tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Gençlik Maceralarım! (4)

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Gençlik Maceralarım! (4)
Otele gittiğimde Akın yoktu, dayım bankoda oturuyordu. Yeni uyanmışa benziyordu. Lobide de kimsecikler yoktu. Dayım gecenin nasıl geçtiğini sordu. “İyi dayı, yengem güzel ağırladı beni!” dediğimde, “İyi iyi!” dedi başını sallayıp. Ona Açelya’nın gece vakti çıkıp sabah beşte geldiğini söylesem mi diye düşündüm ama sonra vazgeçtim. Dayım, “Selma ile birlikte odalara çıkarsınız, sen şimdi içeri git sana kahvaltı hazırlasın!” dedi saçımı okşayıp.

Mutfağa geçtim. Selma Hanım’ın üstünde dün pembe bir önlük vardı ama bu kez mavi bir kot pantolonla beyaz bir tişört vardı. Mavi kotu dayımın avuçladığı götünü açığa çıkartmış, sıkmıştı epeyce. İnce tişörtünün altındaki beyaz sutyeninin izleri görünüyordu. Siyah saçları sırtına iniyordu, sarı bir lastikle bağlamıştı saçlarını. Yengem ve kızlarıyla ilgili sorular sordu bana tost yaparken. Onları tanıdığı belliydi konuşmasından. Ancak yengemden pek hoşnut değilmiş gibi geldi bana. Ara sıra eğilip kalkıyor dolaptan veya tezgahtan bir şeyler alıyordu, o anlarda götü daha da büyür gibi oluyordu.

Birlikte kahvaltımızı yaptıktan sonra kendine bir sigara yakarken baktığımı gördü. “Al yak!” diyerek uzatınca, “Dayım görürse kızar!” dedim. “Kızmaz, dayın öyle bir adam değil, korkma, 10 yıldır tanıyorum onu, sen daha yeni tanıdın!” deyince uzanıp bir tane alıp yaktım.

Sigara faslı da bitince üst katlara çıkıp temizliğe girişmemizin zamanı gelmişti. Selma Hanım siyah büyük bir çöp poşetini verip, “En üst kattan başlayarak odaların çöplerini boşalt. Kapılara vurursun, ses gelmezse girersin içeri, çoğu sabahtan gidiyor ama akşamcı takımından uyuyanlar vardır hala. Ben de gelecem sonra, paspas çekip yatakları toplarım!” deyince, “Tamam!” diyerek en üst kata çıktım.

Koridorun sonundaki odanın kapısına vurdum birkaç sefer, ses gelmeyince de girdim içeri. Kimse yoktu, yatak bozulmuş haldeydi. Yoğun bir sigara dumanı kokuyordu oda. Camı açtım. Dün gördüğüm yataklara göre biraz daha temizdi yatak. Plastik çöp kutusunun içinde ve küçük masanın üstündeki küllükte epeyce izmarit vardı. Ayrıca esrara benzeyen bir sigara izmariti ile şırınga da vardı. Esrar çekip uyuşturucu kullanan biri kalmıştı odada anlaşılan. Boş bira şişelerinden hariç yarısı içilmiş bir viski şişesi de vardı. Viskiyi atıp atmamakta kararsız kaldım önce ama sonra küçük masanın üstüne koydum şişeyi.

Oradan çıkıp yandaki odanın kapısına tıkladım. Ses gelmeyince içeri girdim, ama yatakta bir adam yatıyordu. Yaşlı, hırıltılı ve zor nefes alıp veren adam bir an uyanır gibi olunca çıktım odadan.

Üçüncü odanın kapısına tıkladığımda, içerden, “Ne var?” diyen bir ses geldi. Kadın mı erkek mi olduğunu anlayamadığım bir sesti. “Şey, çöpleri alacaktım…” dediğimde, “Sonra alırsın, müsait değilim!” cevabı geldi.

Kattaki son odanın kapısına tıkladım, ses gelmediğinde içeri girdim. Yatakta bir adamla kadın yatıyordu. Adam uyumasına devam ederken kadın doğruldu, beyaz çarşaf sıyrılınca kadının devasa memeleri çıktı ortaya. Aynı anda da sert ve otoriter bir sesle, “Ne oluyor lan sabah sabah amına koyimm!” deyince korkudan kalbim şiddetle atmaya başladı. Kadın dediğim aslında travestiydi. “Şey çöpleri alacaktım…” dedim korka korka. İlk anda sert olan sesi bu sözümden sonra yumuşadı. “Amına koyim ne öyle tilki gibi giriyorsun içeri sessiz sessiz?” dediğinde yanında yatan adam da kalktı. Orta yaşlı, kır saçlı bir adamdı. Beni görünce elini kaldırıp, “Kim ulan bu, kimsin lan sen?” diye bağırdı.

Korkuyla, “Ben otel sahibinin yeğeniyim, yeni çalışmaya başladım…” dediğimde, travesti, “Ay sen Ümit Abinin yeğeni misin, söylesene hayatım!” dedi gülümseyerek. Ardından yanındaki adama dönüp, “Hadi lan siktir git sende, amcık, akşama kadar yanımda mı kalacaksın?” diye çıkıştı. Adam bana bağırırken travestinin bu çıkışı karşısında süt dökmüş kedi gibi oldu. “Çocuğun önünde ayıp oluyor ama!” deyince travesti daha da sinirlenip, “Bana bak, ben gösteririm şimdi ayıbı sana, hadi uza, hadi!” dedi. Kapıyı kapatıp dışarı çıktım. Korkudan ödüm patlamıştı.

Derken üçüncü odanın kapısı açıldı ve oradan da bir travesti çıktı. Bana müsait değilim diyen demek buydu. Üstünde siyah külotlu çorapla siyah bir sutyen vardı. 1,90’a yakın boyu olan dev gibi bir şeydi, koca memeleri sutyeninin altında şişmişti, uzun sarı saçları sırtına iniyordu. Bana bakıp, “Geç bakalım, al çöpleri!” derken hızlı adımlarla merdiven başındaki tuvalete gitti. Diğer odalara göre daha temiz ve tertipli gibi görünen bir odaydı burası, ama sigara izmaritleri ve boş içki şişeleri masanın üstünü tepeleme doldurmuştu.

Odadan çıkacakken travesti de geldi. “Adın ne senin?” dedi saçımı okşayarak. “Orkun, otel sahibinin yeğeniyim…” dediğimde, “Aa, Ümit abinin yeğeni misin, neyin oluyor senin, amcan mı?” diye sordu. “Yok, dayım…” dediğimde, “Vay Ümit Abi vay, böyle yakışıklı yeğeni olduğunu söylememişti hiç!” dedi gülümseyerek. Ardından da, “Bir ihtiyacın olursa uğra yanıma, çekinme, adım Buse!” dedi yanağımdan öperek.

Heyecandan tir tir titrerken çıktım dışarı. Bu sırada Selma Hanım elinde kova ve paspasla göründü. Dünkü pembe önlüğünü giymiş, başını da arkadan bağlamıştı. “Aldın mı çöpleri?” deyince, “Aldım, ama bazı odalar dolu…” dedim. “İyi neyse, sonra alırsın, sen aşağı in!” dedi karşılık olarak.

Dördüncü katın odaları boştu ama hepsi oldukça pisti. Odalarda içleri döllerle dolup taşan kondomlar, boş içki ve bira şişeleri, sigara ve esrar izmaritleri, kullanılmış şırıngalar vardı. Ne olduğunu bilmediğim boş hap kutuları da vardı ayrıca. Dayımın oteli batakhane gibi bir yerdi. Odalarda küçük plastik çöp kovaları olduğu halde kondomlar yerlerde geziyordu hep.

Üçüncü kata inerken aşağıdan dayımın sesi geldi, bana sesleniyordu. Hızlı adımlarla indim aşağı. Bankonun yanında yaşlıca bir adamla gencecik bir kız vardı. Kız ürkek ve çekingen gözlerle etrafa bakıyordu, en fazla benim yaşımda olmalıydı, belki benden bile küçüktü. Orta boylu ve zayıf, esmer tenli, sarı saçlıydı. Uzun, yere kadar inen çiçekli bir etekle uzun kollu gömlek vardı üstünde. Kız bu haliyle çingeneye benziyordu. Ayağında kırmızı terlikler vardı. Yaşlı adamsa dedesi gibi kalıyordu, sol kolunu kızın omzuna atmıştı. Sivri burunlu yumurta topuklu siyah ayakkabılar giymişti. Geriye taradığı saçlarını da boyatmış gibiydi. Görüntüsü güven vermeyen bir tipti adam.

Dayım anahtarı uzatıp, “Birinci kat 3 numara!” dediğinde anahtarı alıp, “Buyurun!” diyerek önlerine geçtim. Onlar arkamdan gelirken odanın kapısını açtım. Tek kişilik iki tane yatak vardı odada ve oda temizdi. Sabahın erken saatinde yaşlı bir adamla gencecik bir kızın sikişmesine sahne olacaktı oda. Kız odaya geçerken adam elime bozuk para verdi bir miktar, cimrinin biri çıkmıştı. Yeniden aşağı indim, dayım defteri kontrol ediyordu. Bana bakıp, “Bitti mi işlerin?” diye sordu, “Yok dayı, devam ediyorum…” dediğimde, “E ne duruyorsun o zaman, hadi yukarı marş marş!” dedi gülerek.

Üçüncü kata çıktım. İlk odaya girdim kapıya tıklamama rağmen ses gelmeyince. İçerisi boştu. Duvardaki birkaç çiviye kıyafetler asılmıştı. İki büyük bavul yatağın yanında duruyordu. Sanki odada uzun vadeli kalan birisi var gibiydi. Çöp niyetine pek bir şey de yoktu.

İkinci odanın kapısına tıkladım. “Gel!” diyen bir kadın sesinden sonra kapıyı açtım. Orta yaşlı bir kadın yatağın üstünde oturuyordu. Beni görünce, “Sen kimsin?” diye sordu. “Çöpleri alacaktım, otel sahibinin yeğeniyim ben…” dediğimde, ayağa kalkıp, “Öyle mi, ne güzel!” dedi. Dağınık siyah saçları omzuna dökülüyordu. Hırpani kılıklıydı, eski bir etekle sökük bir gömlek vardı üstünde.

“Amcana söyle borcumu en kısa zamanda ödeyeceğim…” deyince, “Amcam değil, dayım oluyor!” diyerek sözünü kestim. “Neyse işte, ha dayın ha amcan, Şehrazat Hanım en kısa zamanda verecekmiş parasını dersin!” diyerek yanıma gelip saçımı okşadı. Odası temiz sayılırdı, onun da birkaç kıyafeti duvardaki çivilere asılıydı. Yatağı gösterip, “Oturmak istemez misin?” deyince, “Yok, işleri halletmem lazım…” dedim, ancak Şehrazat Hanım, “Beş dakika dinlen, işler kaçmıyor ya!” dedi. Sonra da odanın açık duran kapısını kapatıp elimden tutarak yatağa oturttu, kendisi de yanıma oturdu.

40-45 yaşlarında vardı ama halen güzel bir kadındı. Feleğin çemberinden geçmiş denilen tiplerdendi. Elini saçımda gezdirirken, “Kocam iş için şehir dışına gitti, o gelince dayının parasını vereceğim, olur mu?” dedi gülümseyerek. “Tamam, söylerim…” dedim, tedirgin olmuştum kadının davranışlarından. “Ne yakışıklı şeysin sen!” dedi sonrasında. Kadının sözleri karşısında kalbim güm güm atmaya başladı. Sağ elimi iki elinin arasına alıp gömleğinin üstünden memesine götürdüğünde heyecanım son noktasına gelmişti.

Kadın birden, “Beni sikmek ister misin?” dediğinde, “Şey, benim gitmem lazım…” dedim ve elimi çekip ayağa kalktım. Yerinden kalkmadan elimi tuttu yine ve “Gidersin, acelen ne, otur şuraya!” dedi kızmış gibi. Hemen ardından da, “Kimsem yok, kocam şehir dışında, çok yalnızım, beni yalnız bırakma…” dediğinde, “Gitmem lazım!” dedim ve elimi hızla çekip odadan çıktım. Kapıyı kapattığımda Şehrazat Hanımın kahkahaları koridora kadar geliyordu. Kadın deli miydi ciddi miydi anlayamadım, belki de benimle alay etmişti.

Diğer odalar boştu, onların çöplerini aldıktan sonra ikinci kata indim. Koridorun sonundaki odanın kapısına tıkladım. Ses gelmeyince içeri girdim, ancak yatakta birisi yatıyordu, bir kadındı. Pek öyle otel müşterisine benzemiyordu, derin bir uykudaydı. Battaniyeye sarınmıştı sıkıca, yoğun bir sigara kokusu vardı odada, boş bira şişeleri de vardı birkaç tane. Yatağın karşısında küçük bir dolap vardı, kapağı açık dolabın içi kıyafetlerle tepeleme dolmuştu. Ben çalışırken kadın hiç uyanmadı, horlaya horlaya uyumasına devam etti.

Diğer odaları da temizledikten sonra birinci kata indim. Koridorda ilerlerken genç kızla adamın girdikleri odadan sesler geldiğini işittim. Etrafta kimsecikler yoktu o nedenle gözümü kapının deliğine dayadım. Anahtar delikte olduğundan içerisi görünmüyordu, ama kapının önünde olduğum için sesleri kolayca duyuyordum. Genç kızdan ıhlama ahlama sesleri geliyordu. “Yavaş, canım yanıyor, ufff, ayyy, ahhhh!” sözlerine, adamın, “Yavaş ol kız, oynama, dur hele güzelim!” sözleri karışıyordu. Arada sırada kızın adama küfür ettiğini de duyuyordum, ağzı bozuk biriydi kız, ama adam küfürlere yanıt vermiyordu.

Adam gencecik kızı sikerken ben de onları dinliyordum. Sikim sertleşmeye başlamıştı bile. O an, “Ne yapıyorsun lan sen orada?” diyen bir sesle irkildim. Başımı çevirip bakınca bir kadının merdivenin başındaki tuvaletin önünde durmuş bana baktığını gördüm. “Şey, ben, odaları temizliyordum…” dedim doğrulup. Kadın üstüme doğru geldikçe ben de korkudan geri geri gidiyordum. “Utanmıyor musun kapıları dinlemeye?” dedi elleri belinde. Dik dik bakıyordu bana. 3 numaralı kapının önüne gelmişti bu sırada.

İçerden kızın canının acısıyla çıkardığı sesler gelirken birden kapıya yumruk attı, “Kesin lan sesinizi, amınıza koyarım sizin!” dedi öfkeyle. Kadının bu sözüyle ne kızın inlemesi kaldı ne de adamın konuşması, sesler bir anda kesilmişti. Yanımdan geçerken göğsüme vurup, “Çekil sen de şöyle!” diyerek beni itti geriye. 4 numaralı odaya girdi, kapıyı açık bırakmıştı. Yatağa oturduğunu gördüm. Bana seslenip, “Ne duruyorsun orada, gelsene!” deyince içeri girdim.

Sessizce bir süre baktı bana. Çiçekli ve dizlerine gelen bir etekle kısa kollu göğsü açık bir bluz vardı üstünde. Bluzun altında sutyen yoktu ve şişkin meme uçları açık mavi bluzun altında belli oluyordu. “Ne o lan, sikişenleri dikizleyip 31 mi çekiyorsun?” dedi sertçe. Gözlerinin altı morarmıştı, sert sözlerine karşın bakışları boş gibiydi. Battaniyeyi kaldırıp altına girerken beyaz kalçası göründü, “Ne yapacaksan yap, çöpleri al. Ama eşyalarıma dokunma yakarım seni!” dedi. Sırtını döndü bana.

Ben de çöpleri alıp çıktım. Çöp torbası epeyce dolmuştu. Elimle içine bastırırken 3 numaranın kapısı açıldı ve adam çıktı. Bana hiç bakmadan ceketini giyinip hızlı adımlarla merdivenlere yöneldi. Odanın kapısı açık kalmıştı. Başımı uzatıp bakınca kızın yatakta sırtüstü çırılçıplak yattığını gördüm. Beni fark edince, “Hişşş, yakışıklı gelsene!” dedi. Korktum, ne yapacağımı bilemedim. Ancak yeniden, “Hişşş, gelsene!” dediğinde ürkek adımlarla odaya girdim.

Kızın dimdik ve küçük memeleri, kasıklarının arasında ince bir çizgiden ibaret amı vardı. Kollarını kaldırıp, “Sigaran var mı?” diye sordu. Başımı sallayınca, “Versene!” dedi gülerek. Sigaramı çorabımın içinde saklıyordum, hem ezilip büzülmesin, hem de dayım görmesin diye. Kızın bakışları altında sigaramı çıkarıp bir tane verdim, sonra da çakmağımla yaktım. Kız karşımda anadan doğma haldeydi ama hiç çekinmeden duruyordu. Yattığı yerde sigarasını içerken, “Adın ne senin?” diye sordu bu sefer. “Orkun!” dediğimde, “Anlamı ne, hiç duymadım daha önce?” dedi sigaranın dumanını yüzüme üfleyerek.

Sorusuna cevap vermedim. Kızın çıplak vücudunda geziyordu gözlerim. Sikim sertleşmişti, kot pantolonumun altından belli olacak da kıza rezil olacağım diye korkuyordum, ama engel de olamıyordum. Kız bu kez, “Paran var mı?” diye sordu. Başımı evet anlamında sallayınca da, “10 milyonun var mı peki?” dedi. Ben yine başımı salladığımda bacaklarını ayırıp, “10 milyona veriyorum, sen de ister misin?” dedi.

O an kalbim hem heyecandan hem de korkudan küt küt atmaya başladı. Kızın açık açık böyle konuşması karşısında donakalmıştım. Kız orospuydu, ama böyle pat diye söylemesi beni şaşırtmıştı. İnce, narin vücudu yüzü gibi esmerdi. Külot ve sutyen izi pek yok gibiydi. Çıkardığı kıyafetleri yatağın ucundaydı. Sigarasından derin bir nefes çekip yüzüme üfledikten sonra, “İster misin, kapıyı kapat hadi!” dedi.

Ne yapacağımı bilemedim önce, dayım aşağıdaydı, Selma Hanım ise üst katlarda temizlik yapıyordu. Kız bacaklarını aralamış, minik amını bana sergiliyordu. Az önce yaşlı adamın siktiği daracık amını şimdi de benim sikmem için göz kırpıp duruyor, kur yapıyordu. Elimdeki çöp torbasını yatağın kenarına koydum, kapıyı kapattım. Böyle bir fırsatı kaçırmak istemiyordum. Dün siktiğim olgun Aysun Hanım’dan sonra gencecik bir kızın tadına bakacaktım…

[Orkun]

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Küçük Sapıklıklarım…13

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Küçük Sapıklıklarım…13
Bacaklarından akan dölleri toparlamaya çalışarak kaynanam odasına duşa gidiyor. Amının çevresi tertemiz. Geçmiş görüntülerde hep bir iki haftalık tüyler olurdu. Benim için mi hazırlanmıştı yoksa? Duşun altında iken jigolo da yukarı çıkıyor. Banyoya giriyor. Oradaki kameradan ses duyamıyorum. Hasiktir. Teknik hataları sevmiyorum. Anlaşılan daha sevişeceğiz niye yıkanıyorsun modunda kiralık sikici.

Banyoda öpmeye başlayıp yatağa kadar eli kalçalarında getiriyor kaynanayı. Elindeki havlu ile kalçalarını kuruluyor. Yan yana uzanıp öpüşüyorlar. Seni hiç bırakmayacağım. Her fırsatta benim ol gibi aşık cümleleri kuruyor şerefsiz. Dudakları hep dudaklarında. Eli göbeğinden amına doğru iniyor. Bir parmağını hafifçe içine sokuyor kaynanamın. Aynı yavaş tempoda dudakları ve göğüsleri arasında gezerken parmak daireler çizerek amından hiç çıkmıyor. Amından çıkardığı eli ile bacaklarını aralıyor ve misyoner pozisyonunda üstüne tırmanıyor. Açım çok iyi. İyice genişlemiş şişmiş amı ortada. Herif bir iki deneme sonunda kalın sikini yerleştiriyor ama. İki genç aşık gibi vücutları yapışmış sevişiyorlar. Kaynanamın eli jigolonun sırtında. Jigolonun bel hareketleri yavaş. Sikini tamamen gömmüş içeri ve çıkarmadan kalçalarını oynatarak sikiyor. Vücutları tek parça halinde hareket ediyor. Kaynanamın yüzünü gösteren kameraya geçiriyorum kesintisiz süren bir zevk dalgasına kaptırmış kendini. Arada sikicisinin boynuna sarılıyor.

Dakikalarca aynı şeyi yapıyor hayvan. Dudak dudağa olmadıkları anlarda kaynanamın inlemeleri duyuluyor sadece. Hafifçe doğrulup kaynanamın bacaklarını ikiye kıvırıyor ve beli hızlanıyor herifin. Şimdi hızlı hızlı yarıya kadar girip çıkıyor ama. Sikinin kalınlığı o kadar ideal ki her geri çekilişinde kaynanamın am dudakları da geri doğru geliyor. Katlanmış bir bacağının gerilmesi ile başlayan orgazm çığlıklarına rağmen istifini bozmuyor jigolo. Kaynananın konuşamadan eli ile iteklemesi ile yavaşlıyor ve çıkıyor içinden. Uzun siki pırıl pırıl kaynanamın göbeği ve amının çevresi de öyle. Kaynanamın sakinleşmesini beklerken ayağa kalkıyor. Kafasının altına bir yastık koyup başını sikine doğru çeviriyor. Herif ayakta kaynanam başını yana çevirip sikin başını ağzına alıyor.

Bir eli dikleşmiş göğüs uçlarını eziyor. Kaynanam saksoda iyi gerçekten. Şaşılası derecede fazla kısmını sokuyor ağzına. Elleri de hiç boş durmuyor. Ya sikicisinin bacaklarını okşuyor ya da taşaklara sikin boşta kalan kısmına masaj yapıyor. Herif biraz eğilerek daha rahat çalışmasını sağlıyor. Kaynanamın içeri çöken yanakları siki güzelce emdiğini gösteriyor. Sağ elinin orta parmağı tekrar kaynanamın amına girmiş bile. Bir parmağı ise zorlanmadan göt deliğine yarıya kadar gömülmüş. Orta parmak bu sefer daireler çizmiyor bir sik gibi hızlıca girip çıkıyor. Diğer parmakları da sadece amının çevresini dudaklarını eziyor şimdi. Kaynanam ağzındaki siki arada çıkarmak zorunda kalıyor. Nefesi düzensiz. Yeni boşalmış amının hassaslığını acımasızca ve çok profesyonelce parmaklıyor sikicisi. Aynı bu yatakta mastürbasyon yaptığı günkü gibi aynı inleme sesi ile bir kere daha boşalıyor. Tek farkı bu sefer bir elinde sıvazladığı uzun ve kalın bir sik var. Kaynanamın am suları ile kaplanmış eli ile herif sikini biraz okşuyor. Yarı baygın kaynanam sonucu bilerek gözlerini kapıyor sadece ve ne kullanıyorsa hayvan jigolo dudaklarına oradan boynuna sürttüğü sikten spermler savruluyor. Alnı yanakları dudakları bembeyaz oluyor birden.

Sikini yüzüne sürterek anırarak boşalıyor. Bilgisayar başından kalkamadan benim döllerim de şorta akıyor. Kaynanamın suratındaki ve boynundaki dölleri az evvel kalçalarını sildiği havlu ile şefkatle siliyor puşt. Yatağa uzanıp sarılıyor. Yatmalıyım artık. Çünkü kayınpederin geç geleceğiz mesajından sonra herif bana bir kat daha giderim mesajı atmıştı ve daha o noktaya gelmediler. Ben uyurken kayıtları laptopa aktarıyorum.

Sabah mutfakta kayınpeder yalnız. Bizimki biraz bana kızgın galiba yorgunum deyip yataktan çıkmadı diyor. Benim seyrettiğim kısımda en az dört orgazmı vardı. Demiyorum tabii ki. Siz dinlenin bugün ben bir İstanbul’a gidip geleyim. İsterseniz yarın öbür gün sizi bırakır şöför diyerek evi terk ederken kaynanam da iniyor aşağı. Yüzü gözü kızarmış, gerçekten grip olmuş gibi bitkin bir halde eli karnının üstünde. İyi niyetli görünen bir piç olarak yedikleriniz de dokunmuş olabilir, biz iyi olduğumuza göre bizden farklı ne yediyseniz o fazla gelmiştir diyorum. Cevap veremiyor. Evet itim ben.

En büyük planım başımı belaya sokmanın kıyısından dönerek başarıya ulaştı. Kendimi güzel bir öğle yemeği ile ödüllendiriyorum. Sadece öğle yemeği değil tabii. Ne zamandır görmediğim bakıcının kuzeni kızı bir kat sikiyorum. Ulan az kaldı kaynanamı sikecektim. O ölçüde bir sapıklık bana göre değilmiş. Röntgen ve bu sayede tuzaklar kurmak ise tam bana göre.

İstanbul’da da telaş devam ediyor. Karımın doğum hazırlıkları. Doğumdan sonra temiz hava sakinlik filan diye Çeşme’ye gidecekler zaten bakıcı, kaynana tam kadro. Çeşme de uygun zaman yaratır siktiririm ben kaynanayı yine. Ki bunu da başardım. İleride anlatırım.

Ertesi gün onlar evlerine dönerken ben yazlığa geri dönüyorum. Doğum öncesi bu tadilatı bitirmek lazım artık. Mature mimar onu sikip bırakıp gittiğim için soğuk ama belirtilen sürede işi bitirme sözü veriyor. O işini bitirsin ki ben de kamera sistemini rahat rahat kurayım. Sağlam bir çalışma ile malzeme ve eleman yığıyorum yazlığa ben de karımın yanına geri dönüyorum.

Karım hamileliğin etkisinden erkenden uyuyor zaten. Çalışma odasına dönüp kaldığım yerden devam ediyorum üç gündür aklımda olan görüntülere.

Yatakta birbirlerine sarılmış hallerini hızlı çekimde geçiyorum. Diğer ekrandan da taş memelinin evinde birikmiş dört beş günlük görüntüleri hızlı çekim geçiyorum. Her duş sonrası gerçekleşen kremleme seanslarında kayıt alıp kalan görüntüleri siliyorum. Bir saat sonra filan önce jigolo kalkıp duşa giriyor onun sesine zorla uyanan kaynanam kalkıyor. Nasıl feci siktiyse jigolo öylece sızdığından yüzündeki kurumuş dölleri yıkıyor uzun uzun. Herif giyinirken bir yandan benimle mesajlaşıyor. Kaynanam banyodan çıkmadan iç çamaşırlarını giyiyor üzerinde bornozu kafasında bir havlu dışarı çıkıyor. Jigolonun yanına alt kata indiğinde görmeye alışkın olmadığım göğüs dekolteli kısa bir elbise var üzerinde. Güzelliğine övgüler yağdırıp küçük bir öpücük konduruyor dudaklarına. O sırada kaynanamın telefonu çalıyor. Kayınpeder benim yanımdan arıyordu.

