden oluyordu. İstemsizce bir elim artık neredeyse acı veren amıma gitmişti. Kendimi okşarken gözlerim Burak’ın bakışlarındaydı. Amımı okşayan kendi elim değil de onun gözleriydi sanki…

Diğer elimle göğsümü avuçlarken, parmaklarımı içime kaydırdım. Burak’ın ellerinin Nihan’ın saçlarında yumruk oluşunu izlerken, heyecandan kendimden geçtim adeta. Oradan uzaklaşmam gerektiğini biliyordum, ama bir adım bile atacak durumda değildim. Olduğum yerde kendimi parmaklarken, Burak gözleri amımda, inleyerek boşalmaya başladı. Bu görüntü benim de çözülmemi sağladı ve durduğum yerde titreye titreye orgazm oldum. Ses çıkarmamak için dudaklarımı ısırıyordum. Ama artık gitmem gerekiyordu, Nihan her an ayağa kalkıp beni görebilirdi.

Son sarsıntı da geçerken gözlerimi açıp, Burak’a tekrar baktım. Halen açlıkla bana bakıyordu. Göz gözeyken, amımdan çıkardığım parmaklarımı ağzıma sokup, kendi zevk sularımı yalayıp emdim. Burak gözü dönmüş bir şekilde gözlerinden ateşler çıkarak bana bakarken, ben sessizce odama geçip kapıyı kapattım. Çırılçıplak bir şekilde yatağa girip, uykuma kaldığım yerden devam etmeye karar verdim. Belki de rüyamda aynı hazzı tekrar yaşayabilirdim. Elim amımda uyuyakaldım…

Ama tuhaf bir rüya gördüm. Rüyamda, hiç tanımadığım yakışıklı biriyle Lüx bir restorandaydım ve garsonumuz Burak’tı. Yemeğimizi yedikten sonra, o yakışıklı beni Burak’ın gözleri önünde masaya domaltıp sikmeye başladı. Fakat nedense o yakışıklının kim olduğunu anlamaya çalışırken uyandım. Sevgilim Onur ben uyurken gelmiş, soyunup yatağa girmiş ve bana sarılarak uyumuş. Yarı sert siki arkadan amıma dayanmıştı. Belki başka zaman olsa sikini kaldırıp amıma sokar, kendimi ona siktirirdim, ama aklım halen akşamüzeri yaşananlarda olacaktı ki, içimden gelmedi. Gördüğüm rüyanın etkisiyle olsa gerek acıkmıştım. Yataktan çıkıp, üzerime saten sabahlığımı geçirdim. Mutfağa geçip birşeyler atıştırmak, sonra da yatağa dönmekti niyetim…

Buzdolabının üzerinde Nihan’dan bir not buldum. Duygu’nun haftasonuna kadar gelmeyeceğini, sevgilisiyle birlikte Ankara’ya gittiğini, kendisinin de gece kütüphanede olacağını, ertesi gün sınavdan sonra da teyzesine geçeceğini yazmıştı. (Teyzesi bizimle aynı şehirde oturduğundan arada ziyaretine gider, bir iki gece kalıp dönerdi). Onur’un asistanlığını yaptığı hocayla birlikte seminere gideceğini bildiğinden, yalnız kalmak istemezsem onunla gelebileceğimi, teyzesinin çok sevineceğini yazmıştı.

Zaman zaman yalnız vakit geçirmekten hoşlansam da, gece evde yalnız kalma fikri çok hoşuma gitmiyordu. Nihan’a katılmaya karar verip vermeme işini yarına bırakıp, dolaptan bir muz alarak odaya döndüm. Okuma lambasının ışığını yakıp, bir yandan muzumu yerken, bir yandan da kitabımı okuyordum. Kapının yavaşça açılmasıyla bir an tedirgin oldum ve yerimden sıçradım. Gölgenin içeriye bir adım atıp kim olduğunu göstermesi ve Onur’un uyanarak, “Ne oldu aşkım?” demesi aynı anda oldu.

Burak’ın halen evde olduğunu düşünmediğimden korkmuştum, ama aynı anda kafamda beliren görüntüler yüzünden de sersemlemiştim. Onur’un uyanmasıyla Burak tekrar geri çekilip kapıyı kapatırken, ben, “Hiç. Hiçbir şey olmadı!” diyerek Onur’un dudaklarından öpmeye başladım. Yan gözle de kapıyı kesiyordum, Burak odamdan çıkarken kapıyı tam kapatmamış, hafif aralık bırakmştı. Önce örtüyü üzerimizden atıp, Onur’un sikini kavradım. Onur zevkle inlerken, ben sikini sıvazlayarak, “Neden geldiğinde sokmadın bunu içime, nasıl ıslağım görmedin mi?” diyerek daha da azdırdım onu. Hem onu, hem de Burak’ı. Burak’ın kapı aralığından bizi izlediğini adım gibi biliyordum çünkü…

Bir elimi amıma sokup, sularımla ıslanmış parmaklarımı havaya kaldırdım. “Bak nasıl ıslandım!” diyerek, hem onun, hem de Burak’ın görebileceği şekilde ışığa tuttum. Sonra parmaklarımı ağzıma götürüp yaladıktan sonra, bu sefer onun ağzına soktum. Onur azgınca parmaklarımdaki sularımı emerken, diğer elimle sikini tekrar tekrar sıvazladım. Sonra yavaşça üzerinde kayıp, göğüslerini, karnını ve kasıklarını yalaya yalaya aşağı indim. Ve artık taş gibi olmuş sikini ağzıma aldım. Onur’un koca sikini yalayıp emerken, bir yandan da domalmış vaziyette amımı ve götümü resmen Burak’a seyrettiriyordum…

Sevgilimin sikinin başından zevk suları damladıkça, ben daha bir iştahla emiyor, bir elimle taşaklarını ovarken, diğer elimle alttan kendimi parmaklıyordum. Bütün bunları yaparken izleniyor olmak beni öyle heyecanlandırmıştı ki, amımdan sızan sularım bileğime, oradan da yatağa damlıyor, parmağımın her giriş çıkışında şıpır şıpır ses çıkarıyordu. Onur acı çeker gibi inleyerek, “Yeter, içine girmek istiyorum, devam edersen dayanamayacağım aşkım!” deyip, beni yukarı çekti ve bir hamlede üzerime çıkarak sikini amıma soktu. Dayanacak hali kalmamıştı…

Onur sert darbelerle beni sikerken, ben hafifçe doğrulup kapıya baktığımda, Burak tekrar kapıyı açıp, bir adım atarak ışığa geldi. Sikini eşofmanından çıkarmış sıvazlıyor, nerdeyse morarmaya başlayacak olan siki dev bir canavar gibi elinde gidip geliyordu. Burak’ın sikinin bu kadar mükemmel olabileceği daha önce hiç aklıma gelmemişti. (Onur’un aksine, Burak iriyarı ve kaslı değildi ve daha bebeksi bir yakışıklılığı vardı, belki de bu yüzden). Onur delirmiş gibi amımı sikerken, Burak bir adım daha atma cesareti göstererek, sandalyenin üstüne bıraktığım saten sabahlığımı eline aldı, kokladı. Ben orgazmın ilk sarsıntılarını hissetmeye başladığım sırada, Burak Onurla aynı anda boşalmaya başladı. Onur döllerini içime fışkırtırken, Burak da beyaz sabahlığımı dölleriyle suluyordu. Öylesine tahrik olmuştum ki, orgazmımı durduramıyordum adeta…

Onur sonunda tükenip yarı yarıya üzerime yığıldığında, ben halen tir tir titriyordum. Son bir kuvvet başımı kaldırıp Burak’a baktığımda, dudaklarını oynattı ve ses çıkarmadan (Yarın!) dedi. Başka bir şey söylemesine gerek yoktu. Zaten onun o azmış dimdik sikini gördüğüm anda kendimi ona siktirmeye karar vermiştim. Başımla (Tamam!) işareti yapmamla Burak’ın yüzünde mutlu bir gülümseme belirdi ve sessiz bir öpücük göndererek usulca sıvıştı odadan. Ben de ışığı kapatıp, kendimi yorgunluğa teslim ettim…

Tekrar uyandığımda sabah olmuştu. Onur giyinmiş, saatini koluna takıyordu. Uyandığımı görünce eğilip dudaklarımdan öptü ve “Nihan sana not bırakmış aşkım, kızların ikisi de evde olmayacaklarmış, Nihan onunla birlikte teyzesine gitmeni teklif ediyor. Git istersen aşkım, iki gün ben de yokum, yalnız kalmamış olursun!” dedi. Gece evde yalnız kalmaktan hoşlanmadığımı herkes biliyordu. Ama zaten yalnız kalmayacağım için bu hiç umurumda değildi. Onur’a, bu fırsatı değerlendirip final için hazırlayacağım maket üzerinde biraz ön çalışma yapacağımı, yalnızken daha iyi konsantre olabileceğimi söyledim. Bu bahanem işe yaramış, Onur’u ikna etmiştim. Aynı şekilde Nihan’ı da kandırmam çok kolay olacaktı. Onur çıplaklığımla tekrar tahrik olmaya başlayınca, geç kalmamak için apar topar yanımdan fırlayıp, hızlıca bir öpücük verdikten sonra evden çıktı…

Dün geceki sevişmenin yorgunluğuyla ve halen sabahın körü olması sebebiyle yatakta dönüp, karnımın üzerine uzanarak, tekrar uykuya dalmaya çalıştım. Ama bir süre uykuyla uyanıklık arasında gidip geldikten sonra vazgeçip yataktan çıktım. Çırılçıplak vaziyette mutfağa gittim. Burak’ın gelmesini beklerken yiyecek birşeyler arıyordum. Ekmek kızartma makinesine iki dilim ekmek koyup, çilek reçeli kavanozunu almak için dolabın içine eğilmiştim ki, kapıda bir tıkırtı duydum. Bir an için Burak’tan başka birinin gelmiş olabileceğini düşünüp endişelensem de, “Özgee!” diye seslenen oydu. Yüzümde muzip bir gülümsemeyle doğrulup tezgahın üstüne çıktım ve bacak bacak üstüne attım. Elimdeki çilek reçeli kavanozunun kapağını açıp, bir parmağımı içine daldırdım…

Burak mutfağa girdiği anda beni çırılçıplak vaziyette parmağımdaki çilek reçelini yalarken gördü. Azgınlıkla üzerime doğru gelirken, “Sen beni öldürmek mi istiyorsun orospu? Yetmedi mi işkencelerin? Aylardır seni hayal ederek Nihan’ı siktiğim yetmezmiş gibi, banyodan çırılçıplak çıkıp gözümün önünde kendini parmakladın, o da yetmedi gözümün önünde Onur angutuna siktirdin kendini!” diyerek, bir yandan soyunuyor, bir yandan da her cümlenin arasında duraksayıp, ağzına en yakın vücudumun hangi noktası varsa oramdan öpüyordu. Sonunda çırılçıplak kaldığında, beni kucakladığı gibi tezgahtan indirdi. Minyon yapılı bir kız olmama rağmen beni bu kadar kolay kucaklayabilmesine şaşırmıştım. Neşeyle bir kahkaha atıp, “Ama açım been!” diye bağırdım. Burak amımı avuçlayarak, “Ben de açlıktan ölmek üzereyim, önce sen beni doyur, sonra ben seni doyurmasını bilirim!” dedi ve kucağına alıp odama götürdü…

Deli gibi öpüşerek kendimizi yatağa attık. Onun elleri benim vücudumun her yerinde, benim ellerim de onun vücudunun her yerinde geziniyordu. Siki yine devasa boyutlara ulaşmış, elimin altında nabız gibi atıyordu. Tadına bakmak için ölüyordum adeta. Üzerinde vücudumu kaydırıp sikine ulaşmak istediğimde beni durdurdu ve “Ağzın sikime değdiği anda boşalırım, bu anı çok uzun zamandır bekliyorum, dur lütfen!” dedi. Sesi, aldığı zevkten dolayı kalın ve hırıltılı çıkıyordu. Öyle bir açlıkla bakıyordu ki bana, bu isteğimi daha sonraya bırakmaya karar verdim. Onun yerine üzerine çıkıp, sikini amıma sokmadan üstüne oturuverdim. Öylesine ıslaktım ki, am dudaklarımın arasında ileri geri kaydırırken şapır şapır sesler çıkıyordu…

Hem kendimi, hem onu delirtiyordum. Dişlerini öyle bir kenetlemişti ki, kendisine zarar vermesinden korktum. Birden beni üzerinden indirip yatağa sırtüstü yatırdı ve üzerime çıktı, aşağı doğru kayarak memelerimi yalayıp öpmeye ve emmeye başladı. Bir yandan eli de amımda çalışıyor, beni her taraftan istila ediyordu. Aldığım zevkten inlemeye, adını sayıklamaya başlamıştım ki, ağzı daha aşağı doğru hareketlenmeye başladı. Karnımı yalayıp, kasıklarımdan aşağı inerek amımın üstüne geldi. Amımın dudaklarını ayırmadan içinden sızan am suyumu yaladı. İçime girmesi için deliriyordum artık, ama roller değişmişti şimdi, o beni delirtiyordu…

Am dudaklarımı dokunulmadık yalanmadık yeri kalmayacak şekilde somurdu öptü. Sonunda artık dayanacak gücüm kalmamıştı ki, bacaklarımı sertçe iki yana açarak amımın içini gözler önüne serdi. Bakışlarıyla buluştuğum kısacık anda gözlerinde öyle bir mutluluk gördüm ki, kalbim tekledi resmen. Ağzını amıma dayayıp, dilini deliğime sokmaya, öpüp emmeye başladı. 16 yaşımdan beri erkekler amımın tadına bakmak için ayaklarıma kapanıyorlardı nerdeyse, ama böyle bir açlıkla saldıran ve böylesine zevk veren hiç olmamıştı. Susuzluktan ölmüş gibi yalayıp yutuyordu am sularımı…

Artık dayanabileceğim sınırı çoktan geçmiştim. Bağırarak, adını söyleyerek orgazma ulaştım. Gücüm tükenip, zar zor nefes alacak hale geldiğimde, Burak halen usul usul amımı öpüyor, kokumu içine çekiyordu. Parmak uçlarıyla amımı okşayıp, halen titreyişini seyrediyor, ara ara sanki kendine engel olamıyormuş gibi uzanıp dilinin ucuyla klitorisime dokunuyordu. Manzara öyle erotikti ki, yaşadığım hazzı ona da yaşatma isteğiyle dolup taştım resmen. Saçından tutup çekiştirdim, yukarı gelmesini sağladıktan sonra dudaklarından uzun uzun öptüm. Kendi tadımı onun dudaklarından almak mükemmel bir histi.

Elimi sikine götürüp kavrarken kulağına fısıldadım, “İlkini bana bırak, sonra istediğin kadar çok, istediğin gibi sikebilirsin beni, ama bu sefer bana istediğimi ver!” diye. Dudakları dudaklarımda, ağzımın içine doğru inledi. Aynı anda avucumdaki sikinin başından birkaç damla aktı. Kafamı kaldırıp aşağıya baktığımda, şişmiş ve morarmış başının ucunda parlayan beyaz sıvı ağzımı sulandırdı. Üzerinde kayarak hedefime ulaştım. Şişmiş damarların üzerinde dilimi gezdirerek ucuna ulaştım. Tam ucundaki deliğe dilimle bastırıp koca kafasını ağzımın içine aldığımda, acı bir inleme eşliğinde biraz daha sıvı aktı ucundan. Zevkle hepsini yalayıp yuttum. Sonra daha fazlası için emerken, diğer elimle taşaklarını sıvazladım. Avucumda hissettiğim şişkin topları usulca sıkıştırdım…

Bir elimle sikini kökten uca sıvazlarken, diğeriyle taşaklarını avuçlayıp bırakıyor, parmaklarımı taşaklarının alt kısmındaki hassas deride gezdiriyordum. Ağzım halen sikiyle meşgul, aşağı yukarı inerken, adeta kendi ağzımı beceriyordum. Bir süre sonra nefessiz kaldığımı hissettiğimde, sikini ağzımdan çıkarttım. Yine de ondan uzak kalamıyordum. Yalaya yalaya ve emerek dibine kadar indikten sonra, şişmiş toplarından birini ağzıma aldım. Dişlerimi değdirmeden, dilimle damağım arasında usulca sıkıştırıp emmemle, Burak’ın adeta kükremesi bir oldu. Beni tuttuğu gibi altına alarak, tek hamlede içime girdi. Bir anda kazığa oturtulmuş gibi hissettim. Aynı anda hem muazzam bir zevk, hem de acı hissettim. Burak ise içimde gidip gelirken kesik kesik nefes alıyordu.

Bir dakika bile dolmadan tekrar orgazmın eşiğine gelmiştim. O kadar hızlı ve sert bir şekilde içime girip çıkıyordu ki, zevkten ölmek üzereydim. Ona da aynı zevk ve acı karışımını hissettirebilmek için, siki amımın derinliklerindeyken kaslarımı gererek onu sıkıştırıyor, geri çekilirken sikini adeta sağıyordum. Orgazm sınırını aştığım o anda dişlerimi boynuna geçirmekten kendimi alamadım. Bu hareketimle birlikte o da boşalmasını daha fazla engelleyemedi ve içimi dölleriyle doldurdu. Çok uzun süredir kendisini zaptetmeye çalıştığı için bitmek bilmiyordu. Sonunda nefes nefese üzerime yığıldığında, ikimizin de bir milim kıpırdayacak halimiz kalmamıştı.

10 dakika kadar kıpırdamadan sadece nefeslerimizi düzene sokmaya çalışarak öylece yattık. Sonunda Burak üzerimden hafifçe doğrulup, çenemden tutarak kendisine bakmamı sağladı. Gözlerim yarı yarıya kapalıydı. Bense yorgunluktan ve peşpeşe gelen orgazmların etkisiyle beynimi tam olarak kullanamıyordum. Burak gözlerimin içine bakarak, “Seni artık bırakamam! Asla, ama asla! Ellerimi senden uzak tutmaya çalışmaktan bıktım! Bu zevki tattıktan sonra artık daha azıyla yetinemem! Seni o göt herife de bırakmam artık! Seni zevkten inletecek tek kişi benim, anladın mı beni! Altımda hep böyle zevkle inleyeceksin, söz veriyorum! Aşığım sana, duydun mu beni! Sikimi amına daldırmadan bir gün bile geçirmek istemiyorum, duydun mu beni! Benim olacağını söyle! Hadi söyle!” dedi.

Son gücümle, “Tamam.” diyebildim. Uykunun kollarına kendimi teslim ederken, dudaklarımda dudaklarını hissettim. Ona yalan söylediğimi o anda bile biliyordum, ben seks için doğmuş bir kadındım ve Burak hiçbir zaman hayatımdaki tek erkek olmayacaktı!

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Erkek Kardeşimin Karısıyım-2 ALINTI

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Erkek Kardeşimin Karısıyım-2 ALINTI
Ben Zeynep, kardesim ile olan anal birlesmemizi anlatmistim. Sezgin benden kizligimida istiyordu, bende istiyordum ama her genc kiz gibi gelinlik gerdek hayallerim vardi, bu yüzden bir türlü karar veremiyor hep daha sonra ilerde falan gibi bahanelerle sürekli erteliyordum.

Sezgin ile anal birlesmelerimiz devam ediyordu, evde yalniz kalinca sevisiyorduk sürekli, artik Sezgin’in 20 cm müthis sikine alismistim, rahatca giriyordu icime ikimizde defalarca bosaliyorduk. Sezgin amimi yaliyor dili ile bana müthis duygular yasatiyordu cok mutluydum, ona asiktim erkegim kocam olarak görüyordum. Fakat o sürekli amimi kizligimi isteme israrini sürdüyordu, birgün bana korunmam icin ilac almaya baslamami yakinda bir sürprizi olacagini söyledi. Nasil diye sordum, herseyi ayarliyorum yakinda gelinlik giyecek ve o gece gerdege girecegiz karim olacaksin diye cevapladi.

Birgün annem ve babam baska bir sehirde bir akrabamizin oglunun dügünü oldugunu gitmemiz gerektigini söylediler. Sezgin hemen atladi ve ben gelemem ablamda kalsin siz gidin dedi, bende ona katildigimi bizsiz gitmelerinin daha iyi olacagini söyledim kabul ettiler. O aksam arabayla yola ciktilar, 3 gün sonra döneriz dediler ugurladik. O gece onlarin yataginda yattik Sezgin ile sevisip yine anal birlestik birkac kez. Sabah kahvaltida Sezgin bana hazir ol bu gece karim olacaksin dedi, gülerek iyi peki diye cevapladim saka yapiyor saniyordum.. Seks Hikaye Sezgin giyinip cikti 2 saat sonra elinde bir paket ile geldi. Bir yerden smokin ve gelinlik kiralamis, hadi cikip alisveris yapalim sadece ikimiz olacagiz ama dügün yapacagiz aksam dedi ciktik.

Yakinimizdaki AVM’ye gittik, bana beyaz saten külot sütyen jartiyer takimi, yine beyaz ipek bir corap ve kirmizi kurdele aldik, Sezgin ipek bir sort külot aldi, sampanya pasta falan alip aksam üzeri döndük eve. Yemek disardan söyledik ve hazirliga basladik.

Ikimiz icin hazirladim masayi mumlar koydum ve gelinligimi giymek icin odama gectim, Sezgin de kendi odasinda hazirlanmaya basladi. Bembeyaz süt gibi saten camasirlarimi ipek parlak corabimi ve son olarak diz boyu olan beyaz gelinligimi giyip kirmizi kurdeleyi belime bagladim, Sezgin kapimi caldi actim smokin giymis elinde dügün cicegi ile muhtesem görünüyordu. Yanaklarimdan öptü koluma gir dedi salona masaya gectik.

Sadece mumlar yaniyor los romantik görünüyordu oda, hafif bir müzik caliyordu masaya yanyana oturduk. Heyecandan titriyor bayilacagim saniyordum, Sezgin elimi tuttu gözlerime bakarak, Zeynep karim olmayi istiyormusun diye sordu evet dedim, bende kocan olmak istiyorum diyip cebinden 2 tane yüzük cikardi, birbirimizin parmaklarina takip öpüstük.

Yemek yemege ve sampanyayi icmeye basladik, arada ellerimiz birlesiyor öpüsüyor sariliyorduk birbirimize, düsün marsi koydu beni dansa kaldirdi, herseyi düsünmüstü mutluluktan ucuyordum. Kendimi kollarina birakmis anin tadini cikariyordum. Yemegimizi ve 3. sise sampanyamizi bitirdigimizde gece yarisi olmustu. Sadece ellerimiz birlesiyor gözgöze geliyor sevgi ask sözleri söylüyorduk birbirimize.

Sezgin kalkti masadan elini uzatti bana, sevgilim hazirmisin diye sordu, basimi sallayarak evet dedim. kalkip yatak odasina gectik. Ayakta öpüserek birbirimizi soyunduruyorduk, gelinligimi cikardi yüzümü dudaklarimi öperek boynuma sütyenin üzerinden memelerime ve en son iyice asagi inerek külotu siyirip amimi yalamaya basladi, bulutlarin üzerindeydim sanki, o kalkinca ben ayni sekilde dizlerimin üzerine gelip pantolonunu cikardim ve sortundan yalayarak kaldirdigim sikini agzima alip sakso cektim bir müddet. yataga uzandik sevismeye basladik, hic acele etmiyor gerdegimizin tadini cikariyorduk. Seviserek tamamen soyunduk, 69 yaptik ve ilk bosalmami yasadim, cok baskaydi sanki ilk kez oluyor gibiydi. Sularim akiyordu Sezgin yaliyor emiyordu amimi bir kez daha bosaldim rüya gibiydi.

Sirtüstü uzandim, Sezgin bacaklarimi ayirdi kayganlastirici kremi sürdü sikine ve birazda amima, bacaklarimi beline doladim ve sikini amima dayadi, Egilip kulagima, seni seviyorum askim, simdi benim olacaksin dedi, bende seni seviyorum al sahibim ol diye cevapladim. Dudaklarimiz birlesti, sikini bastirmaya basladi kalcami hafifce oynatarak yardimci oluyordum, birden daldi icime anlatilmaz bir duygu yasiyordum, aci veriyordu ama anal gibi cok degildi, siki ilerliyordu icimde, ben carsafi sirtini ellerimle kaziyordum sanki, kasiklarimiz birlestiginde 20 cm icime amima girmis kizligimi almisti. Bacak aramda akan kanin ilikligini hissediyordum, Sezgin gözlerime bakarak artik benimsin kocanim dedi, karinim seninim diye cevap verdim, basladi yavasca sikmeye cok dikkatliydi amim o muhtesem sike alismis rahatlamistim, icime girerken kayiyordu sanki, her santimini hissediyordum, 10 dakika kadar böyle sürdü, Sezgin dudaklarimi memelerimi öpüyor emuiyor siki icimde gidip geliyordu, ben bacaklarim belinde girerken cekiyordum kendime ucuyorduk, üstüste bosaliyordum deli gibiydim, birden hizlandi karicim bosalacagim amina dedi, yatak sallaniyordu sarsiliyorduk boynuna sarilmis zevkten rüyada gibiydim ona uymaya calisiyordum oda sadece iniltilerimiz amima girip cikan sikinin sesleri vardi, nefesimiz kalp atislarimiz hizlanmisti bizimle beraber, Sezgin aniden kadinim diyerek yigildi üzerime bosaliyordu ilik ilik dölü dolduruyordu icimi bende bosalmaya basladim.Birbirimize sarilarak öyle kasilmis bir sekilde kaldik, dudaklarimiz birlesti yeniden, ask dolu sözler söylüyorduk sarsiliyorduk zevkten, siki icimde hala kalkik duruyor, damarlarinin atisini hissediyordum ve bu beni yeniden bosaltiyordu. Sezgin icimden cikarmadan yeniden basladi sikmeye, bu kez bacaklarimi omuzuna almis kalkan kalcami amimi sikiyle deliyordu sanki, sirtüstü uzandi ben üzerine oturdum, pozisyondan pozisyona geciyorduk cildirmistik sanki.

O gece Sezgin yatakta ve dusta toplam 4 kez bosaldi ben sayisini bile bilemiyorum, uyuya kaldik yorgunluktan, sabah öpmesi oksamasiyla uyandim, yeniden istiyordu 2 kez daha sikti ucurdu beni.

Kiralik gelinligi smokini geri verdik, evi topladik dügünümüz bitmis kari koca olmustuk. Artik haftada 4-5 kez sikisiyoruz hic ayrilmama aramiza baskasini sokmama karari verdik. Cocuk yapma riskine girmemek adina ilerde kimsesiz bir cocuk edinmek istiyoruz.