Gecikecekmiş bizimkiler diyor kaynanam. İzmir’e gidiyorlarmış. Yemeğe çıkalım biz de diyor herif. İkiletmeden kaynanam kabul ediyor. Ev boş hızlı çekimdeyim. Diğer ekranda da günleri hızlı geçiyorum. İşte bingo. Laptop ile yatağa girmiş taş memeli üzerinde sadece bir penye ve altında beyaz bir külot var. Başka zaman olsa bu görüntüye bile attırılır. Sert meme uçları penye altından seçiliyor. Sesi açıyorum o taraftaki. Ekrandan sevişme konuşma sesleri geliyor. Erotik bir film galiba. Bir eli aşağıda hareketli. Sonra ekrana takılıyor uzun süre. Laptopı ayak ucuna bırakıp yatağa uzanıyor üstündeki penyeyi çıkartarak. Ekranını göremiyorum, neye bakarak mastürbasyon yapacak bilemiyorum. Onu öğrenmenin bir yolunu bulurum ama manzara dehşet. Ekrana bakarak çamaşırını da çıkartıp bacakarasına bir yastık sokuyor. Bacakları arasına hapsettiği yastığa sürtünürken iki eli iki büyük memesinde. Tam bakire kız mastürbasyonu. Kusursuz bir fizik. Sıfır selülit. Her gün yağlanan parlak cilt. Meme uçları hafifçe kabarmış. Bir meme ucu bu kadar pembe olamaz. Uçlarını sıkıyor aynı anda bacakarasındaki yastığa kalçalarını oynatarak sürünüyor. Yan döndü şimdi. Götünün iki tarafı birer avuçluk. Diğer ekranda kaynana ve jigolo içeri giriyorlar. Kahkahalar içindeler. Herif girer girmez duvar kenarına sıkıştırıp dudaklara saldırıyor. Yeni evli azgın bir çift gibiler. Kısa elbiseyi alttan tutarak başından çıkartıyor. Kaynanam aynı şiddetle cevap veriyor öpücüklerine. İç çamaşırları ile kalmış kaynanam bana iki dakika ver diyerek, odasındaki tuvalete giriyor. İşini halledip makyajını tazeleyip hemen çıkıyor. Belli ki iyi içmişler. Çıktığında sikicisi odada çırılçıplak ve kalkmış siki ile karşısında. İki görüntüyü de durduruyorum.

Taş memeliyi tercih ediyorum. Dudaklarını bir şeyi üflermiş gibi yuvarlak büzerek ufflayarak inliyor. Yastığı atıyor bacak arasından. Benim için de iyi oluyor. Tertemiz tek tüy olmayan küçücük amcığı karşımda. Avuç içi daireler çizerek bızırının ve amının üzerinde geziyor. Hafif aralanmış amın ıslaklığı ile parmakları parlıyor. Az önce çizgi gibi amın küçücük iç dudakları bir kelebek gibi karşımda. Tam emmelik bir lokma. Bu sefer parmakları daireler çizerek o küçücük am dudaklarını eziyor. Beli bir kalkıyor bir iniyor. Bekaretine zarar vermekten korkan parmakları am dudakları arasında diğer elini karnına bastırıyor.

Ekrana doğru dönerek dört ayak üzerinde kendini okşamayı sürdürüyor. Canıma minnet bu kamera açısı ile aralanmış kusursuz bakire amcığı ve belli bile olmayan göt deliği karşımda. Parmakları sırılsıklam. O ince uzun parmakları emmek istiyorum. Elimdeki sikim patlamak üzere. İki parmağı hafif aralıyor açık pembe sırılsıklam bir amcık. Aman tanrım diyorum. İki uzun parmak köküne kadar giriyor o öpmeye dillemeye kıyamayacağımı düşündüğüm ama. Parmakları bir iki kere gitgel yapıyor ve sonra öne doğru kapaklanarak boşalıyor. Görüntüyü geri alıyorum o parmaklar o kadar derine girdi ise bakire değil kızımız.

Yarına gündem yazıyorum bu konuda çalışmak için. Kaynanama dönüyorum. İç çamaşırları ile herifin karşısında kırıtıyor. Doğru düzgün içmeyen kadın belli ki sarhoş olmuş. Yola çıkmış bizimkiler diyor. O zaman hiç vakit kaybetmeyelim diyerek sertçe dudaklarına saldırıyor herif. Kaynanam sütyenin askılarını çözerken o külodunu çekiştiriyor. Herif yatağın kenarına oturup külodu tamamen çıkartıyor. Ters taraftalar. Ayaktaki kaynanamın amını dillediği belli. Kalçalarına yapışmış elleri ile kendine yapıştırıyor kadını. Fazla uzatmıyor. Yatağın kenarında ayakları yerde iken kaynanamı kucağına alıyor. Kaynanam da kırk yıllık orospu gibi sikin kökünü tutarak üzerine yerleşiyor. Kolaylıkla kendini uzun kalın sikin üzerine bırakıyor. Herif koca ellerini kaynanamın kalçalarına gömmüş zıplatıyor. Bir süre sonra kendini geri atıyor. Kaynanam da üzerine eğilince iki deliği de seriliyor gözümün önüne. Sabahtan beri sikilmekten kızarmış etli amcığa giren kalın sik kolaylıkla gidip geliyor içinde.

Herif yavaşlayıp sikini çıkartıp göt deliğine sürtüyor. Kaynanamdan gelen itiraz çok büyük seninki oluyor. Jigolo yalvarıyor resmen beni kırma belki bu son görüşmemiz diyerek. Kaynanayı üstünden indirip yan çeviriyor bu arada. Bir bacağını aralayıp sikini tek defada amına köklüyor sonra çıkartıp göt deliğine bastırıyor. Kaynanada bir itiraz yok. Bir iki kere daha aynı şeyi yapıyor bu arada bir parmağı hep göt deliğine gömülmüş durumda. Bir bacağını hafif kaldırıp diğer eli ile sikinin başını göte batırıyor. Kayınpederin sağlam sikine alışkın göte baş kısmı rahat giriyor. Herif tam profesyonel. Çıkartıp baş kısmını batırma hareketini üç dört kere daha yapıyor. Adam derslik sikişiyor.

Baş kısmı içerdeki sikini büyük bir sakinlikle iteklemeye başlıyor. Ben yarıda durur derken devam ediyor. Daha önce kayınpederin götten sikişini seyretmiştim ama kimbilir ne zamandır götüne giren ilk yarak. Kaynanam çığlık içinde kendinden iteklemeye çalışıyor herifi. Dışarda bir iki santim kalmışken jigolo durup tükürüklediği eli ile amıyla oynamaya başlıyor. Sadece canım yanıyor sesi geliyor kaynanamdan ama hiç dur çıkar tepkisi yok. Siki göte gömülü iken kaynanamın amı ile oynamaya devam ediyor. Sonra yavaş yavaş hareketleniyor siki içine gir çık yapmadan hafif kalça hareketleri ile.

Kaynanam inliyor ve ıkınıyor sadece. Kendini okşa diye kaynanamı yönlendiriyor şimdi kaynanamın eli amını okşuyor. Herif bir iki santimlik oynamalar ile götün içinde. Her ileri geri harekette göt çevresi geriliyor daha da kızarıyor. Yavaş hareketler ile köküne kadar yerleşiyor. Her köküne kadar yerleştiğinde kalçalarını oynatarak içinde gezdiriyor uzun sikini. Kaynanam bir elini de bacak arasına sokmuş diğer eli ile ise yatak içinde tutanacak bir yer arıyor. Bugünkü beş veya altıncı boşalması. İyi kalpten gitmemiş. Tükenmiş kıpırdayamayan kadını domaltıyor herif. İçinden çıktığı anda amı ve göt deliği madeni bir lira büyüklüğünde iki delik halinde, kapanmıyor. Sikini biraz tükürükleyip tekrar bastırıyor göt deliğine. Kaynanam önünde domalmış o ise yatağın üzerinde kadının üstünde çömelmiş halde. Ön taraftaki kamerada kaynanamın gözleri kıpkırmızı sadece boşluğa bakıyor, kendinde değilmiş gibi sadece inliyor.

Ben dayanamıyorum elime boşalıyorum. Hayvan jigolo ise kayıtlara göre altı dakika daha devam edip büyük taşakları titreyerek boşalıyor arkasına. İçinden çıkıp yana yığılıyor. Kaynanam kıpırtısız. İçinden döller akan kıpkırmızı olmuş göt deliği açılıp kapanıyor nefes alır gibi. Bir iki haftadan önce toparlanmaz o delik.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

DOSTLUK ÜZERİNE BİR TATİL -2-

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

DOSTLUK ÜZERİNE BİR TATİL -2-

öğlene doğru uyandığımda serpil kalçasını bana dönmüş uyumaya devam ediyordu, haklıydı çok yoğun ama öuhteşem bir gece geçirmiştik. karımın kalçasını izlerken yaşadığımız gece gözlerimin önünden geçiyordu tekrar. bal kutusundaki kıvrımların üzerinde gezen serdarın dilini görüyordum sanki tekrar ve devamını..
karımı izlerken bir kez daha ne kadar şanslı olduğumuda düşünyordum, muhteşem orantıya sahip bir vücudu vardı ve ayrıntılarıda muhteşemdi, pembe neredeyse heran ıslak amı, şuan izlediğim kahverengi pembe arası göt deliği, dimdik meme uçları ve etli dudakları. tüm bu güzellikleri dün gece dostumuz ile paylaşmıştık ama itiraf edeyimki oda hakkını vermişti ve ben hiç pişman olmamıştım serpilinde olduğunu sanmıyordum.
tüm bunları düşünürken bir yandanda parmaklarımı karımın arkasındaki o zevk deliğinde gezdirirken uyandı serpil. hiçbirşey demeden yüzünü döndü bana ve gece muhteşem şeyler yapmış dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. biraz öpüştükten sonra ben duşumu aldım ve o duşa girdi.
odamıza söylediğim kahvaltı gelipte garsonumuz küçük masamızı hazırlarken, serpil duştan çırılçıplak çıktı. neye uğradığını şaşıran garsonumuz kaçamak bakışlarla karımın en ince noktalarını incelerken bn karımın bütün bu seksi tesadüfleri bilerek yapıp yapmadığını düşünüyordum. karım yatağa doğru eğilip kalçasının tüm güzelliğini garsonumuza yarım metre mesafeden sergilerken, 25 yaşlarındaki çocuk ince siyah kumaş pantolonun altındaki şeyi saklamakta zorlanıyordu artık. karım nihayet sandalyesine oturupta artık iri memelerini sergilemeye başladığında ben garsona bahşişini vermiştim. elimden parasını alırken muhtemelen karımı gören her erkeğin yaptığı gibi oda onu nasıl becereceğinin hayalini kuruyordu ama bilmiyordu tabi dün gece bu hayali kuranlardan birisinin karımın her deliğinin tadına baktığını..
kahvaltıya başladığımızda ikimizinde mutlu olduğunu ikimizde biliyorduk. bi ara çatalındaki reçeli damlattı serpil. bir damla sol memesine bir damlada göbeğine. memesindeki damla herzaman dimdik olan meme ucuna ulaştığında göbeğindeki damlada aşağıya o pırıl pırıl pembe yarığa doğru yavaş yavaş kayıyordu. bu davete artık icabet etmem gerekiyordu. ayağa kalkıp memesindeki damlayı tek dil darbesiyle alırken serpilde bacaklarını biraz daha ayırmıştı. diz çöküp onu baldırlarından kavrayıp biraz aşağıya çektikten sonra onu o sıcacık amcığının en altından başlamıştım dilimi sokmaya. bilerek en altından başlamıştım çünkü o reçel damlasının amaçladığı yere tadın, zevkin kaynağına ulaşmasını bekliyordum. nihayet dilim ve reçel damlası serpilin amcığının içinde buluştuğunda karımda başımı okşamaya başlamıştı. bir süre o zevk denizinde dilimi gezdirdikten sonra ayağa kalktım ve sandalyesinde oturmaya devam eden karım reçel kasesini eline alarak sikimin üzerine boca etti hepsini. taşşaklarımı avuçlarken bir yandanda çıkardığı dilini sikim ve taşşağımın birleştiği noktadan başlayarak başına doğru gezdirmeye başladı ve başına ulaştığında tek hamlede tamamını yerleştirmişti ağzına.
seviyordum bu kadını ne yaparsa mükemmelini yapıyordu, tamamı ağzında olan sikimi yavaş yavaş emerek dışarı çıkarıyordu. uzunca bir süre sikiimi yaladıktan sonra kaldırıp sandalyesinden makyaj aynasına doğru domalttım onu. şimdi ıslanmış amcığı ve göt deliği gözümün önündeydi ve ben sabah kıvrımlarını incelediğim o götü sikecektim. hemen yanıbaşımızdaki kreme uzandığımda serpil niyetimi anlamıştı kalçasını biraz daha kaldırıp belini aşağı çekerek kocasına, dün gece onu başkasına siktiren erkeğine kolaylık sağlamıştı. parmaklarıma aldığım kremitek parmağımı içine soakarak götüne sürdüm karımın. sikimin başını götünün üzerine getirdiğimde karımda aynadan beni izliyordu. belinden iki elimle sıkıca kavrayıp sertçe yüklenince yarrağımın tamamı daracık göt deliğine yerleşmişti serpilin. daha dün gece iki erkek tarafından sikilmesine rağmen küçük bi çığlık atmıştı güzel karım. hiç pozisyon değiştirmeyip bir süre öylece siktikten sonra karım sağ bacağını kaldırıp makyaj masanına koydu ve uzun parmaklı kırmızı ojeli sağ eliyle ıslanmış amcığını parmaklamaya başladı, bir yandanda kocasının kendisini nasıl siktiğini izliyordu aynadan. serpil boşalıpta kendisini bıraktıktan birkaç dakika sonra bende sikimi çıkartıp ılık spermlerini kalçasına doğru fışkırtmaya başladım. bir süre kalçasından hafif aralık duran göt deliğine doğru süzülen spermleri izledikten sonra kalçasına sertçe bir tokat atıp kalkmasına izin verdim serpilin. ikimizde tekrar duş aldıktan sonra beril telefonla bizi havu başında beklediklerini söylemişti. serpil beyaz tanga biknisi giyip pareosunu bağladıktan sonra çıktık odamızdan. en iddalı bikinisiydi karımın, önünde küçücük bir üçgen arkasında ise çok daha küçük bir üçgen ve bu iki üçgeni birleştiren 2 cm kalınlığında bir şerit ki bu şeridin karımın dün geceden bu yana sikilen götünü kapatacağından şüpheliydim. dostlarımızın yanına vardığımızda berilin minicik civciv sarısı bir tanga giyp üstünü çıkartak ortamdaki herkese özelliklede oan servis yapan garsona orta büyüklükteki dimdik memelerini sergilediğini gördüm. serdar tarafından yeni yağlandığı belli olan bacakları memeleri gerçektende iştah açıcıydı. şezlonga oturduğumuzda serdarın karımın , berilinde benim dudaklarıma yapışmasından anlaşılıyordu ki beril dün gece yaşananlardan haberdardı.
serdar ” hadi elim yağlıyken seni yağlayayım” diyerek karımın pareosunu çözdüğünde gülmeye başladı. serpilin kalçasına baktığımda manzara komikti çünkü az önce boşaldıktan sonra attığım tokadın kıpkırmızı izi duruyordu o muhteşem kalçada.
serdar karımın bikinisinin üzerini çözüp yatırdıktan sonra şezlonga önce kızarmış kalçasından başladı yağlamaya ve o iki santimlik beyaz şerit serdarın parmaklarının yanlışlıkla !! hassas yerlere temasını engeleyemiyordu. bu arada berille biramızı içerken onun kasıklarında kızarıklıkta onlarında sabahı boş geçirmediklerini gösteriyordu. berili bugün içersinde sikeceğimi bilmek bni iyice heyecanlandırıyordu. bu arada beril birasından bir yudum alıp dudaklarını uzattı bana ve bende biranın tadını bu muhteem kadının dilinden almaya başladım. artık dayanamayacak hale gelince hadi yüzmeye gidelim dedim ama beril hadi odaya gidelim diye cevap verdi. hiç cevap vermeyip elinden tutup kaldırdım şezlongtan onu ve bikinisinin minicik üstünü bağlayıp otele doğru yürümeye başladık. yürürken tıpkı karımı olduğu gibi ortamdaki tüm erkekler berili de izliyordu. ve yine serpil gibi, sikilmeye gittiğini bilen tüm kadınlar gibi berilde daha seksi yürüyordu. esmer teninin üzerinde harika duran sarı tangası muhteşem bir manzaraydı. bi ara arkama dönüp baktığımda ise karım ile serdarın öpüştüğünü görüyordum.
sekste o kadar tecrübeli olduum halde asansöre girdiğimizde bir acemi gibi davranmıştım, hemen dudaklarına yapışıp berilin parmaklarımıda tangasının altına sokmuştum. serdar dün gece karımı ustalıkla sikerken ben acemice davrandığımı düşünüp elimi çektiğimde beril sikimi avuçlamıştı. nihayet asansörde sikmeye başlamadan kata varmıştık. yoksa kötü şeyler olacaktı..

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Ofisteki Çalışanım ve Arkadaşları

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ofisteki Çalışanım ve Arkadaşları
Ben 28 yaşında 1,78 boyunda, 56 kilo, esmer – mavi gözlü, beyaz tenli, aslen İzmir’li, ancak İstanbul’da yaşayan bir bayanım. 90-60-90 diye tabir edebileceğim bir fiziğe, dik göğüslere ve kalkık yuvarlak kalçalara sahibim. Giyim konusunda oldukça cesurum. Eşimle 2 yıllık evliyiz, harika bir ten uyumumuz ve sex hayatımız var. İkimizde sex’te yenilikçi yaklaşımlardan ve paylaşımlardan keyif alıyoruz. Farklı tenlerde zevk yaşamak bizim için sex’in olmazsa olmazlarından. Eşimle 8 yıldır tanışıyoruz. Eşim özel bir bankada portföy yöneticisi ve benimde kendime ait reklam ve organizasyon firmam var.

Size anlatacağım bu hikayem ise çok yeni diyebileceğim bir zamanda 13 ve 14 Şubat 2013 tarihlerinde gerçekleşti. Ofisimiz açık ofi tarzında dizayn edilmiş bir reklam ofisi ama elbette benim kendi odam, arşiv katımız, görüşmeler için ayrılmış olan odalarımız ve üniversite öğrencisi part-time arkadaşlarımızın çalışmalar yaptığı odalar da mevcut. İşimizin dinamik yapısı nedeni ile ofiste resmi kıyafet zorunluluğu olmaksızın personelimin çalışmasını istemekteyim. Tabi bu kurala en başta da ben uyuyorum. Çünkü yapım gereği resmi ve sıkıcı kıyafetlere hiç ısınamadım. İşimde de bu yapımı yansıtıp, özgür giyim tarzımı yansıtırım. Ofisimde toplamda üniversite öğrencisi part-time çalışanlarımızla birlikte 23 kişilik bir ekibimiz var. Ekibimizin yaş ortalaması da genç tabi ki. Şirketimde asla sert patron tavırları içerisinde olmadan, çalışanlarımla sıcak ilişkiler kurmayı sevmişimdir. Ancak bu kez bu sıcak ilişki çok çok sıcak bir hale geldi. Hemde ofisimden birisi ile bu denli yakınlaşacağımı tahmin etmeksizin oldu.

Şirketimde üniversite öğrencisi part-time olarak çalışan Cem adında bir personelim var, kendisi boğaziçi üniversitesi işletme fakültesi 3. sınıf öğrencisi, 21 yaşında. Yaz döneminde çalışmaya başlamıştı ve cana yakın, sıcak kanlı, girişken yapısı ile şirketteki herkesin sevdiği birisi konumuna geldi hızlıca. Cem’le patron – çalışan ilişkisi içerisinde hiç olmadık diyebilirim. Tüm personelime gösterdiğim sıcak tavrımı Cem’e karşı da gösteriyordum. Elbette Cem’in bana karşı hissettiklerini bilmiyordum. Cem’le öğlenleri yemeğe çıkar, özellikle cuma akşamı iş çıkışlarında ofistekilerle haftanın yorgunluğunu atmaya gittiğimiz cafe-bar mekanlarına mutlaka Cem’i de davet eder ve birlikte vakit geçirirdik. Cem hep bana yakın olur ve ilgi gösterirdi. Bende cana yakın tavrı nedeni ile kendi üstüme özel olarak alınmaz herkesle ilgilendiği gibi ortamda benimle de ilgileniyor diye düşünürdüm. Ancak durumun böyle olmadığını 11 Şubat 2013 pazartesi günü anladım.

O gün ofise biraz geç gitmiştim, sabahtan halletmem gereken özel işlerim vardı. Sabah evden çıkarken üstüme beyaz uzun gömlek – siyah deri tayt – siyah sivri topuklu bot ve kırmızı deri mont giymiştim. Ofise saat 11.15 civarı gittim. Personellerim işlerini titizlikle yapıyorlardı. Herkese günaydın dedim ve odama doğru ilerlerken Cem ile karşılaştık. Bana günaydın Arzu Hanım dedi ve süzdü, sonrasında da her zaman olduğu gibi bugün de çok ama çok güzelsiniz dedi. Teşekkür ettim ve odama doğru hareketlendim. O anda bana işe geç gelip beni meraklandırıyorsunuz ama dedi, Cem’e dönüp, demek küçük beyimiz merak etmiş, arasaydın o halde cep telefonum var nasıl olsa dedim gülerek. Cem’de bana tabi arayıp ne diyecektim, patron işe geç kalıyorsun maaşından keserim mi deseydim dedi. Gülüştük ve odama geçtim. Saat 12.30 civarı Cem odama geldi, sevgili patroniçem bugün yemekte acaba beni şereflendirir mi diye sordu. Ben de Cem’e bugün için beni affet, sana afiyet olsun, zaten çokta aç değilim, ilgilenmem gereken işler var, sana sözüm olsun ama dedim. Cem’de peki ama sözünü unutma diyerek odamdan çıktı. Gün hızla akmış akşam olmuştu, personelim teker teker çıkıyordu, saat 18’i geçmişti, ofiste sadece Cem ve ben vardık. Cem’in odasına gidip masasına oturdum ve bacak bacak üstüne atıp,çıkmaya niyetin yok mu senin diye sordum, o da beni süzüp peki ya senin dedi. Bende gülerek, haklısın bende halen burdayım, o halde haydi çıkalım dedim. Masasından kalktım ama kalkerken masasındaki kolayı devirdim. Kola masaya dökülmüştü. Cem ani bir refleksle kendisini geriye çektiği için ıslanmamıştı ama masası kola içindeydi. Özür dilerim benim hatam diyerek masasındaki kolayı temizleyecek peçe arıyordum. Cem’de bana senin hatan olduğunu düşünmüyorum bence masanın heyecanındandır dedi. Kahkaha atıp gülerek, masanın heyecanı mı dedim. Cem’de evet masanın heyecanından elbette, üstüne böylesine güzel bir kadın oturunca titremiştir ondan devrilmiştir dedi. Sözleri hoşuma gitmişti, teşekkür ederim, sana laf yetiştiremiyeceğimi unutmuşum dedim. Masasının üstünü temizlemiştik, hadi çıkalım artık dedim. Odama gidip parfümümü sıktım ve deri montumu aldım, Cem’de hazırlanmış beni bekliyordu. Bana bakarak, sen çok farklı birisin dedi, neden dedim. Patronumsun ama hiç patronummuşsun gibi hissetmiyorum dedi. Bende peki ne gibi hissediyorsun dedim gülümseyerek. Cem’de bana doğrusu bu akşam ki muhabbetimize, senin giyimine ve parfüm kokunun baş döndürücü etkisine bakılırsa sanki bu akşam yemeğe çıkacağım kız arkadaşım gibi duruyorsun dedi. Kahkaha atarak güzel bağladın ama bu akşam için üzgünüm ama istersen çarşamba akşamı yapabiliriz, hem sana bugün yemek sözüm vardı, o sözümü de tutmuş olurum dedim. Cem’de yani 13 Şubat diyorsun, keşke 14 olsaydı dedi. Neden dedim, çünkü seninle akşam yemeğine ilk kez çıkıcam ve özel bir akşamda olması heyecan verici olurdu dedi. Konuşarak otoparktaki arabamın yanına kadar gelmiştik. Güzel düşüncelerin için teşekkürler ama 14 Şubat sevgililer günü diye bişey çıkarmışlar, biz 13 şubatı özel yaparsak bu bize özel bir akşam yemeği olur daha iyi olmaz mı, bunu bir düşün diyerek arabama bindim.