Hoscakalin.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

UZUN BİR HİKAYE – 10

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

UZUN BİR HİKAYE – 10

Kaldığı yerden Devam
Ertesi sabah hem Mirey, hem de Erman için yepyeni bir gündü. Kendi paylarına harika bir gece geçirmişlerdi ve buna inanamıyorlardı. Erman, bugüne dek hep uzaktan izlediği, hiçbir yakınlaşma fırsatı bulamadığı ve herhangi bir ilişkiyi aklına bile getirmediği Mirey’le harikulade bir gece geçirmiş, bu enfes kadınla her pozisyonda birlikte olmuştu. Mirey ise Erman’ın hiç bu kadar sevecen ve yatakta kendisiyle uyumlu olacağını düşünememişti. Ve şimdi ikisi de birbirine karşı yoğun bir çekim hissediyordu. Buna aşk bile denebilirdi. Birbirlerini yeniden görmek için yanıp tutuşuyorlardı.
Sigara içmek için çıktığım merdiven boşluğunda karşılaştığım Mirey ile kısaca olanları konuştuk. Kulaklarına inanamıyordum. Kim derdi ki, kariyerini kurtarma uğruna Erman Bey’le yatan Mirey ona aşık olsun? İpler elimden kaçmadan bir şeyler yapmak isterken Bana beklemediğim fırsatı Mirey verdi: Erman eşiyle konuşup, onu annesinde birkaç gün daha kalmaya ikna etmişti. Bu arada kendini cepten arayan kocasına o gece çok geç çıkacağını, belki de eve gelemeyeceğini söyleyen Mirey durunu netleştiriyordu. Mirey ve Erman’ı yeni bir aşk gecesi bekliyordu…
Elime geçen fırsatı kaçırmak istemediğim için soluğu tuvalette aldım. Makyajımı tazeledim, zaten dizüstü olan eteğimi biraz daha yukarı çektim, aynada kendimi dikkatle inceledim. Kararımı vermiştim; doğru Rıfat Bey’in yanına gidecek ve onu avucumun içine alacaktım. Bana her zaman ilgili davranmıştı Rıfat Bey. Ama asılmamıştı. İşte şimdi ilgisine karşılık görecekti. Patronumu elde ederek, Erman ve Mirey’i şirketten silmek istiyordum. Böylece hem Mirey’den intikam almış, hem de Erman Bey’in yerine GMY olma şansını yakalamış olacaktım. Bunun için her şeyi yapabilirdim…
Ben tüm bunları düşünürken Telefonum çaldı arayan Tolgaydı.
– “Merhaba sevgilim ne yapıyorsun yoğun musun?”
– “Çalışıyorum hayatım ne olsun günlük rutin işler işte” dedim. Elbette kocama Mirey ve Erman için kurduğum sinsi tuzaklardan ve kendisinden ayrılmayı ciddi ciddi düşündüğümden bahsedemezdim. Tolga Telefonu kapatınca yeniden masamdaki işlere daldım.
Telefonun tekrar çalması ile başımı bilgisayar ekranından kaldırıp telefonu elime aldım. Bilmediğim bir numara arıyordu. Alo der demez karşıdaki sesi tanımıştım. Mersin bayi Turgut yılışık sesi ile
-“Merhaba Sonay Hanım nasılsın?”
-“Teşekkür ederim Turgut Bey iyiyim. Hayırdır bişey mi oldu.?”
-“Yok canım ne olacak hatırıma geldiniz birden. Arayım bir halinizi hatırınız sorayım dedim Eeee ne de olsa o kadar güzel anılarımız var değil mi? Yoksa memnun olmadınız mı?”
-“Teşekkür ederim aradığınız için sağ olun ama şimdi kapatmam gerek.”
– “Sonay Hanım dedim ya sizi çok özledim. Bak ne diyeceğim. Hafta sonu için karşı yunan adalarından rezervasyon yaptırıyorum bir günde erken izin alırsın üç günlük bir kaçamak yaparız ne dersin?”
-“Turgut Bey hatırlarsanız son görüşmemizde beni bir daha aramayacağınıza dair söz vermiştiniz. Bakın ben evli biriyim öyle her aradığınızda sizinle görüşemem bu konuda anlaşmıştık sizinle.”
-“O anlaşmanın süresi doldu onu yenilememiz gerek.”
-“Yeni bir anlaşma yok ve olmayacak bunu aklınızdan çıkarın lütfen şimdi kapatmam gerek” dedim ve konuşmasına cevap vermeden telefonu kapattım.
Kendimi yeniden masamdaki işlere verdim. Ama konsantrasyonum tamamen kaybolmuş kendime olan tüm güvenimi yitirmiştim. Biraz sonra e postama bir mail düştü. Konu başlığında “Çok acil mutlaka okumalısın” diyordu. İstemeyerek de olsa maili açtım.
-“Telefonuma beş dakika içinde cevap vermediğin takdirde aşağıdaki videoların şirketteki tüm çalışanların millerine gideceğinden emin olabilirsin” Yazıyordu. Teleşla Mailin ekindeki videoya tıkladım. Mersin bayi Sadık Bey’e yaptığım oral seksin görüntüleri vardı. İkici videoda ise Rize Bayi Ahmet bağırta bağırta beni götümden sikiyordu.
Bir anda kendimi kapana kızılmış hissettim. Tam işlerimi yoluna koymuş Tolga’dan da Mirey’den de intikamımı alacağım sırada bu kahrolası nereden ortaya çıkmıştı ki. Kendimi riske atmayı göz alamazdım.
Turgut’un telefonunu çevirdim
-“ Merhaba aşkım sanrım kısa bir tatil bana da iyi gelir.” Dedim.
-“Harika biliyordum kabul edeceğini” dedi o anda salyalarının aktığından emindim. Turgut’la istediği tatile gidecektim. Ama bu süre zarfında ne pahasına olursa olsun ondan o görüntüleri almam gerekiyordu.
Cuma günü birkaç saatlik deniz yolculuğundan sonra adaya vardık. Adaya varınca doğru otelimize gidip odamıza yerleştik sonrada dışarı plajda bir müddet yüzdükten sonra dışarı çıkarak etrafı dolaşmaya başladık bol resimler çekip gezilebilecek her yeri gezmeye çalışıyorduk bu gün yarınsa denize girecektik. Turgut bana karıymışım gibi davranıyor kendisine de kocacığım dememi istiyordu.
Akşam olduğunda yemeğimiz Otelin restoranında yedik. Sonra odamıza çıkarak üzerime en seksi kıyafetlerimden birini giydim ve barlar sokağına doğru yürümeye başladık. Sokak tıklım tıklımdı adeta iğne atsan yere düşmeyecek derecede kalabalıktı. Caddede Yunanistan’ın çeşitli bölgelerinden ve Avrupa ülkelerinden gelmiş tatilciler akınlar halinde bir taraftan bir tarafa gidiyor hemen hemen her barın önü tıka basa insan kaynıyordu. Bir müddet sokakta gezindikten sonra gözümüze kestirdiğimiz bir bara girdik. Loş ışıklar yoğun sigara dumanı ile birleşince göz güzü görmez olmuştu içerde. Piste yakın bir yerde boş masalardan birini bulduk Ve kendimize birer tekila söyledik.. Daha içkilerimizi bitirmemiştik ki yanımıza üç tane Yunanlı genç gelip İngilizce selam vererek oturabilir miyiz dediler. İznimizi beklemeden de oturmaya başladılar. Gençler oldukça konuşkan gözüküyorlardı. Bir yandan Turgut’a ve bana sürekli bir şeyler anlatıyorlar bir yandan da kısacık eteğimin yırtmacından iyice açılan bacağıma kaçamak bakışlar atıyorlardı. İçkiler bittikçe yenileri söylendi. Sohbet iyice irerlerdi. Artık gençler bakmakla yetinmeyip bacaklarımı kalçalarımı elleyerek resmen beni taciz etmeye başlamışlardı. Gençlerden biri elini eteğimin altına sokmuş kalçalarımı okşuyordu
Kontrolü kaybetmek üzere olduğumun bilincindeydim. Ateş, tüm vücuduma yayılmıştı artık. Gözlerimi kaldırıp Turgut’a baktım. Yuvarlak masanın tam öbür tarafında, dirseklerini masaya dayamış, yanındaki Yunanlıyla, koyu bir konuşmaya dalmıştı Turgut. Bakışlarımı far kedince, gözlerini bana çevirdi. Bir an bakıştık. Aslında gözlerimden yalvarma fışkırdığının farkındaydım. Kurtarılmayı bekliyordum. Ama umduğumu bulamadım Turgut’un gözlerinde. Sarhoş olduğu belliydi Turgut’un. Yalnızca gülümsedi. Sonra yine yanındakiyle konuşmayı sürdürdü. Ya olup bitenin farkında değildi, ya da aldırmıyordu.
Bacaklarım titriyordu artık. Götüm, elimde olmadan giderek açılıyor, yavaş hareketlerle içine girip çıkmakta olan parmağa, adeta kendiliğinden izin veriyordu. Başımı çevirip, aklımı başımdan alan parmağın, sol yanımda ayakta durmakta olan sahibine baktım. Yüzü şehvetle kasılmıştı Yunanlının. Gözleriyle sikiyordu beni. Sonra sağıma, yandan vücudunu bana iyice yaslamış olan öbür Yunanlı’ya döndüm. Adamın kazık gibi olmuş yarağı, belime dayanmıştı. Yüzündeki ifade ise arkadaşınınkinin, neredeyse aynıydı.
– “Tanrım, beni sikecekler…” diye düşündüm – “Burada, herkesin içinde, ikisi birden sikecekler…”
Adamın eli, aynı anda önden gelip eteğimin altına girdi. Bilinçsizce bacaklarımı araladım. Sert, kalın ve kıllı parmaklar, bir anda amıma ulaştılar. Sonra içlerinden biri, vıcık vıcık sulanmış amının dudakları arasından içine kayıverdi. İki parmak birden vardı şimdi içimde. Biri amımda, öbürü götümde. Birden orgazm olmaya başladım. Vücudum sarsılıyor. Düşmemek için, masaya sıkı sıkı tutundum.
Kendimi biraz topladığımda, yeniden Turgut’a baktım. Hiç bir şeyin farkında değildi Sonra bütün bunların nasıl olduğunu düşünmeye çalıştım.
Bu Yunan adasına, daha bu öğlen gelmiştik. Erken saatlerde İzmir’den yola çıkarırken hava sıcaktı. Ama burası çok daha sıcaktı tabii. Bu da hoşumuza gitmişti tabii. Bu gece hem eğlenip hem de de, dans edecektik Oysa şimdi, bizlerle birlikte masanın çevresinde durmakta olan üç Yunanlı yanımıza sokulmuştu. Onların kafalarından geçeni, daha ilk anda anlamıştım tabii. Bakışlarından belliydi bu. Üstelik, bütün suç, büyük ölçüde bendeydi.
Amacım elimden geldiğince tahrik edici giyinip Turgut’u kıskandırmaktı.. Aslında çok basitti giysim. Uçuk mor, incecik jarse krepten yapılma bir şeydi. Üst kısmını, omuzlarımdan geçen ince askılar tutuyordu. Dekoltesi fazla değildi ama, memelerim, ince kumaşın altından tüm hatlarıyla belli oluyordu. Her zaman gurur duymuştum memelerimle. Pek büyük değillerdi gerçi ama, kütür kütür sert ve yusyuvarlaktılar. Giysinin kumaşı, karnımı ve kalçalarımı iyice sarıyordu. Güzel görünmeyeceğini bildiğim için, külot giymemiştim. Göbeğimin çukurluğu belli oluyordu. Hatta, biraz aşağıda, çevresi iyice temizlenmiş amının üstünde bıraktığım bir tutam kılın kabarıklığı da belliydi. İncecik kumaş, arkadan da, kalçalarımın arasına hafifçe giriyor ve vücudumun en güzel yerlerinden biri olan kalçalarımı, baş döndürücü bir biçimde sergiliyordu. Eteğim ise o kadar kısaydı ki, kalçalarımın hemen altında bitiyordu. Kıyafetimi, ayaklarıma geçirdiğim, alabildiğine yüksek topuklu, arkaları açık, ön tarafları ise tümüyle transparan bir plastikten yapılmış ayakkabılarla tamamlamıştım. Sanki çıplak gibi görünüyordu ayaklarım. Beyaz, pürüzsüz ve inanılmaz güzellikteki bacaklarım, ayakkabılarımın yüksek topukları ve eteğimin kısalığı nedeniyle, daha da uzun görünüyordu. Turgut beni böyle gördüğünde, gözleri parlamıştı.
Restoranda da epey ilgi çekmiştim görüntümle ama, gece kulübüne gittiğimizde de her şey başkalaşmıştı. Restoranda, otelin, tamamı çeşitli ülkelerden yabancılardan oluşan müşterileri vardı yalnızca. Gece kulübü ise yarı yarıya Yunanlılarla doluydu. Esmer ve aç bakışlı Yunanlı erkeklerle. Plaja oldukça kalabalıktı, Ama daha kapıdan girdiğimiz anda fark edilmiştim. Kendimize en dip tarafta, çevresinde ayakta durulan bu masayı bulana kadar dolaşmak zorunda kaldık. Tüm bu süre zarfında da, onlarca Yunanlı, gözleriyle sikmişti beni.
Sonunda, garsona içkileri ısmarladığımızda, Turgut’un ağzı kulaklarındaydı. Hep böyle olurdu zaten. Başka erkeklerin ilgisini çekmem den mutlu oluyordu.
– “Çok güzelsin…” dedi gülümseyerek, – “İnsanın aklını başımdan alıyorsun… Üstelik yalnızca benim de değil…”
Sadece gülümsedim ona. Doğrusu şikayetim yoktu. Deneyimlerimle, Turgut’un tahrik olmaya başladığını, gece ilerledikçe daha da çok tahrik olacağını biliyordum. Sonunda odamıza çekilip yalnız kaldığımızda, geceyi, müthiş bir sikişle noktalayacağımıza emindim. Çevreyi seyretmeye başladım.
Hemen yanımızdaki masanın çevresinde, üç Yunanlı erkek vardı. Üçü de yakışıklıydı doğrusu. Üstelik, yalnız görüntüleriyle değil, giyinişleriyle de, turistlerden çok değişiktiler. Dar pantolonlar ve tiril tiril gömlekler giymişlerdi. Üçünün de yakaları iyice açıktı. Göğüslerindeki siyah kıvırcık kıllar, çok hoşuma gitmişti. Anladığım kadarıyla, Ben de Yunanlıların hoşuna gitmiştim. Kapkara gözleriyle, sürekli Beni seyrediyorlardı. Bu da, içimin tatlı tatlı ürpermesine neden oluyordu tabii.
Turgut biraz hızlı içiyor, beni de peşinden sürüklüyordu bu akşam. Kısa sürede, ikimizin de kafaları iyi olmuştu. Kendimi müziğin ritmine kaptırmış, olduğum yerde hafif hafif oynuyordum ki, yan masadaki Yunanlılardan biri yanımız da bitip Beni dansa kaldırdı. İlk başlarda, birbirilerimizi seyretmiştik yalnızca. Yunanlının hoş vücudunu seyrediyordum. Böyle seyredilmek çok hoşuma gitmişti. Biraz da bu nedenle olmalı, giderek daha da cüretlenmeye başlamıştım. Bir dansözün kıvraklığıyla dans ediyordum.
Ama asıl dananın kuyruğu, müzik birden yavaşa döndüğünde kopmuştu. Yunanlı Beni bir anda kollarının arasına almış ve sert vücudunu Benimkine yaslamıştı. İlk hissettiğim, karnıma dayanan o müthiş sertlik olmuştu tabii. Yunanlının kalkık kazık gibi kesilmiş yarağı, sanki alev alev yanıyordu. Bu da, başımın daha da fazla dönmeye başlamasına neden olmuştu yalnızca. Üstelik artık yalnızca içkinin etkisiyle değil, içimde birden tutuşuveren ateş nedeniyleydi bu.
Yunanlı Benim direnmediğimi far keder etmez, biraz daha cesaretlenmiş ve daha sıkı sarılmıştı. Adeta ayakta sikiyordu Beni. Bunun doğal sonucu da, içimdeki ateşin büyümesi olmuştu yalnızca. Kendimi iyice bırakmıştım bu tanımadığım Yunanlının kollarına. Amımın, inanılmayacak kadar sulandığını hissediyordum. Başımı onun boynuna gömmüş, değişik erkek kokusunu içime çekerek, kalçalarımı hafif hafif hareket ettiriyordum. Hayatımdan son derece memnundum.
Müzik yeniden hızlandığında dansı bırakıp masaya geri dönmüştük Masada bir sürprizle karşılaşmıştım. Öteki Yunanlılar da şimdi bizim masamızda, Turgut’un yanımdaydılar ve üçü, koyu bir sohbete dalmışlardı. Kısa bir süre sonra da, ikinci Yunanlı dans pistine götürmüştü beni. Bu küçük macera da, kısa sürede birincisine dönünce, iyice kendimi bırakmıştım. Artık Yunanlıların hepsi, sırayla beni dansa kaldırıyor ve pistin ortasında, adeta ayakta sikiyordu. Vücuduma dayanan kalkmış sikler, inanılmaz büyük bir zevk vermeye başlamıştı. Tabii bu arada adamların elleri de vücudum da dolaşıyor, ellenmedik yerini bırakmıyorlardı. İşin ilginç yanı ise Turgut’un tepkisizliğiydi.
Sonra Yunanlılar, işi giderek büyütmüş, adeta azmışlardı. Masanın çevresinde hep birlikte ayakta durup içmeye devam ederlerken, içlerinden biri her zaman Turgut’un yanında durup onu lafa tutuyordu. Öbürleri ise beni araların da makasa almaya başlamışlardı. Elleri sürekli oram da buram da dolaşıyordu. Adamlardan biri, arkadan getirdiği elini eteğimin altından bacaklarımın arasına sokmuş ve amımı avuçlayı vermişti. O kadar heyecanlanmıştım ki, itiraz bile edememiştim. Bir süre sonra da adamın parmağı, amımın açılmış dudakları arasından içeri kaymış ve aklımı başımdan almıştı. Ama bununla da yetinmemişti Yunanlı vıcık vıcık ıslanıp kayganlaşmış parmağını, amımdan çıkarıp götüme sokuvermişti. Bu yetmiyormuş gibi öbür Yunanlı’da parmağını amıma sokmuştu. Nerdeyse orgazm olma sınırına gelmiştim.
soluklanmaya çalışıyor. Dizlerim titriyordu. Bu arada, Yunanlılardan biri garsona işaret edip, hepsi için birer içki daha ısmarladı. Turgut’la yeniden göz göze geldik. Tanrım ne yapıyordu bu adam. Gerçekten de hiç bir şeyin farkında değildi galiba. Bardağımı elime alıp, büyük bir yudum içtim. Aynı anda da, solumdaki Yunanlının elini uzatıp, sol elimi bileğimden tuttuğunu hissettin. Elimi çekiyordu adam. Direnemedim bile. Parmaklarım, taş gibi sert bir yarağın ateş gibi yanan tenine değdiğinde, yeni bir titreme dalgası sardı vücudumu. Beynimin, kontrol edemediğim bir yerinden gelen emre uyup, sıkı sıkı tuttum onu. Tanrım, ne kadar da büyüktü.
Yunanlıyla göz göze geldik. Kapkara gözleriyle sikiyordu adam Beni. Yavaş hareketlerle, elimdeki yarağı okşamaya başladım. Az önce parmağını önce amıma, sonra da götüme sokup, orgazm olmamı sağlamaya neden olmuştu bu Yunanlı. Şimdi de benden karşılığını bekliyordu. Bereket çevremdekilerden durumun farkında olan yoktu. Ama Sonay, birileri Beni görse bile umursamayacağımın farkındaydım. Elimdeki sik, aklımı başımdan almıştı sanki. Üstelik sağ tarafımdaki Yunanlı da, şimdi elini eteğimin altına sokup kalçamı okşamaya başlamıştı. Bu arada, araların da Yunanca da konuşuyorlardı adamlar. Kısacası, olup bitenleri, Turgut’dan başka bilmeyen yoktu. Eh, bu da onun kaybıydı doğrusu.
Yunanlının yarağı elimin altında iyice sertleşmişti artık. Kısa sürede boşalacağını anlamış ve daha hızlı bir tempoyla, yarağını sıvazlamaya başlamıştım. Birden adamın kasıldığını hissettim. Elimdeki yarağın altında boydan boya uzayan sperm borusu şişti. Sonra fışkırtmaya başladı Yunanlı. Avucumun içinde peş peşe salvolar halinde fışkıran spermlerin nereye gittiğini göremiyordum. Masanın altında bir yerlere fışkırtıyordu tohumlarını. Ama yine de, bir kısmı parmaklarıma bulaşmış ve olanca yakıcılığıyla, başımın biraz daha dönmesine neden olmuştu.
Adam durulunca, elini çektim. Parmaklarım, spermlerle pırıl pırıl parlıyordu. Biran için ne yapacağımı bilemedim. Ama kalçamı okşamakta olan öbür Yunanlı, bir parmağını kalçalarımın arasına sokup götümle oynamaya başladığında, birden verdim kararımı. Elimi ağzıma götürüp, birer birer emmeye başladım parmaklarımı. Tanrım, ne kadar güzeldi tadı. Sperm kokusu burnuma doluyordu. Tam o anda Yunanlının parmağı götüme giriverdi. İçim de bir top patlamış gibi oldu. Öbür eliyle masaya tutundum. Yine orgazm olmaya yaklaşıyordum. Bacaklarım, bir kez daha taşımaz olmuşlardı Beni.
Kendimi biraz toparladığımda, götüm hala, Yunanlının parmağıyla doluydu. Tanrım, neler yapıyordu bu adamlar böyle. Üçü de sikmek istiyordu Beni. Bu kalabalık yerde bunu yapamayacakları için de, her yerimi elliyorlar, amıma, götüme parmaklarını sokuyorlardı. Kafam bu kadar iyi olmazsa, böyle ileri gitmelerine izin vermezdim her halde. Ama şu anda itiraz etmeyi aklıma bile getirmiyordum. İtiraz etmek ne demek, üstelik bundan son derece memnundu da. Götüm iyice açılmıştı şimdi. Rahatlıkla parmağını sokup çıkarıyordu Yunanlı. Beni parmağıyla sikiyordu sanki. Hem de götümden.
Göz ucuyla, az önce yarağını eline alıp orgazm olmazını sağladığım Yunanlının masanın öbür tarafına, Turgut’un yanına gittiğini gördüm. Hemen peşinden de, şimdiye kadar o tarafta durmakta olan Yunanlı yanıma geldi. İkili kıskaç sürüyordu yani. Birden kararımı verdim adamdan önce davranıp elimi aşağı indirdim ve kocaman olmuş yarağını pantolonunun üstünden avuçlayıverdim. Sonra öbür elimi de indirdim aşağı ve sağımdaki Yunanlının yarağına uzandım. Göz ucuyla, ikisinin de sırıttıklarını görebiliyordum.
Kısacık bir sürede, ikisi de pantolonlarının önünü açmış ve siklerini dışarı çıkarmıştım adamların. Şimdi iki elimde de, birbirinden büyük, birbirinden sert, ateş gibi yanan Yunanlı sikleri vardı. Azdıkça, daha çok azdığımı hissediyordum Sonay. Solumdaki Yunanlının eli önden gelip eteğimin altına daldığında, daha da heyecanlandım. Bir yılan gibi, vıcık vıcık amımın dudakları arasından kayıp içine giren ikinci Yunanlı parmağı ise Beni yeniden patlama noktasına getirmişti. İşte bu inanılmaz güzeldi. Bir parmak götüme, bir diğeri de amıma girip çıkıyordu ve iki elim de sikle doluydu. İki yabancı parmak ve iki yabancı sik. Üstelik bu kalabalık bir gece kulübünde, herkesin içinde oluyordu. Hem de Turgut’un burnunun dibinde.
Her an orgazm olabilirdim. İnanılmaz bir şeydi bu. Turgut, gerçekten de olup bitenleri fark etmiyor muydu? Üçü de sürekli hareket halindeydiler en azından. Yunanlıların birer kolları, benim ise iki kolum birden oynuyordu. Turgut ise yanındaki Yunanlı ile Konuşmayı sürdürüyordu.
iki Yunanlının vücutlarının da gerildiğini fark ediyordum. Ah ikisi de orgazm olacaktı. Bunu düşündükçe, içimden çılgın bir isteğin yükselmekte olduğunu da fark ediyordum. O anda, iki erkeğin arasına çömelip siklerini yalamak, emmek istiyordum. Sonra da fışkıran tohumlarını içmek. Ama bunu yapamayacağımı da biliyordum. O kadar sarhoş değildim.
İlk önce, sağ elimdeki sik patladı. Hemen peşinden de sol elimdeki. Ellerim, sperm içinde kalmıştı. Sonra, tüm vücudum titreye titreye, orgazm olmaya ben de gelmeye başladım. Gözlerim kararıyordu.
Şimdi hepsi biraz durulmuşlardı. Bardağımda kalan içkiyi başıma diktim. Bunu gören Yunanlılardan biri de, hemen bir tur daha içki ısmarladı. Acaba ne olacaktı bu işin sonu. Bunu ciddi biçimde merak ediyordum. Yunanlıların üçü de, sikmek istiyorlardı Beni. Bundan hiç kuşkum yoktu. Eğer bulundukları yer uygun olsaydı, bunu şimdiye kadar yaparlardı bile. Onlara direnemeyeceğimi de biliyordum. Şu ana kadar, ne isterlerse yapmışlardı zaten. Kendimi, daha pistte, dansla karışık ayakta sikişler sırasında bırakıp koyuvermiştim. İşin en ilginci de, Turgut’un tutumuydu tabii. Büyük bir aldırmazlık içindeydi Turgut. Karısını hemen yanı başında sikilmişten beter etmişlerdi ve haberi bile olmamıştı. Doğrusu bunu aklım almıyordu. gerçi, bir yıllık evliliğimiz süresince, bir kaç kez aldatmıştım Turgut’u ve anladığım kadarıyla Turgut da bilmesine rağmen ses çıkarmamıştı ama, bu seferki bambaşkaydı.
Tam bunları düşünürken Turgut’un kelimeleri yaya yaya İngilizce konuştuğunu duydum.
– “Burası kapanacak galiba…” diyordu Yunanlılara, – “Hadi bizim odaya gidelim… İçmeye ve konuşmaya, orada devam ederiz…” kulaklarıma inanamıyordum. Yunanlıların gözlerinin parladığını görebiliyordum bu arada. Deli miydi bu adam?
– “Sen ne yaptığını sanıyorsun..?” dedim Türkçe konuşarak.
– “Ne yapıyor muşum..?”
– “Bu adamları odamıza davet ettin…”
– “Eeee, ne olmuş yani..?”
– “Turgut, olup bitenin farkında değil misin sen..?”
– “Ne gibi yani..?”
– “Bunlarımı hepsi, beni sikmeye çalışıyor…”
– “Hadi canım sen de… Seni seyrediyorlar biraz işte… Eminim bu da senin hoşuna gidiyordur…”
– “Odaya gidersek, sikerler beni…”
– “Yok canım… Benim yanımda yapacak değiller ya…”
Sustum. Laf anlamak istemiyordum Turgut. Bu arada hesap ödenmişti bile. Hep birlikte gece kulübünden çıkıp, otelin ana binasına doğru yürümeye başladık. Yine iki Yunanlının arasında kalmıştım. Biri belime sarılmıştı. Ama bununla da yetinmiyordum. Eli gelip, bir pençe gibi bir mememi avuçlamıştı. Öbürü de kalçalarımı okşayıp duruyordu. Turgut ise, üçüncü Yunanlıyla konuşarak yürüyordu bir adım önümde.
Kendimi bir hayal aleminde gibi hissediyordum. Beni neyin beklediğini biliyordum. Bu Yunanlıların Beni sikeceklerinden hiç kuşkum yoktu. Bunu şiddetle istediğimin de farkındaydım. Tek aksayan taraf, Turgut’un varlığıydı. Bu da, zaten yasak olan bir şeyi, çok yasak hale getiriyordu sanki. Ama direnemiyordum da. Ne Yunanlılara, ne de kendi isteklerime karşı direnemiyordum.
Lobiye girerken, Beni bıraktılar adamlar. İçerisi hem aydınlıktı, hem de kalabalık. Turgut gidip resepsiyondan anahtarı alırken, Resepsiyon görevlisinin gözleri bana benim arkamdaki genç oğlana takıldı. Beni ve yanımdaki üç Yunanlıyı, bilmiş bilmiş süzüyordu. Ne olduğumu anlamıştı oğlan. Bu Gayet açıktı. Anahtarı Turgut’a verirken ki gülümsemesinden de belliydi zaten. Sonra Turgut, resepsiyonun yanındaki bara uğrayıp, bir kova dolusu buz aldı ve asansöre binip yukarı çıktık.
Oda aslında oldukça büyüktü ama, yine de beş kişi için küçük sayılırdı. İki geniş koltuktan başka oturulabilecek tek yer, alabildiğine geniş yataktı. Bir an öylece durduk ayakta. İçerdeki tek ışık, çıkarken açık bıraktığımız, aynanın önündeki abajurlu küçük masa lambasından geldiği için, içerisi iyice loştu. Yatağa oturmaya cesaret edememiştim doğrusu. Gidip koltuklardan birine oturdum. Öteki koltuğu da Yunanlılardan biri oturmuş, Turgut ve iki Yunanlı ayakta kalmışlardı. Sonra Turgut bavulu karıştırıp, İzmir’de havaalanından aldığı viski şişesini çıkardı ortaya. Mini bardaki bardaklar da yeterli değildi tabii. İki viski, iki de şarap bardağı vardı. Yunanlılardan biri gidip, banyodan bir bardak daha getirdi. Turgut içkileri doldurunca da, bardağını eline alıp balkona çıktı adam. Öbür Yunanlı da, Turgut’u kolundan tutup arkadaşının peşinden yürüdü.
Dolunay vardı ve manzaranın müthiş olduğuna emindim. Şimdi üçü de balkondaydılar ve o, karşımdaki koltukta oturan Yunanlıyla yalnız kalmıştım odada.
Otururken, kısacık eteğim iyice sıyrılmıştı. Ama toparlanmayı, aklımın ucundan bile geçirmiyordum. Karşımdaki Yunanlının gözleri, büyük bir açlıkla bacaklarımı didik didik ediyordu ve bundan hiç bir şikayetim yoktu. Bacak bacak üstüne atmaktan vazgeçip, dizlerimi biraz aralık oturmaya başladım. Adamın amımı görebildiğine emindim. Gözlerimi çevirip balkona baktım. Turgutla iki Yunanlıyı görebiliyordum. Turgut ve Yunanlılardan biri, oradaki iki plastik iskemleye oturmuşlardı ve sırtlarım odaya dönüktü. Öteki Yunanlı ise, balkon parmaklığına yaslanmıştı ve yüzü pencereye dönüktü.
Dizlerimi biraz daha araladım. Şimdi karşımdaki Yunanlı ‘ya, gece kulübünde parmağını soktuğu yeri iyice gösteriyordum. Yapageleceğimi bilmenin verdiği heyecanı, vücudumun tüm hücrelerinde hissediyordum neredeyse. Amla bunun nasıl ve ne zaman olacağını bilemiyordum. Bu da, nedense heyecanımı, kat kat arttırıyordu.
Sonra Yunanlının birden yerinden kalktığını gördüm. Aradaki mesafeyi iki adımda alıp önüme geldi adam. Bir süre öyle göz göze bakıştık. , Pantolonunun önündeki müthiş kabarıklığı görebiliyordum. Elini uzatıp, saçlarımı okşadı Yunanlı. Peşinden de üstüne eğildi.
– “Çok güzelsin…” diye fısıldadı “Seni sikmek istiyorum…”
– “Ohhhh…” diye inleyebildim yalnızca.
Yunanlının ağzı açıldı ve kalın, etli dudakları, benimkilerin üstüne kapandılar. İnleyerek, dilimi adamın ağzına verdim o zaman. Başım, artık fırıldak gibi dönüyordu. Adamın ellerinden biri, memelerimde dolaşmaya başlamıştı. Kendimi bıraktım. Gözlerim kapamıştı. Sonra adamın uzaklaştığını hissederek, yeniden açtım gözlerimi. Yavaşça, hemen önümde yere oturdu Yunanlı. Bacaklarımın, ayak bilekleri ile dizlerim arasındaki kısmını okşamaya başlamıştı şimdi. Bir süre sonra ayakkabılarımı çıkardı ve çıplak ayaklarımı okşamaya koyuldu.
– “Ayakların çok sik kaldırıcı, biliyor musun..?” diye sordu, – “Tüm gece boyu onlara baktım ve yarağım hiç inmedi…”
Şimdi bir ayağımı eline almıştı. Biraz kaldırıp öpmeye başladı sonra da. Tüm vücudumun alabildiğine gerildiğini hissediyordum. Tanrım, alev alev yanıyordu amım. Yunanlının dilinin ayak parmaklarım da dolaşmaya başladığını hissettiğimde ise çıldıracak gibi oldu. İmmmmnnnnhhhhh…” diye inledim, – “Ohhhhh çok güzel… Ohhhhhh…”
Tek tek parmaklarımı ağzına alıyor, emiyordu adam. Tanrım, böyle bir şeyi hiç yaşamamıştım şimdiye kadar. Sıra öbür ayağıma geldiğin de, gözlerimi çevirip balkona baktım tekrar. Değişen hiç bir şey yoktu neredeyse. Turgutla bir Yunanlının sırtları, odaya dönüktü hala. Ama öbür Yunanlı, olup bitenleri görüyordu. Benin kapkara gözlerimin alevler saçtığını görerek ürperdik.
Bu arada adam da, ayak bileklerimden başlayarak, yavaş yavaş yukarılara çıkmaya koyulmuştu. Dudakları ve dili, bacaklarımın iç tarafların da dolaştıkça, zevkten mest olduğumu hissediyordum. Dizlerim kendiliğinden, alabildiğine açıldılar. Şimdi tam amımın içine bakıyordu Yunanlı. Kendimi, tabak gibi açmıştım onun önünde. Adam iki elini kalçalarımın altına sokup Beni tuttu ve biraz öne çekti.
– “Amın da çok güzel…” dedi sonra da, “Resim gibi… Yarağımı içine alabilmek için açılmış bekliyor…”