Eve giderken eşimi aradım ve onuda çalıştığı şubeden alarak evimize doğru yola devam ettik. Eşim’e Cem’le yaptığımız konuşmayı anlattım. Eşim Ersin’de bana bence Cem senden hoşlanıyor, çocuğu etkilemişsin belli ki dedi. O nerden çıktı dedim. Konuşmaları bunu belli ediyor, kaldı ki seninde normal bir kadın olmadığını düşünürsek gayet doğal bir sonuç dedi. Normal kadın olmamam mı diye sordum Ersin’e, Ersin’de bana evet normal bir kadın değilsin hayatım, duruşun, bakışın, kıyafet seçimin, herşeyinle çok seksi ve baş döndürücüsün, bu durumda bence Cem’in dikkatini çekmiş olmalı ki sana böyle bir teklif yapmış dedi. Ersin’in sözleri kafamı karıştırmıştı. Acaba Cem benden etkilenmiş olabilir mi diye düşünüyordum. Tüm gece bu düşünce kafamı kurcaladı. Ertesi gün 12 Şubat 2013 Salı günü işe gitmek için hazırlandım, mavi gömleğimi – gri süper mini pileli eteğimi, taba rengi çizmelerimi ve taba rengi deri ceketimi giydim ve ofise gittim. Cem o gün sabah okulu olduğu için öğlenden sonra geliyordu. Aklımda halen eşimle konuştuklarımız vardı. Cem benden etkilenmiş olabilir mi sorusu içimi kemirirken, benden hoşlanmış olabileceği ihtimali de hoşuma gidiyordu. Saat 13’ü gösterirken Cem şirkete geldi, odamın kapısından bana selam verdi ve sonra çalışma odasına giderek masasına oturdu. Saat 13.20 civarında Cem’i arayarak odama çağırdım. Cem odama gelmiş ve masamın karşısında duran koltuğa oturmuştu. Yerimden kalktım ve kapıyı kapattım, Cem beni izliyordu. Sonra karşısındaki koltuğa oturup bacak bacak üstüne attım, eteğim kalçama kadar açılmıştı. Dün akşam yaptığımız konuşmayı tüm gece düşündüm diyerek söze başladım, Cem tedirgin olmuştu, ama gözleri kaçamak bakışlarla kalçamdaydı. Hatta konuyu eşime de aktardım diyerek sözlerime devam ettiğim sırada, Cem umarım eşiniz bana kızmamıştır dedi. Bende benim kızmış olma ihtimalim yok mu yani dedim. Cem de bana siz personelinizin her zaman samimi olmasını istersiniz, bende samimi düşüncelerimi paylaştım sizinle, kızacağınızı tahmin etmem dedi. Haklısın samimi olman hoşuma gitti, merak etme eşimde kızmadı zaten dediğim zaman Cem rahatlamıştı. Bu durumda akşam yemeği konusunda sıkıntı yok o halde dedi. Kendine güveni tavan yapmıştı adeta. Bende hayır elbette sıkıntı yok, aksine bu durumdan bende çok keyif alacağımı düşünüyorum dedim. Cem gülümseyerek, ona şüpheniz olmasın dedi. Eşimin sözleri halen beynimde dolaşıyordu, acaba seksiliğimden etkilenmiş ve benden hoşlanıyor olabilirmiydi diye düşünüyordum. O anda ağzımdan planlamadığım bir şekilde sence ben çekici ve seksi bir kadınmıyım sözcükleri çıkıverdi. Adeta kafamda dolaşıp içimi kemiren o sözler benden bağımsız davranarak ağzımdan çıkmıştı. Ofis çalışanlarımdan birisi ile bugüne kadar konuşmadığım şeyleri konuşmaya başlamıştım ve kendime şaşırıyordum. Cem bu sözleri duyunca bir an gözlerime baktı, sonra beni süzdü ve bana siz kendinizin farkında değilmişsiniz gibi böyle bir sorumu soruyorsunuz yani bana, kıyafet seçiminizden parfümünüze kadar çekici ve seksi olduğunuzu sizde farkederek hareket ediyorsunuz zaten ve bu seçimleriniz doğrusu benim açımdan gözlerime ve ruhuma bayram ettirir nitelikte, yani bence gerçekten çekici ve seksi bir kadınsınız dedi. Cem’in bu sözleri eşimi haklı çıkartıyordu adeta. Anlaşılan Cem’in bana karşı bir ilgisi vardı ve 14 Şubat’ta yemeğe çıkmayı bu nedenle istemişti. Cem’e sözleri için teşekkür ettim ve yarın akşam yemeğe çıkma teklifini kabul ettiğimi söyledim. Cem’de bana o halde yarın gecenin planlamasını bana bırakırmısınız diye sordu. Aklından neler geçiyordu acaba diye düşünürken peki tamam planlama sende olsun, tüm geceyi sana bırakıyorum dedim. Cem’de pişman olmayacaksınız, harika bir gece yaşayacağız dedi. Bende o halde anlaştık diyerek ayağa kalktım, Cem’de ayağa kalktı ve tokalaştık, odamdan çıkarken yarın gece için şimdiden sabırsızlanıyorum dedi ve çıktı.

Cem odamdan çıktıktan sonra eşim Ersin’i aradım ve Cem’le yaptığımız konuşmayı aktardım. Ersin bana gecenin keyfini çıkart ve olayları akışına bırak, bence bu çocuk senden aşırı etkileniyor ve sanırım seni gecenin sonunda yatağında istiyor dedi. Ersin’e yok artık diyebildim sadece, çünkü Cem benim personelimdi ve ofisten kimse ile böylesine bir yakınlaşma içinde asla olmamıştım. Ersin’de yarın akşam göreceğiz herşeyi ama biliyorsun sezilerimde yanılmam dedi. Gün bitmiş ve ofisten çıkmıyordum, Cem’le birlikte asansör bekliyorduk. Cem’in ailesi Aydın’da yaşıyordu ve Cem İstanbul’da öğrenci evinde kalıyordu, evi okuluna yakın olsun diye Hisarüstün’de tutmuştu. Ofise yürüme mesafesindeydi. Arabama binip eve giderken ve tüm gece ertesi gün neler yaşayacağımı düşünüyordum. Acaba Cem’in aklından ne geçiyordu sorusu ile uyudum o gece.

13 Şubat 2013 Çarşamba sabahı uyandım ve duş aldım, duştan çıktığımda eşim işe gitmek için hazırlanmıştı. Beni dudağımdan öpüp kalçamı sıkarak, gecenin keyfini çıkart diyeceğim ama sen sabah erkenden duş alarak geceye şimdiden hazırlanıyorsun zaten dedi. Eşime gülümseyerek doğrusu gece için meraklanıyorum, beni neler bekliyor görmek için dedim. Eşimde seni neler beklediği belli, Cem bence kararlı bu gece seni bırakmayacaktır. Sende anın tadını çıkart ve özgürsün biliyorsun diyerek beni öptü ve evden çıktı. Banyodan yatak odama geçtiğimde yatağımın üstünde duran siyah deri askılı ve süper mini etekli tek parça elbisemi, siyah tanga-jartiyer takımımı, yatağın kenarında duran siyah uzun ve kırmızı topuklu rugan ayakkabılarımı ve kırmızı deri kısa ceketimi gördüm. Eşim benim gece giyeceklerimi hazırlamıştı belli ki yanında da ufak bir not duruyordu. Notu okuduğumda, seni bu elbisenin içinde hayal etmek bile heyecan verici, gecenin tadını çıkart yazıyordu. Eşimin seçtiği kıyafetleri giydim ve evden çıkıp kuaföre gittim, saçımı dalgalı bir modelde yaptırdım ve parfümümü sıkıp kuaförden ayırlırken, kuaförüm bana, Arzucum muhteşem görünüyorsun, göz kamaştırıcısın hayırdır özel bir gün mü dedi, bende şuan bilemiyorum ama gece belli olacak durum, teşekkür ederim diyerek ayrıldım kuaförden ve ofisime gittim. Saat 11.30 olmuştu. Ofise girer girmez gözlerim nedense Cem’i arıyordu, içimde de garip bir heyecan vardı. Sanki sevgilisi ile ilk akşam yemeğine çıkacak kız gibi hissediyordum ve kendime şaşıyordum. Odama doğru ilerlerken çalışanlarımdan Gamze ile karşılaştım, günaydınlaştık ve bana bugün çok güzelsiniz Arzu Hanım dedi. Bende teşekkür edip, Cem bugün işe gelmedi mi göremedim diye sordum. Gamze de bana geldi, ama şuan yerinde değil, yerine geldiği zaman söylerim dedi ve odama doğru ilerledim. Odama girip ceketimi çıkartmış ve asıyordum ki Cem kapımı çaldı ve odama geldi. Beni sormuşsunuz Arzu Hanım dedi, ona doğru döndüğüm anda bakışları üstümde dolaşıyordu adeta, beni baştan aşağıya kadar süzdü ve muhteşemsiniz bugün dedi. Bende teşekkür ederim, yerinde göremeyince merak ettim ondan sordum dedi. Cem’de bana bende akşamı merak ediyorum, sözünüzden caymadınız değil mi diye sordu, Koltuğuma otururken, sence caymış gibi bir görüntüm var mı dedim. Cem’de bana hayır aksine bu gecenin güzelliğine güzellik katacak bir durumdasınız dedi ve odamdan çıktı.

Saat 18’i gösteriyordu artık ve personellerim çıkıyorlardı, Cem ve ben kalmıştık ofiste, lavaboya gidip makyajımı tazelemek için odamdan çıktım ve Cem’in odasına girdim. Ne durumdasın diye sordum. Sizi bekliyorum dedi bana, bende makyajımı tazeleyip geliyorum sonra çıkabiliriz dedim. Lavaboya gittim, makyajımı tazeledim, saçlarımı ve elbisemi düzelttim sonrasında Cem’in odasına gittim, çıkabiliriz dedim. Cem’de yerinden kalktı ve ofisten çıktık. Asansöre bindiğimizde Cem’in koluna girdim, madem ki bu akşam beni yemeğe davet ettin, centilmen bir bey olarak sanırım koluna girmemin doğru olacağını düşünürsün sende dedim. Cem’de bana doğrusu bunu teklif edecektim ama kabul etmezsiniz belki diye söylemedim dedi. Bende şuan mesai saati dışında olduğumuza göre artık sizli bizli konuşmayıda bıraksan iyi olur, ayrıca bu gece kavalyem sen olduğuna göre koluna girmem gayet doğal dedim. Otoparka inmiştik. Arabamın anahtarını çantamdan çıkartıp Cem’e uzattım, gecenin kontrolünü sana bırakmamı istemiştin, al o halde tüm kontrol sende olsun dedim ve yan koltuğa oturdum. Cem’de şoför kısmına geçip oturdu. Arabam spor tek kapı bmw 116i modeli, arabaya oturduğumda elbisemin zaten süper mini olan eteği daha da yukarı sıyrılmıştı. Cem arabayı çalıştırırken umarım kaza yapmadan gidebiliriz dedi. Bende neden dedim. Çünkü şuan gördüklerim dikkatimi dağıtıyor dedi. Güldüm ve hadi gidelim dedim. Cem Galata Kulesinde rezervasyon yaptırmıştı. Arabayı Tarlabaşında otoparka bırakıp yürüyerek Galata Kulesine gittik. Çok keyifli bir sohbet eşliğinde yemeğimizi yedik. Saat 22.30 civarı oradan ayrıldık. Cem yemek sonrasında bana gecenin ilk aşamasını tamamladık, şimdi ikinci aşamaya geçiyoruz dedi. Meraklı ve sorgulayan gözlerle Cem’e baktım, elimden tutup, sana bu akşam çok keyifli anlar yaşatmak istiyorum gel benimle dedi ve arabaya binip Kabataş’a geçtik, sahildeki bir çay bahçesinde boğazın eşsiz güzelliği eşliğinde Çay içiyorduk, hava biraz serindi. Cem bana nasıl seçim dedi. Bende hem yemek hemde sonrasında bu seçim harika, teşekkürler dedim. Cem’de bana bu gece harika olan tek birşey var, o da sensin dedi. Gülümseyerek çayımdan bir yudum aldım ve hava biraz soğuk sanki kalksak mı acaba dedim. Cem saatini kontrol etti, saat 24’e yaklaşıyordu. Haklısın kalkalım artık dedi ve hesabı ödeyerek kalktık ve arabama bindik. Cem gecenin ikinci aşamasını da tamamladığımıza göre artık sondan bir önce ki aşamaya geçebiliriz dedi. Cem’e bakarak nedir bu aşamalar, neler planlıyorsun sen dedim. Madem kontrolü bana bıraktın, tadı çıkart dedi ve arabayı çalıştırdı. Cem’in evinin önündeydik, Cem’e neden buraya geldik diye sordum. Cem’de bana içini ısıtacak bir süprizim var gel benimle diyerek arabadan indirdi. Apartmandan içeriye girdik ve evinin olduğu kata çıktık. Kapıyı açtı ve içeri girdim, heryer gül yaprakları ve güllerle-kalp balonlarla süslenmişti. İçeride çok hoş bir tütsü kokusu vardı. Cem arkamdan geliyordu, ona doğru dönüp neler oluyor dedim, bana sus işareti yaparak elimden tuttu ve salona götürdü, salonda her yer güllerle kaplıydı. Cd çaları açtı, çok güzel bir dans müziği çalıyordu. Cem elimden tutup belime sarılarak beni kendisine çekti ve dans etmeye başladık. Saat 24.30 civarıydı, Cem bana evime gelen dünyalar güzel prenses geceyi masal tadında yaşattın bana, artık gün 14 şubat ve ben sana itirafta bulunmak istiyorum, içimde sana karşı tarifsiz bir his var dedi. Şaşkın gözlerle Cem’i dinliyordum. Bana kızacaksın belki ama bu elimde değil, baş döndürücüsün dedi bana. Şaşırmıştım ve o an eşimin sözleri aklıma geldi. Haklı çıkmıştı bir kez daha Cem benden hoşlanıyordu, bende gecenin akışına bırakıyordum artık kendimi. Cem’e oturalım mı dedim ve dans etmeyi bırakıp koltuğa oturduk, Cem’de yanıma oturdu, Cem’e dönüp sözlerin açıkcası beni beni şaşırttı ama senden bu sözleri duymakta çok hoş dedim. Cem’de kızmadığına memnun oldum çünkü tüm bu hazırlıkları senin için yaptım diyerek elimi tutup öptü. Sonra da ayağa kalkıp masanın üstünde duran şarabı açıp, kadehlere doldurdu. Yanıma gelip kadehin birini bana uzattı ve o halde bizim şerefimize içelim dedi. Şarabı yudumlarken gözlerim Cem deydi. Yakışıklı ve kadın ruhundan anlayan birisiydi, 3. aşama da bu olsa gerek, sondan bir önce ki diye söz etmişti, peki ama acaba son aşama ne olabilir ki diye düşünüyordum. Saat 01.00 olmuştu, Cem yanıma oturdu ve saçlarımla oynayarak başımı döndürüyorsun dedi. Gülerek o sakın şaraptan olmasın dedim. Cem’de saçımı hafifçe çekip boynumu koklayarak hiçbir şarap bu denli güzel kokmaz ve böylesine sarhoş edemez dedi. Bende kadehimdeki şarabı içip başımı ona doğru çevirerek, sözlerinle beni büyülemek niyetindemisin sen dedim. Birbirimize çok yakındık ve ortam içimde farklı duyguları alevlendirmişti. Cem’de gözlerime ve dudaklarıma bakarak ben zaten büyülenmiş bir haldeyim dedi ve dudaklarımdan öptü beni. Bende ona karşılık veriyordum ve ateşli şekilde öpüşüyorduk. Cem’in elleri yüzümde dolaşıyordu. Hafifçe elini kolumu okşayıp aşağıya doğru süzülerek bacaklarıma indirdi, bacaklarımı okşuyordu. Bende elimi saçlarında gezdiriyordum. Kendimizden geçmiş bir haldeydik.

Dudaklarımız bir birinden ayrıldığında nefes nefese kalmıştık ve ikimizde şaşkındık, Cem bana seni seviyorum arzu, harika bir kadınsın dedi. Bende bu gecenin 3. aşamasınıda tamamladık sanırım dedim. Cem’de bana evet aynen öyle ve bu aşama son aşamanın gerçekleşmesi açısından önemliydi, görüyorum ki son aşamayıda yaşayacağız dedi. Bende Cem’e o halde artık son aşamaya geçelim diyerek Cem’in kucağına oturup yeniden dudaklarına yapıştım, Cem’in elleri bacaklarımda artık daha haşin bir şekilde dolaşıyordu. Dudakları dudaklarımdan ayrılıp boynumda geziyor, elbisemin üstünden taşan göğüslerimi öpüyor ve yalıyordu, bende Cem’in gömleğinin düğmelerini açmış ve elimi teninde gezdiriyordum. Elini elbisemin fermuarına atıp açtı, Cem’in de eli tenimdeydi artık. Elbisemin askılarını düşürüp omuzlarımı öptü, eli kalçamdaydı ve hafif dokunuşlarla okşuyordu. Elbisemi tutarak kucağından kalktım. Şaşkın ve mayışmış bakışlarla bana bakıyordu. Elbisemi göğüs kısmından tutuyordum, çünkü elimi çektiğim anda üstümden kayıp yere düşecekti. Cem’in siki kalkmış ve pantalonundan belli oluyordu. Cem’in gözlerinin içine bakarak ellerimi çektim ve deri elbisem tenimden kayarak yere düştü, Cem’in karşısında çıplaktım, sadece tangam ve jartiyerim vardı. Cem’in adeta gözleri yuvalarından fırlamıştı, ona doğru eğildim ve elimle onu tutup sen oturmalısın dedim, elimi vücudunda gezdirirken hafifçe önünde eğildim. Pantalonun kemerini çözdüm ve fermuarını açtım, boxerının üzerinden sikini avuçlayıp Cem’le öpüştüm, elleri göğüslerimdeydi, okşuyordu. Sonra dudaklarımı dudaklarından ayırıp, boxerını çıkarttım ve sikini tuttum. Cem başını geriye doğru atarak, sen harikasın dedi. Bende sikinin başını yalamaya başladım, küçük dil hareketleri ile yalıyordum ve ağzıma sokup çıkartıyordum. Dilim sikinin her yerinde dolaşıyordu ve yeniden başına gelip tümünü ağzıma aldım ve emmeye başladım. Kendinden geçmiş bir haldeydi ve saçlarımdan tutup başımı bastırıyordu, zevkten deliriyordu. Oh bebeğim, bu muhteşem, sen inanılmazsın diyordu bana, kasılmaya başlamıştı, boşalacağını hissetmiştim ve daha ateşli yalıyordum. Başımı tutup bastırarak ağzıma spermlerini boşaltmaya başladı, zevkin doruğundaydı bunu hissedebiliyordum. Spermlerini yutmuştum ve ağzımdan sikini çıkartıp okşamaya devam ettim, beni ayağa kaldırdı ve gel buraya diyerek yanına oturttu, dudaklarıma yapıştı, ateşli bir öpücük sonrasında göğüslerimi okşayarak rüya gibisin sen, harikasın dedi. Eli göğüslerimden tangamın üstüne doğru inmişti, bende hadi çıkart onu, madem ki bu gece bizim olsun istedin o halde parçala beni dedim. Sözlerim onun çok hoşuna gitmişti, peki bunu sen istedin dedi ve beni kanepeye yatırıp tangamı çıkarttı, başını amcığıma yaslayıp emmeye başladı, dilini harika kullanıyordu, zevkten inliyordum. İnlemelerim onu zevklendiriyordu, seni inlete inlete sikmek harika olucak patroniçem dedi bana, bende saçlarını okşayarak, sik beni aşkım diyordum. Uzun uzun amcığımı yaladıktan sonra sikini tutup amıma yerleştirdi. Al o halde bakalım diyerek sertçe içime girdi. Zevkten artık çığlık atıyordum ve kudurmuş bir haldeydim, Cem’de kendinden geçmişti, amcığımı parçalarcasına sikiyordu, elini kanepenin kenarına koyup içimden sertçe git gel yapıyordu. Bacaklarımı kaldırıp beline doladım ve onu içimde hapsettim, bu muhteşem bir duyguydu, Cem seri şekilde hızlı hızlı beni sikiyordu ve altında inleyerek boşalmaya başladım, zevk sularım akıyordu, tırnaklarım Cem’in sırtındaydı, amcığımın kasılmalarını sikinde hissediyordu ve o da bu kasılmalara karşılık vererek içime boşalmaya başladı. Zevk sularımız birbirine karışmıştı, üstüme yığıldı kaldı. Bana seninle bu geceyi planlarken böylesine muhteşem bir sonu düşlememiştim inan ki, düşlerimin ötesinde masal gibisin sen dedi. Bende daha sona gelmedik, bu sonun başlangıcı dedim. Güldü ve o halde sabaha kadar inleticem seni aşkım dedi. Üstümden kalktı, yerdeki elbiselerimizi topladı, nereye gidiyorsun diye sorduğumda yatak odama götürüyorum eşyalarını, kendi yatağımda da bu zevki yaşamak isterim ayrıca burası öğrenci evi, biz sabah uyandığımızda bizim çocuklar senin eşyalarını ortada görsün istemem dedi.

Arkadaşlarını o akşam için evden göndermiş ve başbaşa olacağımız bir ortamı önceden planlamış, o yatak odasına giderken bende kanepeden kalkmıştım. Diğer iki odanın kapısı kapalıydı, neden kapılar kapalı diye sorduğumda o odalar evin diğer sakinleri olan Ali ve Çağdaş’ın dedi. Ali ve Çağdaş Cem’in ev arakdaşlarıydı, onlar nerede diye sorduğumda merak etme onlar bulur bir yer dedi. Susamıştım, mutfağa gittim buzdolabını açıp eğilmiş neler var diye bakarken Cem geldi arkama, sikini kalçalarımın arasına sokup, benim bebeğimin canı ne istiyor dedi. Beni boşver senin canın yaramazlık istiyor belli ki dedim. Kalkıp yüzümü Cem’e dönüp boynuna sarılarak öptüm, Evet neden burada olmasın ki dedi Cem’de bende elimde tuttuğum Nutella kavanozunu gösterek o halde ne duruyorsun dedim. Cem güldü ve kavanozu elimden aldı, eşin gerçekten çok şanslı harika ve doyumsuz bir kadınsın dedi. Bende sende bu şansa ortak oldun dedim. Cem kavanozu açınca parmağımı içine sokup nutelladan alıp parmağımı emdim, Cem o sırada beni tutup dolabın kapağını kapattı ve sırtımı dolaba yaslayıp nutellayı göğüs uçlarıma sürdü sonrada yalamaya ve emmeye başladı. Dili göğüs uçlarımda gezerken göğüs uçlarım daha da irileşiyordu. O göğüslerimi emerken bende elimle sikini okşuyordum, taşaklarını avuçluyordum. Sonra bende elimi nutella kavanozuna atıp parmağıma buladığım nutellayı Cem’in sikine sürdüm ve önünde eğilip sikini yalamaya başladım, bu onun hoşuna gidiyordu ama o içimde olmak istiyordu. Ayağa kaldırdı beni ve dolaba yaslayıp, baldırımdan bacağımı tutup kaldırarak sikini amıma yerleştirdi. Tek ayağımın üstünde zıplatarak beni sikiyordu, bu çok zevkliydi, mutfakta zevk çığlıklarım çınlıyordu. Göğüslerimin yukarı aşağı hareketi Cem’i delirtiyordu ve çok daha sert beceriyordu beni, sonra bacağımı bıraktı ve içimden çıktı, beni tutup mutfak tezgahına domalttı, bacaklarımı aralamıştım ve göt deliğim ortaya çıkmıştı. Elini boynumdan kalçama kadar süzülerek sırtımda dolaştırdıktan sonra kalçamı tokatladı, parmağını götüme soktup çıkartmaya başladı, zevk alıyordum ve o da benim zevk alışımdan heyecanlanıyordu. Sonra sikini götüme sürtmeye başladı, ona beni sikmesi için yalvarıyordum adeta. Sikini tuttu ve başını göt deliğime soktu, inliyordum, sonra geri çıktı, yeniden ama bu kez sikininde bir kısmını sokarak içime girdi, hadi parçala beni artık diye inliyordum altında, sabırlı ol aşkım dedi saçlarımı okşayarak ve yeniden çıktı içimden, üstüme eğilip kulağıma şimdi derin bir nefes al çünkü biraz sonra nefesini keseceğim senin dedi ve sikini bir anda götüme kökledi. Gerçekten nefesimi kesmişti. Çığlık atarak inliyordum, adeta anırıyordum altında, o da bundan zevk alarak kalçamı tokatlayarak götümü sikiyordu. Zevkten adeta uçuyorduk ikimizde, boşalıcam diyerek götümden çıktı ve yüzümü çevirdi, beni kucağına alıp amcığıma girdi ve kucağında zıplatarak sikmeye başladı zevkten inliyordum ve ikimizde kasılarak boşalmaya başlamıştı. Cem adeta amcığıma patlamıştı, spermlerinin akışını en derinlerime kadar hissediyordum. Kucağından indim ve öpüştük, inanılmazsın wooww bu neydi yaaa dedi. Bende sende harikasın bu gece benim için unutulmaz oluyor kesinlikle dedim. Sonra lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Saate baktığımda saat 03.15 olmuştu. Duş alsam mı acaba diye düşünüyordum çünkü banyo da küvet vardı. Ilık bir küvet keyfi yorgunluğumu alabilirdi, ama sabah yaparım diye düşünerek çıktım.

Cem’in yatak odasına gittiğimde Cem yatakta uzanmış beni bekliyordu, odasındaki yatak çift kişilikti, Cem’e bu nasıl öğrenci evi böyle çift kişilik yatağın var dedim. Cem’de bana öğrenciyiz diye cinsel hayatımız yok mu yani, tek kişilik yatakta yatarsam eve attığım kızları nerede yatırıcam dedi. Yanına girip bu durumda benide eve mi atmış oldun dedim. Eğer sen öyle nitelendiriyorsan birşey diyemem ama ben bu eve gelen hiçbir kızla böylesine muhteşem anlar yaşamadım, o nedenle bu durum eve atma değilde zevk gecesine dönüştü dedi. Peki bu kulağa hoş geliyor dedim ve yastığa başımı koydum ama Cem rahat durmuyordu. Bana hani sabaha kadar durmak yoktu dedi. Bende gülerek, saat zaten sabahın 3 ü dedim. Cem göğüslerimi öperek, yatağıma giren bu afetin uyumasına izin veremem, çünkü bu yatak böylesini hiç görmedi dedi ve vücudumu yalamaya başladı, dili tenimde gezerken her hücrem zevkten inliyordu adeta, amcığımı yalamaya başladığı anda yeniden ıslanmıştım. Peki bunu sen istedin o halde dedim ve başını amcığıma bastırıp ona yalattım, diliyle sikiyordu beni, dilini harika kullanıyordu ve eşimden başka amcığımı böylesine ateşli yalayan birisi daha olmamıştı, yaladığım en harika amcık diyerek emmeye devam etti. Belli ki eve attığı kızların amcıklarını yalayarak ustalaşmıştı ama bu durum beni benden alıyordu. Resmen Cem’in sex kölesi olmuştum ve bundan şikayetçi değildim. Cem’e buraya gel diyerek amcığımdan yukarı çıkmasını sağladım ve onu yatırıp üstüne çıktım. Sikini tutup yavaş yavaş içime alıyordum ve hafifçe içime sokup çıkartıyordum, bu harika bir zevkti ve Cem ellerini başının altına koyarak yaşadığım zevki izliyordu. Hareketlerim zılanmaya başladığında ise ellerini göğüslerime atıp okşadı, ben üstünde çığlık atarak inliyordum zevkten, siki amımı parçalıyordu ve kucağında zıplıyordum. Cem altımda yatmış benim aldığım zevkin tadını çıkartarak göğüslerimi ve kalçamı okşuyordu. Dakikalarca üstünde zevkten inleyerek zıpladım ve çığlık atarak boşaldım. Çığlıklarım yan komşuyu rahatsız etmiş olmalı ki duvara vuruyorlardı. Cem’in üstüne yığıldım, gülüyordum. Komşularını rahatsız ettik sanırım dedim. Cem’de bana o halde onlarda sevişsin bana ne ya dedi ve güldü. Üstünden yanına doğru kaydım ve bu gece inanılmaz bir gece oldu benim için asla unutamam, wooww zevkten zevke uçtum adeta dedim. Cem’de bana sen birde onu bana sor, kendimden geçirdin beni aşkım dedi ve sarıldı. Yorgunluktan ikimizde uyuyakalmışız.