Yunanlının sözleri, ateşten birer ok gibi Beynime saplanıyordu. Alev alev yanan eller, hala kalçalarımın altındaydı. Sonra adamın başparmağını, götümün deliğinde hissederek, çıldıracak gibi oldum. Vücudumun en duyarlı yerlerinden biriydi götüm. En az amım kadar, hatta belki de daha fazla duyarlıydı o küçük delik. Amımdan akan sularla, şimdi vıcık vıcık ıslak ve kaygandı. Hafifçe bastırdı Yunanlı ve birden içime kayıverdi başparmak.
-“Götünü sikmek istiyorum, biliyorsun değil mi..?” diye sordu adam,
– “Çok güzel götün… Tam sikilecek göt…”
Sonra adamın başının, bir anda kasıklarıma gömüldüğünü gördüm. Dudakları, amımın susamış bir ağız gibi açık duran dudaklarına yapıştılar ve aynı anda da, dili içeri kayıverdi. Hiç durmuyordu Yunanlının dili. Küçük bir sik gibi içime girip çıkıyor, zaman zaman yukarıya bızırıma gelip, aklımı başımdan alıyordu. Gözlerimin önünde şimşekler çakıyordu sanki. Birden orgazm olmaya gelmeye başladım. Götüm, içindeki parmağı, koparacak gibi sıkıştırmıştı. Vücudum sarsılıyor, kıvranıp, bükülüyordum.
Kendimi tekrar toplamama, Yunanlının benden uzaklaşması neden oldu. Hala yerde oturuyordu adam. Ama biraz uzağıma gitmişti şimdi. Sonra balkon kapısındaki hareketi fark ettim Turgut içeri girmişti. Elimdeki bardak boştu ve içkisini tazelemeye gidiyordu. Bir an göz göze geldik. Müthiş bir biçimde oturduğumun farkındaydım. Kalçalarım koltuğun kenarında, yarı yatar gibi oturuyordum. Eteğim belime kadar sıyrılmıştı. Bacaklarım alabildiğine açıktı.
– “Eğleniyor musun..?” diye sordu Turgut, “Görüyorum ki, kendini seyrettirmeyi, bayağı ileri boyutlara götürmüş durumdasın…”
o kadar şaşırdım ki, konuşmadım bile. Acaba salak mıydı Turgut? Hangi kendimi seyrettirmekten söz ediyordu bu adam? O balkonda oturup, aptal aptal sohbet ederken, bu Yunanlı amımı yalamış, parmağını götüme sokmuş, orgazm olmama boşalmama neden olmuştu. Olduğu gibi meydandaki amımın halinden de mi hiç bir şey anlamıyordu acaba? Bu durumu, hem şaşırtıcı, hem de garip bir biçimde tahrik edici buluyordum. Bardağına viski doldurmakta olan Turgut’u seyrederken, Yunanlının da yerden kalkıp, yeniden koltuğuna oturduğunu fark ettim. Benin gülümsememden, Turgut’un tepkilerine biraz şaşırdığımı anlamıştı. gerçi Türkçe konuşmalarımı anlamamıştı Yunanlı ama, Turgut’un hiç de kızgın bir hali olmadığını görebiliyordu. Sonra Turgut, elinde bardağı, yeniden balkona çıkıp, bizleri yalnız bıraktı.
Gözlerimi yeniden Yunanlı ‘ya çevirdiğimde, Turgut’u tümüyle unutuverdim. Pantolonununun önü, bir çadır gibi kabarmıştı adamın. Gece kulübünde, elime almıştım. Okşayıp, orgazm olmazını sağlamıştım. Bunu hatırlamak, içimde müthiş bir ateşin yanmaya başlamasına neden oldu yalnızca. Çok istememe rağmen orada yapamamıştım gerçi ama, şimdi burada, ağzıma alabilirdim onu. Yerimden kalkıp, adamın bacaklarının arasına diz çöktüm. Elimi uzatıp, gözlerimi bir türlü ayıramadığım kalkmış yarağını okşamaya başladım.
Adamın buna yanıtı çok basit oldu. Fermuarını indirip, dışarı çıkardı yarağını. Tanrım, ne kadar da büyüktü. Esmer, kıllı ve Kocamandı. Morarmış başı bir mantar gibi şişmişti. Elimi yeniden götürüp, parmaklarımı yarağın çevresine sımsıkı doladım. Böyle tuttuğumda, Turgut’un yarağı kadar bir bölüm, yine de açıkta kalmıştı. Gözlerimi kaldırıp balkona baktım. Turgut’un yine sırtı dönüktü içeriye. Ayaktaki Yunanlı ise bizleri seyrediyordu. Bu içimdeki ateşin daha da büyümesine neden oldu yalnızca. Dizlerimin üstünden doğrulup, elimdeki yarağın üstüne eğildim. Dudaklarım, yarağın ateş gibi yanan başının üstüne kapandılar. Gözlerimin karardığını hissettim. Alabildiğim kadarını ağzımın içine alıp, emmeye başladım.
Gece boyu içtiğim içkilerinde etkisiyle, iyice umursamazlaşmıştım artık. Turgut şu anda odaya girecek olsa bile aldırmayacak gibi hissediyordum kendimi. Yunanlı’nın tadı çok hoşuna gitmişti. Kalınlığı ve sertliğine rağmen, teni, inanılmaz bir kadife yumuşaklığındaydı ağzındaki yarağın. Burnuma, adamın kasıklarından gelen koku doluyor ve bu başımın dönmesini daha da arttırıyordu. Ama en müthişi, ağzımın içini dolduran o mantar gibi başın tepesindeki delikten zaman zaman sızan sperm damlalarının tadıydı. Neredeyse tüm benliğimle Yunanlı’nın fışkırtmasını, tohumlarını ağzıma doldurmasını istiyordum. Adamın erkeklik sıvısını içmek için duyduğum istek, giderek büyüyor, dev boyutlara ulaşıyordu.
Sonra birden, iki ateş gibi yanan elin kalçalarım da dolaşmaya başladığını hissederek titredim. Gözlerimi açıp baktığımda, Yunanlı’lardan birinin gelip arkamda diz çökmüş olduğunu görerek, iyice heyecanlandım. Böyle dizlerimin üstünde öne eğildiğimde, eteğim belime kadar sıyrılmıştı. Yeniden balkona baktım. Şimdi Turgut ve yanında oturan Yunanlı, yalnız kalmışlardı balkonda.
Turgut’un salaklığına iyice inanmaya başlamıştım artık. Tanrım, sikilmek üzereydim ve Turgut bunun farkında bile değildi. Bir taraftan da, Turgut’un bu kadar yakında olması, içimdeki sikilme isteğini daha da büyütüyordu sanki.
Kalçalarımı okşayan Yunanlı, kanımın kaynama noktasına gelmesine neden oluyordu. Gerçekten ustaydı elleri. Kıçımın yuvarlaklarını mıncık mıncık ediyordu. Sonra öpmeye başladı kalçalarımı. Sonunda da dudakları yuvarlaklarımın arasına girip, amımın dudaklarına yapıştılar. Tüm vücudum, elektrik çarpmış gibi titredi. Belimi büküp, kıçımı yükselttim ve adamın yüzüne bastırdım. Dili her yerde dolaşıyordu. Ama asıl darbeyi, götümü yalamaya başladığında indirdi Yunanlı. Sıcacık, ıslak ve kaygan bir dilin götümün alabildiğine duyarlı deliğinin üstünde dolaşmaya başlamasıyla, delirecek gibi oldum. Sikle dolu ağzımdan derin bir inleme çıktı. Tüm yaşamım boyunca, ilk defa götüm yalanıyordu ve bundan duyduğum zevk o kadar büyüktü ki, şimdiye kadar boşa geçen zamana acımaya başlamıştım.
Dudaklarım, emmekte olduğum yarağın çevresine daha da hırsla yapıştılar. Aynı anda, arkamdaki Yunanlı’nın dudakları da götümün deliğine yapışmıştı. Sanki içimi boşaltmak istiyormuş gibi emiyordu adam. Gözlerimde şimşekler çakmaya başlamıştı n. Ben de aynısını, ağzımdaki sike yapmaya, tüm gücümle emmeye başladım. Turgut, tümüyle çıkmıştı aklımdan.
Bir taraftan da, götümün her geçen an biraz daha açıldığını ve içine girecek bir sik için hazır hale geldiğini hissediyordum. Tek başıma bu bile, inanılmaz bir heyecan veriyordu. Götümden sikilmek istiyordum. Sik istiyordu götüm. Turgut’un bir Yunanlı yarağı hem de. Arkamdaki adam biraz uzaklaştığında, bu nedenle daha da heyecanlanarak beklemeye başladım. Hareketlerimden, onun pantolonunun önünü çözüp, yarağını dışarı çıkarmakla uğraştığını anlıyordum. Az kalmıştı.
Sonra dizlerinin üstünde, bana iyice sokuldu Yunanlı. Ne var ki, onun Turgut’un yarağının ateş gibi yanan başını, götümde değil de amımda hissettim. Öylesine sulanmış, öylesine açılmıştı ki amım, tek bir harekette, dibine kadar sokuverdi adam. Yağ gibi içine kaymıştı o Turgut’un sik. Yunanlı’nın iri ve kıllı taşaklarının, amımın dudakların da ezildiğini hissetmek, Beni deli ediyordu. Ama adam hareketlenip, yarağını sokup çıkarmaya başladığında, zevkten bayılacak gibi oldum.
Sonunda sikiliyordum.
O akşama kadar hiç tanımadığım, yakışıklı ve kocman sikli bir Yunanlı, balkonda oturmakta olan salak Turgutdan yalnızca bir kaç metre uzaklıkta, sikiyordu Beni. Üstelik ağzımda da, en az Onun kadar kalın, en az Onun kadar yabancı ve yakışıklı başka bir Yunanlı’nın yarağı vardı. Kafamın içi, zevkten uğuldamaya başlamıştı. Bu nedenle, amımın içinde ileri geri hareket etmekte olan yarağın tümüyle dışarı çıktığını hissettiğimde, panikledim. Büyük bir boşluk olmuştu içimde. Ama hemen peşinden, adam, yarağını getirip götüme dayadı. Şimdi am sularımla iyice ıslanmış, vıcık vıcık kaygan hale gelmişti yarağı. Hafifçe bastırıyordum. Bu temas, götümün de birden açılmaya başlamama neden olmuştu. Tanrım, tıpkı et yiyen bir bitki gibi, içine girmeye çalışan yarağı kolaylıkla alabilmek için açılıyordu götüm. Biraz daha bastırdı Yunanlı ve o mantar gibi baş, yavaşça kaydı içime.
Vücudum titremeye başlamıştı artık. Yavaş yavaş gelmek üzere olduğumu fark ediyordum. Tam o sırada da, müthiş bir şey oldu ve ağzındaki sik, birden fışkırmaya başladı. İnanılmaz bir hız ve bollukla fışkırtıyordu koltuktaki Yunanlı. Spermleri, ağzımın tavanına çarpıyor, oradan da gırtlağımdan aşağıya mideme akıyordu. Müthiş bir şiddetle, bende orgazm olmaya gelmeye başladım. Vücudum, dalga dalga sarsılıyordu Gözlerim karardı.
Kendimi yeniden topladığımda, başım, koltukta oturan Yunanlı’nın kucağındaydı. Adamın şimdi yarı yarıya inmiş olan yarağı yanağıma değiyordu ve vücudum, arkadan yarağını götüme sokup çıkarmakta olan öteki Yunanlı’nın hareketleriyle, ileri geri gidip geliyordu. Bir anda kanımın yeniden tutuştuğunu hissettim. Başımı çevirip dudaklarımı araladım, ve yanağıma sürtünmekte olan, yapış yapış, sperm içindeki yarı inik yarağı, yeniden ağzına alıp emmeye koyuldum.
Şimdi, tadını çıkara çıkara, yavaş yavaş sikişiyordum. Götümü sikmekte olan Yunanlı da acele etmiyordu hiç. Uzun ve yumuşak hareketlerle yarağını götüme sokuyor, çıkarıyor, sokuyordu. Yunanlı’nın yarağını bir eldiven gibi saran götümdeki binlerce sinir ucundan gelen zevk dalgalarının Beynime gittiğini hissederek, mest oluyordum. İnanılmaz zevk alıyordum. Sevmiştim götümden sikilmeyi. Ama bu seferki bambaşkaydı. Zevkten çıldıracak gibiydim.
Bu arada hırsla emmekte olduğum sik de, yeniden kalkmaya başlamıştı. Giderek büyüyüp kalınlaşıyor, ağzıma zor sığar hale geliyordu. Bunu da inanılmaz tahrik edici buluyordum. Sonunda, Yunanlı’nın yarağının o kocaman başı gırtlağıma dayanmaya başladığında, iyice kaptırdım kendimi sik emmeye. Arkamdaki Yunanlı, götüme her geçirişinde Beni ileri, arkadaşının üstüne doğru itiyordu. O zaman da, ağzının içindeki sik, gırtlağımın en dibine kadar dayanıyor, gözlerimde şimşekler çakmama neden oluyordu.
Götümün içindeki sik birden kasılıp, tohumlarını fışkırtmaya başladığında ise sanki içimde bir top patlamış gibi oldu.. Götüm, inanılmaz bir biçimde açılıp kapanıyor, içindeki yarağı sanki sağıyor, tüm spermlerini, tek bir damla bile kalmamacasına emip boşaltmaya çalışıyordum. Bu sefer, kendimden geçmemeyi başardım. Ama, Yunanlı’nın artık inen yarağı götümden çıkarken, bayılacak gibi oldum.
Sonra gözlerimi kaldırıp, yarağını emmekte olduğum Yunanlı’ya baktım. Biraz önce koltukta amımı yalarken, “götümü sikmek istediğini” söylemişti bu adam. Bunu ben de istiyordum. Götüm sikilmeye doymamıştı daha. Yavaşça ayağa kalktım. Turgutla üçüncü Yunanlı, hala sırtları odaya dönük, oturuyorlardı balkonda. Ama, eğer Turgut yanı başımda bile olsa, bunu umursamayacağımı, yine de kendimi bu Yunanlı’ya götümden siktireceğimi biliyordum.
Adam götümü istemişti, ben de verecektim.
Sırtımı oturan Yunanlı’ya dönüp, elimi bacaklarının arasından uzatarak yarağını kavradım Onun. Emerek, ilk baştaki sertliğine ulaştırmıştım bu kocaman yarağı. Sonra dizlerimi büküp, kalçalarımı adamın kucağına indirmeye başladım. Yarağın başı götüme değer değmez de, bırakıverdim kendimi. Götüm bir anda açıldı ve o Kocaman sik, dibine kadar girdi içime. Zevkten bağırmamak için, alt dudağımı ısırdım. Tanrım, yarağı yedikçe, daha çok sikilmek istiyordum. Sonra gözlerim, şimdi ayağa kalkmış, önünde durmakta olan ikinci Yunanlı’ya takıldı. Yarı inmiş yarağı, hala pantolonunun dışındaydı ve bu manzara, ağzımın sulanmasına neden oluyordu. Elimi uzatıp, yakaladım adamın yarağını ve onu kendine doğru çektim. Sonra da ağzını açıp, üstüne eğildim. Az önce götümden çıkan, tohumlarını götümün en dibine fışkırtan sik, şimdi ağzındaydı.
Şimdiye kadar amımdan yeni çıkmış sikleri ağzıma aldığım çok olmuştu. Ama ilk kez götümden yeni çıkmış bir yarağı alıyordum ağzıma. Tadı da kokusu da çok değişikti. O kadar çok heyecanlandım ki, yine gözlerim kararmaya başladı. Büyük bir hırsla emmeye başladım. Bir taraftan da, koltuktaki Yunanlı’nın yarağının üstüne oturup kalkıyor, onu götümün içine alıyordum.. Ağzının içindeki sik, yine alabildiğine kalkmış, Kocaman olmuştu. Geri çekilip ağzımdan çıkardı ve hayranlıkla seyrettim. Ne kadar da büyüktü. Dibinden sıkı sıkı tutup, Kocaman başını yalamaya başladım. Sonra adamın, arkadaşına Yunanca bir şeyler söylediğini duydum. Ne dediğini anlamamıştım tabii. Kucağında oturduğum Yunanlı, iki eliyle giysimin askılarını düşürdü önce. Şimdi memelerim çıplak kalmıştı. Sonra adamın kıllı elleri, birer pençe gibi avuçladılar memelerimi. İçim çekiliyordu sanki. Adam Beni iyice kendine çekip, sırtımı göğsüne yasladı. Öteki Yunanlı da birden eğilip iki bacağımı, dizlerimin arka taraflarından tutup havaya kaldırdı. Dengemi iyice yitirmiş, altımdaki adamın kucağında hareketsiz kalmıştım. Zevkten kısılmış gözlerle, adamın bacaklarımı biraz daha kaldırıp, iyice birbirinden ayırdığını gördüm. Böyle oturunca, altımdaki Yunan’lının yarağı, tümüyle girmişti götüme. Sonra ayaktaki biraz daha sokuldu Onun müthiş bir istekle amıma bakmakta olduğunu gördüm. Gözlerimi indirip, bende baktım oraya. Susamış bir ağız gibi dudaklarını açmıştım amım. Birden ne olacağını anladım ve inanılmayacak kadar heyecanlandım. Tanrım, o da yarağını amıma sokacaktı. Arkadışının yarağı dibine kadar götüme gömülüyken, o da amıma sokacaktı yarağını. Yalnızca inleyebildim. Gittikçe daha çok sokuluyordu Yunanlı. Yarağının başı amımın dudaklarına değdiğin de, titremeye başladım hiç aldırmadan sokmaya başladı adam. Zevkten uçmak üzere olduğumu hissediyordum. Götüm, Kocaman bir sikle doluydu ve ikinci bir Kocaman sik, amıma giriyordu. Karnımın içini sik dolduruyordu. Bu kadar büyük bir zevki hiç yaşamamıştım. Bulutların üstüne çıkmıştım sanki. Yunanlı, biraz da zorlanarak bastırıyor ve yarağı, amıma giriyordu. Sonunda, köküne kadar geçirdi. Bu da, orgazm olmam ve bir kez daha gelmem için yeterli oldu. Kelimenin tam anlamıyla yıldızları görüyordum.
Sonra beni sikmeye başladı adamlar. Biri amımı, öbürü götümü sikiyordu. Kocaman Yunanlı sikleri, birer piston gibi içime giriyor, çıkıyor, giriyor, çıkıyordu. Sonra da bir daha ve bir daha. Kendimi bir sik kölesi gibi hissediyordum. Tüm benliğini, müthiş bir zevk girdabına kaptırmıştım. Çevremdeki her şey, sanki silinip gitmişti ve tüm evren, yalnızca amımla götüm ve oralara girip çıkmakta olan siklerden ibaret bir hale gelmişti.
Böylesine büyük bir zevkin olabileceğini bile, şimdiye kadar hiç düşünmemiştim. Gerçek anlamda sikilmekti bu. Sikilmekti. Bir taraftan da, amımı sikmekte olan Yunanlı’nın yüzünü seyrediyordum. Zevkle çarpılmıştım bu esmer ve yakışıklı erkek yüze. Gözleri kısıktı. Derin derin soluyordum. Onun da, müthiş zevk aldığını görebiliyordum. Bu da, kendi zevkimi kat kat arttırıyordu nedense. Altımdaki adamın da yüzünü görebilmek için başımı yana çevirdim ve bir anda Turgut ile göz göze geliverdim. Hiç de öyle sarhoş görünmüyordu Sadık. Sonra birden, müthiş bir ayrıntıyı fark ediverdim. Turgut pantolonunun önü açıktı ve yarağını dışarı çıkarıp eline almıştı. Yine göz göze geldik.
– “Müthiş…” dedi Turgut, – “İkisi birden sikiyorlar seni…”
Yalnızca inleyebildim. Kendimi bir hayal aleminde hissediyordum. Olup bitenlere aklım ermiyordu bir türlü. Bu odaya geldiğimizden beri balkonda aptal aptal oturup içmekte olan Turgut, şimdi yanı başımda duruyor ve benim sikilişimi seyrediyordu. Üstelik kalkmış yarağı de elimdeydi. Yeniden inledi.
– “Seni sandviç yapmışlar…” diye soludu Turgut, “İnanılmaz güzel görünüyordu, biliyor musun..?”
Sonra gözlerimle, üçüncü Yunanlı’yı da yakaladım. Turgut’un biraz arkasında duruyordu adam. O da yarağını dışarı çıkarmıştı. Birden müthiş bir şey oldu. Yunanlı’ların ikisi birden orgazm olmaya gelmeye başladı. Biri amıma, öbürü götüme fışkırtıyordu spermlerini. Erkeklik sıvılarının yakıcı sıcaklığı, aklımı başımdan aldı. Dev bir elin beni tutup gökyüzüne fırlattığını hissettim.
Kendime geldiğim de, yatağın üstünde yatıyordum. Çırıl çıplak soymuşlardı Beni. Tüm vücudum sızlıyordu. Dirseğimi yatağa dayayıp doğruldum ve kıllı bir sikle burun buruna geldim o anda. Üçüncü Yunanlı yatakta, yanı başımdaydı. Dizlerimin üstünde duruyordum hala ve çırılçıplaktım. Saçlarımdan yakalayıp, yüzümü yarağına doğru çekti. Yalnızca ağzımı açabildim. Sonra adam, yarağını ağzıma soktu. Peşinden de kalçaları hareketlendi ve ağzıma sokup çıkarmaya başladı. Daha tam kendine gelemeden, yeniden zevkten uçma noktasına gelmiştim. Bu sefer de ağzımdan sikiliyordum. Yunanlı, düpedüz ağzımdan sikiyordu Beni.
Sonra, Turgut’un koltuklardan birinde oturmakta olduğunu gördüm. Pantolonununu çıkarmıştı Turgut. Yarağını sıvazlıyor ve beni, daha doğrusu, ağzımdan nasıl sikildiğimi seyrediyordu. Yunanlı’nın yaptığı çok büyük zevk veriyordu gerçi ama, Turgut’un seyretmesi, bu zevki bir anda yüze katlamıştı sanki.
Birden ağzımdaki yarağın kasıldığını hissettim. Aynı anda fışkırtmaya başladı adam. Spermlerini ağzıma dolduruyor, gırtlağımdan aşağıya, mideme akıtıyordum. Öyle de çok fışkırtıyordu ki, hepsini yutamıyordum. Bir kısmı dışarı taşıp, dudaklarımdan çeneme, oradan da boynuma doğru sızıyordu. Ben de Orgazm olmaya yaklaşırken içimde bir top patlamış gibi oldu. Yeniden kendimden geçtim.
Bilincimi yeniden toplayabildiğimde, Yunanlı’nın yanındaydım. Memelerimi yalıyordu adam. Kendimi, yeni bir zevkin pençesinde buluvermiştim yine. Başımı çevirip Turgut’a baktım. Büyülenmiş gibi seyrediyordu Turgut. Öbür koltuğa da öteki Yunanlı’lardan biri oturmuştu. Tıpkı ayaktaki arkadaşı gibi, o da çırılçıplak soyunmuştu şimdi. İkisinin de sikleri, yarı kalkmış bir haldeydi.
Üstümdeki Yunanlı, şimdi bacaklarımın arasına girmişti. Sonra dizlerinin üstünde doğrulup, bacaklarımı iki eliyle tutup havaya kaldırdı adam. Sikecekti Beni. Bir kez daha, Turgut’un hemen önünde sikilecektim. Dizlerimi karnıma doğru çektim. Kendimi Yunanlı’nın önünde, bir tabak gibi açmıştım şimdi. Yunanlı’nın Kocaman yarağının başı, amımın dudaklarına değiyordu. Birden ve tek hamlede, dibine kadar geçirdi adam.
– “Ahhhhh…” diye inledim – “Sik beni… Ohhh hadi sik beni…”
İngilizce konuşuyordum Onun anlayabilmesi için. Ama adamın, böyle bir istek gelmesini bekleyecek hali olmadığını da görebiliyordum. O Kocaman yarağını, amıma sokup çıkarmaya başlamıştı bile. Arkadaşlarınınkilerden de büyüktü bunun yarağı. Alabildiğine açılmıştı amım. Başımı kaldırıp aşağıya baktım. Her çıkarışında, amımın dudakları o Kocaman yarağın çevresine sımsıkı yapışıp çekiliyor, her geçirişinde ise içeri bükülüp gözden kayboluyordu. İnanılmaz zevk alıyordum. İnlemeye başlamıştım.
– “Çok güzel sikiyor seni…” dedi Turgut birden, “Acayip sikiyor seni… Hoşuna gidiyor değil mi..?”
– “Ohhhh evet sevgilim… Çok hoşuma gidiyor… Ohhhhh çok zevk alıyorum… Kocaman yarağı… Ohhhhh Kocaman… Ahhhh sikiyor beni sevgilim… Sikiyor beni… Ohhhh çok güzel sikiyor…”
Bunlarım söylemek, üstelik Turgut’a söylemek, çok uçurucu gelmişti. Aldığım inanılmaz zevki, Turgut ile paylaşmaktı bu. İp, kelimenin tam anlamıyla kopmuştu artık. Her şey olabilirdi bundan sonra, Her şey.
– “Ohhhhh…” diye inledim yeniden, – “Ahhh sevgilim… Deli oluyorum zevkten… Doyamıyorum sikilmeye… Ahhhh doyamıyorum… Ohhhh çok güzel… Ahhh tanrım çok güzel… Beni sikiyor… Sikiyor… Ohhhh sikiyor beni…”
Gerçekten de sikiyordu Beni Yunanlı. Yarağı artık bir piston gibi girip çıkıyordu amıma. Her sokuşunda o kadar şiddetle geçiriyordu ki, adeta Beni yatağa çiviliyordu. Kasıkları kasıklarıma şaplayarak çarpıyor, Kocaman taşakları, kıçımın yanakların da eziliyordu. Yine gözümde şimşekler çakmaya başlamıştı.
Sonra birden durdu Yunanlı. Geri çekilip yarağını amımdan çıkardı ve bir eliyle tutup, o Kocaman başını, götümün küçük deliğine dayayarak bastırdı. Götüm öylesine açık, öylesine vıcık vıcık sperm içindeydi ki, bir anda, yağ gibi kaydı o Kocaman sik içime.
– “Ahhhh götüme soktu sevgilim…” diye inledim, – “Ohhhh şimdi de götüme soktu… Ohhhh o Kocaman yarağını götüme soktu sevgilim… Ohhhhh… Ohhhhh… Götümü sikiyor şimdi de… Ahhhh götümü sikiyor… Ahhhhh… İmmmnnnhhhh…”
Biraz önce amıma girip çıkan o Kocaman Yunanlı yarağı, şimdi de götüme giriyor, çıkıyor, giriyordu. İyice gevşemiş, am gibi olmuştu götüm. Zevkten kafayı yemek üzereydim. Sikiliyordum. Hem de müthiş güzel sikiliyordum. Birden götümden çıkarıp, tekrar amıma soktu Yunanlı. Bir kaç kere sokup çıkardıktan sonra da, tekrar götüme geçirdi. Artık, bir amımı, bir götümü sikiyordu. Yatakta kıvır kıvır kıvranıyordum. Sanki dansediyor gibiydim. Müziği, inanılmaz büyüklükte bir zevk olan, benzersiz bir danstı bu.
– “Sik beni…” diye bağırdım Yunanlı’ya, “Ohhhh sik beni… Sik, sik sik… Her yerimi sik hadi… Ohhhhh deli oluyorum…”
Sonra müthiş bir şey oldu. Yunanlı birden yarağını çekip çıkardı içimden. Aynı anda da fışkırtmaya başladım. Yarağının tepesindeki o küçük delikten çıkan uzun sperm sütunları, karnıma, memelerime, boynuma ve hatta yüzüme gelmeye başladılar. Sperm banyosu yapıyordum sanki. Büyük bir patlama oldu Beyninin içinde. Bir kere daha karardı gözlerim.
Bu sefer kendime gelmeme, vücudumun her yerinde dolaşan eller neden oldu. Az önce Beni, koltuğun üstünde, aynı anda hem amımdan, hem götümden siken iki Yunanlı, şimdi yatakta, yanımdaydılar. İki taraftan kıskaca almışlardı Beni yine. Vıcık vıcık sperm içindeki karnımı, memelerimi, bacaklarımı okşuyorlardı. Bir anda yeni bir ateş dalgası sardı vücudumu. Yine birlikte sikeceklerdi Beni. Bunu anlamak bile çıldırtıcıydı doğrusu. Ellerimi uzatıp, siklerini yakaladım adamların. İkisi de, yeniden kazık gibi sert ve inanılmayacak kadar Kocaman olmuştu. Aslında hiç halim yoktu ama, tüm gücümü toplayıp doğruldum. Adamları göğüslerinden itip yatağa yatırdım sonra. İkisinin arasında diz çöktüm ve hayran hayran Beni bekleyen sikleri seyrettim.
Ağzım sulanıyordu. Eğilip, Yunanlı’ların siklerini, sırayla, değiştire değiştire yalamaya, emmeye başladım. Sike doyamıyordum. Sonra adamlardan biri, pençe gibi elleriyle Beni yakalayıp üstüne çekti. O Kocaman siklerden birinin üstüne, ata biner gibi oturdum. İşte yine sik dolmuştu içim. Öteki Yunanlı ise beni omuzlarımdan iterek, arkadaşının üstüne eğilmeye zorluyordu. Arkama geçmişti adam. İkinci yarağın, götümün artık alabildiğince açık duran deliğime değmeye başlamasıyla, bir kez daha titremeye başladım. Yunanlı yarağını sokarken de bir daha bir daha sarılıyordum. Müthiş bir zevkti bu. Yalnızca amımdan, ya da götümden sikilirken bile zevkten çıldırıyordum zaten. Ama iki deliğimin birden sikilmesi, kelimelerle anlatılamayacak kadar büyük bir zevk veriyordu bana.
Adamlar hareket etmiyor, benim sakinleşmemi bekliyorlardı. Vücudum sarsılıyordu. Tam bitti derken, bir daha geliyordum.
– “Müthiş…” diye fısıldadığını duydum Turgut’un.
Başımı çevirip ona baktım. Aslında Turgut’un yüzündeki ifade de müthişti doğrusu. İnanılmaz boyutta tahrik olmuştu Turgut.
– “Ahhh sevgilim…” diye inledi.
– “Yine ikisi birden sikiyorlar seni…”
– “Ohhhh çok güzel bu sevgilim… Ohhhhh çok güzel… Bundan daha güzel hiç bir şey olamaz dünyada… Ahhhhhh… Aynı anda, hem amımı, hem götümü siktiriyorum bak… Ohhhhh… Ohhhhh çok hoşuma gidiyor… Ohhhh deli oluyorum sevgilim… İmmmnnnnhhhh”
Öbür koltukta oturan ve az önce Beni, amımdan ve götümden değiştire değiştire siken Yunanlı da, alev alev yanan gözlerle olup biteni seyrediyordu. Bu da, benim daha da çok tahrik olmama, aldığım zevkin katlanmasına neden oluyordu. Sonra adamlar Beni sikmeye başladılar. Sikler, amıma ve götüme girip çıkıyordu artık. Müthiş bir tempo yakalamıştı Yunanlı’lar. Birinin yarağı içine girerken, öbürününki çıkıyor, sonra o sokarken, arkadaşı çıkarıyordu. Adamlar acımasızca sikiyor, sikiyor, sikiyorlardı Beni.
Zevkten kısılmış gözlerle, üçüncü Yunanlı’nın da oturduğum koltuktan kalkıp yatağa doğru geldiğini gördüğümde, kalbim duracak gibi oldu. O Kocaman yarağı yine alabildiğine kalkmıştı adamın. Gelip yatağın üstüne çıktı. Sonra da dizlerinin üstünde yürüyerek, altta yatan arkadaşının başının hizasına kadar geldi. Şimdi Kocaman yarağı, neredeyse yüzüme değiyordu.
Üçüncü bir yarağın varlığıyla yeni ve daha da büyük bir sikilme isteğim tüm benliğimi kapladığını hissettim. Adamın ne istediği açıktı. Ağzımı, vücudumda sik girebilecek üçüncü deliğimi istiyordu Yunanlı. Yalnızca dudaklarımı aralayıp bekledim. Biraz daha sokuldu adam. Sonra da, yarağını, ağzıma sokuverdi. Tıpkı daha önce yaptığı gibi. Benim ağzıma almamı beklemeden, tıpkı bir ama, ya da göte sokar gibi, sokuverdi ağzıma. Kalçaları hemen hareketlendi. Şimdi üçüncü bir Yunanlı, ağzımı sikiyordu.
Aynı anda hem amımdan, hem götümden, hem de ağzımdan sikiliyordum. Üç tane Kocaman, birbirinden büyük Yunanlı yarağı birden girip çıkıyordu vücuduma.
Kendimi kocaman bir am gibi hissediyordum. Sikler, götüme, amıma, ağzıma girip çıkıyordu. Sikiyorlardı Beni. Her yerimden sikiyorlardı. Kelimenin tam anlamıyla bulutların üstüne çıkmış, hatta uzaya gitmiş gibiydim. Zevkten ölebileceğimin farkındaydım. Sürekli zirvede kalmanın inanılmaz boyutunu yaşıyordum. Amım, durmadan akan bir çeşmeye dönmüştü artık. Vücudumdaki tüm su, orgazm oldukça boşalan am sıvılarım olarak dışarı akıyordu sanki. Bilincim, sürekli gidip geliyordu. O kadar çok zevk alıyordum ki, bu, bayılmamı engelliyordu.
Yunanlı’ların üçü de, spermlerini bir kaç kez fışkırtmış olmanın verdiği dayanıklılıkla, acımasızca sikiyorlardı Beni. Siklerini, sanki vücudumun derinliklerinde buluşturmak istermiş gibi, hırsla sokuyorlardı tüm deliklerime. Üç esmer, sırım gibi ve kıllı Yunanlının vücudu aralarına sıkışmış vücudum, dalgalanıyor, kıvrılıp bükülüyor, adeta çırpınıyordu.
Sonra, zevkten bulanmış gözlerim, yatağın yanımdaki bir hareketi yakaladı. Turgut, şimdi yatağın yanımda ayakta duruyor ve seyrediyordu. Yarağını sıkı sıkı tutan eli, sürekli hareket halindeydi. Turgut benim sikilişimi seyrediyor ve otuz bir çekiyordu. İlk olarak götümdeki sik fışkırmaya başladı. Neredeyse kaynama sıcaklığındaki erkeklik sıvılarını karnımın içinde hissetmek, aklımı başımdan aldı. Sonra amımdaki ve ağzımdaki sikler de girdiler devreye. Aynı anda da, Kocaman yarağından fışkıran spermler, koluma ve omuzuma gelmeye başladı. Bu sefer, içimde patlayan sanki bir atom bombasıydı. Son hatırladığım, gözlerimin önünde çakan rengârenk ışıklar oldu.
Gözlerimi açtığımda, yatakta Turgut ile yalnızdık. Kendimi, başım Onun göğsünde yatıyor buldum. Tüm vücudum sızlıyordu. Başımı kaldırıp, Turgut’un gözlerine baktım. Alev alev yanan bakışlarla bakıyordu bana Turgut.
– “Biliyor musun yıllardır karımı hep karımı bu şekilde siktirmenin fantezisini kurardım. Ama kabul etmeyeceğini bildiğim için ona söylemeye bir türlü cesaret edememiştim. Eeee kısmet sanaymış….” dedi ona baktım.
– “Sen bir hayvansın beni bilerek sarhoş ettin” diye bağırdım. O zevkle gülümsedi sonrada
– “Kes sesini az önce nasıl bir orospu olduğunu ikimizde gördük şimdi niye tirit yapıyorsun bana… Hadi bakalım şimdi uslu bir orospu ol ve beni son kez boşalt” dedi.