14 Şubat 2013 Perşembe sabahı 11de uyandım, Cem yanımda uyuyordu. Ofisi aradım ve işe gitmeyeceğimi söyledim. Cem zaten perşembe günleri işe gelmediği için onun yokluğu kimseyi şüphelendirmezdi. Banyoya gittim, küveti ılık suyla doldurdum ve yorgunluğumu atmak için küvete girdim, ılık su ve güzel bir duş gecenin tüm yorgunluğunu almıştı. Küvetin içinde köpük banyosu yaparak gece yaşadıklarımızı düşünüyordum. İçeriden sesler geliyordu, Cem’in sesi değil bu, Ali ve Çağdaş gelmiş olmalıydı. Banyoya gelirken yanıma elbiselerimi de almamıştım. Cem’in yatak odasının kapısını da açık bırakmıştım, seslere kulak verdim biraz. İki kişi kendi arasında konuşuyordu. Biri diğerine bizim ki yorucu bir gece geçirmiş belli ki şu yatışa bak diyordu, diğeri de kız belli ki afet bişeymiş baksana parfüm kokusu evi sarmış, kokusundan belli iyi bir parçaymış diyordu. Sonra anladığım kadarıyla Cem’in odasına girdiler ve dinlemeye devam ettim. Elbisemi görmüşlerdi, biri anlaşılan burada halen yataktalar heralde dedi, diğeri de deri elbise giymiş, zevkli hatunmuş neyse çıkalım biz diyerek Cem’in odasının kapısını kapattıklarını duydum. Biri ben odama geçiyorum dedi, diğeride bende ufaklığı işetip geliyorum dedi. Banyoya geliyordu ve ben küvetteydim. O anda banyonun kapısı açıldı. Göz göze geldik, bana pardon ya özür dilerim kimse yok diye düşünmüştüm dedi. Diğeri de odadan gelip, ne oldu kimle konuşuyorsun dedi. İkisi de banyonun kapısında bana bakıyordu. Bende gülümseyerek ben sizin banyonuzu işgal ettim beyler siz kusura bakmayın dedim. Beni süzen gözlerle baktıktan sonra, tekrar pardon diyerek kapıyı kapattılar. Konuşmalarına kulak kabarttım sessiz konuşmaya çalışıyorlardı ama genede duyuluyordu. Biri diğerine abicim bu ne ya,Cem bu kez hedefi 12 den vurmuş, hatun resmen taş dedi, diğeri de bizimkinin ölü gibi yatması boşuna değil bu kadın adamın iliğini kemiğini eritir ya offf dedi ve sonra konuşmaları kesildi. Duşumu alıp, banyodan çıktım, banyonun kapısını açıp, beyler ben banyodan çıkıyorum, odalarınızda olursanız sevinirim dedim. Çünkü elbiselerim Cem’in odasındaydı ve çıplaktım. Onlarda tamam diye seslendiler ve banyodan çıktıp Cem’in odasına gittim. Kapıyı kapatıp elbiselerimi giyerken Cem uyandı. Aşkım nereye diye sordu, bende bir yere gitmiyorum, arkadaşların geldi o nedenle elbiselerimi giyiyorum dedim. Sonra Cem’de kalktı ve odadan çıkıp arkadaşları ile konuştu. Konuşmalarını kapının arkasından dinliyordum. İkisi de Cem’e taş gibi parçayı kapmışsın, ne inlemişsindir kimbilir diyordu. Cem’de susun duyacak ama muhteşemdi hemde o kim biliyormusunuz dedi. Onlarda kim olduğumu sorduklarında Cem çalıştığım işyerinin sahibi, hani anlatıyordum ya afet bişey adı Arzu diye,işte o dedi. İçlerinden birisi gülerek, ne yani patronunu mu siktin lan, oha süper dedi. Diğeri de dediğin kadar var afet bişey abicim ya dedi. Cem’de hadi siz şimdi odalarınıza ortalıkta görünmeyin dedi. Sonra yüzünü yıkayıp odaya geri geldi.

Saat 12.30 olmuştu, karnım acıkmıştı. Cem’e kahvaltılık ne var diye sorduğumda güldü, öğrenci evinde tosttan başka ne olur dedi. Bende peki o halde arkadaşlarına da söyle hep birlikte kahvaltıya gidelim dedim. Hazırlandım, makyajımı yapıp, saçımı kuruttum ve dışarı çıktık. Hisar üstünden bebek sahiline inip, orada kahvaltımızı yaptık. Kahvaltı sırasında Ali ve Çağdaş ile tanıştım. 3 arkadaş aynı evde kalıyorlardı. Gözlerini benden ayıramıyorlardı. Cem tabi çok daha fazla sahiplenir bir halde yaklaşıyordu bana. Bir ara lavaboya gitme bahanesi ile kalktım masadan ve eşimi aradım. Onu merakta bırakmak istemiyordum, gece hakkında haklı çıktığını ve resmen uçtuğumu söyledim Ersin’e. Ersin’de şuan neredeniz diye sorunca durumu söyledim. Ersin’de bana Ali ve Çağdaş’ta göz hakkı istemesinler senden sakın dedi gülerek ve sen keyfini çıkart benimde keyfim yerinde Seda dün akşam bizde kaldı, bu akşam da onunla olurum sen keyfine bak dedi. Seda eşimin bankadan müşterisi aynı zamanda da kaçamak yaptığı sevgilisiydi. Bize sıkça gelir ve bende onu tanıyorum. Bende o halde Seda yı ben ararım. Sizde keyfinize bakın dedim. Sonra Seda’yı aradım, bu akşam Ersin’le planın varmış tatlım dedim. Seda da kızdın mı yoksa 14 Şubat’ta Ersin’le plan yaptım diye dedi. Bende keyfini çıkart tatlım evde olmayacağım ben, sesini duymak için aradım dedim ve sonra telefonu kapatıp. Masaya geri döndüm. 3’ü aralarında hararetli bişey konuşuyordu. Yerime oturdum ve bu akşam planımız nedir beyler dedim. Üçüde şaşkın gözlerle bana bakıp akşam planımız mı ? diye sordular. Ali bana bizim plan belli eve gidip küfe büyütücez ama tabi Cem bey ve sizin planınız varsa bilemeyiz dedi. Cem bana baktı, bende gülümseyerek, planımız dedim yahu hepimizi kapsayacak bir plan diyorum dedim. Çağdaş ve Ali birbirine baktı, Cem’de bana bakıp, ne demek şimdi bu dedi. Bende şu demek oluyor isterseniz bu akşam evde eğlenceye tam gaz devam ederiz dedim.

Ali ve Çağdaş bu duruma çok sevinmişlerdi, hemen kabul ettiler. Cem bana şaşkın bir ifade ile bakarak ne yapıyorsun sen dedi. Bende anın tadını çıkartıyorum ne var diyerek kahvaltıma devam ettim. Saat 14.30 olmuştu, kahvaltı ettiğimiz yerden ayrıldık. Arabaya yürürken Ali ve Çağdaş önümüzdeydi. Bizde Cem’le arkalarından yürüyorduk. Cem kolumdan tutup, sen ne yapmaya çalışıyorsun dedi. Cem’e beni sahiplenmen çok hoş, ama davranışlarına dikkat et, dün gece birlikte olduk diye seninle sevgili olmadık. O nedenle bu kıskançlıklarına son ver ve güzel anlar yaşamak istiyorsan bana ayak uydur dedim. Cem’de bana peki tamam kızma dedi. Sonra Cem’e ben gelmeden masada ne konuşuyordunuz diye sordum. Cem’de kızmak yok ama dedi. Tamam sen anlat dedim. Ali ve Çağdaş’a bakarak bu ikiside senden aşırı etkilenmişler ve bana söylesende bu akşamda bizde kalsada bizde tadına baksak şu çıtırın dediler dedi. Güldüm ve demek öyle, o halde geceyi beklemeyelim diyerek Cem’in yanından hızlı adımlarla Ali ve Çağdaş’ın yanına gidip aralarına girdim ve kollarına girdim. Şaşkınca bana baktılar. Beyler evde size süpriz bir partim olacak dedim. Arabanın yanına gelmiştik. Arabama binip evlerine doğru ilerledik.

Evelerine geldiğimizde hepsi ne yaşayacaklarını bilmez bir ifadeye sahiptiler. Salonda oturuyorduk, önceki akşamdan kalan şarap masada duruyordu. Şarabı kadehe doldurdum ve karşılarına oturup içmeye başladım, bacak bacak üstüne atmıştım ve beni izliyorlardı. Ali ve Çağdaş kahvaltı yaparken düşündüklerinizi Cem benimle paylaştı dedim. İkisi de Cem’e dönüp baktılar. Düşüncelerinize kızmadım, böylesine 3 yakışıklı bey tarafından arzulanmak çok hoş bir duygu. Ancak sizden ufak bir ricam ve şartım var, burada yaşananlar burada kalacak ve asla tekrarlanmayacak, dile getirilmeyecek dedim. Şaşırmışlardı, ne demek istediğimi anlamıyorlardı. Daha açık söyleyecek olursam, sizinle sevişmek benim içinde zevkli olacağına eminim ama bu sadece birkez yaşanacak ve asla kimse bilmeyecek anladınız mı dedim. Ali ve Çağdaş’ın ağzının suyu akıyordu adeta, Cem şoktaydı. Cem’e dönüp, tatlım dün gece için sana teşekkür ederim ama bugün 14 Şubat bana aşık 3 sevgilimle 14 şubatı ölümsüzleştirmek istiyorum dedim ve yerimden kalkıp Cem’in kucağına oturdum. Dudaklarına yapışıp onunla Ali ve Çağdaş’ın önünde öpüşüyordum. Cem’in eli bacaklarımda geziyordu, sonra dudaklarımızı ayırıp anlaştık mı sevgilim dedim. Cem’de Ali ve Çağdaş’a dönüp Arzu’nun istediği şekilde herşeyi yaşayacağız ve herşey burada kalacak dedi. Herkes artık anlaşmıştı. Bende Cem’in kucağından kalkıp, o halde önce güzel bir müzik seçelim dedim ve cd çalardan hareketli bir dans müziği seçtim ve sonra şimdide hayatınızın şovu başlıyor diyerek dans etmeye başladım. Elbisemin eteğini yukarı doğru çekip tangamı onlara göstererek dans ediyordum. Cem ayağa kalkmak istedi, hayır siz oturuyorsunuz beyler, striptizimi izleyeceksiniz dedim. Çağdaş o anda striptiz mi dedi şaşkın bir ifade ile ve dikkatlice izlemeye başladı.

Dans ederken adeta çıldırmış haldeydim ve hareketlerim onları heyecanlandırıyordu. Ali elini pantolonun üstünden sikine atmış okşayarak beni izliyordu, onun o halini görünce önüne gidip elbisemin fermuarını açmasını istedim, ayaktaydım ve sırtım ona dönüştü, bir eli ile elbisemi tutup diğeri ile fermuarı açmaya çalışırken ben kalçalarımı sallayarak dans ediyordum ve kalçamı Ali’nin sikine sürtüyordum, Ali fermuarımı açtıktan sonra yüzümü ona dönüp, elbisemi tutarak teşekkür ettim ve sarıldım boynuna, Ali şaşkınca Cem’e baktı, Cem’de sanki ilk defa kadın görüyor odun dedi gülerek. Bende Ali’ye Cem’e bu sözleri yedirmen gerek bence dedim. Ali’de haklısın diyerek kalçalarımı okşamaya ve boynumu öpmeye başladı. Kendimi geriye doğru bırakarak dudaklarının boynumdan göğüs çatalıma doğru inmesini sağladım, Ali’nin elleri deri elbisemin üstünden kalçalarımı okşuyordu ve sonra tekrar dik durdum ve Ali’nin bedeninden bedenimi yavaşça ayırdım elbise tenimden kayıp yere düşmüştü, üstümde sadece tangam ve jartiyerim vardı. Çağdaş o anda, ooffff offff offff abi bu ne yaaaa, diyerek arkama geldi ve kalçalarımı okşamaya başladı, Ali’nin dudakları artık göğüslerimdeydi ve göğüs uçlarımı yalıyordu, Çağdaş’ta kalçalarımı okşayarak boynumdan öpüyor ve pantalonundan sikini çıkartmaya çalışıyordu. Ali’yi koltuğa itip oturttum ve pantalonundan sikini çıkarttım, Çağdaş arkadamdaydı ve tangamı aralıyordu, Ali’nin önünde dizlerimi kırmadan 90 derece dik şekilde domalarak sikini emmeye başladım, Çağdaş kalçalarımı tokatlıyordu ve sikini pantalonundan çıkartıp kalçama sürtmeye başlamıştı. Göz ucu ile Cem’e baktığımda Cem’de soyunmuş ve bizi izleyerek masturbasyon yapıyordu. Ali saçlarımı okşayarak sikini yalatıyordu bana, Çağdaş ise tangamı kenara çekmiş amcığımı parmaklıyordu, ıslaklığım Çağdaş’ın parmaklarındaydı. Ben Ali’ye sakso çekerken Çağdaş tangamı indirmiş ve arkama geçmişti, sikinin başını amcığıma soktuğu anda inleyerek Ali’nin sikini tutup yalıyordum. Çağdaş kasıklarımdan tutmuş sikini amcığıma sokuyordu. Ali zevkten kendinden geçmişti ve ağzıma boşalmak üzereydi, kasılmaya başlamıştı. Çağdaş sikini amıma sokup git gel yaparken Ali’nin spermleri ağzıma akıyordu, Ali boşalmıştı, Çağdaş kasıklarıma sarılmış deli gibi sert şekilde sikiyordu beni, ellerimi Ali’nin bacaklarına koyup, inliyordum. İnlemelerim 3’ünü de çıldırtıyordu, Çağdaş’ta kasılmaya başlamıştı ve kasıklarımtan tutup kendisine beni yapıştırarak içime patladı, bende çığlık atarak inliyordum. Bir süre sonra Çağdaş’ta amımdan çıktı ve diğer koltuğa oturdu. Çağdaş’ın spermleri bacaklarımdan akıyordu. Çağdaş Ali’ye ya ben böyle birşey görmedim içi fırın gibi yanıyor, bu ne ateş arkadaş dedi. Cem bana bakarak sikiyle oynuyordu. Cem’in yanına gidip dün akşam beni inlettiğin delik senin dedim. Cem’de ama bu kez götünde ben amında Ali olacak dayanabilecekmisin dedi. Sırtımı ona dönüp, saçlarımı elimle öne doğru toplayıp göt deliğimi sikinin üstüne getirip kucağına oturdum. Cem’in siki hafif hafif götüme giriyordu, Cem Ali’ye gel kardeşim bu ateşli hatunun fırını senide yaksın dedi. Bende önce Çağdaş yalayarak hazırlasın dedim. Çağdaş yerinden kalkıp geldi, Cem götümü yara yara içime girerken Çağdaş amcığımı yalayarak Ali’ye hazırlıyordu. İnliyordum zevkten, Cem’in elleri göğüslerimi okşuyor, siki götümü yarıyordu. Çağdaş amcığımı bir süre yaladıktan sonra Ali’ye hadi gel senin için hazır, zevk suları gelmeye başladı sok kobrayı dedi. Ali’de sikini okşayarak geldi ve amcığıma sikini soktu. Götümde Cem, amcığımda Ali zevkten çıldırmış şekilde inliyordum. Cem götüme boşalırken, Ali’de amcığımdan beni sikerek içime boşaldı ve amcığımdan çıktı. Bende Cem’in kucağından kalktım ve banyoya gittim temizlenmek için. Küvette duşu tutup vücudumu temizlerken kapı açıldı ve Çağdaş geldi, kalçalarımı okşadı ve elimden duşu alıp yukarı taktı. Sular bedenizden akıyordu. Belimden sarılıp, dudaklarıma yapıştı, sonra boynumu öperken ikisiyle birlikte sevişmen beni çıldırttı, benim en büyük fantazimdir duş ve şimdi seninle onu yaşayacağız diyerek sikini amcığıma soktu. Beni inlete inlete sikiyordu. İnlemelerin banyoda yankılanıyordu. Duşun altında Çağdaş’la seviştikten sonra yıkanıp banyodan çıktım. Saat 19.30 olmuştu. Bitkin ve yorgun bir haldeydim. 3’ü de halen yaşadıklarının şokundaydılar. Biraz dinlendik ve sonra gece 22 civarında hepsinin odasında ve kendi yataklarında birer kez daha seviştikten sonra son sevişmemi Cem’le yaparak onun yanında uyudum.

15 Şubat 2013 Cuma günü sabah 10 da uyandım. Cem bana not bırakarak işe gitmişti. Cuma günleri tam gün ofiste çalışıyordu. Notta bana yaşattıkların için teşekkürler, gerçekten muhteşemsin ve herşey sır olarak kalacak yazmıştı. Üstümü giydim ve Ali ile Çağdaş’a baktım onlarda uyuyorlardı. Onları uyandırmadan evden çıkıp arabama bindim ve önce ofisi aradım. İşe gitmeyeceğimi ve gün içinde beni bilgilendirmelerini söyledim. Sonrada Eşim Ersin’le konuştuk. Eve doğru yolda olduğumu söyledim. Hayal dahi edemeyeceğim güzellikte 2 muhteşem sex dolu gün yaşamıştım ve dinlenmeye ihtiyacım vardı.

Alıntı : http://tinyurl.com/pctzw5r

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Nasıl yarrak yenir öğrettiler !! 3 bl.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Nasıl yarrak yenir öğrettiler !! 3 bl.
Perşembe ve Cuma günü her zamanki gibi geçti, ama aklımın bir köşesinde hep Durmuş ağa vardı. Yaşadıklarım ne zaman aklıma gelse, kendimi garip hissediyordum. Cumartesi günü sabah erkenden kalkıp yapmam gereken işleri hızlıca bitirdim, ancak babam, “Bana bahçede lazımsın!” dedi. O an çok üzüldüm, aklım dere kenarındaydı. Ama mecburen babamla bahçeye gittim. Öğleye doğru babam, “Sen artık eve git!” dedi. Hemen koşarak yola çıktım, eve gitmeden önce dere kenarına indim. Etrafa bakındım kimse yoktu. Tepeye eve doğru giderken ileride Durmuş ağayı gördüm. Hızlıca koşmaya başladım, beni fark edince durdu. Yanına varır varmaz beni kucakladığı gibi dudaklarıma yapıştı. Artık öpüşmeye alışmıştım, deli gibi öpüşüyorduk. Koşmanın ve öpüşmenin etkisi ile nefes nefeseydim.

“Kız nerede kaldın?” diye kaşlarını çatıp sorunca durumu anlattım. Durmuş ağa da, “Bu böyle olmayacak, şöyle tadına vara vara yapmanın bir yolunu bulmalı…” diye söylenirken boynuma öpücükler konduruyor, elleri ile de minik kalçalarımı sıkıp okşuyordu. Sonra, “Vakit epey ilerledi, sen şimdi eve git, ben bir yolunu bulup sürekli elimin altında olmanı sağlayacağım!” deyip beni bıraktı. O an çok moralim bozuldu. Vücudum onunla olmak, sevilmek, okşanmak istiyordu. Evet, Durmuş ağa başarmış, bu yaşımda beni seks bağımlısı yapmıştı. Mecburen eve gittim.

Akşama kadar çocuklarla oynayıp, evde oyalandım. Yazları sıcak olduğunda akşam yemeğinden sonra ailecek bahçede oturur, annemle babam çay içerlerdi. Saat 22:00 gibi de herkes yatardı. O akşam da her zamanki gibi bahçede oturmuştuk. Ben ufak kardeşimle oynarken, babam, “Birileri geliyor!” dedi. Evimiz tepenin üstünde olduğundan yol gözüküyordu, tepenin aşağısından gelen birileri vardı. Biraz sonra Durmuş ağa ile kahyası Mustafa amca bizim evin önünde belirdiler. Babam hemen içeri davet etti onları. Durmuş ağaya pek bir itibar duyardı babam. Çay falan içtiler. Bu sırada Durmuş ağa sürekli beni süzüyordu.

Biraz sonra Durmuş ağa babama, “Ben bu akşam sana bir şey demeye geldim. Biliyorsun mahsül zamanı geldi. Bağda bahçede çalışan adam topluyorum…” dedi. Babam, “Biliyorum Durmuş ağa, ama benim bahçede de iş çok…” dedi. Durmuş ağa, “Biliyorum, senin kız gelip bizim çiflikte çalışsa?” dedi. Babam, “Bilmem ki beyim, Nilüfer pek bir küçük, yapabilir mi ki?” dedi. Durmuş ağa, “Yok, onu ağır işe sokmayacam. Senin kızın okur yazarlığı var. Kasaları yazsa, benimle birlikte bahçeleri dolaşıp, yapılacak işleri yazsa yeter! 50 banknot haftalık veririm, üstünü başını da alırım!” dedi.

O an babamın gözleri parladı. Ozamanlar babamlar haftada bir pazarda sebze meyve satarlar, bu kadar parayı anca kazanırlardı. Ama ne bilsin garip babam kızını Durmuş ağaya sikilmek için verdiğini. Babam teklifi kabul etti. Annem de bu işe pek sevinmişti. Biraz sonra Durmuş ağa ve Mustafa amca müsaade isteyip kalktılar. Durmuş ağa, “Yarın sabah Nilüfer’i alıp kasabaya götüreceğim, üstüne başına birşeyler alacağım!” dedi. Babam da başıyla olur verdi. Yatmadan önce annemle babam bir sürü nasihat verdiler, söyle çalış, böyle yap, terbiyeli ol falan diye.

Sabah erkenden kalktık, annem beni hazırladı. Biraz sonra da Durmuş ağa ile kahyası araba ile evin önüne gelip, beni aldılar. Köy meydanından da çiftliğin iki işçisini alıp, yola çıktık. Kahya mustafa arabayı kullanıyor, ben ve Durmuş ağa arka koltukta oturuyorduk. İşçiler ise arabanın kasasındaydılar. Yol boyunca hiç konulmadık, ama Durmuş ağa ara sıra entarimin üzerinde bacaklarımı, kasıklarımı okşayıp durdu. Bu sırada önü kabarmştı, sürekli gözüme takılıyordu. Kasabaya varınca Durmuş ağa, “Kahya bizi meydanda indir, sen adamlarla gidip işleri hallet, ben de kızın üstüne başına bir şeyler alayım!” dedi.

Biz meydanda indik, araba uzaklaştı. Durmuş ağa, “Benimle gel!” dedikten sonra hızlı hızlı yürüyerek dükkanların olduğu bir sokağa girdi. Durmuş ağa, “Bak sana güzel elbiseler, ayakkabılar alacağım, ne istersen yiyebiliriz, yeter ki beni mutlu et!” dedikten sonra, birkaç dükkandan 2 tane elbise aldık, daha sonra askılı atlet ve küçük külotlardan aldık. İlk kez normal külot ve atletim oluyordu. Oradan bir lokantaya gittik, hayatımda ilkez bu kadar güzel yemekler yedim. Sonra Durmuş ağa, “Hadi bakalım yavrum, işimiz daha bitmedi!” dedikten sonra yürümeye başladık. Ara sokaklardan birinde, iki katlı güzel bir evin önüne geldik. Durmuş ağa etrafa bir bakındıktan sonra, cebinden çıkarttığı anahtarla kapıyı açtı ve birlikte içeri girdik.

Durmuş ağa benim tedirgin gözlerle etrafa baktığımı görünce, “Burası benim kasabadaki evim, kasabaya inince bazen burada kalırım!” dedi. İçerisi bizim evden çok farlıydı. Beraber üst kata çıktık. Çok güzel eşyalarla döşeli, düzenli bir odaya girdik. Durmuş ağa elimizdeki poşetleri bir köşeye bırakıp, çekyata oturdu. “Hadi bakalım küçük meleğim, ne istediysen yaptım, şimdi sen de erkeğini mutlu edeceksin!” dedi. Ben tam yanına gidecekken, “Orada yavaş yavaş soyun, sana öğrettiğim gibi beni azdıracak şeyler söyle!” deyip, ayağındaki pantolonunu dizlerine kadar sıyırdı ve sikini sıvazlamaya başladı. Ben yaşımın verdiği tüm masumiyetle önce üzerimdeki entariyi, sonra da atlet ve donumu çıkardım.

“Hadi bakalım, şimdi yavaş yavaş kendini okşayıp, söylediklerimi yap!” dediğinde minik göğüslerimi, göbeğimi okşamaya, “Seni çok özledim erkeğim, hadi ye amımı, boşalt küçük yosmanı, sikini yemek istiyorum, sikicim benim!” demeye başladım. Durmuş ağa beni çok iyi yetiştirmişti, bu yaşımda tam bir orospuya çevirmişti beni.

Sonra beni yanına çağırıp önünde diz çöktürdü, artık ne yapmam gerektiğini biliyordum. Yarağını gövdesinden iki elimle kavrayıp, emmeye, ucunu yalamaya başladım. Biraz sonra Durmuş ağa da belini yavaş yavaş hareketlendirerek, sikini ağzımda oynatmaya başladı. “Ahh minik yosma, çok iyi yapıyorsun bu işi, ağzın da amın gibi dar ve sıcak, birazdan yara yara sikecem o minik amını!” diye inlemeye başladı. Ben kafamı kaldırıp, “Sikilirken çok canım yanıyor, amım çok sızlıyor!” dedim. Durmuş ağa da, “Merak etme yavrum, sikile sikile alışacak amın! Geçen sefer ilkti, hele bir iki daha sikeyim, iyice bir tadını al, vazgeçemeyeceksin!” diyerek beni cesaretlendirmeye çalışıyordu.

Sonra bir anda beni kaldırıp sırt üstü yatırdı, bacaklarımı omuzlarına alıp üzerime uzandı, minik vücudum altında kayboluverdi. Delirmiş gibi boynumu göğüslerimi öpüyor, kalçalarımı sıkıp okşuyordu. Bu sırada sikinin kafası minik amımın deliğine sürtünüyordu. Amım çok ıslanmış, vücudumu zevk duygusu kaplamaya başlamıştı. Öpüp okşamaya devam ederken, hafif geriye çekilip sikini kavradı ve amıma yüklenmeye başladı. “Ne olur acıtma!” dediğimde dudaklarıma bir öpücük kondurup, “Merak etme, bu sefer seni sike sike boşaltacağım minik yosmam! Kendini sıkma yeter!” dedikten sonra ani bir yüklenme ile yarağının kafasını amıma sokuverdi. Biraz canım yanmıştı, ama ilk seferindeki gibi değildi.

Göğüslerimi okşayıp, dudaktan öpüşürken, yavaş yavaş hareketlerle yarağını ileri geri oynatmaya başladı. Koca sikin her harekette biraz daha içime girdiğini hissedebiliyordum. Bir süre sonra hareketleri hızlanmaya başladı. Amım sızlıyordu, ama müthiş bir zevk dalgasının da vücuduma yayıldığını hissedebiliyordum. Minik kalçalarım avuçlarının içinde kaybolmuş, sürekli sıkıyor, okşuyordu. Göğüslerimi ağzına almış emiyor, yalıyordu ve giderek hızlanmaya başlamıştı. Bir süre sonra Durmuş ağanın kasıklarının amım dudaklarına değdiğini hissettim. Artık amımı gererek içimi dolduran sikin her kıvrımını hissediyordum, nefes alışım hızlanmıştı.

“Dibine kadar geçirdim sana orospu, çok darsın, zor girip çıkıyorum, bu da delirtiyor beni!” diye söylenmeye başlamıştı. Ayaklarımı beline dolmamı sağlayıp, belimden sıkıca kavrayıp tüm gücüyle yüklenmeye başladı. Artık sikini her vuruşunda kasıkları amımın dudaklarını dövüyor, torba gibi taşakları kalçalarıma çarpıyordu. Sikle beraber amımın dudaklarının içime girip çıktığını hissediyordum. “Amın cayır cayır yanıyor minik yosma, kavurdun sikimi!” dediğinde, ayaklarım kasılıp, vücudum yay gibi gerildi, zevkten bayılmak üzereydim, dünyadan kopup gitmiştim, harika bir duyguydu. “Sik beni erkeğimmmm, sikkkkk!” diye haykırmaya başladım. O anı hiç unutamam, ilk kez bir erkeğin altında sikile sikile bulutların üzerine çıkmıştım. Boşalmam oldukça uzun sürdü. Kendimi o kadar kasmışım ki, Durmuş ağa sikini dibine kadar geçirmiş, hareketsiz kalmış, yüzünde bir tebessümle beni seyrediyordu. Sikin başının göbeğimde bir yerlere değdiğini hissedebiliyordum.

Ayaklarımı gevşetmemle Durmuş ağa tekrar seri bir şekilde yarağını amıma geçirmeye başladı. Amım boşalmanın etkisi ile iyice ıslanmış ve gevşeyip açılmıştı, artık daha rahat girip çıkabiliyordu. Bir süre sonra tekrar vücudum zevk dalgasına kapılmaya başladı. Durmuş ağa da, “Ahhh, ohhhhhh!” diye inlemeye başlamıştı. Çok geçmeden, “Al sana amını siktiğim, al orospu, al minik yosma! Boşalacam içine, döllerimle yıkayacam amını!” diyerek, birkaç sert vuruş daha yapıp sikini dibine kadar soktu ve “Ooohhhh!” diye bağırmaya başladı. Yarağının içimde kalp gibi attığını, sıcak sıcak bir şeylerin aktığını hissetmemle, ben de tekrar boşalmaya başladım. Durmuş ağa boynuma göğüslerime küçük öpücükler kondurarak iltifatlarda bulunuyordu. Bu sözleri öyle hoşuma gidiyordu ki, kendimi çok önemli hissediyordum.

Bir süre sonra içimden çıkıp karşıma uzandı. Yaşadığım zevkten küçük vücudum yorgun düşmüş, kendimi kaldıracak gücüm kalmamıştı. Bacaklarım iki tarafa açık, öylece yatıyordum, amım hafif sızlıyordu. Durmuş ağa, “Çok tatlı görünüyorsun, amının küçük deliğinden döllerim süzülüyor!” dediğinde, kafamı kaldırıp bacak arama baktım. İnanılır gibi değildi, deliğim halen biraz açık duruyor, amımın dudakları küçük bir çiçeğin yaprakları gibi iki tarafa açılmış, amımın yanakları şişmiş ve kızarmıştı. Amımdan dışarıya Durmuş ağanın beyaz dölleri hafifçe süzülüyordu.

Biraz dinlendikten sonra kalkıp tuvalette temizlenip, giyinip, evden çıktık.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

orospu dilek

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

orospu dilek
Selam ben Dilek, 37 yaşında, 13 yıllık evli, 2 çocuklu bir kadınım. Kocam iyi bir insan, onu çok seviyorum, kocam da beni çok sever. Yatakta da uyumlu bir çiftiz. Hemen hemen her gece sikişiriz ve her sikişmemizde kendisi 2 defa boşalırken, beni de en az 5-6 kez orgazm eder. Çok ve renkli fantazilerimiz vardır ve aklımıza gelen fantazileri gerçekleştiririz. Yatakta sikiş esnasında acaip azdırıcı şeyler konuşuruz, küfürlü falan. Ve sikişmemiz daha kaliteli ve mükemmel olur.
Bundan 3 sene önce Erdeğe tatile gitmiştik. Denize giriyorduk, çocuklarla plajda oturup oyunlar oynuyorduk. Bazen de deniz sakinken, fantazimiz olduğu için denizin içinde sikişiyorduk. Yine bir gün sahilde güneşleniyorduk. Devamlı aynı yere gittiğimiz için, sahilde aşağı yukarı hep aynı kişiler vardı. Yanımızda getirdiğimiz, benim yaptığım böreklerden yerken, kocam, yakımızda oturan ailenin çocuğunun bize baktığını gördü ve bir börekte çocuğa uzattı. Ama çocuk almak istemedi. Derken annesi yattığı yerden kalktı ve “Oğlum ne yapıyorsun sen? Amcayı rahatsız etme!” dedi. Ben de hemen, “Yok ne rahatsızlığı, çocuk bu, canı çekmiştir diye kocam çocuğa börek veriyordu.” dedim. Kadın, “Tamam ozaman, amcanın verdiği böreği al, ama bir daha rahatsız etme!” dedi. Kocam da çocuğa, “Olur mu, istersen yine gel al!” dedi. Kadın çocuğun elinden tutup götürdü. O sırada kadının kocası da bize bakıyor, dinliyordu. O da teşekkür etti… Sonra biz denize girdik, bizim çocuklar kumlarla oynuyordu. Denizden çıktığımızda, baktık o börek verdiğimiz çocukla annesi de kumla oynuyorlardı. Ben de yanlarına oturdum, kadınla tanıştım. Kadının adı Serpilmiş. Kocam da kadınla oturuyorum diye havlu getirdi, sırtıma doladı, sonra şezlonga gidip uzandı. Biz çocuklarla biraz oynadıktan sonra, ben kalktım kumlardan temizlenmek için denize doğru yöneldim. Serpil de, “Bekle Dilek, ben de geleyim!” dedi, beraber denize girdik. Denizde temizlenip çıktık, Serpil kocasının yanına gitti, ben de kocamın yanına geldim uzandım. Biraz sonra Serpilin kocası dondurma almış gelmiş, çocuklara ve bize verdi. O sayede onnla da tanıştık, adı Burak imiş. Sohbet filan derken, Serpil de geldi, hep birlikte konuşmaya başladık. Onlar da İstanbuldan gelmişler. Artık akşam olmaya başlamıştı, saat 20:00 civarı idi. Bu arada ben Burağı bayağı süzmüştüm, adam hoşuma gitmişti. Burağın bakışlarından, onun da benden hoşlandığı belliydi. Kalkarken, “Akşam beraber yemek yiyelim!” dediler. Biz de, “Olur!” dedik ve buluşmak için sözleştikten sonra evlere doğru yola çıktık. Evde duşumuzu yaptık, giyindik, kuşandık ve çocukları yatırdıktan sonra, saat 22:00 gibi dedikleri yerde buluştuk. Güzel bir restoranda oturduk, yemek yedik, sohbet muhabbet ettik. Sonra kalktık bir Cafeye gittik birşeyler içtik, sonra vedalaştık… Ertesi gün denize gittik, onlar da geldiler, yine sohbet muhabbet. Arada denize girip çıktık. Ama adam hep bana bakıp, beni tepeden tırnağa süzüyordu. Serpili de kocamı süzerken birkaç defa gördüm. Dikkatimi çekti, yürüken, oturuken, uzanırken, Serpil hep kocamın sikine bakıyordu. Gerçi kocam hep şort giyer ve denize de o şekilde girer. Kocamın siki biraz büyük olduğu için, ne kadar saklasada farkediliyordu. Özellikle ıslakken. Bunu kocama da söyledim, “Serpili senin sikine bakarken kaç defa yakaladım!” diye. Kocam da, “Yok artık daha neler! Kadının işi gücü yok, benim sikime mi bakacak? Hem kocası devamlı yanında, üstelik kocası gayet yakışıklı bir adam!” deyip güldü geçiştirdi. Ben, “Kadın sana kafayı takmış, sana kendini siktirirse hiç şaşırma!” deyince, kocam zevklenerek öyle bir kahkaha attı ki, tüm plaj dönüp bize baktı. Aradan 3-4 gün geçti, onların tatili bitmiş, dönüyorlardı. Vedalaştık gittiler. 1-2 gün sonra biz de İstanbula döndük. 2 gün sonra Brak kocamı cepten aradı, “Bugün görüşelim mi?” dedi. Kocam da, “Olur!” dedi. Akşam Kadıköyde buluştuk, nezih bir Bara gittik. Eğlendik, içtik, dans ettik, oynadık, kurtlarımız döktük. Ordan çıkınca onlar, “Hadi bize gidelim, birer kahve içelim, kendimize gelelim!” dediler. Zaten içmeye gideceğiz diye kocam arabayı almamıştı. “Tamam!” dedik, onlara gittik. Yolda sohbete devam ederek evlerine geldik. Çok güzel evleri vardı, dubleks. Serpil, “Siz oturun, biz üstümüzü değiştirip gelelim!” dediler. Burak ta, “Orda dolapta Viski var, içerseniz alın, kendi eviniz gibi davranın, çekinmeyin!” dedi. Kocam da, “Kahve içmeye geldik, içki içmeye değil.” dedi. Burak, “Kahveleri Serpil yapacak nasılsa, siz ozmana kadar boş durmayın!” dedi. Kocam kalktı, bir duble kendine, azda bana getirdi. 5 dakika sonra Serpil geldiğinde, üstüne ince tek parça penyeden, çiçekdesenli, diz üstü, gecelik gibi, vücüdunu saran dar bir elbise giymiş, içinde sütyen de yoktu, göğüs uçları belli oluyordu. “Böyle giyindim, ama siz yabancı değilsiniz, zaten denizde bikiniyle gördüğünüz için… Ben kahve yapıp geliyorum, siz keyfinize bakın, Burak ta gelir şimdi, duşa girdi!” dedi. Bir baktık az sonra Burak ta penye capri ile geldi, “Tekrar hoşgeldiniz!” dedi. Serpil de, “Kahveler de geldi!” dedi. Oturduk kahvelerimizi içerken sohbet muhabbet filan derken, Burak, “Bir fıkra anlatmak istiyorum, ama biraz açık, eğer dinlemek isterseniz anlatayım?” dedi. Kocamla birbirimize baktık ve mecburen, “Anlat!” dedik. Bol küfürlü, belden aşağı bir fıkra anlattı. Sonra birkaç tane daha anlattı. Bu arada Serpil kocamın karşısında oturuyordu, bir ara bacaklarını araladığını gördüm, ki o anda altına külot da giymediğini farkettim. Ara ara komple açıyor, arada bacak bak üstüne atıyor ve kocama bakıyordu. Kocama baktım, o da arada Serpilin bacaklarına ve bacak arasına bakıyor, süzüyor, ama bakmamak için kafayı çevirip başka yerlere bakıyordu. Orospu Serpil kocamı baştan çıkarmaya çalışıyor ve işi de biliyordu orospu… Burak ta devamlı beni süzüyor, resmen gözleriyle soyuyordu beni. Benim de hoşuma gitmiyor değildi hani, nede olsa adam gerçekten yakışıklı idi, yakışıklı olduğunu kocam bile söylemişti. Bir ara lavaboyu sordum, Burak hemen kalktı, “Ben göstereyim, buyrun!” diyerek yolu gösterdi. Ben önden geçtim, o arkadan beni takip ediyordu. Ama gözlerinin kalçalarımda olduğunu tahmin edebiliyordum, üstümde zaten kalçalarımı sergilediğim, dizimin 1-2 parmak üstünde, siyah, hafif yırtmaçlı, üstüme oturan etek vardı. Labayo varana kadar, ne kadar sıklıdım anlatamam, sanki ben gittikçe lavabo kaçıyordu, rahatsız olmuştum kalçamdaki gözlerden. Ama hoşuma da gidiyordu ve ben beynime hakim olamıyor, istem dışı daha da kırıtıyordum yürürken. Serpille kocam da salonda yalnız kalmıştı, aklım bir yandan da ordaydı, acaba orospu Serpil bizim yokluğumuzda kocama ne orospuluklar yapıyor, kocamın aklını çelmeye çalışıyordu. Nihayet lavaboyo varmıştık, teşekkür ettim Burağa, o salona döndü, ben lavaboya girdim. İçerden kahkaha sesleri uzak olduğu halde bana kadar geliyordu. Neler konuşuyorlardı acaba, meraktan çatlıyordum. Külodumu indirdiğimde bir baktım ıslaklık vardı, elimi amıma atıp yokladım, farkında olmadan amım sırılsıklam olmuştu! Aman Tanrım, amım istem dışı ıslanmıştı ve bu da az önce Burağın önünde kırıta kırıta yürürken olmuştu. Daha önce hiç böyle olmamıştım. İşedikten sonra Burak aklıma geldi ve amımı okşamaya başladım. Amım ateş gibiydi, sanki amımda bir ekmek fırını vardı. Alev alev yanıyordu ve sular fışkırıyordu. Titreyerek orgazm olup boşaldıktan sonra kendime geldim. Hemen panik oldum, ben ne yapıyorum diyerek, tuvalet kağıdıyla amımı sildim, kurulamaya çalıştım, ama halen sularım geliyor, çığlık atmamak için dişlerimi sıkıyordum resmen. Sonra çıktım ve salona doğru yürümeye başladım… Burak, “Hah, Dilek hanım da geliyor işte!” dedi. O sırada Serpil kalkmış, bardakları toplarken kocamın önünde domalmış ve resmen külotsuz amı görünüyordu. Orospu Serpil pespembe amını kocamın gözleri önüne sergilemiş, ağırdan ağırdan bardakları alıyordu. Serpilin amını ben gördüğüme göre, kocam da illaki görmüştür diye kocama baktığımda, kocam çadırı kurmuş ve sikini saklamak için uğraşıyordu. Ama boşa çaba sarfediyordu, ne yapsa belli oluyordu. Ben yokken Serpil kim bilir ne orospuluklar yaptı, neler söyledi ki, kocamın sikini bu şelikle kaldırmıştı. Acaba Burak olayın farkında mı diye baktım, Burak ta çadırı kurmuştu. Demek ki Serpilin kocamı baştan çıkarması onun da hoşuna gidiyordu. Serpil sonra da kocasına doğru domalarak, kocamın önündeki bardağı aldı ve orospu bu sefer de göğüslerini kocama sergiliyordu. Göğüsleri yusyuvarlak, gayet alımlı ve benim göğüslerimden daha iri ve diri idi. Nerdeyse uçlarına kadar açıktaydı. Serpil adeta, (Benim malım mülküm bu!) der gibi, heryerini kocama sergiliyordu. Serpil bardaklarla mutfağa gidip, sonra da mutfaktan bana seslendi, “Dilek… Bana az yardım etsen?” diye. Ben de mutfağa gitmek için kalktım ve Burak yine kalçalarıma bakıyordu. Üstelik kocamın yanında. Mutfakta Serpil bana gülerek, “Kız orospu, sen ne şanslı karısın!” diye lafa girince ben şok oldum, ağzım açık kaldı. Bozuntuya vermeden, “Neden ki?” diyebildim sadece. “Kocan çok yakışıklı ve kocaman siki var! Erdekten beri kocanın sikine bakıyorum, hayran kalıyorum!” deyince, şaşkınlığıma bir 10 kat şaşkınlık daha eklendi. İçimden (Orospuya bak, bu ne kaşarlık, bu ne samimiyet, böyle şeyleri çekinmeden bana nasıl söylüyor!) diye geçirip, “Nerden çıktı bu şimdi?” dedim. Serpil devam etti, “Görünen köy kılavuz istemez kızım, siki bariz belli oluyor, zaten şuan çadırı kurmuş vaziyette, nerdeyse pantolonu yırtacak yaramaz şey!” dedi. Ben artık dayanamadım ve “Sen de az orospu değilsin! Kocamı azdırmak için herşeyi yaptın, ne am kaldı görmediği, ne göt, nede göğüslerin, hepsi piyasada! Üstünü değiştirdin geldin, altına don sütyen giymemişsin, birde açıp her dakika gösteriyorsun kocama, önünde domalıyorsun amını gösteriyor oturuyorsun, bacaklarını açıyorsun, eğiliyorsun göğüslerin komple dışarda! Kusura bakma da, o da insan yani, adama işkence yapıyorsun!” dedim. Serpil de, “Amaan, Tanrının bildiğini kuldan mı saklayacaksın? Hiç görmediği bilmediği şey mi sanki, seni sikerken zaten görmüyor mu am göt göğüs?” dedi. Yine şok oldum, cevap veremedim. Serpil ise pişkin pişkin, “Ee, nasıl sikiyor seni? Hangi pozisyonlarda sikişiyorsunuz?” dedi. Duyduklarıma inanamıyordum, “Sen nebiçim bir kadınsın yaa, utanmıyormusun?” dedim. “Asıl sen utanmıyormusun bu koca yarraklı adamı sadece kendine saklayıp cimrilik yapmaya!” demez mi birden, ben yine şok tabi. Ardından ekledi, “Ben bugün kendimi ona siktirisem kızarmısın?” dedi. Tepem iyice attı, “Sikmez ki seni! Bana ihanet etmez!” dedim, ama içimden de tabi, (Erkektir belli de olmaz!) diye geçirdim… Serpil, “Ozaman deneyelim mi? Ben bugün kendimi senin kocana siktireceğim! Kızmak yok!” dedi. “Tamam, sikerse siker, ne yapayım?” dedim, ama içimi acaip bir hırs ve pişmanlık kapladı, ya Serpil orospusu emeline ulaşırsa, ya kocam benden başka birini sikerse diye. Ki Serpil tuttuğunu koparan biriydi, daha eve gelişimizde üzerini değiştirip o şekilde karşımıza çıktığında belliydi iddialı olduğu. İçimden, (Eğer kocam öyle birşey yaparsa, ben de boş durmam, ben de Burağa kendimi siktiririm! Böylelikle hem kocamla sikişirken konuştuğumuz grup sex fantazimiz de gerçek olur! Zaten seyrettiğimiz pornolardan, yaptığımız fantazilerden bu olaya hazırlıklı sayılırız. Üstelik ben de hep istiyordum 2 tane yarrağı aynı anda yemeyi. Hem Burak ta gayet yakışıklı ve iyi bir adamdı, ondan iyisini mi bulacaktım bu iş için. Ve Serpil de çok güzel, alımlı, sexi ve istekli bir kadın, amcığı, götü, göğüsleri, vücudu gayet güzel, kocam da sikmek için bundan daha iyi am mı bulacak?) diye geçirdim ve herşeyi akışına bıraktım. Mutfaktan çıktık… İçerde Burakla kocam oturmuşler, ikisi de çadırı kurmuş, birerde içki koymuşlar kendilerine, birbirlerine amlı götlü, sikişli sokuşlu fıkralar anlatıyorlar. Bir bardak, birer bardak daha derken, alkolün de etkisiyle sohbet iyice açıldı saçıldı. Benim hep bir gözüm Serpilde, bir gözüm kocamda ve sikinde idi. Kocamın bakışlarından Serpile sulandığını anlayabiliyordum. Ama Burak ta bana resmen sulanıyor, aslıyordu. Ve benim amım yine sulanmış ve alev alev yanıyordu. Serpil kalktı, yine kocama doğru domaldı ve Burağın bardağını aldı, “Koyayım mı kocacığım?” dedi. Burak, “Koy karıcığım!” deyince, Serpil yine yapacağını yaptı ve “Aslında senin bana koyman lazım ama…” diyerek bardağı doldurdu. Sonra birde müzik açtı ve kocama dönüp sexi bir şekilde oynamaya başladı. Kocamı baştan çıkarmak ve kendini siktirmek için her şeyi yapıyordu ve gerçekten de beceriyordu da. Orospu çok güzel oynuyor, arada amına götüne kadar gösteriyordu. Ve az sonra kocamı dansa kaldırdı. Kocamın sikine sürtünerek, sevişircesine dans ediyordu… Burak ta beni kaldırdı. Ben de Serpile inat, tüm hünerlerimi ortaya koymak için kalktım ve dans etmeye başladım. Çok geçmeden arkamda Burağın sikini sert bir şekilde hissetmeye başlamıştım bile. Belli kiamacıma ulaşmıştım ve ben de Burağı azdırmıştım. Ama bana da ateş basmıştı, heryerim alev alev yanıyor, amım, (Sik beni Burak!) diye bağırıyordu. Kalçalarımda Burağın sikini hissettikce daha fena oluyordum ve Burağın sikini daha çok hissetmek için uğraşıyordum ve iyice sürtünüyordum. Derken Burak terlemeye başladı ve üstündeki tişortu çıkardı attı. O kaslı vücudunu zaten Erdekten biliyorum. Bu arada aklıma ne kocam, ne de Serpil geliyordu, ne yapıyorlar diye merak dahi etmiyordum. Kendimi müziğin ritmine bırakmış, Burağın sikini hisetmek için önümü dönmüş, Burağın bacaklarının arasında dans ediyordum ve eteğimi sanki yırtacakmış gibi zorlayan, amıma dayanan sikini hissetmek çok süper bir zevkti. Kocamınkinden başka bir sike sürtünmek bile beni baştan çıkartıyordu. Bir ara Burağın eli kalçalarımda gezinmeye başladı. Arada kalçalarımı sıkıyor, avuçlayarak beni kendine çekip dahada yapıştırıyordu. Acaba bunları kocam görüyor mu diye bakmak için bir döndüm ki, kocam gözlerini bana dikmiş ve (Ne yapıyorsun?) der gibi sertçe bakıyordu. Doğrusu utanmıştım, kocam Serpilin yaptığı okadar orospuluğa rağmen halen mesafeli duruyordu. Tam toparlanıp yerime oturayım diye aklımdan geçerken, Serpil bana ve Burağa baktı ve kocamın dudaklarına yapışıverdi. Kocam da bana nispet yaparcasına, bana bakıp Serpilin beline sarılıverdi. Acaba kocam bana çok mu kızdı, neden böyle birşey yaptı diye düşünürken, Burak elini eteğimin altında daldırıp, kalçalarımı sıkmaya ve yoğurmaya başladı. Bir parmağını da, küloduma rağmen amımın içine sokmaya çalışıyordu. Kocam bunu da görünce Serpile yumuldu. Artık ok yaydan çıkmıştı… Ben de Burağın dudaklarına yumuldum ve ısırıcasına öpmeye başladım. Dillerimiz buluştu, ıslak ıslak öpüşüyoruz. Elimi de Burağın önüne attım, şortunun üzerinden okşamaya başldım. İçine çamaşır giymemişti ve siki alev gibi yanıyordu. Ama kocamın sikinden küçük olduğu bir gerçekti. Demek ki orospu Serpil kocamın koca sikine o yüzden bu kadar takmış ve istemiş dedim içimden. Ama mecburen elimizdeki ile yetinceğiz. Aslında çok küçükte değildi, bir kadını doyuracak boyutlardaydı. Döndüm baktım ki, Serpil elbiseyi sıyırmış, elbise ayaklarının dibinde duruyor ve tüm çıplaklığıyla kocamla dans ediyordu. Serpil kocamın tişörtünü çıkarmıştı. Sonra da eğilip kocamın koca sikini dışarı salıverdi ve tüm hışmıyla yutarcasına o iri sikini ağzına almaya başladı. Orospu bir yandan da bana bakıyor, (Ohh, istediğime ulaştım işte!) der gibi hareketlerle, alabildiğince o iri siki ağzına alıyor, gırtlağına kadar sokuyor, tekrar çıkarıyor, arada svazlıyor, tekrar yalıyordu. Kocam da Serpilin göğüslerini avuçlamış yoğuruyordu. Kocamın da müthiş zevk aldığı belliydi… Ee, artık ben de boş durmamalıydım. Burağın şortunu indirdim ve o lavoboda beni kendimden geçiren siki serbest bıraktım. Gerçekten de düşündüğüm gibi kocamınkinden ufaktı, ama yine de güzel ve damarlıydı. Ben de aldım ağzıma ve başladım yalamaya, emmeye. Burak ta boş durmuyor, gömleğimi çıkarıyordu. Sütyenimi çözüp memelerimi salıverdi ve başladı avuçlamaya. Avuçlarken de, “Bebeğim benimki kocanınkinden küçük, ama idare edeceksin artık, işlevi iyidir, zamanla göreceksin, seni sike doyuracağım, seni deliler gibi sikeceğim bebeğim, bebek gibisin, harikasın, 2 tane çocuk doğurmuşsun ama halen taş gibisin, kocan çok şanslı adam!” demesi beni dahada ateşledi ve yutarcasına sikini emeye yalamaya başladım. Bir yandan da taşaklarını yoğuruyordum. Buraktan zevk sesleri gelmeye başladı ve birden ağzıma boşalıverdi. Hepsini yuttum. Kocamınkini bile pek yutmam, ama bunu çok büyük bir iştahla, isteyerek, her damlasını yuttum ve ziyan olmasın diye de, komple kafasını yalayarak temizledim… O sırada Kocam da Serpil ağzını resmen sikercesine pompalıyor, Serpil de kendi amını avuçluyor ve okşuyordu. Çok geçmeden kocam da Serpilin ağzına boşaldı. Fakat öyle bir boşalmıştı ki, Serpilin ağzına döller resmen fışkırıyordu. Serpil de yutmaya çalışıyor, ama yetişemiyordu. Kocam boşaldığı halde siki daha inmemiş, halen taş gibi duruyordu. Serpil kocamın sikini emmeyi bırakmayınca, yerde 69 pozisyonun geçtiler, kocam da Serpilin amını yalamaya başladı. Ben de Burağın sikini tekrar hazırlamak için aldım ağzıma. Burağın siki hemen dikildi. “Hadi erkeğim, doyur beni, sik artık beni, amım alev alev yanıyor, sula onu döllerinle, söndür amımın ateşini!” dedim. Burak, “Yok! Önce amının tadını alacağım, suyunu içeceğim, sonra sikeceğim!” deyip beni yere doğru uzandırdı. Ben de iyice açtım bacaklarımı, amımı götümü komple önüne sergiledim. Yumuldu amımı yalamaya. Amımı yalarken, arada bir de götümü yalıyor, beni zevkten zevke uçuruyordu. Pembe bulutlarda geziyor, orgazm üstüne orgazmlar yaşıyordum. Serpil ise kocama, “Hadi rüyalarımın koca sikli erkeği, sik beni, amımı götümü sik parçala, onları bugün sana bol bol siktirecem, amımı da götümü de sike doyuracağım senin sayende erkeğim!” diye inliyordu. Kocam sikini eline almış, Serpilin amına sürtüyordu. Sonra birden geçirdi, Serpil orospusunun sesi soluğu kesildi. Kocam pompalarken Serpil inlemeyi bırakın, resmen ciyaklıyordu. Ben de, “Hadi Burak sen de beni sik!” diye bağırdım. “Tamam bebeğim!” diyerek, amıma sikinin kafasını hedefledi ve sırılsıklam amımın ıslaklığıyla bir anda giriverdi. Oysa ki amım ıslak da olsa, kocam girerken hissederdim, kanırtıra kanırtıra girerdi, amımı yara yara girerdi amıma. Burak amıma pompalamaya başladıdığında ben bir, “Ohhhh!” çektim. Bir yandan da kocamla Serpile bakıyordum. Serpil elini göğüslerine atmış mıncıklıyor, sıkıyordu. Belli ki kocam onu boşaltmak üzereydi. Ve Serpil bağıra bağıra boşalmaya başladı. Az sonra da Burak benim içime boşaldı, hemen ardından da ben rahatladım… Kocam ise daha boşalmamıştı. Serpil kocama, “Hadi erkeğim, benim götümü de sik, yırt götümü o koca sikinle!” diyerek domaldı. Kocam da Serpilin götüne dayadı ve girmeye çalışıyordu. Ama Serpil kocamın sikini alamıyordu. Sonunda kafası girer gibi oldu, ama Serpil orospusu feryad figan bağırıyordu. Bir baktım bacaklarından hafiften kan süzülüyor, sanırım kocamınkini alamamış ve götü yırtılmıştı. Serpil, “Bu böyle olmayacak! Burak sen gel götüme gir, aç götümü, senin sikine alışık benim göt nasılsa! Sen de koca sikli erkeğim uzan, tost yapacaksınız beni! Sonra da Dileği tost yaparsınız!” diyerek kocamı uzatıp, sikini amına alarak üstüne yavaşca oturmaya başladı. Yarak amına girerken Serpilden acı acı sesler geliyordu ve zor da olsa köküne kadar yavaş yavaş almıştı. Burak kalktı Serpilin götünde yerini almak için. Orospu Serpil tüm isteklerine, hedeflerine ulaşmıştı. Hem kocamı ayartmış, kendisini siktirmişti, hem de ilk tostu o olacaktı… Serpile imrenmedim desem yalan olur, keşke ilk ben tost olsaydım da bu iki yarrağı ilk ben içime alsaydım. Ama gece daha bitmedi, nede olsa ben kocamın sikine alışığım, hertürlü alıyorum, Burağınki de fazla büyük değil, Serpil orospusu sikilir sikilir sonra amı götü dağılır, sıra bana gelir ve ben zevke fazlasıyla ulaşırım diye düşündüm. Burak tam Serpilin götüne sokacakken, Burağa, “Dur aşkım, sikini ben kendi ellerimle yerleştireceğim Serpilin götüne, ama önce ağzıma alıp ıslatayım da, Serpilin götüne rahat girsin sikin!” dedim ve Burağın sikini azğıma aldım, emmeye başladım. Hem böylelikle Serpil biraz daha beklemiş olacak ve kuduracaktı. Ağzımda iyice ıslandıktan sonra tuttum Burağın sikini, yavaşca Serpilin götünün deliğineyasladım ve halen tutuyordum, Burak ta yavaşca ittiriyordu. Kafası az girince bıraktım ve “Hadi koçum kökle!” dedim. Burak kökleyince, Serpil bir Ohhh çekti ve başladı inlemeye, zevkten kudurmaya. Alttan kocam, üstten Burak, iki deliği de doldurmuşlar, Serpilin amını götünü sikiyor, pompalıyorlardı… Ben de boş durmamak için alttan taşakları yalamaya başladım. Serpilden sular geliyordu, arada onları da yalıyordum. Sonra Burak böğürmeye ve Serpilin götünden döller fışkırmaya başladı. Burak fazla dayanamamış boşalmıştı. Onları da yalayarak yuttum. Ama kocam halen pompalıyordu. Serpil uçmuştu resmen, gözleri kaymış, “Parçalayın, yırtın, amımı götümü parçalayın!” diyordu. Burağın siki küçülünce, Serpilin götünden sikini çıkardı ve kebdini kenara attı. Kocam halen sikiyordu Serpilin amını. Serpil de götünden çıkan sikin ferahlığıyla daha rahat hareket ediyor, kocamın yarağına bir kısrak gbi oturuyor kalkıyor, kıvırıyor içinde ve çığlıklar atıyordu, “İşte sikiş budur, sikilmek budur! Ne güzel sikiyorsun koca sikli erkeğim, halen içimdesin, sikin dolduruyor amımın heryerini, hissediyorum tamamen içimde taş gibi! Ben böyle hiç sikilmemiştim, sikine sağlık, beline kuvvet, erkeğim benim, sik beni, sik te Burak görsün, kadın nasıl sikilir öğrensin, görsün nasıl zevk aldığımı!” diyerek. Kendinden geçmişti, her halinden belliydi. Ama ben de Serpilin dediklerinden iyice tahrik olmuştum, biryandan amımı okşuyordum, bir yandanda göğüslerimi sıkıyordum. Burak kızgın bir şekilde kalktı ve “Hadi bebeğim al ağzına kaldır, nasıl sikiş yapılırmış biz de onlara gösterelim!” diyerek sikini ağzıma soktu. Ben Burağın sikini emerken, kocamın, “Geliyorummm!” sesiyle kendime geldim ve Burağın sikini emmeyi bırakıp, kocama, “Aşkım sakın Serpilin içine boşalma, ağzıma boşal, ağzıma istiyorum döllerini!” diye bağırdım! Burak da bana kızmış gibi bakarak, “Ben senin ağzına boşaltırım!” dedi. Burağa, “Az bekle, ben seniboşaltacağım aşkım!” dedim ve kocamın sikine yaklaştırdım ağzımı. Kocam Serpilin amından çıkıyordu ki, Serpil orospusu, “Çıkarma, içime boşalt, söndür yangınımı!” diye bağırdı. Bu iş artık iyice çığrından çıkmıştı. Fakat kocam beni herşeye rağmen seviyormuş ki, Serpili üstünden kaldırıp kenara itti, sikini benim ağzıma soktu ve komple gırtlağıma kadar dayadı. Ve sıcak sıcak döllerini de fışkırtarak gırtlağımdan aşağı indiriverdi… Serpil baygın bir şekilde kenarda hareketsiz duruyordu. Ben de Burağın sikini elimle 31 çeker gibi sıvazlıyor, onu beni tost yapması için hazırlıyordum. Kocam nasılsa hazır olurdu. Burağın sikini nihayet kaldırdım ve “Hadi bakalım erkeklerim, tost sırası bende, beni de tost yapın!” dedim. Burak, “Tamam, ben de dört gözle bunu bekliyorum!” dedi. Serpil de kocamınkini ağzına almış, bana hazırlıyordu. Serpil nefes alabildiği bir anda, kocama, “Beni daha götümden sikeceksin, unutma!” dedi. Ve sikler hazırdı, dimdik, ayakta, füze gibi beni bekliyorlardı tost için. Burak, “O güzel götüne ben girmek istiyorum!” dedi. Ben de, “Hay hay, nasıl istersen Burakçığım!” dedim. Kocam uzandı yere, ben o çok sevdiğim kocamın sikine kavuşmanın hazzıyla bir çırpıda alıverdim amıma. Yine girerken kanırttıra kanırttıra girmişti amıma. Kocamın ağzına da göğüslerimi verdim. Burak ta arkama yanaşıp, yavaşca götüme giriverdi. Bir Ohhh çektim ki, düşman çatlatırcasına… Ve başladılar amıma götüme pompalamaya. Onlar pompaladıkça ben zevke geliyor, 1 bağıracağıma 5 bağırıyordum, sırf Serpile inat olsun diye. Ben bağırdıkça, Serpil de kıskanç bir şekilde kendi amını parmaklıyordu. Erkeklerim ise deliklerimde ritmi gayet güzel tuturmuşlardı ki, birden Burağın bağrışıyla birlikte götümde bir sıcaklık hissettim. Burak benim güzel götüme, ateş gibi yanan götüme daha fazla dayanamamış ve boşalmıştı. “Sakın çıkartma Burakcığım, devam et sik beni, götümü sikmek istiyordun ya işte, götüm senin, sik götümü parçala, hadi koçum!” dedim, onu gaza getirdim ve biraz daha pompalamaya devam etti. Sonra içimde küçülmeye başlayınca çıkardı. Kocam ise alttan amıma daha seri pompalamaya başladı. Sanki, aşkım ben burdayım, merak etme, der gibi şiddetle pompalıyor, amımı yırtarcasına sikiyor ve beni orgazm ediyordu. Sonunda kocam da bir volkan gibi boşalmaya başladı. Bu ne şiddetli bir püskürtme idi, dölleri taa rahmimin duvarlarında hissediyordum, öyle tazyikli idi. Kocam sikini amımdan çıkardığında, siki halen kazık gibi duruyordu. Sikini sıvazlayarak, Serpile, “Hadi Serpil domal, götüne sokacam!” dediğinde, ben bile şaşırmıştım kocamdaki bu isterikliğe. Serpil orospusu tabii dünden razı, “Hadi koca sikli erkeğim, sik beni, yırt götümü, kanasa da, bağırsam da, bayılsam da, aldırma, köküne kadar sok, götümü sik parçala!” diyerek hemen domaldı. Burağa baktım, bir kenara geçmiş bizi seyrediyordu. Ben de önce kocamın sikini yalayarak ıslattım, sonra da Serpilin götünün yanaklarını ayırdım ve deliğine bolca tükürdüm, götüne rahat girsin diye. Kocam yerini aldı ve Serpilin götüne sikini dayadı ve yavaşca sokmaya başladı. Serpil bağırıyordu, ama, “Durma devam et, hepsini sok, köküne kadar götümün içinde hissetmek istiyorum erkeğim!” diye bağırıyordu. Ve kocam şiddetli bir şekilde kökledi. Ben de onların arkasına geçip, kocamın taşaklarını yalıyordum. Yalarken ben de domalmıştım ve kocamın amıma akıttığı döller bacağıma süzülürken, baktım Burak yumuldu amıma yalamaya başladı… Fakat Serpile hayret ediyordum, inadına da olsa, hakikaten götüne kocamın o kocaman yarrağını köküne kadar almıştı. Üstelik götü harbiden yırtılmış parçalanmıştı, buna rağmen karı halen, “Sik götümü!” diye kocama bağırıyordu. Artık kocam da pompalamaya başlamış ve Serpili bağırta bağırta götünü sikiyordu. Burakla oturduk, 15-20 dakika onları seyrettik. Sonunda Serpil kocama yalvarmaya başladı, “Hadi boşal artık erkeğim, doldur götümü döllerinle, hepsini içime akıtmanı istiyorum!” diye. Kocam da gelmek üzereydi ve bağıra bağıra Serpilin götüne boşaldı. Serpil halıya yapıştı, kocam da onun üzerine yığıldı, öylece kaldılar. Kocamla gurur duyuyordum, demek ki benim erkeğim tam erkek ve çok iyi bir sikici, ikimizi de bitirmişti… Hepimiz biraz uzandık ve dinlendik. Sonra sırayla duş almaya gidecektik. Kalktığımızda etrafa bir baktık ki, heryer döl içinde kalmıştı. Serpil, “Bizim yukarda yatak odasında duş var, biz yukarı çıkarız, siz buraya girin!” dedi. “Peki!” dedik, gidip duşumuzu aldık. Geldik salona. Az sonra onlar da indiler. Serpil yanıma geldi oturdu, “Kız kocan harika bir sikici, beni dağıttı valla. Ben bugün kocana kendimi siktirecem demiştim değil mi, siktirdim işte gördün. Ama sen de az orospu değilsin, sen de sikilmeye doymuyorsun!” dedi. Burak ta kocama, “Tebrik ederim üstat, fena siktin benim karıyı, amını götünü dağıttın orospunun, ama müstahak o, Erdekten beri okadar çok istiyordu ki senin tarafından sikilmeyi ve emeline ulaştı!” dedi. Sonra bana dönüp, “Sen de harikasın bebeğim, sen sikilmeye doyulmayacak kadınsın! Kocan çok şanslı, iyi erkek seçmişsin, zaten sana da onun gibi erkek yakışırdı!” dedi. Eve gitmek için kalktığımızda nerdeyse sabah olmak üzereydi, şafak söküyordu. Kapıda öpüşüp vedalaşırken, Serpil kulağıma eğilerk, “Ben yine yemek isterim o kocaman siki Dilekciğim, haberin olsun, kıskanmak, darılmak yok!” dedi. Ben de, “Ne zaman istersen yiyebilirsin canım!” dedim ve çıktık. Gerçektende harika bir gece olmuştu, ama hiç aklıma gelmezdi böyle sikişeceğimiz!