Maalesef dedikleri doğruydu ve yapacak bir şeyim yoktu. Turgut’un isteğine uyarak elimi uzatıp, biraz küçük ama taş gibi sert yarağını okşamaya başladım. İşte o berbat oyunu yeniden oynamaya başlamıştık
– “Neler yaptılar sana öyle…” dedi Turgut.
-“…..” Cevap vermeyince sinirlendi eliyle boğazımı sıkıp
-“Söylesene kaltak ne yaptılar sana” dedi. Nefes alamaz olmuştum güçlükle
– “Siktiler beni sevgilim… Ohhhh siktiler beni…” dedim.
– “Hiç böyle bir şey görmemiştim… Seyrederken uçtum ben… Kim bilir sen neler hissettin…”
– “Ohhhhh çok güzeldi sevgilim… Üç yarağı birden yemek, müthişti… Çıldıracağımı sandım bir ara… Ohhhhh… Amımı da götümü de genişlettiler Kocaman sikleriyle sevgilim…”
-“Göstersene bana… Hadi görmek istiyorum…” Boğazımı bırakmıştı.
Turgut’un sözleri, içimde yeni bir ateşin başlamasına neden oluyordu. Önce doğruldum yatakta. Sonra da ters olarak Turgut’un üstüne çıktım. Dizlerimi yatağa dayayıp öne eğildim. Yüzüm, Turgut’un yarağının hizasındaydı, Kasıklarım ise Onun başının hizasında havada.
– “Müthiş…” dedi Turgut, “Amın da götün de, hala açık duruyor… İçin sperm dolu…”
Onun iki eliyle kalçalarımı okşamaya başlamasıyla ürperdim. İçimden sızan spermleri, Turgut’un yüzüne damladığını hissediyordum. Başım dönmeye başlamıştım yine. Sonra Turgut, iki eliyle kalçalarımı kavrayıp, Beni yüzünün üstüne çekti. Amımın dudaklarını, Turgut’un ağzına yapıştığını hissettiğim anda, müthiş bir zevk duydum. Turgut’un dilinin amımın içine kaydığımı hissettiğim de ise çıldıracak gibi oldum. Defalarca sikilmiş amımı yalıyordu. Karın kaslarım kasıldıkça içimden taşan spermler, Turgut’un ağzına akıyordu.
Sonra götümü de yalamaya başladı Turgut. Öne eğilip, dudaklarımı, Turgut’un yarağının çevresine yapıştırdım ve emmeye başladım. O biraz küçük ama taş gibi sert sik tohumlarını gırtlağına fışkırtmaya başlayana kadar da emdim, emdim, emdim.
Sabah uyandığımda, vücudumun her yeri ağrıyordu. Yaşadığım müthiş geceyi düşününce, bu da normal sayılırdı tabii. Üç Yunanlı, şimdiye kadar hiç sikilmediğim gibi sikmişlerdi Beni. Her yerimden. Amımdan, götümden ve ağzımdan. Hep birlikte. Aynı anda. En sonunda da Turgut, yeni sikilmiş amımı ve götümü yalayıp emmiş, içime dolan spermlerin hepsini temizlemişti. Doğrusu bu da müthiş bir şeydi. Bunu asla beklemiyordum. Üstelik bütün bunlar, olmasını hayal dahi edemeyeceğim şeylerdi
Turgut benden önce kalkmış, duşa girmişti. Kalktığımı duyunca
– “Sonay aşkım uyandın mı ?” diye çağıran sesiyle
Ben de banyoya gittim ve kocaman banyoya yöneldim. Turgut elimden tutarak beni yanına çekti ve duşun altına soktu. Vücudumun her yerini sabunlayarak yıkadı. Böylece dün diliyle temizlediği vücudumdaki sperm artıklarını bu günde banyoda suyla temizlemişti.
Daha sonra, kahvaltıya inmek için hazırlanmak amacıyla aynanın önüne oturduğumda, Turgut arkadan gelip omuzlarımı okşamaya başladım. Sanki gerçek karısıymışım gibi davranıyordu..
– “Daha üç günümüz var bu otelde…” dedi “Biliyorsun değil mi..?”
– “Gitmek isityorum Turgut lütfen bırak beni bak dünden beri ne senin nede benim hayal dahi edemeyeceğimiz şeyleri yapıyoruz. Ben evli bir kadınım lütfen daha fazla zorlama” Konuşmalarımı hiç duymamış gibiydi.
– “Bence bu üç günü müthiş bir biçimde geçirebiliriz bebeğim…”
– “Dün geceki gibi mi..?”
– “Evet… Dün geceki gibi… Hatta daha da müthiş bir biçimde…”
– “Senin de hoşuna gitti değil mi sevgilim..?”
– “Hayır istemiyorum bir an önce gitmek istiyorum ben.”
– “Bundan sonra canın hep bir kaç sik birden ister diye mi korkuyorsun..?”
– “……- “Sustum çünkü ne söylesem anlamıyor sadece yapmak istediklerini söylüyordu.
– “Biliyormusun seni üç Yunanlı’nın arasına sıkışmış, üç deliğinden birden sikilirken seyretmek de çok uçurucu bir şeydi doğrusu… Bu da bende alışkanlık yatı, biliyor musun..?”
– “İğrençsin…”
– “Ama asıl unatamadğım, en sonuydu… Amınla götün öyle bir hale gelmişti ki, anlatamam… Hatırladıkça yarağım kalkıyor…”
– “Ben de yaladımn seni… Yeni sikilmiş amını, götünü yaladım… İçinden taşan spermleri yaladım… Deliklerini emip boşalttım… Ohhhh o da çok güzeldi… Deli oluyorum sandım…”
– “………”
– “Yine istiyorum Yine birileri seni sikip, içini spermleriyle doldursun istiyorum..? Sonra da onları yalamak, yutmak istiyorum
– “Hayır asla olmayacak bir daha böyle bir şey.”
– “Olacak hem de nasıl istiyorsam öyle olacak biliyorsun buna mecbursun…”
– “…”
– “Bak sana söz veriyorum bir daha asla karşına çıkmayacağım bu olanları ikimizde unutacağız ama bu üç günü iyi değerlendirmek dediklerimi yapmak şartı ile bu üç gün bana karım mış gibi davranacak her istediğimi yapacaksın…”
Sesimi çıkarmadım. Bu çaresizliğimin ve olacakları kabul ettiğimin kanıtıydı. Sonra hiç konuşmadan giyinip, kahvaltıya indik. Kahvaltıdan sonra deniz kenarına gittikğimizde de sessizdik Turgut la. Ancak akşam yemeğine gitttiğimizde konuşmaya başladım. Turgut.
– “Biliyor musun, dün gece o Yunanlı’lara, bu adadaki gidilebilecek yerleri sormuştum… Kasaba merkezinde, güzel bir gece kulübü varmış… Adamlardan biri, oranın çok özel bir yer olduğumu söylemişti…”
– “Öyle mi..? Neymiş bu özelliği peki..?”
– “Avlanma sahası olduğunu söylemişti Yunanlı… Yalnız turist kadınlarla ve onları avlamaya çalışan Yunanlı’larla dolu olurmuş her zaman… Adı da ne biliyor musun..? Phallus…”
– ” Oraya mı gidelim diyorsun..?”
– “Değişiklik olur diye düşünüyorum…”
Uzun bir süre, gözgöze bakıştık. Onun beni dinlemeyeceğini biliyordum. Artık üstelememeye anın zevkini çıkarmaya karar verdim. Birlikte kalkıp hazırlanmak üzere odamıza çıktık.
Madem ki, sik avına çıkıyorduk, o halde ona göre giyinmem gerektiğini düşünüyordum S. Bavulumu karıştırıp, her zaman giymeye cesaret edemediğim kırmızı büstiyerimi buldum. Etek kısmı iyice kesilmiş bir atlet fanilaya benziyordu bu. giyip, aynada kendine baktım. O kadar kısaydı ki, memelerimin alt kısımlarını örtemiyordu bile. Kol altı dekoltesi de alabildiğine derindi. Yandan bakıldığımda, memelerimin dış tarafları görünüyordu. Sonra şarap rengi sarma eteğimi buldum bavuldan. Aslında biraz uzunca bir dikdörtgen kumaş parçasından başka bir şey değildi bu. Belime sarılıyor, sonra da, büyük ve süslü bir çengelli iğneyle tutturuluyordu. İki ucu, yalnızca bir karış kadar birbirinin üstüne biniyordu. Deneyimlerimle, otururken dikkat etmezsem, her yerimin görüneceğini biliyordum. Ama bu gece dikkatli olmaya hiç de niyetli değildim. Bir gece önce giydiğim ayakkabılar, bu kıyafet için de uygun göründü gözüme. Son bir kez daha kendime baktım aynada. İki küçücük kumaş parçasının altında çırılçıplaktım. Üstelik bu kolaylıkla anlaşılabiliyordu. O da bunu istiyordu zaten. Hazırdım.
Dönüp Turgut’a baktığımda, Onun da hazırlanmış olduğunu gördüm. Açık mavi bir atlet fanilası ve Beyaz bir şort giymişti Turgut. Çorapsız ayakların da ise, bez ayakkabılar vardı. Birlikte asansöre yürüdük Sonra da Beni aç gözlerle seyreden resepsiyoncunun çağırdığı taksiye binip, yola koyulduk.
İlginç bir şekilde, kapalı bir salondaydı gece kulübü. Doğrusu, bu kadar sıcak bir iklimde bunu beklemiyordum Ama içerisi, mükemmel klima sistemi sayesinde serindi. Müthiş de kalabalıktı bu arada. Kapıdan girdiğimiz anda, ilk dikkatimi çeken içerdeki koku oldu. Tanrım, am kokuyordu ortalık. Adının anlamı “Sik” olan bu gece kulübü, am kokuyordu. Işık da o kadar azdı ki, neredeyse karanlıktı. Bir süre öylece dikildik kapının önünde. Sonra gözlerimiz alıştı. İçerdeki kadınlarını hepsi yabancı turistti. Erkeklerin ise hepsi, genç ve yakışıklı Yunanlı’lar. Salondaki erkek sayısının daha fazla olduğunu da fark etmiştim hemen. Bu hoşuma gitmişti. Böylece, her şey daha kolay yaşanacaktı. Ortada tıklım tıklım dolu küçük bir dans pisti vardı. Ama, insanların her yerde dans ettiğini görebiliyordum. Daha doğrusu, kadınlar ve erkekler, kendilerini yavaş müziğin ritmine kaptırıp, Salonun her yerinde, ayakta sikişiyorlardı sanki. Pistin çevresinde küçük masalar vardı. Dip taraflarda ise göğüs hizama kadar yüksek duvarlarla birbirinden ayrılmış localar.
Kendimize bir yer bulabilmek için yürüdük. Ben öndeydim. Birden biri elimi tuttu. Dönüp baktığımda, genç bir Yunanlı’yla burun buruna geldim. Sonra Beni çekip sarıldı oğlan. Dans etmeye başladık. Daha ilk anda, vücutlarımız birbirine yapışmıştı. Göz ucuyla Turgut’un yürüyüp, bulduğu bir boş locaya girdiğini gördüm. Sonra da kendimi iyice bıraktım oğlanın kollarıma.
Yarağı hemen kalkmıştı Yunanlı’nın. Karnıma batıyordu. İki eliyle birden belimden tutup, iyice kendine çekmişti. Ben de kollarımı oğlanın boynuna doladım. Halinden memnundu. Bir kaç kadeh içki içebilmiş olsam, daha da iyi olacaktı galiba.
– “Yanındaki erkek kim..?” diye sordu birden oğlan.
– “Kocam…”
– “Kocan mı..? Buraya kocası ile gelen birini ilk kez görüyorum…”
– “Benimki başka kocalara benzemez pek… Dolayısıyla da, bir şey fark etmez yani…”
– “Seni sikmek istiyorum…”
– “Oh… Ne kadar da acelecisin…”
– “Sen de çok güzelsin…”
– “Canım içki içmek istiyor… Hadi gel oturalım…”
Sonra Beni bıraktı Turgut’un oturduğu locaya doğru yürümeye başladım. Yunanlı da peşindeydi. Oturduğum anda da, yanıma oturdu hemen. Turgut’un gözleri parlıyordu.
– “Burası, gerçekten de güzelmiş…” dedi bana, “Değişik ve güzel…”
– “Haklısın sevgilim… Bu Yunanlı’nın bana söylediği üçüncü cümle, beni sikmek istediği oldu, biliyor musun..?”
– “Vay ne kadar hızlıymış… Yakışıklı oğlan ama değil mi..?”
– “Evet sevgilim… Doğrusu yakışıklı… Yarağı de kocaman…”
At nalı biçiminde geniş bir sedirde oturuyorduk. Masa da sedirin çizdiği U’nun ortasındaydı. Oturduğumuz yerden dışardakileri göremiyorduk. Dışardakilerin de, özel olarak gelip içeri bakmadıktan sonra bizleri görmelerine olanak yoktu. Locanın duvarları buna izin vermıyordu. Yunanlı elini uzatıp duvardaki bir düğmeye bastı. Aynı anda geriş yerindeki kırmızı bir lamba yanıp sönmeye başladı. Biraz sonra da garson geldi yanımıza. Turgut Yunanlı’ya da danışıp, üçü içinde duble viski ısmarladı. Demek ki böyle hoş bir sistem kurmuşlardı burada. Kalabalığın içinde, insanın kendini alabildığınce e özgür hissedebileceği yerler, bağımsız odacıklar oluşturmuşlardı.
Garson içkileri getirince, Hemen ikincisini ısmarlayıp, bardağımı kafama diktim. Bu gece kulübünün özelliklerini değerlendirebilmek için, biraz kafamım iyi olmazı gerektiğini biliyordum. İkinci içkim geldiğinde, birinciyi bitirmiştim bile. Ondan da bir yudum alırken, Yunanlı elimi tutup Beni yeniden dansa kaldırdı.
Piste kadar gitmemiştik. Loca’nın hemen önünde ona sımsıkı sarılıp, Kocaman yarağını yeniden karnıma dayamıştım Yunanlı. Yavaş müziğin ritmine kapılıp, hafif hafif sallanmaya başladı. Bu sefer Belime sarılmak yerine, kalçalarımı avuçlamıştı oğlan. Ben de kollarımı Onun boynuna dolamış, memelerimi göğsüne yapıştırmıştım. Birden kafaya diktiğim viski, damarlarım da dolaşmaya başlamıştı bile. Bu gece, müthiş şeyler yaşayacağımdan emindim artık. Yunanlı’nın elleri, kalçalarımı, mıncık mıncık yoğuruyor. Eteğimin iyice sıyrıldığını ve arkadan bakanların çıplak kıçımı görebileceklerini fark ediyor, iyice heyecanlanıyordum.
– “Götün çok güzel…” dedi birden Yunanlı.
Elleri şimdi çıplak tenime değiyordu. Onun parmaklarından birinin kalçalarımın arasına gıdığını hissettim. Bir anda götümün küçük deliğini buluvermişti oğlan. Tüm vücudum titredi bu temasla. Biraz daha devam ederse, orgazm olacaktım nerdeyse.
– “Götümü verir misin bana..?” diye devam ettim Yunanlı, “Götünü siktirir misin bana..?”
Bu soruya yanıtım, kalçalarımı biraz arkaya itmek ve götümün deliğini, hafif hafif okşamakta olan parmağın üstüne bastırmak oldu yalnızca. Yeterince açık bir cevaptı bu. O anda birden yanımız da bir başka Yunanlı bitiverdi. Yunanca’nın o hızlı ritmiyle, bir şeyler konuşmaya başladılar. Başımı çevirip yeni gelene baktım. Bu da çok yakışıklı biriydi doğrusu. Göz göze geldiğimizde, bayğın bayğın gülümsedim ona. Sonra müthiş bir şey oldu ve ikinci Yunanlı, bir anda bana arkadan sarılıverdi. Şimdi üçümüz birlikte dans ediyorduk. İkinci bir yarağın kıçıma dayandığını hissediyordum. Ayakta sandviç yapıyorlardı Beni. Yine bacaklarım titriyordu.
Artık biraz oturmak istiyordum. Üçümüz birlikte locaya döndük. Otururken, ustaca bir manevra ile, Beni aralarına aldılar iki Yunanlı. İlk oğlan, Turgut ile benim aramda kalmıştı. Viski bardağına uzanıp, Kocaman bir yudum aldım. En dışta oturan yeni Yunanlı, bu arada bacaklarımı okşamaya başlamıştı bile. Bir taraftan da Turgut’la konuşmaya girişmişti. Arkadaşından daha konuşkan olduğu kesindi.
Birden, yandaki locadan gelen müthiş bir inleme dikkatimi çekti. Bir kadın sesiydi bu. Sonra bir daha ve bir daha geldi o inanılmaz tahrik edici inleme sesi. Meraklanmıştım. Ayağa kalkıp, dizlerimi sedire dayadım ve duvarın üstünden yan tarafa baktım. İlk gözüme çarpan, sürekli yukarı aşağı hareket eden çıplak ve bembeyaz kalçalar oldu. Sonra onların arasında bir görünüp bir kaybolan, Kocaman ve kapkara yarağı fark ettim. Sarışın bir turist kadın, bir Yunanlı’nın kucağındaydı. Tanrım, oracıkta sikişiyorlardı. Bir anda, alabildiğine tahrik olduğumu hissettim. Gözlerimi ayıramıyordum önümdeki manzaradan.
– “Ne oluyor..?” diye sordu Turgut bu arada.
– “Ahhh galiba sikişiyorlar… Adamın Kocaman yarağının üstüne oturmuş kadın… Sikişiyorlar…”
Doğrusu bu kadarını beklemiyordum. Bu gece kulübünde işlerin el peşrevlerimden öteye gitmeyeceğine inanmıştım nedense. Ama şimdi yanılmış olduğumu görebiliyordum. Başımı çevirip, iki yanımda oturmakta olan Yunanlı’lara baktım. İkisinin de gözleri, kalçalarıma dikiliydi. O zaman, sedirin üstüne böyle dizlerimi dayayıp durduğumda, adamların gözlerimin önüne ne kadar müthiş bir manzara sergilemiş olduğumu fark ettim. Hemen peşinden de, sonradan gelen oğlanın elini, yine bacaklarımın arasında hissederek titredim. Elimde olmadan araladı bacaklarım. Yunanlı’nın eli hızla yukarı çıktı ve parmaklarından biri amımı buluverdi. Ağzımdan küçük bir inleme kaçarken, dönüp Turgut’a baktım. Büyülenmiş gibi, olup biteni seyrediyordu Turgut. Sonra bakışlarımı yeniden yan locadaki sikişe çevirdim.
Şimdi kadın, daha hızlı oturup kalkıyordu adamın kucağına. Onun orgazm olmak üzere olduğunu anladım. Tüm gücümle kendimi sıkıyor, kendimin orgazmını engellemeye çalışıyordum. Kadının vücudunun titremekte olduğunu gördüm. Peşinden de, müthiş bir inlemeyle yığıldı erkeğin kucağına kadın. Yeniden viski bardağını saldırdım sonra da. Arkama yaslanıp Turgut’a baktım.
Turgut’un sesi bile çıkmıyordum., Onun yüzünün şehvetle kasılmış olduğunu görebiliyordum. Az önce, yanımdaki Yunanlı’nın elinin bacaklarımın arasına girip amıma gittiğini, mutlaka görmüş ve bundan etkilenmişti belli ki.
– “Hoşuna gitti değil mi..?” diye sordum “Söyle bana, hoşuna gitti değil mi, adamın parmağını amıma sokup beni zevkten mahvetmesi..?”
– “Belli olmuyor mu..?”
– “Biliyor musun sevgilim..? Daha yeni başlıyor her şey… Bu Yunanlı’lar beni sikecekler… Burada sikecekler… Senin yanımda sikecekler beni… Hem de senin yanında sikecekler, sana göstere göstere… Senin de boynuzların uzayacak”
Sonra sırtımı yaslayıp, iki yanımdaki Yunanlı’lara baktım. İlki, daha konuşmaya başlar başlamaz Beni sikmek istediğini söylecek kadar hızlıydı gerçi ama, sonradan katılan, daha da hızlı çıkmıştı. Yine eli bacaklarındaydı. Elbette ki ona güçlük çıkarmayı düşünmüyordum. Dizlerimi iyice aralamış, Yunanlı’nın okşayan eline özgürlük tanımıştım. Eteğim iyice sıyrılmıştı artık. Kendim bile amımı görebiliyordum böyle otururken. Sonra öbür Yunanlı’nın elini de bacaklarım da hissettim.
Turgut, garsonu çağıran düğmeye bir kere daha basmış ve içkileri tazelemişti bu arada. Elimde viski bardaklarını dizdiği tepsiyle içeri gelen garson da bayağı yakışıklıydı doğrusu. Bardakları masanın üstüne korken, biran gözlerimin içine baktı. Sonra da bakışlarını aşağıya, bacaklarıma çevirdi. İki taraftan iki el, bacaklarımın iç taraflarını okşuyordu şimdi. Onun da yarağını kaldırdığımı görebiliyordum. İşte bu çok hoştu doğrusu. Oğlanın gözlerinin içine baka baka, iki elimi birden, iki yanımdaki Yunanlı’larını skilerine götürüp okşamaya başladım. Ama daha fazla kalmadı garson locada. Yapılacak çok işi olmalıydı.
Ne var ki, Yunanlı’ların siklerini okşamaya başlamakla, dönüşü olmayan bir yola da girmiş oluyordum. Adamlar giderek azgınlaşıyordu artık. İki parmak birden amımın dudakların da dolaşmaya, zaman zaman içime girip çıkmaya başlamıştı şimdi., içimdeki sikilme isteğimin giderek büyüdügünü, adeta engellenemez bir hale geldiğini hissediyordum. İkisinin de sikleri Kocamandı Yunanlı’ların. Bu, başımın dönmesine neden oluyordu. Aceleci parmaklarımla ikisinin de fermuarlarını indirmeye koyuldum. Sonra ellerimi içeri uzatıp, aklımı başımdan alan sikleri dışarı çıkardım. İki elim de doluydu şimdi. Kocaman, kapkara, kalın ve ateş gibi yanan siklerle doluydum. Sol tarafımda oturan şimdi elini bacaklarımın arasından çekmiş ve arakadan getirip kalçalarımın altıma sokmuştu. Biraz önce amımın dudaklarını okşayan, hafif hafif içine girip çıkan parmak, şimdi götümü bulmuştu bile. Alabildiğine hassas küçük deliğimin, inanılmaz bir açlıkla açıldığını ve Yunanlı’nın parmağını adeta içine çektiğini hissediyordum. Kalçalarım, kontrol dışı hareketlerle çalkalanmaya başlamıştı. Öbür Yunanlı da, şimdi parmağını amıma küçük bir sik gibi sokup çıkarmaya başlamıştı. Başımı kaldırıp Turgut ile göz göze geldim .
– “Ahhhh sevgilim…” diye inledim sonra da, – “Parmaklarıyla sikiyorlar beni… Biri amımı, öbürü götümü sikiyor parmaklarıyla… Ohhhh çok güzel sevgilim… Utanmaz bunlar… Burada sikecekler beni… Ohhhh burada sikecekler sevgilim… Senin yanında… Ahhhh senin yanında… Ahhhhh Turgut’un yanımda sikecekler beni… Ohhhh çok güzel… Ohhhhh… Karını sikecekler… Ohhhh çok güzel…”
Turgut’un gözleri sabitleşmiş gibiydi., Onun yanaklarının iyice kızarmış olduğunu görebiliyordum. Şortunun önü kabarmıştı. Ellerimdeki sikleri bırakmadan, sağ tarafımdaki Yunanlı’nın üstünden öne eğildim ve dudaklarımı Turgut’a uzattım. Öpüşmeye başladık. İki tane hiç tanımadığım, isimlerini bile bilmediğim Yunanlı, aynı anda amınla götümü parmaklarıyla sikerken, Turgut ile öpüşüyordum. Kafam zevkten patlayacak gibi olmuştu. Turgut’un dilini yakalayıp emmeye başladım. Aynı anda da orgazm olmaya başladım birden. Vücudum titriyor, sarsılıyordum.
Daha kendime tam gelemeden, sol tarafımdaki Yunanlı’nın Beni kalçalarımdan kavrayıp, kucağına çektiğini fark ettim. Sonra, artık elimden kurtulmuş olan o koskocaman yarağın başını, götümün deliğinde hissediverdim. Yavaş yavaş giriyordu Yunanlı’nın yarağı. Götüm iyice açılıyor ve hepsini birden içine alabilmek için çırpınıyordu sanki. Sonra Beni Belimden tutup, iyice kucağına çekti Yunanlı. Kendimi bıraktım ve adamın taşaklarının kalçalarımın altında ezildiğini hissettim. Dibine kadar sokmuştu Yunanlı.
Zevkten kısılmış gözlerle, olup bitenleri büyülenmiş gibi seyreden Turgut’a baktım yeniden. Sonra da, sağ eliyle yarağını hala sıkı sıkı tutmakta olduğum ikinci Yunanlı’nın ayağa kalktığını fark ettim. Gelip tam önünde durdu adam. Ellerini uzatıp eteğimi iyice sıyırdı. Doğrudan doğruya amıma bakıyordu. Ben ise gözlerimi Onun Kocaman yarağınden alamıyordum bir türlü. Bir yay gibi yukarı kıvrık, inanılmaz büyük, inanılmaz kalın, kapkara ve kıllıydı. Göz ucuyla Turgut’un da büyülenmiş gibi aynı yere baktığını fark ederek, büsbütün heyecanlandım. Sonra vücudumun üst kısmımı geriye verip, kucağında oturduğum Yunanlı’nın göğsüne iyice yasladım ve bacaklarımı havaya kaldırıp, kendimi önümdeki Yunanlı’ya iyice açtım. Bundan daha açık bir davet olamazdı herhalde. Adam da, daha fazlasını beklemedi zaten. Bir eliyle tuttuğu yarağının başını getirip, amımın susamış bir ağız gibi açık duran dudaklarının arasına sokuşunu izledim. İnanılmaz bir hısrla soktu Yunanlı. O Kocaman yarağı, bir anda, dibine kadar gömüldü amıma. Bu da, ağzımdan çığlığa benzeyen bir inleme çıkmasına sebeb oldu. Sikiliyordum. Aynı anda hem amımdan, hem de götümden. Kocaman Yunanlı sikleri, içime girip çıkıyor, Beni zevkten delirme noktasına getiriyordu. Başımı çevirip tekrar Turgut’a baktım. Bir zevk maskesine dönüşmüştü Turgut’un yüzü.
– “Ohhhhh sevgilim…” diye inledim, – “Sikiyorlar beni… Ohhhh sikiyorlar beni… Ahhhh seyret n’olursun… Seyret… Karını sikiyorlar… Ohhhhh hem amımı, hem götümü sikiyorlar sevgilim bilsen ne kadar büyük bir zevk bu… Ohhhh bir bilebilsen… Karnının için sik dolu sevgilim…”
Öylesine büyük bir zevk alıyordum ki, neredeyse her yanım uyuşmuş zevkten başka bir şey düşünemez hale gelmiştim. İki tanımadığım Yunanlı’nın arasına sıkışmış, kıvrana kıvrana, çırpına çırpına sikiliyordum. Hem de Turgut’un gözleri önünde ve kalabalık bir gece kulübünün içinde. Peş peşe orgazm olmaya gelmeye başlamıştım artık. Sonra, yarı aralık gözlerle Turgut’un garsonu çağıran düğmeye bastığını görüp, daha da heyecanlandım. Kısa bir süre sonra da, garson geldi locaya. Bir an öylece durup, müthiş bir tempoyla sikişmekte olan üçlüyü seyretti. Elimdeki tepside, dört bardak viski vardı. Anlaşılan, bu sefer sipariş almadan, yalnızca tahmin ederek getirmişti içkileri. Bardakları masaya korken, Onun pantolonunun önünde meydana gelen müthiş kabarıklıktan gözlerimi alamaz olmuştum. Birden elimi uzatıp, bir pençe gibi kavradım garsonun yarağını. Onu da istiyordum. Amıma ve götüme girip çıkmakta olan sikler yetmemiş gibi, onu da istiyordum. İçinden gelen bir ses, Turgut’un garsonu çağırmasının nedeninin bu olduğumu söylüyordu zaten. Anlaşılan, garson da iyice tahrik olmuştu gözlerinin önündeki manzaradan. Fazla üzmedi beni. Hızla fermuarını indirip, dışarı çıkardı yarağını. Birden iyice heyecanlandım. Ağzımın sulandığını hissediyordum. İçime girip çıkmakta olan siklerin ikisinden de daha büyüktü garsonun yarağı. Gerçekten inanılmaz bir şeydi bu. Yeniden elimi uzatıp, sımsıkı kavradım bu muhteşem erkeklik abidesini. Sonra da çekmeye başladım. Ağzı açılmıştı bile. Garson, hızla sol tarafıma geçti ve divanın üstüne çıkıp, iyice sokuldu bana. Ağzımı daha da açıp bekledim.
Sonra garson, o inanılmaz büyüklükteki yarağını, ağzıma sokuverdi bir anda. Tıpkı bir ama sokar gibi. Hemen aynı anda da kalçaları hareketlendi. Artık ağzından da sikiliyordum. Garson yarağını, ağzıma sokup çıkarıyor, beni kelimenin tam anlamıyla ağzımdan sikiyordu.
Artık dünyadan tümüyle kopmuştu Ağzım. Sanki yalnızca üç noktası olan bir evrene hapsolmuş gibiydi. Amım, götüm ve ağzımdı bu noktalar. Birbirinden büyük sikler, bu üç noktadan o evrene girip çıkıyor, beni zevkten delirtiyorlardı.. Gözüm de şimşekler çakıyordu. Birden ağzımın içine dolan yakıcı sıvıyı hissederek, hırsla emmeye başladım. İlk fışkıran garson olmuştu. Tohumlarını gırtlağımın en dibine fışkırtıyor, ben de büyük bir istek ve iştahla, hepsini yutuyordum. Sonra götümdeki sik fışkırtmaya başladı tohumlarını. Karnımın içi sanki ateşle dolmuş gibi olmuştu. Hemen peşinden de, amını sikmekte olan Yunanlı’nın spermleri geliverdi. Ağzıma, dev bir elin beni tutup boşluğa fırlattığı hissine kapılarak, kendimden geçtim.
Yeniden kendime geldiğinde, divanın üstünde oturuyordum. Turgut yanıma gelmiş, bana sarılmıştı. Locada ikimizden başka kimse kalmamıştı. Biraz önce aynı anda amından ve götünden siken iki Yunanlı gitmişlerdi.
– “Ahhhh…” diye inledim yorğun bir sesle, – “Siktiler beni kocacığım… Ohhh siktiler beni…”
Turgut, derin derin soluk alıyordu. Şortunun önünde büyük bir kabarıklık meydana gelmişti. Başını çevirip, garsonun spermleriyle ıslanmış dudaklarımı onun ağzına verdin. Bir anda, çılgın gibi öpüşmeye başladık. Turgut’un çılgınlık derecesinde tahrik olduğunu görebiliyordum. Bu da, inanılmaz bir biçimde başımın dönmesine neden oluyordu yalnızca. Kendini bırakıp, Turgut’un, ağzımın içinde kalan tüm spermleri yalayıp yutmasına izin verdim.
Sonra ayrıldık. Elimi uzatıp, garsonu çağıran düğmeye bastım. Canım bir içki daha istiyordu şu anda. Ama, az önce yarağını ağzıma sokup bellerini gırtlağıma fışkırtan garson içeri girdiğinde, tek istediğimin bu olmadığını anladım. Aklım, Garsonun kocaman’un yarağında kalmıştı.
– “Bence bu sefer üç viski getir…” dedim garsona, – “Sonra sen de biraz bizimle oturup, birini iç… Ne dersin..?”
– “Viski getireyim… Ama ben oturamam burada… Yasak bu…”
– “Ama biraz önce…”- “Biraz önce yaptığım daha da yasak aslında… Ama dayanamadım işte… Çok güzelsin… Üstelik içeri girdiğimdeki manzara da, çok tahrik ediciydi…”
– “Ama doymadım ben… Bir daha istiyorum…”
– “Burada imkansız… Aslında ben de sana doymadım ama, söyledim ya imkansız…”
– “Ahhh bu çok fena…”
– “Bence de… Ama eğer istersen, işim bittikten sonra birlikte olabiliriz… Bir saatim kaldı zaten…”
– “Bak bu iyi işte… Peki nereye götüreceksin bizi..?”
– “Evime… Buraya çok yakın… Üç arkadaş, birlikte ev tuttuk…”
– “Ahhh bu daha da hoşuma gitti işte…”
– “Tamam o zaman… Çıkarken haber veririm size… Yanındaki erkek de gelecek mi..?”
– “Ohhh tabii… kocam o benim… Hem, o da bayılıyor böyle şeylere…”
– “Benim için fark etmez…”
– “Peki arkadaşların nasıl..?” diye sordum bir elimi uzatıp garsonun yarağını pantolonunun üstünden tutarken,
– “Yakışıklı ve büyükler mi onlar da..?”
– “Büyük seviyorsun galiba…”
– “Ohhh bayılıyorum hem de…”
– “Peki kocanınki de büyük mü bari..?”
– “Hayır… Onunki küçücük…”
– “İşe yarıyor mu bari..?”
– “Eğer yarağından söz ediyorsan, daha büyüğü olmadığı zaman işe yarıyor tabii… Eğer kendisinden söz ediyorsan, bir boka yaramayan Adi herifin teki..?”
– “Tahmin ediyorum…”
– “Bu iyi işte…”
– “Tamam o zaman… Ben işime bakıyorum şimdi…”
Sonra locadan çıkıp gitti garson. Arkama dönüp Turgut’a baktım. Gözleri parlıyordu Turgut’un. Olup bitenin onu inanılmaz bir biçimde heyecanlandırdığı belliydi. Aslında kendimin de inanılmaz bir biçimde tahrik olduğumu ferk ediyordum. Gerçekten de sıradışı bir durumdu yaşadıklarım. İki gündür, hiç tanımadığım veya çok az tanıdığım erkekle bazılarıyla zorla bazıları ile gönüllü olarak ona yakın erkekle yatmış onlarla aklıma hayalime gelmeyen porsiyonlarda sevişmiştim Yunanlılar, beni Turgut’un yanında sikmişlerdi. Hem de ne biçim sikmişlerdi. Şimdiye kadar hiç sikilmediğim gibi. Amım, götüm ve ağzmı, aynı anda Yunanlı sikleriyle dolmuştu. Turgut da, bütün bunları, hemen yanı başımdan seyredip, uçmuştu adeta.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, az önce garsonla yaptığım konuşmadaki, onu aşağılayan sözler de tahrik etmişti Turgut’u.
– “Hayatından memnun musun İstediğin oldu mu..?” diye sordum Turgut’a.
– “Memnun olduğumu biliyorsun… Ya sen..?”
– “……..” Cevap vermedim. Onun yerine locadan çıkıp bara doğru giderek bir taburenin üzerine çöktüm ve pistfe dans edenleri izlemeye başladım. Turgut’da peşimden gelmişti.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Bar çıkışı Anısı

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bar çıkışı Anısı

İstanbul taksim bilen bilir hemen hemen herşeyin çok kolay bulunabileceği bir yer. Bende bekar bir genç olarak sık sık takıldığım bazı mekanları dışında o gece farklılık yapmak istedim daha önce çok duyduğum ama hiç gitmediğim bi yere gitmeye karar verdim kılık kıyafet düzgün olunca kapı da pek zorlanmıyorsun hele ki konuşmayı da bilirsen 🙂

İçerisi çok kalabalık olmamakla birlikte pekte tenha sayılmazdı ama sigara bölümü ayrı olduğundan sıkış tıkış dar bi alanda sigara içmek zorunda kalıyorsun vede yüksek sesle çalan müzikten kurtulmanın tek yeri. Elimde biram ile sigara bölümüne doğru ilerlemeye başladım çok kalabalık değildi ama stand lar doluydu bende tek başına sigara içen bir bayanın yanına gidip izin isteyerek biramı koyabilirmiyim diye sordum. Hay hay tabi diyerek gülümsedi ardından birandan bir yudum alabilirmiyim dedi bende biramı içersen bana bira ısmarlamak zorunda kalırsın dedim. Gülümseyerek istediğin bira olsun ağzım kurudu dedi. O bana bu kelimeleri söylerken bende onu baştan aşşağı süzmeye başladım. 30 lu yaşarında kısa küt saçlı 165 boylarında kumral saçlı ve esmer ten rengi vardı hafif balık etli sayılabilecek bir kilosu vardı ama gögüsleri ve poposu çok diri duruyordu. Bunu fark etmiş olacak ki çok inceledin kendine mi alacaksın diye sordu ve tek kaşını kaldırarak dudağını ısırmaya başladı o hareketi beni daha da etkiledi. Dans edelim dedi ve elimden tutup içeri girdik. içerisi kalabalıklaşmıştı ve hemen hemen heryerde yiyişen çiftler görmek mümkündü. önce bana dönük olarak dans etik daha sonra poposunu aletime sürterek dans etmeye başladı. O kadar hoşuma gitmiştiki olduğum yerde ayak üstü boşalacağımı düşünmeye başladım. Bir süre daha bu şekilde dans ederek içtik saat 01:00 civarında eve gidelim mi? Diye sordu benimde aradığım bahane o oldu zaten ki çoktan hazırdım geceye.

Motorum olduğunu söyledim ve bana gidebiliriz diye ekledim. Ama hayır ben kendi evime gitmek istiyorum diyince önce biraz korktum ama o gece elim boş dönmek te istemiyordum çünkü bana evli olduğunu söylemişti. Neyse atladık motora taksime gerçekten uzak olan evine doğru yola çıktık. Yolda bir eli belime sarılmış diğer eli aletimde gideceğimiz yere varana kadar oynadı. Tabi bende kaza yapmamak için pek falza ilgilenemedim. Evi bir sitenin içinde villa tipi müstakil bir evdi. Bahçeye girer girmez öpüşmeye başladık kapıya geldiğimizde kapıyı açmak için domaldı bende arkasına dayanıp kendimi tatmin etmekle meşguldüm. İçeri girdiğimizde benhayatımın şokunu yaşadım.

Kocası evde başka bir kadınla salonda sevişiyodu. Bizi gördü ben tabiki dondum kaldım ama hatun sürekli benimle öpüşüyo ve aletimi okşuyodu ki ben olayın şokunu atlatmadan olduğum yerde pantolonumun düğmelerini açmaya başladı. Kocası bize bakarak gülümsedi karısına dönerek çıtır bulmuşsun kendine bu gece uyku yok sanırım dedi karısı bu sırada çoktan aletimi pantolonumdan çıkarmış elinde sıvazlıyordu. kocasına dönerek seninkinden oldukça iyi dedi bu sırada kocası ile sevişen kadın bana bakarak katılsanıza bize dedi. Ben hala kendime gelmeye çalışıyordum. O sırada salondaki L koltukta sevişen adam ara verip aletini okşayarak yanıma kadar gelip boylarını ölçmeye aşladı hatta benim aletime falan da dokundu ki ben istemsiz olarak kendimi çektim. Bana rahat olmamı ve böyle şeyleri çok dert etmemei söyledi amerikan mutfak gibi bi tarzı vardı evin oradan bana votka almaya gitti bu sırada karısıda kocasının yanına gitti diğer kadın bu sırada benim yanıma gelerek eli ile aletimi sıvazladıktan sonra ağzına alıp saxo çekmeye başladı. Kadın elinde votka bardağı ile yanıma geldi ve o sırada bana saxo çeken hatuna o yarrak bana ait diyerek gülümsedi. Kocası geldi bana bir sigara verdi bir yandan sigara bir yandan votka içerek rahatlamaya çalışıyordum sonra önümde saxo çeken hatun ayağa kalktı bende o gazla elimdeki votka bardağını shot yaparak diktim kafaya.

L koltukta bir yere oturdum kadının kocası da yanıma oturdu çırılçıplak bir halde benim sadece pantolonum yarıya kadar inikti. Kadın beni komple soydu ve kendi de karşımda diğer hatunun yardımı ile soyundu ve diğer hatunla ayakta sevişmeye başladı tabi bende votkanın etkisi ile oturduğum yerde tıpkı kocası ile 31 çekmeye başlamıştım. İki kadın biraz seviştikten sonra ikiside önümüzde domalp kucağımıza oturup kalkmaya başladılar ve daha sonra dönüp saxo çekmeye başladılar bu arada masada duran biraya uzanıp içmeye başladım Kafam da iyice güzel olmaya başladı daha sonra ayağa kalktım ve kadını koltuğa oturtup amını yalamaya başladım.

Sıcak ve sulu bir amı vardı. Ben yaladıkça daha da sulanıyor ve iniltileri beni daha çok dilleme eğilimine itiyordu bacakları ile kafamı sıkıştırıyor bir yandan da eli ile kafamı iyice bastırıyordu.Bende iki parmağımla amını parmaklarken bir yandan da yalamaya devam ediyordum. O kadar yüksek sesle çığlık atmaya başladı ki Yan taraftakiler bie bizi izliyordu. Koltukta önümde domalttım. Aletimi yavaşça amının ağzına kadar dayadım kendiyavaş yavaş alıştırıyordu. Tam yavaş yavaş hareket yapıyordu ki bir anda sonuna kadar kökledim bu arada resimlerimde de var zaten 18 cm uzunluğunda ve 14 cm kalınlığında bir aletim var. Ben o hamleyi yaparken öyle bi çığlık attı ki Sanırım bütün site duydu. ama daha sonra öyle bir ohh çekti ki o halde boşalıyordum neredeyse. Benden oturmamı istedi kendi de kucağıma oturdu ve üzerimde zıplamaya başladı.her zıplayışından ah sesi ve çıkan şap sesi beni benden aldı sonra yan tarafta sevişen kadın ve kocasına doğru baktım ikiside bizi izliyordu kadın bana yakındı onun amını parmaklamaya başladım bu arada başlayınca bana doğru yaklaştı ve öpüşmeye başladık bu sırada adam kadının gögüslerini okşamaya ve yumuşatmaya başladı ki benim kucağımda zıplayan kadın durdu kucağımdan indi ve kocasına saxo çekmeye başladı diğer kadın sarışın yaklaşık 170 boyunda 25-27 yaş arasında uzun saçlı vede çok kıvrak bir hatun du. Ani bir hamle ile kucağıma oturup aletimi yavaşça içine akdı yüzü bana dönük halde üzerimde zıplamaya başladı ve sanırım kalın olduğu için daha çok bağırmaya başladı kucağımdan indirip duvara yasladım. Bir bacağını kaldırıp belime doladım ve ayakta amından sikmeye başladım. Ben her içine girip çıktıkça zevkten 4 köşe oluyordu. Bir o kadarda çığlık atıyordu. Sanırım votkanın da etkisi ile 10 dakika kadar o pozisyonda girip çıkmaya devam ettim bir ara eli ile amını okşamaya ve sağ sol hareketler yapmaya başladı. Sonun da beni itti ve eli ile sağ sol hareketler yapmayı hızlandırıp çığlık attı ve inanılmaz bir şekilde boşaldı daha sonra olduğu yere çöküt bacaklarını uzatıp öyle bi ohh çekti ki. Hiç bir kadının öyle boşaldığını görmemiştim. Bu sırada çift arkamda sevişmeye devam ediyordu ki kadın beni çağırdı ve bana doğru domalıp kocasınınkini ağzına almaya başladı bende arkadan girip çıktıkça ileri geri gidiyor gögüsleri sallanıyordu. Kocası boşalmak için ayağa kalktı ve az önce benim boşalttığım kadının yüzüne boşaldı. Ben ise hala girip çıkmaya devam ediyordum. Daha sonra boşalmak istedim nedense 🙂 Kadın bana döndü önümde çömelip ağzına almaya ve saxo çekmeye başladı kafasını o kadar güzel yalıyor du ki zevkten 4 köşe olmuştum. elimle durdurup aletimi elime aldım ve yüzüne öyle bi boşaldım ki ilk başta işedim sandım. Sanırım uzun zamandır içimde tutuyordum 🙂 Gecenin sonu güzel bitti diye sevindim oturup sigara içmeye başladık.4 Çıplak L koltukta oturmuş keyif sigarası içiyorduk aradan sanırım 40 dakika falan geçti ki sigara içerkende porno film izliyorduk ve 2 kadın da benden bahsediyor ve çok iyi bir pornocu olabileceğimi söylüyorlardı. Duş alabilirmiyim diye sormaya hazırlanıyordum ki diğer kadın benden önce davranıp ben duşa giriyorum kim benle gelmek ister dedi Kocasına baktım bana göz işareti ile sen git yaptı bende tabi peşinden gittim duş alırken sevişmeye devam ediyorduk. Aletim yine setleşmişti bu defa arkadan istiyorum dedi ve önümde belini kırarak poposunu dik bir şekilde bana doğru çevirdi. Bende elimle yavaşça yerleştirdim içine ama bu defa zorlamayacaktım ki bir eli ile popoma öyle sert bastırdı ki bir anda içine girdim. ve bunu hızlı bir şekilde sert çe yapmaya devam ettim sanırım 5-6 dakika falan sürdü canının yandığının farkındaydı ama o kadar zevk alıyordu ki hiç durmadım daha sonra götüne boşalıp arkadan omuzlarından tutup kendime çektim dik dırduğu için bir anda çok müthiiş bir çığlık attı onunla birlikte bende bir ohh çektim.tamamen boşalıp aletimi çıkarttım. bana döndü ve hayatımda hiç böyle bir zev yaşamadım dedi. Duş alıp iyice temizlendikten sonra duştan çıktık adamın eşi uyumuş adam ise porno izleyerek 31 çekmeye devam ediyordu. kadına gidecekmisin kalacakmısın diye sordum ki bu arada saat sabah 06:00 civarı olmuştu bile. Gideceğini ve mümkünse kendisini eve bırakmamı söyledi bende hayhay olur dedim. Dışarı çıkıp motora binmeye hazırlanıyorduk. Adam kapıya kadar çıkıp özellikle bana çok teşekkür ettiğini ve yine görüşmek istediğini söyledi. Olur tabiki dedim ve daha sonra bir kaç kez daha gittim şu aralar kendilerine ulaşamıyorum. Ama yine olsa yine giderim.