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

çoçukluk aşkımla 40 yıl sonra

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

çoçukluk aşkımla 40 yıl sonra
merhaba ben izmirden levent, 50 yaşındayım… 8 yaşımdan itibaren hergün okulda mahallede beraber olduğum çoçukluk aşkımı 12 yaşında başka semte taşınmalarından sonra kaybettim… bir ay öncesine kadarda açıkcası unutmuştum. facebookta gezerken arkadaşlarımın arkadası kimlermiş derken ismi ve resmi ile karşıma çıkıverdi.. hem şaşırdım hem de çok sevindim mutlu oldum. neyse uzatmayayım hemen arkadaşlık teklifi gönderdim 2 saat geçmedi beni kabul etti ve selam hal hatır derken kaynaşıverdik. evlenmiş iki kızı olmuş eşi geçen yıl vefat etmiş kızının birisini evlendirmiş… anlattı hepsini, eşinin ölümüne hem üzüldüm hem de sevindim. telefonumu verdim o da telefonunu verdi ve facebooktan çıktım.. yarım saat sonra telefon açtım.. coçukluk aşkım esin karşımda hayatın acımasızlığından zorluğundan bahsetti… o konuştukça ben tahirk oluyordum ve esini sikmeyi kafama koydum o anlattı ben dinledim neyse veda edip telefonu kapattım.. birkaç gün sonra yine aradım dışarıda olduğunu alışverişmerkezinde vakit geçirdiğini söyledi.. istersen geleyim beraber gezelim dedeiğimde sevinirim dedi.. hemen arabama atladım yarım saat sonra yanıda idim. bakımlı olgun harika bir kadın vardı karşımda. sarıldık öptüm kokusu harika idi sikimi hareket ettirmeye yetti. avm de geziyoruz ama benim aklım sikimde… neyse dolşatık yedik içtik ve hava kararmış akşam olmuştu. dışarı çıktık ben esini evine bırakmayı teklif ettim. yok dedi ama ısrar edince peki dedi. bindik arabaya esinin evine doğru gidiyoruz yolda eşinin ölümü ile çok sıkıntı çektiğini anlatnaya başllayında tam sırası dedim elini tuttum baktım hiç tepki vermiyor ve anlatmaya devam ediyor sanki farkında değilmiş gibi.. esinim senin amına koyucam diyorum kendi kendime ve neyse elini dudaklarıma götürdüm öptüm sevdim dedim ki artık yalnız değilsin ben varım. her türlü ihtiyacında beni ara ben sana yardımcı olurum.. ve bunu dedikten sonra pantolonun üzerinden bacaklarını okşamaya başladım.. hoşuna gitmeye başladı derken bacaklarını açtı pantolonun üzerinden amını okşayınca iyice azmaya başladı.. ohhh benim yarağımda taş gibi olmuştu elini elime aldıum yarağımı götürdüm… esin öyle azmışkii oynamaya okşamaya başladı ve fermuarı indirdi kilotun kenarından yarağımı çıkardı ve yalamaya başladı öyle emiyor öyle somuruyordu ki bir yıldır yaraksızlık başına vurmuştu.. esin yarağımı emerken ben yolu uzatmanın planını yaptım ve arabaya başka yöne sürdüm.. işinin olup olmadığını sordum uygunum deyince otel aramaya başladım ve bulduğum ilk otelin önünde park ettik içeri girdik odamıza geçtik.. ikimizde öyle azmıştık ki hızla zürimizdekileri attık ve hasretle öpüşmeye balşadık elimi esinin vücudunun her yirinde gezdiriyordum. amı harika olmuş suyunu öyle akıtmıştıki esini domalttım ve arkasına geçip kökledim esin bağırıyor ben amına çivi gibi çakıyordum siktim siktim ve ikimizde bağırarak inleyerek boşaldık.. derken biraz dinlendik sohbet ettik çoçukluk günlerimize gittik… tekrar esinle 69 olduk o benim yarağımı emerken ben onun amına dil darbeleri atıyorduk götünü yumuşatıyordum eşinin götünden sikmediği belli idi… götünden ilk ben sikecektim.. analdan olmaz aşkım deyince olur aşkım olur dedim yalvardı isede taş gibi ettiği yarağı arkasıundan yavaş yavas acıtmadan bazen acıyooo desede götüne soktum.. alışmıştı sik ben diye inledikçe siktim… simdi benim ikinci karım oldu eşimlede tanıştı bazen bizde kalıyor fırsat buldukça sikiyorum.. en büyük hayalim eşimle ikisini aynı zamanda sikmek :-))

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Ben Karım ve Diğerleri 7.Bölüm

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ben Karım ve Diğerleri 7.Bölüm
Füsun ve Semih’le süper geçen haftasonunun ardından yoğun bir iş temposuna girmiştim. Bu esnada büroda yönetici pozisyonunda bir eleman ihtiyacı oluşmuş ve tabiki hemen aklıma Asuman gelmişti. Teklifi yapmamla, Asuman’ın Mersin’e gelip işe başlaması bir haftayı bulmamıştı. Evini ayarlamıştık. Bu süre içinde bizde kaldı ve iki gece doya doya sikiştik.

Çevremizle ilişkilerimizi genellikle karım organize ettiği için, Füsun’larla geçirdiğimiz haftasonundan sonra, adeta gösterip vermeyen kadınlar gibi, ortamı hiç seks aşamasına getirmiyordu. Eminim Füsun ve Semih her dakika karımın ağzının içine bakarak bekliyor ve karımın bir işaretini bekliyorlardı.

Benim yine yurtdışına çıkmam gerekiyordu. 15 günlük bir süre olunca, karım, “Ben de geleyim, hem Serpil’i de özledim, ona da uğrarız!” deyince, “Tamam!” dedim. Almanya’dan ben ayrılıp İtalya’ya geçtim, karım da Belçika’da Serpil’in yanına gitti. İtalya’da yoğun geçen 10 günden sonra, ben de Belçika’ya geçeceğimi haber verip, yola çıktım. Beni istasyondan almaya geldiklerinde, ikisi de birer afet olmuştu. Serpil herzamanki gibi, “Enişteee!” deyip boynuma sarılmış, “Canım eniştem seni çok özledim, sana neler neler vereceğim!” deyip dudaklarımdan öpmüştü. Doğrusu ben de bu kızı çok özlemiştim. Karımla da kısa bir öpüşmeden sonra, arabayla Serpil’in evine geçtik.

Harika bir masa hazırlamışlardı. Hemen duşumu aldım, yemeğe geçtik. Yemekten sonra kızlar beni aralarına alarak yavaş yavaş soymaya başladılar. Karım dudaklarımı ve göğsümü yalarken, Serpil şortumu indirip yarağımı ağzına aldı. Sikimi kazık gibi yaptıktan sonra, sırtüstü uzanan karımın bacaklarını araladı, benim sikimi karımın am dudaklarına sürtüp duruyordu. Karımı daha fazla bekletmeden dibine kadar sokup hızla sikmeye başladım. Bu esnada Serpil başını arkadan ikimizin arasına sokmuş, karımın amına girip çıkan yarağımı ve karımın amını somurup duruyordu. Karım daha fazla dayanamadı ve boşaldı.

Serpil’in altındaki külot iyice götünün arasına girmiş ve o avuç dolusu amı dışarı atmıştı. Beni sırtüstü uzatarak, sikimden başlayıp göğüslerimi boynumu yalayarak kendini yukarıya çekerek, tam ağzımın hizasında oturup, o nefis amı ağzıma verdi. Külodunu biraz kaydırıp amını emmeye başladığımda, Serpil üzerimde resmen kuduruyordu. “Al eniştem bu am sana kurban olsun! Biliyormusun harika bir sikicisin, sik karılarını! Amını siktirmek isteyen her kadın senin yarağına kurban olsun!” diyordu.

Sonra üzerimden kalkarak domaldı. Ben de arkadan o avuç dolusu amına sikimin kafasını değdiriyor, biraz sokup çıkarıyordum. “Hadi enişte, öksüz koyma amımı, bas!” deyince, Serpil’in amına dibine kadar sertçe girdim. Altımda resmen kıvranan bu kadını hoyratça sikiyordum. Karım da Serpil’in altına uzandı, o iri memeleri yalayıp yutuyordu. Serpil kudurmuş bir halde boşalıyordu. “Hadi enişte biraz da götümden sik! Benim götüm, Berna’nın anlattığına göre Füsun’un götü gibi folloş değil, sana kutu gibi göt siktireceğim!” deyince, ben de, “Am üstünde göt sikmek istiyorum!” dedim. Serpil hemen karımı sırt üstü yatırıp üzerine çıktı ve amını karımın amına sürterek öne eğildi, kara üzümünü yarağıma sundu.

Sikim karımın amının üstünden kayıyor ve Serpil’in göt deliğine değiyordu. Daha fazla bekletmeden sikimin kafasını sokup Serpil’ın götüne geçirdim. Bu manzara beni kudurtmuştu, Serpil’in götüne dibine kadar sokup çıkarıyordum. Gerçekten de kutu gibi götü vardı. Karım da altta hayranı olduğu o memeleri yiyordu. Bir ara Serpil’i karımın üstünden kaldırıp kucağıma aldım ve daha da sert siktim götünü. Sonra da mengene gibi bana sarılan Serpil’in götüne fışkırtmaya başladım. “Sik eniştem, fışkırt içime!” deyip, o da birkez daha boşalmıştı. Sikimi götünden çıkarınca, Serpil osurarak bütün dölleri dışarı püskürttü. “Enişte özür dilerim, kendimi tutamadım, ama beni bu kez çok sert ve harika siktin, teşekkür ederim!” dedi.

Yorgun bir şekilde yatağa uzanmış sohbet ediyorduk. Karıma, “Günlerin nasıl geçti?” diye sorduğumda, “Valla genellikle alışveriş yaptık, çok güzel çamaşırlar ve sex aletleri aldım. Füsun’un birkaç siparişi vardı, onları aldım. Bir ara gösteririm!” deyip yattı. Serpil aramıza girip, “Enişte seni tanıdığım için çok mutluyum, nolursun bana sarıl, senin kollarında uyumak istiyorum!” deyince, ben de Serpil’e sarıldım, adeta karımmış gibi şefkat gösterek kollarımda uyuttum.

Yurtdışından dönmüştük. Ertesi gün Semih ve Füsun bize çıkmışlardı. Füsun yerinde duramıyordu, karımın aldıkları çok hoşuna gitmiş, adeta çocuk gibi seviniyordu. Karım adet gördüğü için, Füsun (Grupseks yapalım) diyemiyor, ama eminim amcığı yanıp kavruluyordu. Karımla Füsun konuşmuşlar, grupseksi önümüzdeki haftaya bırakmışlardı.

Şirkete geldiğimde personelle kısa bir toplantı yaptım ve durum değerlendirmesi için Asuman’la odaya kapandık. Asuman ben yokken iki yurtdışı iş bağlantısı yapmış ve buroya tamamen hakim olarak işleri tam rayına oturtmuştu. “Ee patron, artık benim de mükafatımı verirsin!” deyip, mis gibi kokan memelerini burnumun dibine kadar soktu. Asumanla şirket işlerimiz bitmişti, ama özel işlerimiz için kudurup duruyordu. Asuman, “Eve tamamen yerleştim, bugün bana gelin!” dediğinde, karımın adetli olduğunu, bugün olamayacağını söyledim. Asuman, “Ben gene de Berna’yı arayacağım! dedi. Telefona sarıldı karımı aradı ve “Kız 15 gündür perişanım, adet olacak zamanı mı buldun?” deyip takıldı. Karım da, “Al kız bu gece senin olsun, tadını çıkar!” deyince, adeta sevinçten uçarak boynuma sarıldı, “Bu gece benimsin!” dedi.

Asuman gün boyunca masasının altından sırıksıklam olan külotsuz amcığını bana gösterip, fırsat buldukça amını avuçlayarak, parmaklayarak hasretini dindirmeye çalıştı. Bu görüntüler beni de azdırmıştı ki, o esnada aklıma birşey geldi, bu gece Semih’i de götürecektim ve Asuman’ı beraber sikecektik. Semih’e telefon açıp, “Bu gece için bütün planlarını iptal et, senle bir yere gideceğiz!” dediğimde, telefonda ağzının suyunun aktığını hissetim. Asuman’ana da, “Sana bu gece bir sürprizim olacak!” deyince, o da heyecan ve merakla akşamı beklemeye başladı. Karımı arayarak durumu anlattım. Ardından Füsun’u ben aradım, “Bu gece kocanla çapkınlık yapacağız!” dedim. Füsun’dan şakayla karışık bir sürü küfür yedim, ama kesinlikle Semih’le arıza çıkarmıyacağına dair söz verdi bana.

Akşam Asuman erken çıktı. Ben de Semih’i beklerken, çoktan beri aramadığım Figen’i aradım. Telefonda adeta sesi gülüyordu, çok sevinmişti aradığıma. Hoşbeş faslından sonra bana, “Sizi çok özledim! Yazlığa geçtiğinizde, gelip 15 gün kalmak istiyorum!” dedi. Füsun ve Semih’i de merak ediyormuş. Sonra da, “Belçika’da Serpil’i nasıl sikip osurtmuşsun öyle!” deyince, karımdan bir kez daha korktum. Karım, bütün olup biteni günlük bülten gibi diğer kadınlara aktarıyordu. Ama en güzeli, kadınların hiçbiri birbirini kıskanıp arıza çıkarmıyordu.

Ee aramışken, bir de benim fındık kurdu Asiye’nin de bir hatırını sorayım diye aklımdan geçirirken, bu kızdan korktuğumu hissettim. Çünkü beni en fazla bu edepsiz yormuştu. Asiye telefonda sesimi duyunca, sevinçten, “Eniştemmm!” diye haykırdı. Asiye, kocasının bir bayi toplantısı için yakın bir şehre geleceğini ve kendisinin de bizde kalmayı planladığını, bütün bunları karımla konuştuğunu bir çırpıda anlatıp, “Enişte yarağının hasretiyle yanıp tutuşuyorum, benim öküze bazı şeyleri öğrettim, ama senin tadını vermiyor!” dedi.

Asiye ile telefon görüşmesini bitirdiğimde, Semih te büroya gelmişti. Hemen çıkıp, oyalanmadan Asuman’ın evine gittik. Asuman kapıyı açıp Semih’i görünce biraz şaşırmış, ama ben olunca rahatlamıştı. Üzerinde kısa bir etek ve memelerini gösteren bir bluz vardı. Asuman’a rahat olmasını ve tadını çıkarmasını söyler söylemez, Semih’in boynuna sarılıp ayakta sevişerek divanın üzerine yıkıldılar. Hiç konuşmadan çılgınca sevişiyorlardı. Semih başını Asuman’ın amına gömmüş, adeta yiyordu. Asuman bir ara Semih’in pantolununu indirdiğinde, gördüğü manzara karşısında yutkunmuştu. O kütük gibi kalın yarağı anca ağzına yerleştirerek, yalayıp duruyordu.