Buda böyle bir anımdır

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

ÜNİVERSİTE – 3

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

ÜNİVERSİTE – 3
Ertesi gün okula gitmeyedik. Zaten gidecek halde de değildik. Uğur’la beraber kahvaltı yaptıktan sonra, avm ye gittik bişeyler almak için.

Uğur takıntılı bi çocuktu. Benimsediği şeylerden kolay kolay vazgeçmedi. Yani bi markayı veya bi tarzı beğendiyse kolay kolay şaşmaz. 1.80 civarında boyu benden biraz zayıf. Saçları genelde uzundu. Sağlam çocuktu. Kafamız çok uyardı.

Alışverişi bitirdikten sonra bi fast food restoranına oturduk. Yemek yerken;

U-: Vay be kanka !! Amına kodumunun kaşarına bak. Bursa’da manita var. Gece bana neler yaptı. Ulan bana bugüne kadar ki manitalarım bu kadar muamele yapmadı.
-: Bilader anlamıyorum amına koyim. Sikerler ya ne kafa yorucaz ona eğlendik geçti işte.

U-: Yoo. Seninki geçmedi. Yeşim seni sikicek(gülerek)

Kahkaha attım.

U-: Ciddiyim bilader. O kız seni yatağa atcak bu belli. Aman bilader mevzuyu ciddi ilişki işine döndürme. Gerçekten sikerim belanı.

-: Saçmalama kanka. Ne ilişkisi aklımdan bile geçmiyor. Kız bana kendi tırmanıyor napayım.

U-: Hande noldu ? Kimmiş manitası okuldan mı ? Kıza şimdiye kadar elli defa açılırdın. Olur olmaz en azından bilirdi amına koyim.

Canım sıkılmıştı. Haklıydı
.
-Kendimi defalarca ifade edebilirdim Hande’ye. Bunun için bir çok fırsatta geçti elime ama ne biliyim. Canım çok yanmıyor. Hatta bazen aklıma bile gelmiyor. Demek ki o kadar tutulmamışım.

U-: Demek ki. Neyse siktir et. Daha nelerle karşılaşıcaz. Hayırlısı olsun kardeşim. Sen gol atmaya bak(gülerek).

-: E öyle yapıcaz kardeşim. Şu seneye evide tuttuk mu. Çok iyi olucak bizim için.

Ev mevzularından devam etti sohbet. Sonra kalktık yemekten sonra. Aldıklarımızı bırakmak için yurda döndük. O gün akşam çıkmadık yurttan film dizi falan takıldık öyle.

Ertesi sabah okul vardı.

Cuma sabahı okuldaydım. Bugünün üniversite hayatıma yön veren günlerden biri olacağını asla tahmin edemezdim. İlk ve ikinci derse girdim. Normaldi herşey. İkinci dersten sonra ki tenefüste bahçeye indim sigara için. İngilizcem iyi olduğundan okulda olsamda bazen bahçede takılır derse girmezdim. 3 derse girmemeye karar verdim. Çünkü sınıftaki kafa çocuklardan bir çoğu gelmemişti. Kızların muhabbetide kafamı sikmişti. Tabi bunda Hande’nin erkek arkadaşını anlatmasıda eklenmişti. Ve biraz nefes almak için derse girmedim. Bahçede tek başıma oturuyordum. Büyük sınıflar belk**e son sınıflar vardı bahçede genelde. Kahvemi almış telefonumdan favori oyunumu açmıştım. Kendimi kaptırmışım geleni geçeni gördüğüm yok. Bi ara kafamı kaldırdığımda karşı banktaki oturanların bana baktığını gördüm 5-6 kişilik bi grup 2 erkek gerisi kızdı. Benden büyük oldukları belliydi. Çok aldırış etmedim.

Oyuna döndükten sonra bi ara kafamı kaldırdım. Baktım ki hala bana bakıyorlar. Yine aldırış etmedim. Ama içimden bu işte bi bokluk var diye geçiriyordum. Hatta bi ara fermuarıma pantolana falan baktım ulan rezil olmayayım diye. bi sıkıntı yoktu. Daha sonra kızlardan biri ayaklandı ve bana doğru yürümeye başladı. Kıllandım tabi bende e daha yeniyim. Ne oldu acaba diye düşünüyordum ve salaktan telefonla ilgileniyor gibi yapıyordum. Yanıma yaklaştı ve

-Pardon ! Sen Efe Kahraman değil misin? (soyadımı sallıyorum tabi)

Kıza baktım. 1.65-1.70 boylarına esmer, iri diyebileceğimiz ama düzgün fizikli (voleybolcu veya herhangi bi spor yapıyor diye tahmin ettiğim) bi kız.

-: Evet. Ama ben sizi tanıyamadım.
-: Tuğçe ben. Kuzenin Kadir’in sınıf arkadaşıydım lisede. Seni ordan tanıyorum. Hemşeriyiz.
-:(içimden Ulan beni tanıyosundur da niye yanıma gelesin falan diye geçiriyordum..)

Değerli dostlar, şunu söylemek isterim ki ailem ilçemizde tanınmış bi aile. İnşaat, tarım gibi işlerimiz var. Babam amcam ve kuzenleri tanınmış esnaflardan. Maddi durum iyi olduğu için ilçemizde insanları tarafından soyismimiz ve ailemiz bilinir.

-: Öyle mi memnun oldum dedim. Gülümseyerek ve elimi uzatarak.

T-: (elini uzattı). Bende memnun oldum. Seni okulda ve eve giderken görüyorum Kadir le faceten arkadaşız. Fotoğraflarında görmüştüm seni benzettim ama emin olamadım. Seni burda görüncede sorayım dedim.

-:Çok iyi yaptın. Tanıdık birilerinin olması güzel başka şehirde. Sen kaçıncı sınıftasın bölüm ne?

T: 3.sınıftayım. İktisattayım. Sen?
-: Ben şuan hazırlıktayım. Ekonomi okuycam.
T: Aynı fakültedeyiz ne güzel. (bu arada kızlardan biri ona seslendi. Bana döndü) Memnun oldum tekrar görüşürüz. Elimi sıkarak.
-: Bende memnun oldum. Görüşürüz dedim.

Ulan işe bak diyordum kendi kendime. Kızı düşünüyordum. Esmer düzgün fizikli hani derler ya tam benim kalemim diye öyleydi gerçekten. Ama içimdeki his hoşlanma değildi. Küçük Efe’nin hissettiği bişeydi.

Ara zili çaldı. Bizimkiler aşağı indi. Onların yanına gittim. Ve diğer derslere girdim o gün. Okul bittiğinde çıktım ve yurdun yolunu tuttum. Salak salak kaldırım taşlarına bakıyor, okulu Tuğçe’ yi Yeşim’i düşünüyordum.Bugün Tuğçe ile tanışmamdan sonra içimdeki testosteron seviyem artmıştı.Yurda gittiğimde 31 çekmem lazımdı. Yurda geldim. Baktım Uğur yok. Tuvalete geçtim hemen. Tuğçe’yi düşünerek mastürbasyon yapmaya başladım. Arada aklıma Yeşim ile kulüpte yaptıklarımız o danslar geliyordu. Boşaldıktan sonra duş aldım ve uzandım.

Yemeğe Uğur kaldırmıştı beni. Her zaman ki gibi yemeğe gittiğimiz kafeye gittik ve aynı şeyleri sipariş ettik. Yemek sırasında Uğur’a bugünü anlatıyordum. Oda nasibin açılıyor falan diyordu. Yurda gittiğimizde laptop ı açtım face’i açtığımda kuzenim Kadir’in profiline girdim. Ve kızı aramaya başladım. Buldum da.

Elimle mouse u ekleme butonuna doğru sürükleyip çekiyorum ve düşünüyordum. Yeni tanıştım acaba erken mi abaza der mi ne der diye. Ve tabiki de her zaman ki gibi sikerler diyip bastım. Ve daha sonra çıktım. Bilgisayarımı kapatıp uzanırken telefonuma bi bildirim geldi.

Yeşim’dendi.

Yarın saat 14.00 da bizde buluşalım.

Altında bir fotoğraf.

Üzerinde bornoz dudaklarını ısırırken…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

sevda

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

sevda
…artık elimdeydi sevda ve onunla istediğim gibi oynayabilirdim. oynuyordum da zaten ama düşünmeden edemiyordum. neden bu kadar kolay olmuştu? neden kendini bu kadar rahat sunmuştu? fizik olarakta tip olarakta pek güzel sayılmazdı ve ondan baya üstündüm ama sonuçta o kızdı ve daha nazlı olmalıydı. bu düşünceler içerisinde onu evine yakın bir yere bırakıp köye döndüm. sözlüm ve ablası beni bekliyorlardı. baya geç kaldın, işler yolundaydı heralde filan gibi bişiler söyledi. ablası ise oldukça tedirgin bir şekilde bakıyordu. ‘acaba kuş kafesten uçuyor mu’? kafasın da bu vardı.sözlüm çay getirmek için içeri girince ablasının bacaklarını sıktım ve ‘merak etme, seni bırakmam/bırakamam’ dedim. yüzü gevşemişti. ‘bu akşam rakı al da gel, enişten ile demlenin’ dedi. tamam dedim. içim bi hoş olmuştu. yaşça benden baya ilerde ve torun torba sahibi bu kadın ile bu cinsel yakınlaşma heyacan veriyordu. ona dokunmak, sevmek/okşamak ve öpmek ve koklamak uçuruyordu beni. biraz sonra gidecektim ve rakı-muhabbet fasılndan sonra yaşanan o ‘meşhur’ olay yaşanacaktı. hani şu, kanapede kaşınma bahanesiyle şalvarını kalçasının altına indirip kıçını ve sağ dizini göbeğine doğru yukarı kaldırıp aradan amını gösterdiği olay. (meşhur diyorum çünki baya mesaj geldi ve tepkilerden hikayemizin o bölümünün sırf bu olay yüzünden çok çarpıcı olduğunu anladım bu davetten sonra hanife abla evine gitti. sözlüm ile baş başa kaldık ve tabii ki sözlüm bu gün ne olduğuna dair beni sıkıştırıyordu. denizdeki anlattım her şeyi.
-ne çabuk yanıştın bu kız ile sen böyle
-tesadüf!
-hiç bişi tesadüf değildir!. onu ayarttığına eminim
-hee, oda hazırda beni bekliyordu. gelsin tavlasın diye
-pek güzel değil ve ayrıca beden olarak ta hımbıl. oğlanların çok ilgisini çektiğini sanmıyorum.
-haksızlık etme! o kadar da kötü değil
-güya araba tamirdeymiş te, onu alacakmışta…!
eğildikçe t-shirt’ün üstünden şeftali büyüklüğünde ki o bembeyaz memeleri fırlayacak gibiydi.anladı ve içeri gitti. bende peşinden tabi. t-shirt’ünü memelerinin üstüne kıvırdı ve çıplak memelerini ağzıma dayadı.pembecik meme uçlarını iştah ile emmeye başladım. kendinden geçmişti. ben memelerini emerken kendi de amını ovuyordu. şalvarını dizine indirdi ve ıslak amını ağzıma dayayıp amımı da em dedi.
-dilini sok
-tamam aşkım
-iyice sok, geliyor
-tamam aşkım
– yok olmayacak, sikini çıkar. tamam böyle işte. sik şimdi.
sırtını duvara dayamış ve amını öne çıkarmıştı. sikimi kendi eliyle amına sokmuş ve sik demişti, sik şimdi. 5-6 kez girip çıktım ve fazla dayanamayıp bıraktı kendini. ben sikimi yıkarken oda amını yıkadı ve üstünü başını düzeltip hadi dedi, gidelim ablama. hanife ablaya vardığımızda vardığımız da ızgara kokusu geliyordu. gelirken getirdiğim kıymayı yoğurmuş, köfte olarak hazırlamış ve ızgaraya atmıştı.
– aaa, hani rakı?
– şimdi alır gelirim abla
-bırak sen, enişten gider alır
-ben alırım abla ya, adama yük olmayalım
– senin bu günler masrafın çok oluyor. daha da olacak.
biz hanife ablayla bunları konuşurken kocası bir çırpı da çıkıp gitti. sözlüm ve nişanlı yeğeni derya sofrayı hazırlamak ile meşguldüler. ben mangalın tam karşısında bulunan helaya yöneldim. karşısında ama 15 metre kadar uzağında. helanın kapısı mangala dönük olduğundan sadece hanife abla görebilirdi.helaya girince yan döndüm ve sikimi çıkarıp işemeye başladım. hanife abla yandan görüyordu. bir an göz göze geldik ve hınzırca gülümsedi. bu arada kocası geldi ve ilk kadehlerimizi doldurmaya başladı. yemek öncesi birer tek atalım, iştahımız açılır. öyle de yaptık. öte yandan hanife abla köfteleri pişirmiş ve masaya koymuştu.salata ve bir kaç çeşit meze eşliğinde demlenmeye başladık.deryaya sımsıkı aşık olan ve elbette ortamı kıskanan nişanlısı kaynanasından yani hanife abladan telefon ile aldığı izinle ortama katılmıştı. oda katılınca rakımız azaldı. derya nişanlısına, git len bi büyük te sen getir dedi ve derdemez nişanlısı, tamam aşkım deyip fırladı. yaaa, aşk böyle bişi işte! aslında rakımız bitmemişti, sadece yarıyı biraz geçmişti. geçmişti ama babası da kendinden geçmeye başlamıştı. belli ki içkiye dayanamıyordu.sözlüm yedek kadehe bir kadeh doldurdu ve bir yudum içti. sonra derya ya uzattı kadehi, oda içti. en son hanife abla da bir yudum aldı ve nefis bir muhabbet başladı. bayanların da katıldığı rakı masası çok renkli oluyor. derken deryanın nişanlısı geldi. derya geçiktin deyince ana asfalt girişindeki markete tavuk kanadı almaya gittim, ondan dedi. derya nişanlısına teşekkür ederken annesi hanife abla da ateşi yeniden canlandırdı ve kanatları ızgaraya sıralamaya başladı. köfte, kanat ve rakı eşliğin de nefis muhabbet yeniden başladı. başladı da, dikkat ettim, nişanlısı varken ne derya ne de annesi rakı içmiyordu. benimki arada ufak yudumlar alıyordu. şu/bu derken birinci şişeyi bitirdik ve ikinciyi açtık. bu arada muhabbet de derinleşmişti. söz bizim nişan ve nikah olayına gelmişti. zaten alışverişin çoğunu tamamladığımız için iki gün sonra köy okulunun bahçesinde yapma kararı aldık ve nişan olayını halleddikten sonra da bir kaç gün dinlenip nikah olayına başlayacaktık. hanife ablanın neşesi iyice artmıştı. çok mutlu görünüyordu.vakit epey ilerlemişti ve ve hanife abla sözlüme hadi siz gidin artık, bunlar da kadehlerini bitirip istirahat etsinler. yarında beraber ilçeye gidip kalan eksiklerimizi tamamlayalım dedi. derya annesine bende teyzemle gidebilirmiyim deyince hanife abla damadına dönüp, bunlara yoldaş ol sen de dedi ve hepsini beraber kaynanaya yolladı.hanife abla, kocası ve ben kalmıştık. gerçi kocası kendinden geçmek üzereydi ve çok geçmeden kanapede yığılıp kaldı.hanife abla ile içeri taşıdık. hanife abla tamam sen çık ben hallederim gerisini deyince umutlarım sönmüş bir şekil de masaya geri döndüm. sonrasın da o malum olay yaşandı. hanife abla kanapede sürekli oturuşunu değiştiriyordu ve en sonunda iyice kuyuya çekildi ve kaşınma bahanesiyle şalvarını külotuyla beraber sıyırdı ve kıçını gösterdi. ben şok halinde bu görüntünün etkisindeyken daha beterini yaptı ve bacağını karnına doğru çekip amını açtı. tüm mahremiyeti karşımdaydı ve ben heyacandan kalp krizi geçirmek üzereydim. o ise sabit bir şekil de bana bakıyordu.sanırım tepkimi ölçüyordu. tam o esnada mesaj geldi. sevdadandı. içimden,lanet olasıca kız dedim, bu an da mesaj olurmu? üstelik bu saat’de. yarın buluşalım diyordu. tamam dedim ve kapattım. tam hanife abla ile yeniden muhabbete başlamışken yine attı.
– ne o acelen var gibi?
– yok canım sana öyle gelmiş
– hmm, neyse tamam öyleyse. yarın alacakmısın beni?
– emrin olur sultanım. senin gibi arzulu, istekli bir kıza hayır demek ne mümkün. yalnız merak ettim, bu saat’de nerden aklına geldi?
-çok azdım ve masturbasyon yaptım. seni hayal ederek tabi.
– çok açık sözlüsün kız!
-öyleyimdir! sonuçta öyle ya da böyle yapacağım bir şey için niye naz yapayım’ki?
-doğru diyorsun kız..bak bende azdım şimdi. iştahımı yarına saklayayım değil mi?
-hehe, evet canım, aynen
buluşma yerimizi ve saatini yeniden teyit ettikten sonra telefonu kapadım. yazışmanın uzaması hanife ablayı kuşkulandırmıştı. o sormadan ben söyledim. benimkiler dedim. nişanı soruyorlar. hmm, tamam dedi. sonrada ortalığı toplamaya başladı. hal ve hareketlerinden pek inanmadığı belli oluyordu. hatta masayı toparlerken bana bile fazla yanaşmamaya özen gösteriyordu. amannn neyse dedim içimden ve sevdayı düşünmeye başladım. itiraf edeyim ki pek te dengim olmayan bu kızla sırf o büfecinin torunu diye ilgileniyordum. bu çirkince kız sırf sözlümün ağzına veren ve muhtemelen önceki zamanlar da siken adamın torunu olduğu için heyacan veriyordu. iler de büfeci dayıyla paylaşacak çok anımız olacaktı!!

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Travesti Buse

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Travesti Buse
Merhaba arkadaşlar ben Fırat.Hayatımda ilk defa travesti ile olan seximi anlatmak istiyorum size.6 yıl önceye kadar hep merak eder ,hikaye sitelerinde okur denk geldikçede filmler vasıtasıyla travestileri duyuyordum.Uzun süre internetten antalyadaki travestileri araştırıp 2 tanesini beğenmiştim. Antalyaya gidecek bu 2 travestiden 1 tanesiyle beraber olacaktım.Kendimi ayarlayıp soluğu antalyada aldım.Bulduğum numaraları sırayla aramaya başladım ancak 1.si kapalı diğeride çalıyor ama açan olmuyordu. Biraz bekleyip ona göre hareket ederim derken lara da yer alan bir bar aklıma geldi.Travesti ile yaparım diye düşünürken boş dönmemek adına bara doğru yola çıktım.Bu barın özelliği içerde bir sürü yerli yabancı güzel hatunun olduğu ,beğenip anlaştığınla çıkıp sex yapabilmendi.

Çok geçmeden gelmiştim bara, içeri girdiğimde ortam çok güzeldi.Yaklaşık 100 e yakın güzel hatun var ve müşterilerini bekliyorlardı.Ayaklı masaların birine durup sohbet etmeye başlamıştım.Sanki her biri diğerinden daha güzel görünüyordu ama yaz sezonu olduğundan fiyatlar uçuk seviyedeydi.Bir süre daha sohbet ettim ama rakamlar hiç düşündüğüm gibi değildi sigara içmek için dışarı çıktığımda yan tarafımda 3 tane güzel giyinimli hatun vardı.İki tanesi kısa sürede bitirmiş içeri geçmişti.Sigaram bitmiş bende içeri doğru yöneliyordumki tek kalan çakmak istedi.Yanlız ses tonu bir bayanınki gibi değildi hafif erkek sesliydi.Çakmağı alıp sigarasını yakmak için yaklaştım.Teşekkür ettiğinde anlamıştımki travestiydi zaten önündeki kabarıklık kendini yeterince belli ediyordu.Belki fırsat budur diyerek yanından ayrılmadan 1 sigarada ben yaktım.Yanında kaldığımı görünce hayırdır içerisi sarmadımı diye sordu.Bende aradığım içerde yok sanırım karşımda duruyor deyince bana ben travestiyim dedi.Bende antalyaya zaten travesti ile sex yapmaya geldim ama bulamayınca bu bara yöneldim dedim peki ozaman ben buse merhaba tekrardan dedi ve elini uzattı.Tokalaşıp tanıştıktan sonra sohbeti biraz daha ilerlettik.Buse 1.75 boyunda hafif balık etli göğüsleri sanki füze gibi dimdik duran sarışın beyaz tenli güzel yüzü olan bir travestiydi.Ücret ne kadar diye sordum saatlik 150 TL sabahlık 500 TL dedi.Bu rakama yer parası dahil değil deyince; yakında yerim var benim eğer evime gidersek sabahlık 400 TL veririm dedim.