Ben de soyunarak yanlarına gittim ve yarağımı Asuman’ın ağzına verdim. Asuman sırayla ikimizin yaraklarını emiyordu. Kanepede rahat olmuyordu, yatakodasına geçtik. Semih te soyundu. Sonra beraber Asuman’ı soyduk. Asuman’ın altındaki G-String ıslanmıştı. Semih’in yarağını yalarken, benim önümde domalmıştı. Ben de götüne gelen ipi yana kaydırıp, başımı gömdüm, Asuman’ın am ve göt deliklerini somuruyordum. Daha fazla beklemeden sikimi amının deliğine koyup, belinden tutarak dibine kadar bastım. Ağzında Semih’in kütük gibi yarağı varken, sikip duruyordum. Bu pozisyonda bir müddet siktikten sonra sikimi amından çıkardım, göt deliğine fırça badana çekiyordum. Asuman’ın boşaldığını hissedince, finali Semih’le yapmak için kenara çekildim, Asuman’ı Semih’e bıraktım.

Semih ilacını aldığı için rahatlıkla sevişiyordu. Asuman’ı sırtüstü uzatmış, bacaklarını aralayıp, sikinin mantar gibi olmuş başını Asuman’ın amına sokmaya çalışıyordu. Asuman kuduruyor, ama bir türlü alamıyordu. Semih sikinin başını tükürükle ıslatıp, biraz zorlayarak sonunda Asuman’ın amına girdi. Asuman’dan çıkan, “Ohhhh!” sesiyle iyice azarak, dibine kadar basıp Asuman’ı uçuruyordu. Bir müddet böyle sikip, Asuman’ı birkez daha boşalttı. Sonra domaltarak arkasına geçti. Asuman’ın arkadan hem amını hemde götünü yalıyordu. Derken Asuman’ın başını yatağa gömüp, arkadan amcığına basınca, Asuman’dan bir böğürtü geldi. Fakat alışan amcık tekrar bu kütüğü içine aldı.

İkisi de kendinden geçmiş, çılgınca sikişiyorlardı. Asuman kaç kere boşalmıştı, bunu kendi de bilmiyordu, ama birtürlü doymak ta bilmiyordu. Semih Asuman’ın arkasından çekilip sırtüstü uzandı. Asuman da üzerinde kayarak amını hizaladı ve Semihi’n üzerine oturarak, mantar başlı yarağı tekrar amına aldı. Biraz öne eğilince kara üzümü ortaya çıkmıştı. Parmağımla göt deliğini okşamaya başlayınca da titremeye başlamış, ama boşalmadan benim girmemi bekliyordu. Semih’in yarağını zar zor alabilen Asuman’ın götüne nasıl girecektim, bilemiyordum. Göt deliğini iyice parmaklayıp, biraz açılınca, sikimin başını dayadım ve birden yüklendim. Asuman’ın böğürmesiyle hiç fırsat vermeden dibine kadar soktum.

Asuman’ın gözlerinden yaş akmıştı. Ama acı yerini zevke bırakınca, “Ohhhh erkeklerim, sikin amımı götümü, dağıtın, bu am göt size kurban olsun!” deyip yavaş yavaş hareketlenmeye başlamıştı. Asuman’ın amındaki Semih’in sikinin damarlarını hissediyordum. İkimiz aynı anda hareket ettiğimizde, Asuman’ın bir yerleri yırtılacak gibi oluyordu. Onun için ben götünü sikerken Semih bekliyor, o amını sikerken ben bekliyordum. Ter içinde kalmıştık. Asuman aramızda tost olmuş, resmen hırlıyordu, ne dediği anlaşılmıyor, zevkin doruklarında uçup duruyordu.

Bulunduğumuz pozisyon hepimizi yormuştu. Ben boşalmak üzereydim. Asuman zaten durmadan boşalıyordu. Ben fazla dayanamadım ve Asuman’ın götünün derinliklerine fışkırtarak geldim. Asuman’ın götünden sikimi çıkarıp yatağa uzandım. Semih daha boşalmadığı için Asuman’ın amından çıkmamış, yan döndererek bir eliyle amını, bir eliyle memelerini yoğurup duruyordu. Asuman’ın gözleri kaymıştı, bitkin vaziyette, “Hadi kütük yaraklım, sula amımı!” deyip, Semih amına basarken, o da kendini geri iterek amına bastırıyordu. Semih bağırarak Asuman’ın amına boşaldı ve yatağa devrildiler. Üçümüz de pelte gibi yatıyorduk.

Bir müddet uyumuşum. Kalktığımda, Asuman’ın duş alıp çıktığını, Semih’inde duşta olduğunu gördüm. Asuman yemekleri hazırlıyordu. Benim uyandığımı görünce, “Aşkım çok harikaydı! Gerçi kıçımın üstüne oturamıyorum, ama beni çok mutlu ettiniz!” dedi. Ben de, “Valla Asuman, benim bildiğim Semih seni götten sikmeden bırakmaz, o zaman ne yaparsın bilmem!” deyince, “Onu da alırız koçum, sen merak etme!” dedi. Semih duştan çıkınca, ben girip duş aldım. Saati 23:00 etmemize rağmen, aç bir şekilde yemeğimizi yeyip, içkilerimiz yudumlayarak sohbete başladık. Adamakıllı yorulduğumuz için, uyuyup dinlenmek istedik. Çünkü ertesi gün iş vardı. Yatakta Asumanı aramıza alıp uyuduk. Değişik bir duyguydu. İki erkek, önden ve arkadan bir kadına sarılmış vaziyette uyumuşuz.

Sabah erken saatte yatağın hareketlenmesiyle uyandığımda, sevişiyorlardı. Semih sikini Asuman’ın bacak arasına yerleştirmiş, memelerini yeyip duruyordu. Ben yataktan kalkıp, “Siz keyfinize bakın!” deyince, Semih Asuman’ı domalttı, arkadan göt deliğini yalamaya başladı. Semih’te işi uzatıp boşalma korkusu olunca, iyice azan Asuman’ın büzüğüne bolca krem sürüp, kendi sikini de kremleyerek, Asuman’ın götüne zorlayarak girmeye çalışıyordu. Fakat Asuman birtürlü alamıyordu. Semih, “Biraz gevşe, kafasını sokarsam gerisi kolay!” diyordu, ama yarak birtürlü girmiyordu. Asuman Semih’in götten sikemeyeceğini anlayınca, “Aşkım amıma gir, boşalacağında çıkarıp büzüğüme akıtırsın!” dedi. Semih te öyle yaptı, Asuman’ın amına geçirip, bir iki gelgitten sonra sikini çıkarıp Asu’nun büzüğüne boşaldı.

Evden üçümüz beraber çıkıp, Semih Eczane’sine, biz de şirkete gittik. Büroya geçer geçmez Asu bültenleri efendisi Berna’ya ballandıra ballandıra anlattı. Böylelikle tekmil verilmişti. Asu karıma anlatırken, eminim Füsun’da karımın yanındaydı. Muhtemelen biraz kıskanmış, ama kendi yiyeceği yarakları düşününce, işi akışına bırakarak, akşam kocasını beklemeye başlamıştı.

Ogün büroda Asu gün boyu yalpalaya yalpalaya yürümüş, kıçının üstüne yan oturarak günü geçirmişti. Bir ara bana, “Çok hırpalanmdım, ama gör bak o yarağı mutlaka götüme alacağım, götümün yırtılacağını bilsemde!” dedi. Gün içinde bir ara ben de karımla konuştum. Bana, “Gece nasıldı?” diye sordu. Ben de, “Sanki bilmiyormuş gibi sorma! Asu’dan en ince ayrıntısına kadar aldın raporu! Bu kadınların üzerindeki etkini bir türlü anlamıyorum, beni beğendikleri için mi veriyorlar, yoksa sen istediğin için mi? Bir türlü karar veremiyorum!” dedim. Karım, “Ben senin için yaratılmışım aşkım, Tanrıdan başka ne isteyebilirim? Senin mutluluğun benim için çok önemli, sen keyfine bak! Zaten Figen ve Asiye de seni çok özlemişler, gerçi onlarla konuşmuşsun!” dedi. Telefonu kapadığımda, kendi kendime bir kez daha (Oğlum Ferit dikkatli ol ve hata yapma! Hata yaparsan bu kadın seni bitirir!) dedim.

O günün gecesini karımla ben mecburiyetten uyuyarak geçirdik. Ama (Ertesi gün Semih’in anlatımıyla) Semih ve Füsun deli gibi sikişmişlerdi. Ertesi gün akşam karım, “Füsun’lar oturmaya bekliyor, inelim mi?” dediğinde, onlara indik. Semih, karımdan sonra siktiği Asuman’ın amından sonra biraz kasılıyor ve Füsun’a karşı kendini 2-1 galip görüyordu. Bu da Füsun’u çıldırtıyor, “Nasıl olsa Berna da beni bir başkasına siktirecek!” deyip duruyordu.

Karımın adeti geçince bu sefer Füsun’unki başlamış, Füsun kudurup duruyordu. “Amına koyduğumun amcığı, tam da sırasını buldu, ulan kuduruyorum, yok mu bu amcığı böyle sikecek biri?” dediğinde, ben de, “Gel kız, sende delik bir değil ki, götünden sikerim!” dedim. Bu teklifimi duyunca Füsun havalara uçtu. O akşam bize geldiler. Karımla birlikte hazırlandılar, ikisi de birer afet olmuşlardı. Karımın adet sonrası azgınlığını bildiğim için Semih’e acımıştım, karım Semih’in haşatını çıkaracaktı. Ama herkes halinden memnundu. Karım, “Füsun bu gece sen kocamla bizde kal, ben de Semih’le sizde kalayım!” deyince, herkes heyacanlandı. Karımla Semih zaman kaybetmeden onlara indiler, biz de Füsun’la başbaşa kaldık. Füsun’un adetli olma durumundan dolayı, ben işi uzatmadan yatakodamıza götürdüm. Soyunduk. Önce biraz öpüşüp seviştikten sonra, Füsun’u domalttım ve götünü sikerek boşaldım. Sonra da birbirimize sarılıp, karımla Semih’in aşağıda neler yaptıklarını merak ederek uyuduk.

Sabaha doğru karım geldi. Füsun’u uyardırarak evine gönderdi. Sonra da yatağa girip arkadan bana sarıldı ve “Anlatmamı istermisin?” deyip anlatmaya başladı. Semih’le eve girince kapıyı kapatır kapatmaz birbirlerine sarılmış ve ayakta sevişerek yatak odasına geçmişler. Karım yurtdışından Fusun’na da aldığı ince dantelli siyah külodunu giymiş ve ilk iş Semih’in sikini külodunun içinden amını fırçalayacak şekilde alıp, bacak arasında epeyi bir sürtmüş. (Karımı bildiğim için ne kadar zevk aldığını tahmin ediyordum. Karıma, ha bacak arasında bir sik olsun, ha içinde olsun, aynı. Hatta öyle daha fazla zevk alır!). Bacak arasında iyice amını yoğurttuktan sonra, Semih karımı yatağa yatırmış ve başlamış yalamaya.

Karım, “Ferit, Semih bedenimde yalamadık yer bırakmadı, her tarafımı yalayıp yuttu! Ben de o koca yarağı önce elime aldım, daha sonra yalayıp hazırladım. Semih amımı külodun üzerinden yalayıp, dilini sokarak iyice hazırladı. Sonra külodumu aralayıp, sikinin o mantar gibi başını amıma dayadı. O muhteşem alet santim santim amımın duvarlarını yırtarak içime girereken boşaldım. Ardından alttan belimden tutarak bacaklarımı omzuna aldı ve dibime kadar geçirdi!” dedi.

Karımın atletik bir yapısı olduğu için, bacaklarını dizleri memelerine gelecek şekilde atabildiği kadar arkaya atıp, o güzel amını verişini bilirim. Semih’e de bu pozizyonda verince, herifin dibi düşmüş ve ilaç aldığı halde dayanamayıp karımın amına boşalmış ve üzülerek yanına geçip uzanmış. Karım da bir müddet bekleyip, o kütük yarağa doymadığı için tekrar kaldırmak için epeyi uğraşmış. Semih’i hazırlayan karım, en sevdiği pozisyonlardan biri olan yan yatıp arkadan alarak, bir eliyle amını, bir eliyle göğüslerini okşatarak, o heybetli yarağa iyice siktirip boşalmış. Finali de domalarak malak emzirmesi yapmış ve Semih’in o koca yarağını dibine kadar alarak amını siktirmiş. Semih amına girip çıkarken, am duvarlarının zorlanmasıyla karım orgazm üzerine orgazm yaşamış.

Karım mutlu bir şekilde eve dönmüştü. “Aşkım, ortağının döllerini boşaltmadım, halen içimdeler! Hadi sen de sik boşal içime de ikisini karıştıralım!” dedi. Biraz evvel Semih’in dağıtarak siktiği amına girdim, onun döllerini hisederek ben de karımın amına boşaldım. Sonra birbirimize sarılıp bir süre daha uyuduk

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

%100 Gerçek Ensest Anilarım Bolum: 18 Ozge Yengem

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

%100 Gerçek Ensest Anilarım Bolum: 18 Ozge Yengem
Sabah olmak üzereydi gün hafif hafif ağarıyor, güneş doğmaya başlıyordu. Telefonum çalınca apar, topar kalktık. Elime aldım telefonu babam arıyordu. Ferhat’ı Melisa arıyordu. Mete telefonuna bakıyordu;

Mete;

– Beni arayan yok açın lan şu telefonu amına koyayım…

Ben hemen açtım telefonu, Ferhat ileriye gidip açtı telefonu. Mete ortamızda kalmış kime gideceğini şaşırmış bakınıyordu.

Ben;

– Alo baba uyandı mı Zeki?

Babam hüngür hüngür ağlıyordu. Konuşmaya devam ettim;

– Neden ağlıyorsun? Baba yoksa babaaa baba!

Haykırıyordum telefonda, Mete koşarak yanıma geldi omzumdan asıldı;

Mete;

– Lan! Oğlum öldü demeyin konuşun lan ne oldu!

Ben konuşmaya devam ediyordum;

– Baba öldü deme baba!
– Zeki hala yoğun bakımda, doktorlar son kez gelin görün konuşun onunla, çok kritik durumu, ne olacağı belli değil dedi çabuk gelin!

Gözlerim büyümüş elimdeki telefonu yere düşürmüştüm Ferhat diğer köşede hüngür hüngür ağlıyor, ben haykırıyordum. Mete bir Ferhat’ın, bir benim yanıma gidiyor “ne oldu” diye soruyordu.

Ben;

– Beyler kalkın beyler hayata döndürmemiz lazım salak oğlanı koşun oğlum yürüyün lan. Kalkın.

Kollarından tuttum sürüklüyordum. Koşarak Mete’nin arabasına bindik. Son hızda hastaneye ulaştık. Kapıdan koşarak gidiyorduk. Yoğun bakım odasının kapısının önüne geldik. Zeki’nin annesi, babası, ablası yıkılmıştı resmen. Bizimkiler onlarla birlikte ağlıyor, İlayda ile Melisa birbirine sarılmış ağlıyordu. Koşarak babama sordum;

– Nasıl durumu neden kritik? Yalvarırım iyi bir şey söyle baba ölmeyecek değil mi Zeki?

Zekinin ablası üstüme yürüdü;

– Kardeşim senin yüzünden orada yatıyor, ölümün ucunda şuan. Can verecek gibi son nefesini zor alıp veriyor. Ne yap ne et, kardeşimle gir içeriye konuş bırakmasın bizleri tutunsun hayata. Beni dinlemez, çok konuştum onunla ama dinlemez beni, hep kavga ederdik onunla. Lütfen kardeşimi geri getir Kuzey ölmesin!

Hüngür hüngür ağlıyor, gözlerimden alev çıkıyordu. Hemen giydirdiler bizi sırayla içeriye alıyorlardı. Ferhat girmişti içeriye ilk, Ferhat yürümeye hali yok bir şekilde çıktı içeriden. O kadar ağlıyordu ki Zeki öldü sandık.

Ben;

– Lan! İyi mi Zeki? Konuşsana lan! İyi mi?
– Bilmiyorum abi, bilmiyorum.

Ağlayarak geçti çömeldi yere. Koşarak girdim içeriye, kapıda ağzıma, kafama, ayaklarıma, üstüme birşeyler giydirdiler. Koştum Zeki’nin yanına.

Zeki o kadar masum uyuyordu ki, yüzü gülüyordu resmen. Sanki konuşacak, “oo kuzeyin oğlu sen mi geldin?” diyecek gibi yüzü gülüyordu. Ama nefesi dahi zor alıyordu. Ellerini tuttum. Buz gibiydi. Elimi alnına dayadım. Ateş gibiydi. Sanki canı sadece nefesinde kalmış, onu vermeyi bekliyordu. Zekinin elinden tuttum konuşmaya başladım;

– Kardeşim, uyan be, bak dışarıda ailen, sevdiklerin, arkadaşların, Melisa bile ağlıyor lan senin için. Kız hüngür hüngür ağlıyor göz yaşı döküyor orada. Kalk uyan hadi kardeşim. 2 ay sonra parti var. Dayı seni soracak bana, hani şu kestanesini çizdiğin dayı. Ne diyecem ona kardeşim? Öldü gelemedi mi diyecem? Kimse inanmaz lan. Ölemezsin oğlum sen, çok gençsin önünde görüp geçireceğin ne hayat, ne ortamlar var daha. Hadi uyan, aç gözlerini kardeşim. Söz veriyorum sana. Dakikaların çöpe gitmeyecek. Her aradığında saatlerce konuşacam oğlum seninle. Söz bak erkek sözü. Sabaha kadar, dakikaların bitene kadar konuşacam seninle. Her ortama sokacam seni, sikin tekrar alev alacak zeki. “gülüyordum ağlayarak”. Erkek sözü bak sen yeter ki kalk şuradan. Yakışmıyor Zeki senin gibi adama burada bu halde yatmak yakışmıyor. Hademe gülsüm bile merak etmiştir seni göremiyor sonuçta okulda, kim basacak onu kalorifer dairesinde. Hadi kardeşim uyan Zeki.

Hemşire kapıyı açıp odaya geldi;

– Çıkabilirsiniz.
– Hayır daha konuşacaklarım var kardeşimle.
– Lütfen 5 dakika daha sonra çıkın.

Hemşire kapıyı kapattı çıktı;

– Senin yerinde keşke ben olsaydım Zeki, sen yanımda konuşsan sırf senin için uyanırdım. Sen bizim ekibin vazgeçilmezisin oğlum. Sen gidersen bizi kim güldürecek? Kim espri yapacak? Bak şimdi gidiyorum, ama sana söz asla yalnız bırakmayacam kardeşim seni. Uyandığında beni ara zeki, o dakikalarını çöpe gidermeyecem senin.

Ağlayarak kapıdan çıktım. Mete hazırlanmış beni bekliyordu. Çıkınca içeriye girdim.

Üstümdekileri çıkartıyor, haykırarak ağlıyordum. Babam yanıma geldi kafamı omzuna dayadı;

– Baba yalvarırım ölmesin Zeki baba! Keşke ben vurulsaydım, keşke ben ölümle pençeleşseydim. Neden atladı önüme baba? Kurşuna atladı adam gözünü dahi kırpmadı. Bayılmadan önce “kolla arkanı” dedi baba. Zeki ölürse kim kollayacak arkamı ha? Kim kollayacak!

Yengem yanıma gelmiş, ağlıyordu, sarıldı boynuma. “ölüm olmasın kuzey ne sen ne de zeki kimse ölmesin” diyor ağlıyordu.

Kafamı ellerimin arasına koyup hıçkırarak ağlıyordum. Mete’nin suratı bembeyaz içeriden çıktı. Çok ağlıyordu.

Mete;

– Yaşayacak o abi, yaşayacak kardeşim. 4 yıl lan, 4 yılım geçti onunla. Ben ömrümde onun kadar saf çocuk görmedim. Yaşayacak abi, alma Allah’ım onun canını, benim al onun alma. Ben kötüyüm o çocuk iyi, o çocuk sana yanlış yapmadı, o çocuk orada yatmayı hak etmedi. Yaşayacak lan o çocuk, yaşayacak abi…

Kendi kendine konuşarak yürüyordu. Ferhat yanına koştu, koluna girdi, arkasından ben gittim kolundan tutup dışarıya çıkartıyorduk hava alması için Mete hala konuşuyordu;

– Yaşayacak abi, o çocuk ölmeyecek, yaşayacak lan!

Dışarıya çıktık, Mete sayıklamaya devam ediyordu

Ferhat;

– Mete kendine gel lan! Mete alo? Mete kendine gel lan!

Bağırarak bir tokat attı Mete’ye. Mete konuşmayı kesti ağlamaya başladı;

Mete;

– Yaşayacak lan! Yaşayacak lan!

Arabasını yumrukluyor, aynalarını kırıyordu, yumruğu içe pencereleri kırıyordu. Eli kesilmişti, arabayı yumrukluyor, tekme atıyordu. Zor bela sakinleştirmek için tutmaya çalışıyorduk ama gözü dönmüştü Mete’nin. Hemen hastaneye geri soktuk. Sakinleştirici iğne vurdular, eline giren cam parçalarını çıkartıyolardı. Mete’nin canı dahi yanmıyor, yere bakıyordu. Bir süre sonra Mete bayıldı. Onu yatırdılar, serum bağladılar, ellerine pansuman yaptılar. İğne uyutmuştu Mete’yi doktor; “bir süre uyuyacağını” söyledi. Yoğun bakım odasının kapısına çıktık. Zeki gözlerini açacak diye bekliyorduk. Zaman sanki durmuştu. Herkes yorgun, şiş gözlerle kapıya bakıyordu. Saat öğlen 4 gibi doktor girdi içeriye, hepimiz birden canlandık, ayaklanmıştık. Doktor içeride Zeki’ye bakıyordu ama cam falan yoktu göremiyorduk. Hemşire çıktı doktor içerideydi;

– Lütfen hastanın ailesi gelsin!

Annesi, babası, ablası şaşkın gözlerle hemşireye bakıyordu. Annesi ağlamaya başladı, bayılmak üzereydi kocası tuttu, ablası ağlamaya başladı.

Annesi;

– Öldü mü Zeki hemşire? Ne olur bir şey söyle?
– Lütfen içeriye girin doktor bey çağırdı.

Pür dikkat hemşireyi dinliyordu herkes. Zeki’nin ailesi içeriye girdi. Biz meraktan ölmek üzereydik. Dakikalar oldu çıkmamışlardı. Telefonum çalıyordu. Kim olduğuna bakmadım bile hemen açtım;

– Alo?
– Hacı gülle? Dakikalar çöpe gitmesin diye aradım. Ben şuan iyiyim merak etmeyin. Zaten gelip göreceksiniz de. Ben önceden arayayım dedim.

Ulan bu ses? Zeki? Arayan kişiye baktım Zeki yazıyor.

– Zeki? Sen misin?
– Benden başka kim iyiyim merak etmeyin der amına koyayım? Benim tabi, hişt bana bak? Hacı gülle? Dayın bizden başka birini daha mı vurdu? Ondan mı ikilemde kaldın sen bak doğru söyle? Vurdular mı feratımı? Metomu? Alo? Alo? Kuzeyin oğlu? Konuşsana? Alo?

Ben şaşırmıştım, yüzüm gülüyor, mutluluktan ağlıyordum. Millet ben konuşurken yanıma gelmiş; “kim o? Ne zekisi? Kuzey?” soru yağmuruna tutuyorlardı beni. En sonunda cevap verdim;

– Zeki uyanmış! Lan zeki uyanmış!

Koşarak kapıyı açtım, içeriye girdiğimde Zeki yattığı yerden elini sallıyordu bana. Ailesi yüzüme bakıyor gülüyordu. Zeki’nin yanına koştum;

– Ulan Zeki çok korkuttun kardeşim bizi.

Sesi çok yorgundu, ama artık hayati tehlikesi yoktu. Zeki konuştu;

– Hep bu doktor yüzünden, sevenleri ayırdı ciğerimin tekini aldı, hem de en sevdiğim ciğerimdi, en çok onu kullanıyordum ben. Bünye alışık değil tabi küstü, yoksa oho uyurmuyum bu kadar ben?
– Uyumazsın kardeşim. Uyuma bir daha?
– Manyak mısın oğlum? Uykusuzluktan mı öldürecen bu sefer beni?

Gülüyordum. Bizimkiler kapıdan içeriye girdi. Herkes bir odadaydı Mete Zeki’nin yanına koştu sarıldı, ağladı,

Zeki;

– Lan niye ağlıyon oğlum? Ölmedik yaşıyoz. Hişt kız zilli, sende mi geldin?

Melisaya sesleniyordu. Melisa mutluluktan ağlıyordu;

Zeki;

– Zilli seni. Mete kay bakayım. Hişt gel otur yanıma bakayım. Üzüldün mü sen? Ölcem diye mi ağladın?
– Hayır ya ne alaka?
– Hadi hadiii zilli seni, neden ağlayacan başka gel bakayım yamacıma.

Melisa ağlamaya devam ediyor Zeki’ye yaklaştı. Zekiye sarıldı.

– Oh mis gibi de kokuyo
– Zeki sussan hani, herkes burada
– Hee doğru dedin hacı gülle. Sonra şey yaparız o konuyu
– Of zeki
– Kabul et özledin “of zeki” demeyi.

Melisa ağlıyor. Zeki’nin elini tutuyordu;

– Çok özledim, kalk gel de “of zeki” diyeyim bol bol sana.
– Deme
– Nasıl?
– Evlen benimle
– Ne?
– Evlen benimle?
– Ne evliliği zeki?
– Çok ciddiyim buradan çıkınca düğün yapalım. Hişt kız anne, baba. Bana bu kızı alın. Bak almazsanız ölümü görün. Kız zilli sende benle evlenmezsen ölümü gör hee.

Annesi babası gülüyordu. Annesi;

– Kızın rızası var mı bakalım oğlum hem ne ölümü tövbe de saçmalama alırız sen iste.

Babası;

– Alırız paşam. Vermezlerse zorla alırız. Gülüyordu.

Melisa;

– Of zeki ne ölmesi salak.

Koluna hafifçe vurdu. Zeki çok canı yanmış gibi bağırmaya başladı

Zeki;

– Off ne vuruyon kolum ayy kolum koptu kolum ya!
– Ay zeki acıttım mı?

Melisa zekiye yaklaştı. Zeki melisanın yanaklarından öptü.

Zeki;

– Hadi kız he de evlen benimle. Üniversitede evli oluruz ne olacak? Hadi he de he? He dicen mi?

Melisa gülüyordu;

– He Zeki he! Tamam evlenicem seninle

Biz olup bitene inanamıyorduk. Ağzımız açık kalmıştı. Zeki ile Melisa ciddi ciddi evlenecekti. İlayda yanıma geldi sarıldı. Yengemin surat yine düştü.

Zeki gülüyordu bana baktı;

– Hişt kuzeyin oğlu sende İlayda’yı al, çifte düğün yapak. Bak ucuz olur hadi iyisin gene çakal seni.

Zeki ye elimle “sus oğlum” işareti yapıyordum. İlayda yüzüme bakıyor. Gülüyordu. Yengemin suratı asılmış bana bakıyordu.

Ben;

– Siz önce evlenin sıra bize sonra gelir. Lan cidden evlenecek misiniz?

Zeki;

– He dedi hacı gülle kız. Duymadın mı? Git kulak burun boğaza görün bir.

Gülüyorduk.

Doktor konuşmaya başladı;

– Zeki bu kritik durumu da atlattı. Tekrar iç kanama geçirmişti. Ama çok güçlü çocuk kendine geldi. Bundan sonrası rahat. Organ nakli yaptık Zeki’ye. İkinci ciğer uyum sağladı. Tek ciğer sıkıntı çıkarttı. Kanama ya neden oldu. Artık eskisinden de iyi.

Zeki lafa girdi;

– Ooo hacı gülle sıfır model ciğer mi taktın bana?
– Yok zekicim ikinci el ama sıfır gibi bayandan temiz.
– He bayandansa temizdir zaten.

Doktor güldü. Ve konuşmaya devam etti;

– Hiçbir sıkıntı yok artık. Sadece ağrısı sızısı olacak, oda normal. İlaçlarını düzenli içecek. Ve kontrole gelecek. Yakında taburcu da edeceğiz.

Biz resmen “ohh çekiyor, olanlara dua ediyorduk”. Babamın telefonu çaldı. Dışarıya çıktı. Bizde çıkıyorduk zeki seslendi;

– Arkadaşlar siz kalın.

Biz yanında kaldık. Diğerleri çıktı. Zeki konuşmaya başladı.

– Kuzeyin oğlu o ne güzel konuşmaydı öyle. Sırf dinlemek için uyanmadım. Bak söz verdin erkek sözü hemde
– Erkek sözü Zeki,
– Adamımsın.
– Melisa?

Melisa;

– Efendim aşkım?
– Oww aşkım mı dedin?
– Evet. Kocam olacaksın sonuçta

Zeki gülüyordu.

– Bak ölümü gör dediğim için dediysen şaka yaptım.
– Şaka?
– Hayır yani gerçekten evlenmek istiyorum seninle. Eğer kabul edersen
– He dedik ya yine mi kabul edecem.

Zeki çok güzel gülüyordu. Melisa elini tuttu konuşmaya devam etti;

– Sen buradan çık, üniversite sınavından sonra hemen düğün yapalım. Kışın düğün istemem ona göre
– Zilli ye bak yaparız.

Zeki İlayda’ya döndü;

– Kız zilli, bak kuzeyin oğlunu kafala çifte düğün yapalım. Trip at evlenme teklifi etsin sana artık.
– Bakalım kısmet Zeki’cim

Ferhat ile bana döndü;

– Sizler şahidimiz olacaksınız ona göre haa?

Ferhat;

– Oluruz tabi şekerim

Ben;

– Sadıç kim?

Zeki;

– Kuzey’in oğlu. Sadıçım yapardım ama başka arkadaşa sözüm var kusura bakma hacı gülle.
– Kimmiş la o?
– Mete lan Mete kim kaldı başka? Saf lan bu.

Mete;

– Tabbe lan! Ben olacam!
– Aynen hacı gülle adamımsın.

Hemşire;

– Çıkabilirsiniz.

Zeki;

– Wuhhu hemşire hanım, hiç bana yazma artık, ben bugüne bugün evli bir erkek sayılırım. Yani sen arkadaşlarımı dışarı çıkarttıktan sonra woohhoo yapacaksak hiç güvenme

Hemşire;

– Wohhoo?

Zeki;

– Saf ya! Ay canım acıdı, uyuyim mi biraz?

Ben;

– Bak uyu, ama uyanmazsan?

Zeki;

– Sen taktın benim kestaneye ha? Uyancam merak etme çizdirmeye niyetim yok.

Hemşire gülüyordu. Zeki konuştu;

– Zilli ye bak hoşuna gitti.

Melisa;

– Zeki!
– Merak etme aşkım. İlk günden aldatmam seni.

Öpücük attı eliyle. Odadan çıktık. Çok rahatlamıştık. Zeki artık iyileşmişti ya ne olursa olsun artık diyordum. Yengemin omzuna kolumu attım. İlayda olduğu için sanırım indirdi kolumu. İlayda geldi kolumu omzuna attı. Yürüyorduk, dışarıya çıktık babam telefon konuşuyordu. İlayda eve çağırdı yorgun olduğumu söyledim. Arabamıza bindik eve gidiyorduk. Eve vardığımızda babam tekrar kolumdan çekti kenarıya;

– Kuzey! Yengenle birlikte mi oldun sen?
– Baba hayır ya ne alaka?
– Oğlum bak yalan söyleme, sen benim canım ciğerimsin olduysam oldum, seviyorsan seviyorum de! Yalan söyleme hele ki bana sakın söyleme
– Of baba ya nasıl söylenir bu durum? Yanlış anlayacaksın kavga edeceksin, ağzıma sıçacaksın ama tamam ben özge yengeme yıllardır aşığım. Bu ergenlik falan değil, gerçekten seviyor, sahipleniyorum. Sana kim söyledi bunu?
– Ah be oğlum, aşık olacak kadın mı kalmadı?
– Sana kim söyledi? Hem yengemin yani Özge’nin neyi var baba? Onunda bende gönlü olmasa benimle olmaz değil mi? Yıllardır başka erkeğe bile bakmadı. Sadece benimle konuşuyor.
– Özge iyi kadın. Ama işte dayının karısı be paşam.
– Artık değil boşandılar ya çatlatma insanı kim söyledi baba?
– Dayın.
– Dayım uyandı mı?
– Evet, o anlattı neden böle bir şey yaptığını. Bak paşam yengenle olmaz
– Baba olmaz deme lütfen, olur. Gerekirse nikahıma alırım. Eğer oda isterse tabii
– İster mi sence?
– İster baba. Siz yeter ki karşı olmayın. Benim yengemle kan bağım yok. Şerefsiz dayımın karısıydı sadece o kadar. Ne olur benden yana ol. Ben Özgeyi seviyorum baba, karım olsa dünyalar benim olur.
– Bak ben senin yanındayım. Yaş farkınız var sorun değil. Çocukları bizimle büyüdü seni nasıl görürler bilemem konuşuruz bunları ama Özge bu duruma ne der bilmiyorum…

Özge yengem içeriden yanımıza geldi lafa girdi;

– Enişte, benim nasıl bir kadın olduğumu biliyorsun. Evet çocuklarım var, kuzey benden genç. Farkındayım her şeyin. Ama kuzeyi seviyor musun dersen. Canımdan çok seviyorum. Onayın varsa ben kuzeyle evlenir, onun kadını olurum. Çocuklarıma neredeyse o baktı ilgilendi. Sorun olmayacaktır seviyorlar kuzeyi çocuklar. Ne kadar dayı deseler de bu durumu büyüdüklerinde anlatırız gerekirse. İnan bana kuzey den daha iyi eş bulamam zaten. Daha yaşımda genç size ne kadar yük olacam? Ben başka koca istemiyorum. İznin olursa kuzeyle olurum sadece.
– Kızım ben sizden yanayım. Madem öyle diyorsun. Senden iyi gelin mi bulacak benim hanım

Biz çok sevinmiştik babam bizden yanaydı. Arkamızdaydı. Paralı, kariyerli olunca diğerleri de bir şey diyeceğini sanmıyordum. Yengeme sımsıkı sarıldım.

Babam;

– Dayında uyandığına göre sorun kalmadı.

Bana yaklaştı;

– Ortalık karışacak ama arkandayım paşam. Madem seviyorsunuz birbirinizi. İpler benim elimde korkmayın bir şey olmaz size.
– Adamsın be baba.

Eve girmiştik. Duş almak için odama gittim yengem yanıma geldi.

Özge;

– İnanamıyorum artık kocam mı olacaksın?
– Dur daha evlenme teklifi etmedim.

Yüzü asıldı, gitti yatağıma oturdu;

– Ha sen istemiyorsun yani babanla fısır fısır onu konuştun sen

Yanına gidip oturdum sanki onu istemediğimi söyleyecek gibi;

– Yani aslında, saçmalama kızım. Hastayım sana karım yapacam seni dememişmiydim sana?

Sarıldım dudaklarını öpüyordum. Yatağa yatırdım, deli gibi öpüşüyorduk.

Özge;

– Senin sikini yemek, çocuğunu doğurmak istiyorum.
– Bende senin amını istiyorum.

Yengemin üstündekileri çıkarttım artık daha rahattık. Ama evdekileri unutmuyorduk tabii. Memelerini emmeye başladım. Sıcacıktı vücudu. Uçlarını emiyordum. Altımdakileri çıkarttı, kendi altındakilerini de çıkarttı sikim kalktı, direk soktum içine. Git gel yapıyordum. Kucağıma çıktı ellerimi memelerine attım. Kucağımda zıplıyordu. Çok geçmeden içine boşaldım.

Özge;

– Baya birikmiş, erken geldin.
– Uzun zamandır yapmamanın zararı bu galiba.
– Sorun değil aşkım
– Aşkım?
– Kocam mı demeliydim
– Kocam?
– Evet. Artık kocam sayılırsın
– Karım benim.

Belinden tutup inmemiş sikimi tekrar içine sokup çıkartıyordum.

Özge;

– Alla alla boşaldın ama inmedi?
– Uzun zamandır boşalmamanın zararı bu galiba 🙂
– Ahaha olabilir. Sik hadi amımı

Dudaklarını öpüyor hızlı hızlı sikiyordum amını. Bacaklarını belime dolamış elinden gelse taşşaklarımı da amına sokacak. Yaklaşık 40 dakika siktikten sonra tekrar boşaldım içine. Artık inmişti sikim. Amından çıkarttım. Yanına uzandım.

– İnşallah hamile kalırsın.
– İnşallah aşkım çok istiyorum çocuğunu bu sefer doğurmayı.

Dudaklarından öptüm odamdan çıktı. Uyuya kalmıştım. Telefonun sesiyle uyandım Zeki arıyordu. Yataktan fırladım açtım hemen telefonu;

Zeki;

– Alow
– Alo kanka nasılsın
– Hiç iyi değilim hacı gülle.
– Neden kardeşim?
– Sıkıldım oğlum neden gelmiyor sunuz?

Saate baktım daha 8 di. Hasta ziyaretine sabah 10 ve öğleden sonra 4 de alıyorlardı.

– Kanka hasta ziyaretine daha var o yüzden
– Kaçta gelceniz?
– 10 da
– Oho 2 saat konuşak o zaman
– Konuşalım kanka
– Napıyon şimdi?
– Duşa girecektim sen aradın.
– Haa tamam gir kanka ben diğer hacı gülleleri arayayım.
– Tamam kardeşim
– Seviliyorsun kuzeyin oğlu
– Sende kanka
– Görüşürüz bak geç kalmayın. Karımı arıyayım ben.
– Ara kanka geç kalmayız.

Telefonu kapattım. Yataktan kalkıp duşa girdim. Evde bağırış, çığırız sesleri geliyor, annem ile yengem kavga ediyordu. Çok sesliydi. Duş almadan aşağıya koştum…

21. BÖLÜM SONU…

DEVAM EDECEK…

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Babam İçin Rüstem Amcayla Yattım

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babam İçin Rüstem Amcayla Yattım

Ben şu anda 20 yaşında biraz uzunca boylu ve düzgün bacaklı bir genç kızım. Sizlere 18 yaşında kızlığımı babamın ortağı Rüstem amcaya nasıl verdiğimi anlatacağım.

Babam İstanbul`da araba galerisi işletiyordu. İşleri çok iyiydi ve bizim çok rahat hatta çok lüks denilebilecek bir hayatımız vardi. Bir zaman sonra babamın işleri yolunda gitmemeye başladı. Önce evlerimizden birkaçını satarak atlatmaya çalıştı ama olmadı. Daha sonra yanına Rüstem adında 55 yaşlarında bir ortak aldı. Bir sure böyle devam etti.

Aslında ben bu Rüstem amcadan hiç hoşlanmamıştım. Ben giyim konusunda rahat birisiyimdir. Sıcak havalarda genellikle şort ya da mini etek giyerim. Babamın iş yerine her ziyaret ettiğimde üzerimde mini etek varsa Rüstem amcanın gizli gizli çaktırmadan bacaklarıma baktığını görürdüm.

Derken gel zaman git zaman babamın işleri yine bozulmaya başladı. Rüstem amcanın ekonomik durumu oldukça iyiymiş. Katları, yazlıkları, çiftlikleri bir sürü serveti varmış. Bu zor günlerde babama yüklü denilecek tarzda bir borç verdi. Altı aylık da bir senet yaptılar. Altı ay su gibi geçti ve babam bu aldığı yüklü borcu ödeyemedi.

Aylardan Mayıs idi ve biz okulun düzenlediği bir haftalık bir okul gezisine gitmeye hazırlanıyorduk. Gezi parası istemek için babamın iş yerine uğradım. O gün benim üzerimde pembe renkli bir mini etek ve dizlerime kadar gelen siyah bir çorap vardi. İş yerine vardığımda Rüstem amca ile babam tartışıyorlardı. Rüstem amca borcun gününün geçtiğini, babam parayı ödemezse icraya verip elimizdeki her şeyi alacağını söylüyordu. Ben içeri girdiğimde tartışmayı kestiler.

Babam bana niçin geldiğimi sordu. Ben de bir haftalık okul gezisi için para almaya geldiğimi, ama tartışmayı duyduğumu onun için böyle bir durumda geziye falan katılamayacağımı söyledim. O anda Rüstem amca söze girerek “Ceren kızım sen bize kulak asma biz babanla tartışırız da gülüşürüz de bir şekilde anlaşırız, sen gezinden falan kalma” deyip bana cebinden yüklüce bir para uzattı.

O an tereddüt ettim babama baktım, babam başıyla onayladı ben de Rüstem amcanın uzattığı parayı aldım. Rüstem amca bana gezinin hangi gün başlayacağını sordu ben çıkarken. Cumartesi sabahı otobüsümüzün hareket edeceğini ve bir hafta sonra cumartesi günü geri döneceğimizi söyledim.

O gün günlerden perşembeydi. Ben babamın iş yerinden çıkarken babam tuvalete gitti Rüstem amca beni kapıya kadar uğurladı. Ben oradan ayrılmadan önce babamla arasında ciddi sorunlar olduğunu ama benim bu sorunları çözebileceğimi söyledi. Önce birşey anlamamıştım. Bana ayrıntıları görüşmek üzere birgün sonra cuma günü bir cafede randevu verdi.

Şaşırmıştım. Ama babamın sorunlarını cözmek benim elimdeyse ayrıntıları öğrenmek için bir gün sonra ismini vermiyorum o cafeye gittim. Rüstem amca çok önceden gelmiş oturuyordu. Sandalyeye oturmam için eşlik ettikten sonra bana cola kendisine de buzlu viski ısmarladı. İçecekler gelene kadar havadan sudan konuştuk. Ben ayrıntıyı öğrenmek için sabırsızlanıyordum.

İçkiler geldi birer yudum aldık, sonra Rüstem amca söze girdi. “Bak Ceren seninle lafı dolandırmadan konuşacağım. Babana verdiğim çok büyük bir borç var ve onu ödeyemiyor. Biliyorsun ki ticarette acımak olmaz. Ben babanı icraya verirsem elinizdeki herşey bile bu borcu ödemeye yetmez ve ortalıkta kalırsınız. Ben bu borçların hepsini bir kalemde silmeye hazırım. Bu senin elinde.”

Yine anlamamıştım. Rüstem amcaya nasıl birşey yapabileceğimi sordum. O da “Ceren bak seninle açık konuşacağımı söylemiştim. Uzun zamandan beri benim dikkatimi çekiyorsun. Seni arzuluyorum. Eğer okul gezisine gidiyorum diye evden çıkıp bir hafta boyunca benim yazlığımda vakit geçirirsen bütün borçlarınızı iptal edeceğim. Sana bu konuda söz veriyorum. Senin için kalan tüm servetimi bile vermeye hazırım.”

O an dona kalmıştım. Yüzüm kıpkırmızı oldu. Rüstem amca da benim bu durumumun farkında olduğu için bana kendime gelip düşünmemi, aksam saat tam sekizde kağıda yazdığı özel bir cep numarasına cevabımı bildirmemi istedi. Defalarca kez çok iyi düşünmemi tembihledi.

O gün günlerden cumaydı ve bir gün sonra geziye gidecektik ve aksam saat sekizde Rüstem amca teklifine vereceğim cevabı bekliyordu. Oradan hemen ayrıldım. Saat yaklaşık beş falandı. Karar vermek için üç saatim vardi. Şok olmuştum. Önce hemen o numarayı arayıp “senin ağzına sıçayım” gibi bir cevap vermek geldi içimden. Sonra dakikalar ilerledikçe Rüstem amcanın da söylediği gibi her şeyi ayrıntılıca düşünmeye başladım. Rahatımızın bozulmaması ve babamın işlerine devam edebilmesi için kendimi feda etmeye karar verdim.

Aksam saat tam sekizde Rüstem amcanın verdiği numarayı aradım. Rüstem amca aldı telefonu ve beni dinlediğini söyledi. Ben de teklifini kabul ettiğimi söyledim. O da bana yarin sabah erkende geziye çıkıyormuş gibi evden çıkıp bugün buluştuğumuz cafeye gelmemi istedi. Telefonu kapatmadan önce en son babamın iş yerini ziyaretimde giydiğim pembe mini eteği ve diz kapaklarıma kadar gelen siyah çorabı da yarin giyerek gelmemi istedi.

Ertesi günü erkenden pembe mini eteğimi ve siyah çoraplarımı giydim. Hızlıca kahvaltı ettim. Tam o anda babamın cep telefonu çaldı. Telefondaki Rüstem amcaydı. Çok korktum, nedenini bilmesem bile. Rüstem amca babama çok acil bir isinin çıktığını bu vesileyle on gün kadar memleketine gidip geleceğini söyledi. Babam da sevinmiş görünüyordu. Bir hafta Rüstem amcayı görmemenin ve kafayı dinlemenin kendisine iyi geleceğini söyledi bize. Ben de içim burkularak iyi olacak baba belki bir hafta sonra herşey yoluna girecektir dedim ve daha fazla orada duramayacagımı anlayarak hızlıca evden cıktım.

Taksiye atlayıp hemen o cafeye gittim. Rüstem amca cafede bekliyordu. Sabah sabah buzlu viski içiyordu. Ben yanına varınca hemen hesabı ödedi ve kapının önüne parkettiği BMW marka arabasına bindik ve Akkum` daki yazlığına doğru yola cıktık. Bir saat boyunca hiçbirşey konuşmadık. İstanbul dışına çıktıktan sonra havadan sudan konuşmaya başladı benimle. Benim ağzımı bıçak açmıyordu. Sonra rahat olmamı, bu davranışımla ailemin geleceğini kurtaracağımı söyleyerek beni rahatlatmaya çalıştı.

Yolda bir restoranta girip yemek yedik. Yemekte ben cola istesem de Rüstem amca iki bira söyledi. Biraları da içtik. Sonra yola koyulduk. Öğleden sonra beş gibi Rüstem amcanın yazlığına vardık. Kimseler yoktu. Mayıs ayıydı, sezon daha yeni başlarda olduğu için çevrede de bir kalabalık yoktu.

Hemen içeri girdik. Rüstem amca bu defa iki kadeh viski doldurdu içine buz koydu (önceden gündelikçiye haber vermiş buzlar, mutfak falan herşey hallolmuş gibi düzenliydi). Viskileri içerken koltukta yan yana oturuyorduk. Heyecan ve korku içindeydim.

Bana öylece kıyafetlerimle kucağına oturmamı söyledi. Ağlamaya başladım başıma gelecek olanlar için. Beni kollarıyla çekerek yan vaziyette kucağına oturttu. Önce bacaklarımı okşamaya başladı. Bana bakire olup olmadığımı sordu ve ağlamaklı bir ses tonunda bakire olduğumu söyledim. Zaten bunu tahmin ettiğini, bakışlarımda bir bakirenin bakışları olduğunu falan söyledi. Ben ağlamaya ve soğuk davranmaya devam edince beni ciddi bir şekilde uyardı. Benim de bu kaçınılmaz durumdan zevk almamı, böylesinin ikimiz için de çok iyi olacağını, anlaşmamızı hatırlattı.

Artık yavaş yavaş ben de onun zevklerine ayak uydurmaya çalışıyordum. Dudaklarımı öperken dilini ağzımın içine soktuğunda önce ne yapacağımı şaşırdım, sonra ben de dilimi rastgele gezdirmeye başladım.

Kucağındayken beni tıpkı bir muz soyar gibi yukarıdan aşşağıya soydu. Öptü, yaladı beni kucaklayıp ikinci kattaki yatak odasına taşıdı. Yavaşca beni yatağa uzattıktan sonra hala çıkarmamış olduğu kıyafetlerini çıkarmaya başladı. Önce gömleğini, atletini, çoraplarını, pantalonunu çıkardı. Sadece kilotu kalmıştı üzerinde ama bekaretimi bozacak olan kocaman siki çoktan kalktığı için kilotu çadır gibi duruyordu. Bana uzun sevişme fasılları için epey zamanımızın olacağını ama önce hemen bana sahip olmak istediğini, sabrının kalmadığını söyledi.

Yatağın üzerine diz üstü oturduğu yerden kilotunu indirdiğindeki manzara çok korkunçtu. Belki haftalarca tras edilmemiş kıllarının arasındaki büyük siki çok korkunç bir manzara oluşturuyordu. Kız arkadaşlarımla filmlerde gördüklerimden bile büyüktü. Büyüklüğü kolumun yarısı kadar vardı, şehvetten nabız gibi atıyordu, Ucundan da sıvılar sızıyordu. Onun birazdan amımı parçalayıp kızlığımı alacak olması beni çok ama çok korkutuyordu. O şey içime girerse beni parçalayabilirdi.

Bacaklarımı ayırdı ve üzerime geldi, Elleriyle sikinin mantar gibi başını ve amımı tükürüklemeye başladı. Bende de tuhaf şeyler oluyordu. Korku, endişe ve zevk karışımı tarifi zor şeyler. Amımdan sular sızdığını hissediyordum. Meme başlarım ürperip sertleşiyordu. Bu garip şeyler bana ilk defa oluyordu. Zevk almak istemesemde vücudum buna mani oluyordu. Rüstem amca dudaklarımı öpüp bir eliylede minik memelerimi okşarken kulağıma eğilip Ceren aşkım sende zevk alacaksın korkma, sikim biraz büyük amın alışınca genişler acımaz diye şehvetle fısıldadı, Sonra sikinin kocaman kalın kafasını amımın dudaklarını iki yandan elleriyle açarak yavaşça girişe yerleştirdi. Yavaş yavaş kızlığımı almadan önce o anın tadını çıkardığı belli oluyordu.

Dudaklarımdan öperken sikinin basıncı gittikçe artıyordu, Bacaklarım, ellerim, tüm vücudum az sonra olacakların korkusuyla istem dışı titriyordu. Rüstem amca her öpüşünde ve okşamasında sikini biraz daha bastırıyordu. Bu titremelerim ve kasılmalarım arasında hafif bir yanma hissettim. Bu anda da Rüstem amca ohh Ceren aşkım başı girdi, kendini rahat bırak geriside girer şimdi aşkım diye inledi. Ufacık amıma sikinin başını sokan Rüstem amca sikini tutmayı bıraktı ve beni rahatlatmak için eliyle bacak aramı okşamaya başladı diğer elide ufacık memelerimi yoğuruyordu.

Rüstem amcanın siki artık santim santim içime giriyordu. Her bastırmasında ortalık kararıyor, bayılacak gibi oluyordum. Rüstem amca ne olur dur canım çok acıyor dedim. Birazdan geçer Cerenciğim alışırsın diyip bastırmaya devam etti. Benim bu sözlerimden sonra Rüstem amca şimdi geçecek diyip bacaklarımı omuzlarına koydu, bu anda da dudaklarımdan öpmeye devam ediyordu. . Birden ama birden öyle bir soktu ki ben korkunç bir çığlık attım. Ortalık bir anda kararmıştı. Rüstem amcanın kocaman siki tamamen içime girmiş kasıklarımız birbirine yapışmıştı. Azgın bir şekilde hırlamaya başladı, üzerimdeki Rüstem amca. Bacaklarımı bir omuzuna atıyor, bir kıvırıp kollarının arasına sıkıştırıyor ama durmadan sikini pompalıyordu. Bir sure sonra içimde bir sıcaklık hissettim, Rüstem amva içime boşalmıştı. O sıcaklıktan sonra Rüstem amcanın da gidip gelmeleri yavaşlamaya başladı ve sikini yavaşça kan gölüne dönmüş olan amımdan çıkardı. Siki amımdan çıktığı anda içimde bir boşluk oluştu, tarifsiz acı ve zevk son bulmuştu. Kenardaki kilotumu aldı ve kilotumla kanları sildi. O kilotu yırtacağı senetlerin karşılığı olarak alacağını söyledi. Hemen toparlandı aşağıdan çantasını getirdi ve babamın senetlerini çıkarıp bana uzattı, kanlı kilotumu da bir poşetin içine özenle koyarak çantasına yerleştirdi.

Bir hafta boyunca Rüstem amca üzerimde denemedik fantezi bırakmadı.

Amımdan ağzımdan defalarca sikti beni. Üzerime önceden hazırladığı türlü türlü kıyafetleri giydirerek sikti. Bana numaralı gibi görünen ama sadece cam olan gözlük taktırarak sikti. Bir hafta boyunca onun fantezilerinin orospusu olmuştum.

Bir hafta sonra cumartesi sabahı İstanbula doğru yola çıktık. Artık benim onun karısı olduğumu istersek bu isi ileride resmiyete dönüştürebileceğimizi falan söyledi yol boyunca. Bunun için hanımından boşanmaya herşeyinden vazgeçmeye hazır olduğunu falan anlattı bana.

İstanbula varıca beni evin yakınlarında bir yere bıraktı ve pazartesi aksam saatlerinde ayni cafede yeni bir randevu verdi.

Eve döndüm. saatlerce odadan çıkmadım. Aksam yemeğinde dikkat çekmemek için gezi döünüşü yorgun olduğumu söyleyerek yine odama cekildim.

İşte benim içler acısı hikayem bu. Sonraki günlerde Rüstem amca beni düzmeye ve yemeye yine devam etti. Bazen gitmek istemediğimde şantaj yapıyor, gitmek zorunda kalıyorum.

Bakalım nereye varacak bu isin sonu… Beni patlak bir şekilde alacak olmadığı için onunla evlenmeyi düşünüyorum.

Belki sonraki yaşadıklarımı da yazar gönderirim. Kim bilir?

Gönderen: Ceren
(Hafifçe Editlenmiş Alıntıdır)

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32