Ve karşılıklı anlaşıp hiç içeri geçmeden aracıma doğru yönelip yola çıktık.Eve giderken içki içermisin sanada alayım dedim.Busede bana bira yeter başka bişey içmem dedi.Hemen tekelin önünde durup 10 tane bira alıp yola devam ettim.Eve gelip içeri girdiğimiz gibi yatak odasına geçtik.Yol boyu zaten konuşmuş olduğumuzdan ilk seferi hemen yapmak istedim.Bu acelen ne hayırdır o kadarmı azgınsın deyince evet ilkini hemen yapalım dedim.Buse hazırlanıp geleyim derken ben soyunmaya başlamıştım.Yatağa uzanıp busenin gelmesini beklerken buse soyunmuş kapıdan içeri girmişti.Vücudu mükemmel şekildeydi hele göğüsleri dimdik içleri dolgundu.Yukarıdan aşağıya doğru süzerek geldiğimde penisini görünce şok oldum resmen.İnik hali bile benimki kadardı nerdeyse.Penisine baktığımı gören buse noldu hayırdır bir an afalladın deyince bu kadar büyük penisinin olduğunu tahmin etmiyordum dedim.Bu neki benimki 18 cm tanıdığım 3-4 arkadaşım var onlarınki 22 cm den daha büyük dedi.Ben daha önceden hiç travestiyle olmadığımı sadece filmlerden gördüğüm için böyle tepki verdiğimi söyleyince buse bana dönerek p olmak istiyormusun dedi.Bende denemek istiyordum biraz önceye kadar ama şuan emin değilim deyince merak etme hiç hissetmezsin acırsada bırakırız zaten deyip beni rahatlattı.Yatağa doğru gelip hemen penisimi ağzına almaya başladı.Dudaklarının arasında zevke geldikçe sertleşmeye başladım.Tamamen kalktığını anladığı anda bana dönerek penisinin boyu çok uzun değil 14-15 cm falandır ama kalınlık felaketmiş sabaha kadar zevke doyarım ben bununla demesiyle tekrardan başını penisime gömmeye başladı.3-4 dk kadar ağzından çıkarmadan yalamıştıki bir anda kendini üstüme doğru atıp ağzıma dayayıverdi götünü.Bembeyaz tıraşlı götünü hemen yalamaya başladım.

Deliğini güzelce temizlenmiş ve sanırım krem sürmüştü.Kremin tadı öyle hoş gelmiştiki dahada şevkle yalıyor her dil darbemde busede benimkini iştahla yalayıp arada ohh diyordu.Yerinden kalkarak çantasına doğru yöneldi.Prezervatif var bende dedim busede sadece kayganlaştırıcıyı alıp geldi.Prezervatifi kendisi açıp taktı kayganlaştırıcıyı deliğine ve aletime sürüp deliğini aletime denk getirdi.Buse bunları yaparken bende önünde sallanan devasa penise bakakalmıştım tekrardan.Düm düz karşıya doğru bakıyor busenin hafif hareketleriyle sağa sola doğru yalpa yapıyordu.Deliğine aletimin başını ustaca sokan buse hafiften hareketlenmeye başladı.Ben hareketsiz busenin alışmasını bekliyordum.Buse artık alışmış olmalıki ellerini arkaya doğru götürüp dizlerimden destek alıp inip kalkmaya başladı.Busenin muazzam hareketleriyle bende ellerimle o mükemmel görünümündeki göğüslerine götürüp dahada çok zevk almaya başladım.Ama gözüm yine busenin önüne odaklanıp duruyordu.Buse hızlıca oturduğunda peniside şiddetle karnıma vurup kalkıyordu.Şap şap sesleri devam ederken içinden aletimi çıkarmadan buseyi tutup yatağa yatırdım.Bacaklarını omuzuma dayayıp ben sokup çıkarmaya başladım.Artık deliği aletimi tamamen sarıyor her yüklenişimde vücutlarımız temas ediyordu.Sonra kendimi geri çekip ayaklarını kenara ayırıp tutmasını istedim.Artık deliğe alttan geçiriyor dahada seri halde sokabiliyordum.Vücudumla girip çıkarken bir yandanda önümde hareket eden penisine bakıyordumki buse elimi tutup penisine götürdü elimi.O canavara ilk temasım çok hoştu.Kemik kadar sertleşmiş aletini sıvazlıyor hala daha buseyi sikmeye devam ediyordum.

Buseyi ters çevirip 4 ayak pozisyonuna geçtim.Arkasından bir yandan girerken elimi önüne atıp aletiyle oynamaya devam ettim.Her giriş çıkışımda busede kendini bana yaslıyor aletimin dahada ileriye gitmesine yardımcı oluyorduki geliyorum dememle boşalmam bir oldu.Penisim deliğin içinde prezervatifi doldurmaya başlamıştıki elim busenin penisinde olduğundan busede daha fazla dayanamayıp geliyorum dedi kendini öne çekip içinden çıktığım gibi beni yatırdı yatağa ve penisimin üstüne doğru boşalmaya başladı.Ama nasıl bir boşalmak anlatamam.Resmen silahla atış yapar gibi fışkırmış penisim ve vücudum döl içinde kalmıştı.Birinci seferi bitirip temizlendikten sonra balkona geçip hem içiyor hemde muhabbet ediyorduk.Buse birasını bitirmiş benim bitirmemi bekliyordu.Konuşmalardan etkilendiği bariz belliydi. Aleti kalkmış şortunu zorluyordu resmen.Daha fazla beklemeye tahammülü kalmamışcasına elimden tutup içeri götürdü beni.Odaya girdiğimizdede önüne getirip diz çöktürdü.2 turu ben yöneteceğim hazırmısın deyip şortunu indiriverdi.İçmenin de etkisiyle hafif çakır keyf olduğumdan busenin komutlarına uymaya başladım.Başımı tuttuğu gibi penisine götürdü ve ağzımı açmamla içine bir volkan kadar sıcak penisini itmeye başladı.Tadı çok hoş olmasına rağmen uzun olduğundan gırtlağıma kadar itip çıkartmaya tek hamlede tekrar sokmasıyla midem bulanmaya başlayınca böyle zor oluyor deyip yatağa uzandı.Banada üstüme gel deyip 69 pozisyonuna geçtik.Aletini tuttuğum gibi saxoya başlamışken busede deliğimle oynamaya diliyle masaj yapmaya başlamıştı..Ben yaladıkça buse de deliğime hamle yapıyor sanki senkron tutturmuş gibi beraberce kıvama getiriyorduk.Penisi artık iyiden iyiye kemikleşmişti tekrardan.Beni yatağa yatırarak kayganlaştırıcıyı aldı.Eline döküp deliğime yediriyor parmaklarını sokarak gevşetiyordu.Artık deliğimde hazır olmalı ki buse prezervatifi açıp bir çırpıda penisine yerleştirdi.Bana kendini kasma deyip hafifçe başını zorlamaya başladı.Bende ilk defa p oluyor değilim yanlış anlama ilk defa travestiyle oluyorum deyince buse deliğinin hemen yumuşamasından belliydi zaten deyip bir anda yükleniverdi.Ben çektiğim acıdan dolayı offf derken buse 2. kere yüklenip tamamen içime girince demek p oldun ozaman biraz acı olacağınıda biliyorsundur deyip sokup çıkarmaya başladı.Resmen tecavüze uğramış gibiydim. Buse hiç durmadan hızlı hızlı deliğime pompalıyor arada hepsini çıkartıp bir anda yükleniyordu.5 dk kadar bu şekilde yaptıktan sonra içimden çıkıp yatağın kenarına oturdu.Üstüme gel deyince yüzüm ona dönük olarak pozisyon aldım.Biraz daha kayganlaştırıcıyı deliğime sürüp aletini tuttuğu gibi tekrar deliğime yöneltti.Kontrol bendeydi ama hareketleri yapan buseydi.Ben deliğimdeki alete doğru bastırınca kendimi ,penisi içime tekrardan girdi.Busenin üstünde hopluyor zıplıyor aletinin keyfini sürüyordumki buse ellerini boynuma dola deyip kalçalarımdan tuttuğu gibi beni havaya kaldırdı.İnanılmaz şekilde beni tuttuğu gibi kucaklayınca aleti ağırlığımdan olsa gerek tamamen köküne kadar içimdeydi artık

Hafifçe hareket ederek beni bu şekilde güzelce sikti buse.Sonra yeniden aynı şekilde yatağa getirdi ve ben tekrardan üstünde kalkıp oturmaya başladım.İçinden çıkmadan ters döndüğümde ise asıl zevki almaya başladım.Aletimden zevk suları dışarı çıkıyor her darbemde damla damla dökülüyordu.Ben üstünde inip kalkarken busede eliyle kalçalarıma sertçe vuruyor devam et daha hızlı diyerek daha çok zevke geliyordu.Vurması yüzünden kalçam kıpkırmızı hale gelmişti.Artık boşal yeter deyince buse beni belimden tuttuğu gibi yatağa doğru belimi bükerek hızlı hızlı sokmaya başladı.Hareketlerinden geleceğini anlayınca nasıl boşaldığını unutup ağzıma boşalmasını istedim buseden.İçimden çıktığı gibi bir eliyle başımı tutuyor diğeriylede 31 çeker gibi boşalmayı hazırlıyordu kendini.Buse ilk seferki gibi fışkırmaya başlayıp dölleri ağzımın derinliklerine doğru attırınca ağzım resmen dolmuştu.Çoğu ağzımda bir kısmıda yüzümde halde hemen lavaboya koştum.Busede öksürmelerimi merak etmiş olacakki peşimden gelmiş.Noldu deyip arkama yaklaştı.Vücudumuz temas ettiğinde ben buseye dönüp ne oldusumu var her yerim spermlerinle doluydu anca temizleyebildim deyice buse daha dur aşkım yeni başladık 5 gündür sex yapmıyordum iyiki denk geldin sen deyip, lavaboya doğru eğilmemi fırsat bilip hala kalkık olan penisini içime sokmaya başladı.Ben ne oluyor deyip arkamı dönene kadar buse çoktan aletini deliğime dayamış yüklenmeye başlamıştı.Ellerimle lavabonun kenarlarından güç alıyor busenin yüklenmelerine karşı lavaboya çarpmamaya çalışıyordum.Birden kendini bana doğru çekip klozete oturdu.Bacaklarımı yana ayırıp üstünde tekrardan zıplamaya başladım.Busede deminki gibi elleriyle kıçıma vuruyor süpersin daracıksın ne kadar soksam doymam diyerek yeniden olaya motive oluyordu.Beni tutup kaldırdığı gibi klozete doğru döndürdü.Dizlerimin üstünde klozete doğru dayanmışken buse bir anda deliğime tekrar girmeye başladı.Temposunu iyice arttırmış olan buse elleriyle belimden tutmuş kendini dibine kadar itip aletinin tümünün deliğimin içinde ilerlemesine izin veriyordu.Buse beni klozete doğru yatırdığı gibi bacaklarımı tutup tekrardan deliğime yönelmeye başladı.

Beni öyle şehvetli sikiyorduki uzun zamandır sex yapmadığı kesinlikle doğruydu.Bende zevk alıyor olmalıyım ki ellerimle busenin kalçasından tutmuş her girişinde kendime doğru buseyi çekiyordum.Bir 10 dk beni banyonun değişik noktalarında daha siktikten sonra buse dayanamayıp deliğime boşalmaya başladı.Boşalırken bile hala daha girip çıkmaya devam ediyordu.İşini bitirmiş odaya geçmişken bende temizlenmeye tekrardan başlamıştım.Odaya girdiğimde buse yatağa uzanmış çok güzeldi arka arkaya kısa zamanda 2 kez uzun zamandır boşalamamıştım.Aldığım zevkten şuan 3.ye bile hemen başlayabilirim deyince dur ya o kadar hor kullanma sabaha kadar beraberiz deyince busede peki ozaman sıra sende deyip aletime yumuluverdi.Farklı pozisyonlarda siktikten sonra busenin göğüslerine ağzına boşaldığımda oda bende zevk almanın hissini yaşıyorduk.O gece sabaha kadar buseyle karşılıklı kaç kez sex yaptık sayısını hatırlamıyorum.Buse evden gittiğinde sabah 10 olmuştu bile.Aletim sikişmenin etkisiyle kıpkırmızıydı deliğimde inceden zonklama vardı ama aldığım zevk hepsini unutturmuştu.Travestilere karşı ilgim daha sonrada devam etti ve farklı zamanlarda onlarla görüşmeyi sürdürerek bu günlere geldik.Okuduğunuz için teşekkürler…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Bir Kadının Bekaretini Kaybetme Hikayesi

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir Kadının Bekaretini Kaybetme Hikayesi
O gün ilk defa arkadaşlarımla şarap içmeye gitmiştim. 17 yaşındaydım. Sohbet esnasında birden tarihi ve saati fark edince apar topar masadan kalkıp kurstaki özel dersime yetiştim. Çakırkeyf olmanın verdiği bir rahatlık vardı üstümde. Hocam ders anlatıyordu ama asla odaklanamıyordum. Sonra birden coğrafya hocam bana iyice yaklaşıp derin bir nefes çekti. Muzip bir şekilde yüzüme bakıp “Sen şarap mı içtin?” dedi. Ben de “Başımı belaya sokacaksa hayır sokmayacaksa evet” dedim. Biraz daha sokuldu. Sorun olmaz, uzun zamandır şarap içmiyordum canım çekti dedi. O an heyecanlanmıştım. Hocam benden dokuz yaş büyüktü. Çok çekiciydi ve bariz bir şekilde yakınlaşıyordu. Daha sonra kağıda numarasını yazıp “Anlaşılan bugün ders yapamayacağız . Soruların olursa buraya at haftaya bir ders daha yazıyorum” dedi. O gün eve gittim. Karanlık olan odama girip ışığı yakmadan soyundum ve yatağa uzanıp kendime dokunmaya başladım. Onu istiyordum. Tüm bedenimle… İnleyerek, onun amımı sikiyle okşadığını hayal ederek dokunuyordum kendime. Kendimden geçerek boşaldığımda o gece karar vermiştim. Onun altına yatacaktım.

Ertesi gün mesajlaşmaya başladık. Konuşmanın bir yerinde dansçı olduğumu duyunca kendisine öğretip öğretemeyeceğimi sordu ben de zevkle kabul ettim. 24 Aralık günü ona giderken olacaklara çok hazırdım. Kendime yeni bir iç çamaşırı takımı almıştım. Siyah paltomun altında siyah mini bir elbise, file çoraplar ve Victoria Secrettan onun için aldığım iç çamaşırlarım vardı…

Evine ilk defa gittiğim için küçük bir hediye götürdüm. Koltukta yanyana otururken hediyeyi ona uzattım. Çok beğenmişti. Birden bana sarılıp boynumu öptü. Titriyordum heyecandan… Ben de aynısını yaptım. Sonra o dudaklarıyla tüm boynumu okşamaya başladı. Hafif aralık olan dudaklarının ıslaklığı ve sıcaklığı boynumdan dudaklarıma doğru kayarken ev arkadaşı banyodan çıktı. Hemen toparlanıp onunla tanıştım. Yaklaşık bir 15 dakika sonra o da evden çıktı. Biz dans dersine başladık. Ona tango öğretiyordum. Aşırı yakın duran bedeninin ısısını göğsümde hissediyordum. Öyle heyecanlıydım ki… Zor nefes alıyordum… Dans ederken bacağımı kavradığı bir kısımda elleri yavaşça bacağımda gezinemeye başladı. Gözlerini benden ayırmadan, beni okşarken tepkilerimi inceliyordu. O beni okşarken gözlerimi kapatıp bedenimi tamamen ona bıraktım. Dudaklarını heyecandan hafif aralanmış dudaklarıma iyice yaklaştırdı. Sonra birden “Ben bakireyim” dedim… Kulağıma eğilip “Bu sorunu çözmek istemez misin?” dedi ve elimi alıp sikine götürdü. Çok kalın ve çok sert bir şey elimin altında büyüyordu. Gözlerimi açtım gözlerine baktım. Yakasından tutup kendime çektim ve “Sik beni” dedim. O anda diğer bacağımı da kaldırıp beni kucağına aldı. Sertçe öpüşüyorduk. Hangi ara nasıl soyunmuştuk hatırlamıyorum.Birden onun sikini karşımda görünce dizlerimin üstüne çöktüm. Sikini avucuma alıp öpmeye başladım. Taşşaklarını emdim. Dilimi yavaşça dokundurarak aşağıdan yukarı dolu sikini yaladım. Ucuna geldiğinde önce ucunu hafifçe öptüm. Sonra gırtlağıma kadar sikini sokup yaladım. O inledikçe daha fazla yalamak istiyordum. Zevk aldığını gördükçe daha fazlasını istiyordum. Ama o beni sikmek için öyle açtı ki saçımdan tutup ayağa kaldırdı ve “Uzan” dedi. Yatağa uzandım. Üstüme çıktı. Kondom takmıyordu. Ben de o siki hissetmek istiyordum. “Canımı yakmazsın değil mi?” dedim. “Korkma seni incitmem ” dedi. Gözlerini gözlerimden ayırmadan yavaşça içeri girdi. Tamamını soktuğunda o büyük bir rahatlama ile ohh çekti ben de büyük bir acı ile ahladım. İlk başlarda yavaşça girip çıkıyordu. Ancak ben alıştıkça ona “Daha sert” diyordum. Amımı parçalamasını istiyordum. Beni sikerken “Ahh Burcu” diye inliyordu. Sonra birdn beni ters çevirip domalttı ve birden sikini amıma soktu. Beni sikerken kıçımı tokatlıyordu. “Artık benimsin” diyordu. Zevkten titriyordum daha önce hiç böyle hissetmemiştim. Muazzamdı.. Beni sikerken “Küçük sürtüğüm” diyordu. Altında üç kere inleyerek boşaldıktan sonra “Orospumun neresine boşalayım?” dedi.. zar zor konuşabildiğimde “Ağzıma” diye inledim. Sonra hemen sikini çıkarıp bütün sütünü içirtti…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Düğün telaşı

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Düğün telaşı

Ablamın düğününe bir hafta vardı. evdeki telaş hepimizi sarmıştı. Eniştem kapı gibi iri ve yakışıklıydı. Ablamla aramızda iki yaş vardı ve ikiz gibi benzerdik birbirimize hep beraber oynayıp büyümüştük Abimler le aramızda yaş farkı çok olduğu için en çok ablamla iyi anlaşırdım. Yaşıtlarıma göre hep biraz daha geriydim mahallede top oynamak yerine evde ablamla bebeklerle oynamayı tercih ederdim beni hep kız zannederlerdi. lisede sakalım çıkmasın diye annemin dogum kontrol haplarını çalar gizliden içerdim. Sanırım bu haplar bende ciddi değişiklikler yaptı zaman içinde kalçalarım büyüdü memelerim sütyenlikti ama utamcımdan giyemiyordum tabi sakalım çıkmadığı gibi sesim incelmiş aslında tam bir genç kız olmuştum. Ama ablamla aramız iyiydi oda benim bu hallerime alışmış hatta abimler memlekete gittiklerinde el ve ayaklarıma manikür pedikür falan yapar beni ağdayla sakız gibi parlak olmamı sağlardı. Evde bikinisiyle seksi pozlar vermemi sağlardı . Eniştemle nişanlanıp dolaşmaya başladıklarında aslında ablamı çok kıskandığımı fark etmiştim. Eniştemin bana olan ilgiside çok hoşuma gidiyordu tam bir erkekti düğünden bir hafta önce eniştemle alışverişe çıkmıştık yaz olduğu için hava çok sıcaktı gölgelikte serinlerken bana dikkatli baktığını fark ettim memelerim aynı kadın memesi gibi olduğu için terlemiş tişörtümden çok belli oluyordu. Eniştem ufaktan ağzımı arıyordu oğlum yok mu kız arkadaşın falan diyince bende başımı öne eğip konuyu değiştirmeye çalıştım. Almanyadan gelen akrabalar falan herkez düğüne odaklanmıştı.
Düğüne bir gün kala ablam arı sokmasından hastanelik olmuş düğün işi neredeyse yarım kalmıştı Ablamla hastane odasında oturuken ablam bana bakıp bak kardeşim diyip lafa başladı. Bunca kişi düğün diye geldi salon tutuldu bu saatten sonra iptal olursa herkes bende bir şey var diyip gerçeklere inanmaz ve ailece çok üzülürüz sana bakarken bana ne kadar benzediğini farkettim. Annemle konuştum düğüne benim yerime sen katılacaksın böylece ailemizin namusunuda kurtaracaksın deyince ağzım açık kalmıştı. Ama nasıl olur demeye kalmadan annem ve halam odaya girip biz ayarlarız bu üçümüzün arasında kalacak büyük bir sır olacak diyince şaşırıp kalmıştım. Akşam annem beni adosına alıp yarın için hazılamaya başladı içeriye kimse alınmadı halam kapıda nöbet tutuyordu kapının arkasında abimlerin ve babamın seslerini duyunca içim ürperiyordu.
Halam beni güzelce yıkadı beni çıplak görünce ah benim güzel kızım ben bile inanmam erkek olduğuna diyip kahkaha attı.
içime beyaz takım çamaşırlarımı giyip sütyenim takılı bir vaziyette otururken tanımadığım bir kadın kuaför gelip saçımı başımı her şeyimi düğüne hazırlıyordu.
Tam bir afet olmuştum ablam bile kıskanırdı valla, hastane odasında telefonla konuşurken bile benimle gurur duyduğunu söyleyip bana moral veriyordu. Düğün saati gelmeye yakın eniştem aşağıda bekliyordu. annem ve halam kimseye bir aksilik hissettirmemek için her detayı ince ince düşünmüşlerdi hatta benim köyde hasta olan dedeme acil olarak gittiğimi söylemişlerdi. aşağıya indiğimde gelin duaklı başımla eniştem heyecandan beni tanıyamamıştı. Hep beraber düğün salonuna girdiğimizde dizlerimin korkudan titrediğini farkettim neredeyse heyecandan bende düşüp bayılacaktım. Sanırım heyecandan ve güzel görüneyim diye aldığım kadın haplarından olsa gerek gögüslerim şişmiş ucundan süte benzer sızıntı geliyordu. Eniştemin hiç bir şeyden kuşkulanmamış olmasından da artık gizli bir gurur duyuyordum akşama olacak sürpriz için de utanıyordum tabi. yemekli ve içkili bol eğlenceli bir düğünden sonra hepimiz yorhunluktan gebermiştik düğünün sonuna doğru eniştem kulağıma arkadaşlarıyla beraber diskoyada gideriz değilmi? diye sorunca işkence daha bitmedi mi diyip ve ne zaman gerçek ortaya çıkacak diye içim ürpermeye başlamıştı. Bir ara zavallı annemde bana bakıp aman yavrum sonuna kadar idare et evde yalnız kalınca anlatırsın diyip geçiştirdi.

Tüm telaşlardan sonra eve girince eniştem ben ağzımı açmadan beni kendine çekip çılgınca öpmeye başladı aman allahım karısı diye kayınbiraderini öptüğünü bilse diye düşünürken beni parçalarcasına soyup yatağa attı sütyenimi çözüp memelerimi emmeye başladığında bende de filim kopmuştu eliyle popomu mıncıklarken benim ufaklığı hissetti sonra ben bir hamlede eniştemin yarrağını ağzıma alınca adamcağızın sesi kesildi salih Ahh diye adımı söyleyince artıkdaha fazla saklayamayacağımı düşünüp herşeyi bir çırpıda anlattım ama bu aradada elimlede eniştemin kalkmış yarrağını okşuyordum. -Eh artık iki karısı vardı şanslı adamdı doğrusu. Sakinleşip beni domaltıp çatır çatır sikmeye başladığında aklına hastanedeki ablamı aramak geldi onunla konuşurken gözlerindeki mutluluğu görmek benide gururlandırmıştı yarrağı götüme sokarken ablama -salihe masaj yaptırıyorum diyince zavallı ablam oradan bana teşekkür ediyordu onun kocasının yarrağını ilk yemek benim nasibimmiş demek

[email protected]

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32